Yapay zeka ile sanatın buluşması ve hayatımızın evrimi
Teknolojinin ve beraberinde getirdiği değişimin hızını mühendislik uygulamalarında, iş dünyasında ve günlük yaşamda hissediyoruz. En önemli gelişim alanlarında biri de yapay zekada ortaya çıkıyor. Peki, daha önceleri teknolojiden daha uzak olarak düşündüğümüz ve insan olmayla daha çok ilişkilendirdiğimiz sanat alanına yapay zekanın girmesi ne anlama geliyor?
Sanat günümüze kadar tamamen insanla ilişkilendiriliyordu. Sanatı yapan da ondan etkilenen de insanlardı. Ancak bugün artık binlerce yıllık bu anlayış değişiyor. Zira yaratıcılıkla yapay zekanın bir araya getirilmesiyle farklı dallarda çeşitli eserler ortaya çıkıyor. Şimdinden onlarca etkileyici örnek var elimizde:
Müzik:
➞ AIVA 1851 yılında kurulan her yıl 1.5 milyonu aşkın eser icra eden ve yaklaşık 165 bin üyesi olan müzik eserleri meslek birliği SACEM tarafından resmen tanınan ilk sanal besteci. İnsanların beste yaparken geçirdiği yıllarca süren deneme yanılma sürecine karşın AIVA, eserlerini birkaç saatte tamamlıyor. Algoritma onu besleyen yaklaşık 30 bin eser için geçmiş ölçüleri inceliyor ve kullanılacak notalar konusunda çıkarımlarda bulunarak kulağa ve ruha hitap eden bir bestenin ortaya çıkmasını sağlıyor.
Resim:
➞ Rembrandt portrelerinde resmettiği insanların duygularını yansıtabilmedeki ustalığıyla bilinen bir sanatçı. Rembrandt’ın ölümünden 374 yıl sonra oluşturulan algoritma sanatçının yüzlerce eseriyle beslenerek “Rembrant hayatta olsa bir sonraki eseri nasıl olurdu?” diye düşünülerek Next Rembrandt adlı portreyi ortaya çıkarmış ve sonuç tam bir Rembrandt eseri niteliğinde olmuş.
➞ Sanat ve yapay zeka arasındaki arayüzü keşfetmek amacıyla GAN adlı bir algoritma ile oluşturulan Belamy Portresi, büyük bir müzayede evinde satılan ilk yapay zeka eseri olma unvanını aldı. Portre New York’taki Christie’s müzayede evinde açık artırmaya alındı ve biçilen değerin yaklaşık 45 katına çıkarak 432 bin dolara satıldı. Christie’s uzmanlarından biri bunun önemini “yapay zeka geleceğin sanat piyasasında önemli yere sahip olacak teknolojilerden biri” şeklinde belirtti.
Edebiyat:
➞ “1 the Road” isimli kitapta yapay zeka algoritması Ross Goodwin, 2017 yılında Brookly’den New Orleans’a olan yolculuğunu “kaleme” aldı. Algoritma arabaya bağlı bir kamera, GPS sistemi, mikrofon gibi kaynaklardan GPS koordinatları, Foursquare bilgileri, resimler ve diyaloglar gibi çeşitli verilerle beslenerek yapay zekanın yazdığı ilk kitap oldu.
Mutfak sanatları:
➞ IBM’in yapay zekası Chef Watson’ın önerdiği tarifler Institute of Culinary Education’ın aşçıları tarafından denendi ve onaylanan 65 tarif bir kitapta birleştirildi. Uygulama, yemek tarifi platformu Bon Appetit’in veri tabanını kullanıyor ve 10 bin farklı tarifle besleniyor.
➞ Standford Üniversitesi araştırma grubunun üzerinde çalıştığı Forage ise bu alandaki bir diğer yapay zeka uygulaması. Forage arta kalan yemeklerin yeniden değerlendirilmesi üzerine BBC Future’ın başlattığı çalışmaya destek oluyor.
Moda:
➞ Google online moda platformu Zalando ile yaptığı iş birliğiyle kişiye özel yeni kıyafet tasarımları oluşturan Project Muze adlı web tabanlı bir uygulama yarattı. Uygulama tasarımı hazırlamadan önce sorduğu sorularla kullanıcıya dair bilgi alıp sonrasında kullanıcının beğenisine uygun kıyafetler tasarlıyor.
Sinema:
➞ Benjamin isimli LSTM nöral ağının 2016 yılında oluşturduğu “Sunspring” adlı senaryo, yapay zeka tarafından yazılan ilk kısa film senaryosu oldu. Popüler bilim kurgu filmleriyle beslenen algoritma, 48 saat içinde “Zone Out” isimli senaryoyu yazmış, yönetmiş ve görsel olarak bir araya getirmiş.
Video oyunları:
➞ Seviye kesitlerinin oluşturulması da yapay zekanın kullanıldığı alanlardan biri. Algoritma oyundaki çeşitli unsurların hizalanmasına odaklanıp oyuncuların en çok vakit geçirdiği alanları tespit ederek unsurlarla seviye kuralları arasındaki ilişkiyi öğreniyor. Super Mario gibi klasik oyunların videolarından öğrendiği anahtar noktaları kendi oyununu yaratmak için kullanan sitem bu yolla ve Killer Bounce adlı oyunu yaratmış.
Görselleştirme:
➞ Bir Türk şirketi olan Ouchhh, Paris’te 136 projektör kullanarak yapay zekanın şiirsel bir şekilde canlandırıldığı Poetic AI adında 50 bin piksellik fütüristtik bir sergi oluşturdu. Algoritma ışık, zaman ve uzay üzerine yazılan yüzlerce makaleden oluşan bir veri tabanıyla beslendi.
Hesaplanabilir yaratıcılık
Her yaratıcı fikrin arkasında kültürün, deneyimlerin ve öğrenilenlerin bir parçası bulunuyor. Teknolojinin de anlamlı ilişki kurduğu alanlar arasından yaratıcı bir ürün çıkarabileceği yönündeki bakış açısı, bilgisayar teknolojilerinin insan yaratıcılığını taklit etmesi ve geliştirmesi üzerine hesaplanabilir yaratıcılık (computational creativity) olarak adlandırılan çalışma alanını ortaya çıkardı.
Rus sanatçı Kazimir Malevich, Sıfır Biçim algısıyla oluşturduğu Siyah Kare eseriyle kendisinden önceki algıları yok etti. Bir yapay zeka tarafından ortaya çıkarılsa belki basit görülecek olan bu eser, sanatçısının anlatmak istedikleriyle birlikte hayat bulup sanat tarihinin en önemli eserlerinden biri haline geldi. Benzer şekilde Starry Night, Van Gogh kesik kulak hikayesindeki kadınla tanışmasa ya da Guernica, Picasso İspanya İç Savaşı’ndan etkilenmese belki hiç var olmayacak eserlerdi. Şimdilik yapay zeka tarafında eksik kalan nokta ise eserlerin üretim nedeninin temellendirilememesi.
Yaşam 3.0
MIT profesörü ve Future of Life enstitütüsü kurucu ortaklarından Max Tegmark yapay zeka çağında insan olmayı ele alan Life 3.0 adlı bir kitap yayımladı. Biyolojik, kültürel ve teknolojik dönemleri kapsayan yaşam evrelerinin temsilcileri sırasıyla temel amacı hayatta kalarak çoğalmak olan bakteri, yazılım tasarımına sahip insan ve hem yazılım hem donanım tasarımına sahip yapay zekadır. Yaklaşık 4 milyar yıl önce başlayan bu süreçten günümüze canlıların uyarlanabilirlik, esneklik ve zekasının büyük ölçüde geliştiği görülüyor.
Yapay zeka ne vadediyor?
Yapay zekanın insan seviyesini ne zaman geçeceği ve geçtiğinde bunun iyi olup olmayacağı konusunda ise öne çıkan farklı görüşler bulunuyor.