Muhtemelen onu duymuş, en azından bir videosunu izlemişsinizdir. Çizgi Japon balıklarını canlı akvaryum balığına, dondurmayı şişme yatağa, vişneli pastayı bombaya dönüştürüyor… Kimden mi söz ediyoruz? Tabii ki 21 milyonu aşan takipçisiyle dünyanın en etkili influencer’ları arasında gösterilen Zach King’den… Daha önce THY’nin global uçuş güvenliği videosunu da çeken sosyal medyanın “dijital sihirbazı” Zach King artık Dockers’ın marka yüzü… Bu yeni iş birliği kapsamında bir araya geldiğimiz King ile “influencer marketing”in inceliklerini konuştuk…
Söyleşi: Berkan Kişin
Çektiğiniz videolara sihir katarak sosyal medyada şöhreti yakaladınız. Öncelikle çıkış hikayenizden biraz bahseder misiniz?
7 yaşından beri sürekli olarak film yapımcılığıyla ilgilendim. Bu benim için adeta bir aşk. Ortaokuldayken para biriktirip kız kardeşimle birlikte film çekmek için bir video kamera almıştım. Kaliforniya’da film yapımcılığı üzerine eğitim veren bir okula başvurdum ancak kabul edilmedim. Bu noktada derslere vakit harcamak yerine, 2008’de kendi YouTube kanalımı açtım ve burada film yapımıyla ilgili videolar paylaşmaya başladım. Kısa sürede küçük bir kitleye ulaştım ve onlar beni bazı kısa filmlerimi kanala yüklemem için cesaretlendirdiler. İlk viral videolarımdan biri “Jedi Kittens”dı ve benim viral video tutkum da onunla birlikte başladı. Tekrar tekrar denemek ve başarımı katlamak zorundaydım. Zaman zaman tökezleyerek de olsa yıllar içinde bir izleyici kitlesi oluşturmayı başardım ve bu beni bugün olduğum yere getirdi.
21 milyonluk Instagram takipçisiyle sosyal medyada oldukça büyük bir hayran kitlesine sahipsiniz. Böylesi geniş bir takipçi kilesine erişmenin sırrı nedir?
Videolarımızın başarılı olmasının nedenlerinden biri işlediğimiz temaların pek çok kültürde bir karşılığı olması. Videolarım herkesin bağ kurabileceği, tutkular, korkular, icatlar etrafında dönüyor ve tüm bunların içinde herkesin ilgisini çeken “sihir” unsurları var. Fakat videolarımın çerçevesini her zaman insanların kendilerinden bir şey bulabilecekleri o asıl tema belirliyor. Sihir hiçbir zaman videonun yıldızı ya da asıl teması değil. Başarının sırrı bu diye düşünüyorum.
Dünya çapında bir fenomen olduktan sonra hayatınızda neler değişti?
Dışarıdayken ilk kez durdurulduğunuz an çok acayip. Bu ilk kez Vine hesabımı açtığımda olmaya başladı. Birkaç hafta içerisinde bizim oralardaki bir liseden çocuklar nerede yaşadığımı keşfettiler ve fotoğraf çektirmek için kapımı çalmaya başladılar. Sonunda taşındım ve kurye, postacı veya bir satıcıya kapı açmak gibi temel görevleri artık yerine getiremeyeceğimi öğrendim. Fakat hayatımda yine de pek çok şey aynı. Eşimle akşam yemeğine veya sinemaya gidiyorum ve tek fark şimdi insanlar yemeğimizin bir noktasında beni durdurabiliyor. Bu beni rahatsız etmiyor, işimin getirilerinden biri yalnızca.
Biraz da Dockers’la olan iş birliğinizden bahsedelim dilerseniz. Bu teklif nasıl geldi size, çekim süreçleri nasıl geçti? Yüzü olacağınız markaları seçerken nelere dikkat ediyorsunuz?
Dockers ile ortaklığımız keyifli bir iş birliği içinde geçti. Ekibim ve ben yaratıcı sürece ve çekim süreçlerine dahil olduk. Sihir yardımıyla, Dockers’ın farklı ürünlerini en dikkat çekici şekilde sunmaya odaklandık. Günlük hayatta da kullandığım bir markayla çalışmak harika bir şey. Birlikte çalışacağım markaları seçerken dikkate aldığım kriterlerden biri bu. Öncelikle ürünü seviyor muyuz, onu kullanabilir miyiz diye bakıyoruz. Ayrıca markalarımızın birbiriyle uyuşuyor olması gerekiyor. Benim markam merak, hayret etme, şaşırtma ve tabii ki sihirle ilgili. Yalnızca bu hedefleri paylaştığımız markalarla çalışıyorum ve yarattığım içeriğin, ürünü satmanın ötesinde insanlara yaratıcı olmak ve hayallerini gerçekleştirmek için harekete geçirmek konusunda ilham vermesini de istiyorum.
Influencer marketing son yıllarda giderek popüler bir trende dönüştü. Sizce influencer marketing onu kullanan markalara ne kazandırıyor?
Marka projelerinde yaratıcı kişilere bu denli güvenilmesi ve yaratıcı alanlardaki kontrolün onlara bırakılması beni heyecanlandırıyor. Muhteşem fikirleri olan fakat doğru markayla bir araya gelmeyi bekleyen pek çok yetenekli isim var. Influencer marketing’in marka ve yaratıcı kişinin vizyonları birbiriyle uyuştuğunda en verimli şekilde sonuç verdiğini düşünüyorum.
Hedeflerinizden bahsedelim biraz da… Yeni döneme ilişkin planlarınız neler?
Benim alanım şu anda kısa filmler, televizyon ve uzun metrajlı filmler. Ayrıca YouTube ve diğer video platformları için ürettiğim içeriklerle izleyici kitlemi genişletmeyi sürdürüyorum. Bir yandan izleyicilerimi yeni içeriklerle doyurmayı sürdürürken diğer yandan daha uzun formatta hikayeler yaratmak benim için bir denge oluşturuyor.