İletişim ve Pazarlama Uzmanı Fatoş Karahasan’ın “2018 Türkiye Gençliği Araştırması”nı temel alan “Açılın Gençler Geliyor” kitabına göre Türk gençleri “tek bir hayat tarzına sıkışmış” görünüyor. Girişimci olma hayalleri var ama sonrası yok… Daha da fenası 15-24 yaş grubu bugünün Türkiye toplumunun birebir aynısını yeniden üretiyor! Sarsıcı sonuçlarıyla dikkat çeken çalışmanın detaylarını Fatoş Karahasan ve araştırmayı gerçekleştiren Sia Insight Genel Müdürü Hüseyin Tapınç ile değerlendirdik…
Söyleşi: Berkan Kişin
ve Y kuşaklarını derinlemesine inceleyen “Açılın Gençler Geliyor” kitabı nasıl bir yapıyla gençleri inceliyor?
Açılın Gençler Geliyor bilimsel verilere dayanan, genellemelerden uzak duran, rakamların izinden giden bir çalışma. Kitapta beş bölüm var. Birinci bölümde, nesil tanımları ve kavramlar üzerinde durdum. İkinci bölümde Sia Insight’ın 2018 Türkiye Gençliği Araştırması’nın verilerini yorumladım. Üçüncü bölümde, bu verileri Türkiye’de gençlik üzerine yapılmış diğer araştırmalar ve yayınlanmış raporlardaki sonuçlar ışığında yeniden ele aldım. Dördüncü ve beşinci bölümlerde, dünyada Y ve Z nesillerinin, Türkiye’deki yaşıtlarıyla benzeyen ve ayrışan noktalarına odaklandım. Son bölümdeyse Y ve Z nesli gençlerinin dünyasına hazırlanmak için ülkemizin yapması gerekenleri sorguladım.
Sizi bu kitabı yazmaya iten şey ne oldu? Çalışmalarınızı somutlaştıran içgörüler nelerdir?
Gençlik hakkında var olan literatür ağırlıklı olarak Batı kaynaklı. Türkiye’deki Y ve Z nesilleri genellikle bu bilgiler ışığında değerlendiriliyor. Oysa bizim gençliğimiz çok farklı. Gerçekçi bir bakış açısı oluşturabilmek için geniş çaplı bir gençlik araştırması yapmak gerekiyordu. Sia Insight 15 ilde, 2 bin gençle görüştü. Çıkan sonuçları Türkiye’deki diğer gençlik araştırmalarıyla kıyasladım. Verilerimiz diğer verilerle örtüştü. Ortaya çıkan resim, bizim gençliğimizin ABD ve Avrupa’daki gençlikten çok farklı olduğunu açık bir biçimde ortaya koydu.
2018 Türkiye Gençliği Araştırması’nın sonuçlarını değerlendirecek olursanız, Türk gençlerin Batılı gençler karşısında eşit seviyeye gelmesi için neler yapılmalı?
Ne yazık ki gençlerimiz sorunlara çözüm aramak, yaratıcı fikirler geliştirmek, projeler yaratmak gibi konularla pek ilgili değil. Araştırmamızın sonuçlarına göre gençlerimizin yüzde 32’si girişimci olmayı istiyor. Ancak bu bir dilek ve hayal olarak kalıyor. Oysa ülkemizin araştırmalara dayalı bilimsel yaklaşımlarla tasarlanmış uzun vadeli girişim planlarına ihtiyacı var.
Gençlerin çevreleriyle kurdukları iletişim, sosyalleşme süreçleri nasıl şekilleniyor? Bir önceki kuşaklarla aralarında ne tür farklar var?
Gençleri önceki nesillerden ayıran temel özellik, teknoloji kullanımı. Araştırmamızın sonuçlarına göre gençlerin yüzde 90’ı internet kullanıyor. Günün ortalama 6 saatini internette geçiriyorlar. Gençler sosyal hayat içerisinde en çok arkadaşlarıyla vakit geçirmeyi tercih ediyor (yüzde 50). Aileleriyle yüz yüze iletişim kuran (yüzde 45) gençler, arkadaşlarıyla ağırlıklı olarak WhatsApp (yüzde 51) aracılığıyla haberleşiyor. Bu popüler uygulama aile içi etkileşimde de ikinci sırada yer alıyor. Facebook kullanarak haberleşmeyse aile ve arkadaşlar arasında yüzde 9’luk bir ağırlığa sahip.
Pazarlama açısından baktığınızda markalar Z ve Y kuşaklara nasıl ulaşmalı?
Araştırmada gençlerimizin pazarlama dünyasıyla olan ilişkisinde sosyal mecranın etkisinin çok büyük olduğunu gözlemledik. Gençler sosyal medyada bir marka hakkında olumsuz yorumlar okuduklarında o marka hakkında olumsuz düşünüyorlar. Markalar bu gençlerle iletişim kurmak için açık, dürüst ve şeffaf olmak zorundalar. Tüm etkinliklerinde güven duygusu yaratmak için uğraşmalı ve konuşmak yerine dinlemeyi bilmeliler.
Yeni tüketicilere kitlesel iletişim mecralarıyla ulaşmak son derece zor. Onlara erişmek için renkli, eğlenceli, izleme isteği uyandıran yaratıcı çalışmalar yapmak gerekiyor. Gençler bilgi alabilecekleri, eğlenebilecekleri ve paylaşmak isteyecekleri malzemeler istiyor. Videodan hoşlanıyorlar. Kısa, öz, zeki ve yaratıcı işleri seviyorlar. Kendilerini anlamayan, yapmacık bir tonda iletişim kurmaya çalışan markalara ayıracak bir dakikaları bile yok.
Türkiye gençliğinin fotoğrafını çektik
Sia Insight Genel Müdürü Hüseyin Tapınç: Türkiye’de gençler birbirine benzer hayatlar sürüyor.
2018 Türkiye Gençliği Araştırması’nı nasıl kurguladınız? Bu çalışmayı gerçekleştirirken neleri hedeflediniz?
2018 Türkiye Gençliği Araştırması’nda yola çıkarken temel hedefimiz bugünün gençliğini anlamaktı. Bu çerçevede öncelikle yanıtlandırdığımız soru “Genç kimdir, kime genç denir?” sorusuydu. Gençlik kavramı 15-24 yaş grubunu tanımlayabildiği gibi 15-29 yaş grubuna ya da 18-24 yaş grubuna da işaret edebiliyor. Biz araştırmamızda 15- 24 yaş grubunu genç olarak tanımladık; bu yaş dilimine giren ve Türkiye genç nüfusunu coğrafi bölge, il, yaş, cinsiyet, eğitim ve çalışma statüsü değişkenlerine göre temsil eden 2 bin gençle yüz yüze görüştük. Biz bu araştırmada gençlerin toplumsal kurumlarla kurduğu ilişkilerden yola çıkarak Türkiye gençliğinin fotoğrafını çektik ve geleceğe dair öngörülerde bulunduk. Gençliği kurumların üzerinden okuduk. Araştırmamızda gençlerin aile, evlilik, eğitim, iş ve ekonomi dünyası, din, medya, siyaset gibi kurumlarla ilişkilerini irdeledik; gençlerin tutumlarına, değer yargılarına ve davranışlarına ışık tuttuk.
2018 Türkiye Gençliği Araştırması’nda sizi en çok şaşırtan sonuçlar neler oldu?
Bu araştırmanın temel sonuçlarından biri şu: Türkiye’de gençlerin “hayat tarzları” yoktur, Türkiye’de gençlerin “hayat tarzı” vardır. Bu araştırmada yola çıkarken daha renkli, daha çoğulcu hayat tarzlarına sahip bir gençlikle karşılaşabileceğimizi düşünüyorduk. Ancak Türkiye’de gençler birbirine benzer hayatlar sürüyor. Kabaca söyleyecek olursam “Gençlerin ehliyeti ya da pasaportu yok, tatile çıkmıyor, yurtdışı deneyimi çok sınırlı ve mobilitesi çok düşük. Ama gençlerin hemen hepsinin akıllı cep telefonu var. Gençler yabancı dil bilmiyor, aktif olarak spor yapmıyor, en fazla futbol izliyor. Boş zamanlarını arkadaşlarıyla geçirerek, WhatsApp’ta sohbet ederek, AVM gezerek, internette sörf yaparak geçiriyorlar. Günde üç saat televizyon izleyip, altı saat de internette zaman geçiriyorlar”.
2018 Türkiye Gençliği Araştırması yarınlarımıza dair neler söylüyor? Türkiye gençliğini nasıl bir gelecek bekliyor?
2018 Türkiye Gençliği Araştırması’nda 15-24 yaş grubu gençlik kesimi bugünün Türkiye toplumunun birebir aynısını yeniden üretiyor. Bugünün Türkiyeli gençliği “değişim” ya da “çatışma” gibi kavramlardan ziyade “toplumsal yeniden üretim” ile döneme damgasını vuruyor. Üstelik bugünün gençliği bizi yarınlarda taşıyacak, toplumu ileri götürecek güçten ve donanımdan yoksun olarak geliyor. Türkiye gelecekte daha farklı bir toplum olmayacak. Hatta gerekli önlemler alınmazsa Batılı toplumlarla aramızdaki uçurumun daha da açılabileceğini öngörebiliriz.