Satış sürecini dijitalleştirmeyen kaybedecek…
Dünyada yaygın olarak kullanılan digital signage sistemleri Türkiye’de de büyük gelişim gösteriyor. Digital signage sistemleri konusunda 18 ülkede 40 binden fazla ekran yöneten Sistem 9, pek çok sektöre çözüm sunuyor. Sistem 9 Pazarlama Müdürü Harun Akol, “Dijital Yayın ve Bilgilendirme Ekranları” olarak Türkçeleştirdikleri sistemler sayesinde kurumların müşteri memnuniyetini ve satışlarını artırdığına dikkat çekiyor.
Sistem 9’un bu alana yaklaşımı konusunda bilgi verebilir misiniz? Ne tür ürün, çözüm ve hizmetler sunuyorsunuz?
Hemen hemen tüm sektör temsilcileri, mesajlarını hedef kitlesine doğru bir kanaldan ulaştırmak istiyor. Bu noktada Dijital Yayın ve Bilgilendirme Ekranları kurumlara satış noktalarında sınırsız pazarlama, içerik, kampanya ve promosyon gerçekleştirme imkanı sağlıyor. Kurulumunu yapıp müşterilerimiz adına yönettiğimiz sistemler, artık en büyüğünden, en küçüğüne her ölçekteki kurum için uyarlanabilir hale geldi. Sistem 9 şu an 200’den fazla kuruma hizmet vermekte. Müşterilerimiz adına yönettiğimiz 40 binden fazla ekran ile pazarın lideri olduğunu da söyleyebiliriz. Türkiye ile birlikte A.B.D., İngiltere, Hollanda, Almanya, İsveç, Belçika, Arnavutluk, Azerbaycan, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır, K.K.T.C., Nahcivan, Katar, Ürdün, Sırbistan ve Romanya’nın bulunduğu 18 ülkede hizmet veriyoruz. Başlıca hizmetlerimiz arasında; Kurumsal TV Sistemleri, Dijital Menu Board Sistemleri, Video Wall Sistemleri, Toplantı Odası ve Otomasyon Uygulamaları, İnteraktif Uygulamalar ve LED Ekran Sistemleri bulunuyor. Tamamen Sistem 9’a ait S9Vision DS yazılımından sistem kurulumuna, içerik yönetim/üretiminden uzaktan erişim ekran kontrolüne ve 7/24 çağrı merkezinden 81 ilde yerinde servis desteğine kadar anahtar teslim çözümler sunuyoruz.
Hangi sektörlerin bu teknolojileri kullanmaya ihtiyaçları var? Bu sektörlerde faaliyet gösteren ve digital signage teknolojilerine yatırım yapan şirketler ne tür avantajlar elde ediyorlar?
Gerçek zamanlı pazarlamada önemli olan; doğru zamanda, doğru müşteriye doğru önerilerle gitmek. Bunun için de tüketiciyi en iyi şekilde anlamanız ve doğru zamanda buna uygun önermelerle müşteriye dokunmanız gerekiyor. Günümüzde müşterinin beklentisi, bir restorana, mağazaya vb. kuruma geldiğinde de rahat edebileceği hatta kişisel kampanya ve önerilerini görebileceği bir ortamla karşılaşmak. Bu hem kendini özel hissettiriyor hem de karar mekanizmasının daha hızlı çalışmasını sağlıyor. Dijital Yayın ve Bilgilendirme Ekranları ile müşteriye bu tecrübeyi hissettirebiliyoruz. Sunulan tüm çözümlerin ise tek bir amacı var; insanların yaşam alanlarındaki kargaşayı kaldırmak ve teknolojik ortamda onlara kaliteli ve hızlı hizmet sunmak. Şirketler bu sistemden yararlanarak, tanıtım, bilgilendirme ve reklamlarını yeni nesil bir mecrada tek merkezden ve daha etkin yapar hale geliyorlar. Örnek vermek gerekirse bankalar, perakende mağazaları, restoranlar, büyük işletmeler, oteller, eğlence sektörü, üretim tesisleri kısaca mesajlarını gerek müşterilerine gerekse kurumsal iletişiminde çalışanlarına daha efektif duyurmak isteyen her sektör bu sistemden yararlanabilir. Dijital Yayın ve Bilgilendirme Ekranları şirketlere birçok avantajlar sunuyor. Bunları iki ana başlıkta özetlemek gerekirse, kurum veya firmalar içerik ve görsellerini dijital ekranlar üzerinden anında güncelleyebiliyor. Bu ekranları kullanılarak personellerine istedikleri zaman eğitim verebiliyor ya da satışlarını artırıcı bir güç olarak kullanabiliyor. İkincisi ekranlar sayesinde, grafik, tasarım, baskı, kâğıt, nakliye gibi matbaa, operasyon ve ek giderlerden kurtulup maliyet yüklerini azaltıyorlar.
Dijital Yayın ve Bilgilendirme Ekranları kurumlara nasıl bir değer katıyor?
Öncelikle çok şubeli kurumlarda poster dağıtımı, asılması, kontrolü gibi işler ortadan kalkarak tek tuşla yapılan bir işe dönüştü. Bir banka, 2 bin şubesine tek tuşla mesajlarını gönderebiliyor. Bir başkası gruplamalar yaparak İstanbul’un iki yakasına, semtlerine veya farklı şehirlere yönelik içerikler yayınlayabiliyor. Kısaca firmalar basılı işlerden tasarruf ederken, bu ekranlar sayesinde satışların artmasına da yardımcı oluyor. Bunu da şöyle açıklayabilirim; bir restoranın şubeleri anlık kampanyalarını dijital menü boardlarında yayınlayarak veya görsel kalitesi üst düzey içeriklerle de destekleyerek satışlarını artırabiliyor. Veya sinemada, yayınlanan filmlerin sağladığı gişeye göre salonların düzeni dijital ekranlar aracılığıyla hızla güncelleniyor. Bu gibi örnekleri tüm sektörlere uyarlamak mümkün. Tüm bunlar satış ve pazarlama anlamında kurumlara değer katıyor. Özellikle çok şubeli kurumlar bu yatırımla bir buçuk yıl içerisinde kendilerini amorti edebiliyor.
Yayınlardaki içerikler nasıl oluşturuluyor?
Dijitalleşmenin en büyük avantajı, sınırsız sayıda dağıtım yapılabiliyor olması. Firmanın istenen bölgesindeki, istenen şubesine, istenen ekranına farklı içerikler gönderilebiliyor. Kurumlar ise bölgesel ve nokta bazlı kampanyalar yapabiliyor. Tüm bunlar, içerik ekibimiz tarafından hazırlanıyor. Firmalardan aldıkları bilgilendirme doğrultusunda, istenilen yönde içerik hazırlanıyor. Ayrıca kurumdan gelen taleplerle içeriğin görsel kısmı da kreatif ekibimiz tarafından geliştiriliyor. Bu da müşteriye büyük avantaj sağlıyor.
Dijital ekran sistemlerinin yanı sıra açıkhava reklam yönünüzü de geliştiriyorsunuz. Bu konuda nasıl yatırımlar yapıyorsunuz?
Açıkhava tüm dünya da olduğu gibi ülkemizde de reklamverenler için önemli bir mecra. Tüketicilerin iradesi dışında maruz kaldığı bir alan olması ve bunu günlük hayat akışının devam ettiği bir ortamda sağlaması mecrayı öne çıkarıyor. Lakin dünya artık değişiyor ve dijitalleşiyor. Bundan kaçmak imkansız. Açıkhava reklam mecrası da bu değişimden kayıtsız şartsız nasibini alacak. Bu nedenle başta İstanbul ve İzmir olmak üzere büyükşehirlere açıkhava LED ekranları yatırımları yapmaya ve reklam haklarını almaya başladık. Bu doğrultuda açıkhava reklam sektörüne LOOK!screens markamızı kazandırdık. İstanbul’da Bakırköy sahil yolundan Etiler’e, Ataşehir’den Karaköy’e, Galata’dan Kasımpaşa’ya, Maslak’tan İstiklal Caddesi’ne ve İzmir’de Karşıyaka’dan İnciraltı’na kadar olan sahil şeridi gibi yerlere bu kez reklam amaçlı dijital ekranlar yerleştirerek, ikinci kolumuzu büyütmeye çalışıyoruz. Yakın zaman da dijitalin açıkhava mecrasında yüzde 45’lik paya sahip olması bekleniyor. Bu veriler açık hava reklam sektörüne yönelik LOOK!screens markamız ile yaptığımız yatırımlarında reklamverenlerin planlamalarına olumlu yansıyacağı hakkında bize yön veriyor. 2018’in ikinci yarısında gerçekleşecek yeni yatırımlarımız şimdiden hazır ve zamanı geldiğinde reklamverenlere duyurmaya başlayacağız.
Bu teknolojilerin Türkiye’deki gelişimini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye’deki 2017 pazar hacmi, 200-250 milyon doları geçmez. Bu alanda faaliyet gösteren 150’ye yakın firma var. Hepsi bir ucundan tutmuş, biri yazılımını geliştirirken diğeri ekranlarını satıyor gibi… Ama bunun öncüsü olmak çok zor. Çok değil 4-5 yıl öncesine kadar biz Türkiye’de sektörü anlatmakta dahi zorlanıyorduk. Rekabetin yoğun olduğu, tüketiciye hızlı ve doğru ulaşmanın önemli olduğu günümüzde sunmuş olduğumuz hizmet artık bir ihtiyaç haline dönüşmüştür. Dijital Yayın ve Bilgilendirme Ekranları ülkemizde genç bir sektör olmasına karşın, kullanım alanlarının genişlemesine bağlı olarak dünyada hızla büyüyor. Sektör dünyada ise 15 milyar dolarlık bir hacime ulaşıyor. Nitekim Global Market Insights’ın yaptığı araştırmaya göre, sektörün pazar büyüklüğü 2020 yılında dünyada 23 milyar doları aşacağı söyleniyor.