Toplumun yüzde 90’ına yakın kısmı şahsi ekonomisine dair endişe duyuyor
Ipsos’un araştırmasına göre toplumun yüzde 90’ına yakın kısmı şahsi ekonomisine dair endişe duyuyor.
Ipsos Araştırma Şirketi, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle yaptığı anketin sonuçlarını açıkladı. Milliyet gazetesi için hazırlanan araştırmanın sonucunda şu değerlendirmelerde bulunuldu:
“Henüz çok başında olsak bile toplumda bir rahatlamanın ilk işaretlerini aldığımızı söyleyebiliriz. Bu farklı bakışın 2 temel nedeni olabilir, zaman geçtikçe konuya dair bilgi düzeyimizin artması ve salgın nedeniyle alınan önlemlere, bu yaşam koşullarına alışmamız. Bilgi düzeyindeki artışın etkisini özellikle salgının kontrol altına alınma süresine dair tahminlerimizin değişiminde görüyoruz. Başlangıçta birkaç ay içinde kontrol altına almak mümkün olacak diye düşünüyorduk, daha sonra problemin büyük olduğunun ve sürenin de 6 aydan kısa olamayacağının farkına vardık. Yeni yaşam atmosferimize de alışmaya başladık, ilk hafta çok fazla endişeliydik, hala da endişeliyiz ancak artık başlangıçtaki kadar değil. Baskın duygusu endişe olanların oranı yüzde 66’dan yüzde 49’a kadar geriledi.
Bu kısmi rahatlamanın etkisini evden dışarıya çıkanların oranındaki artışta da gözlemliyoruz. 1 hafta boyunca evden hiç çıkmayanların oranı bir ara yüzde 37’ye yükselmişti, son hafta yüzde 29’a kadar geriledi, ki hala toplumun bir kısmının sokağa çıkma yasağının devam ettiğini göz önüne alırsak aslında hiç de yüksek bir oran değil. Evden çıkanların amacı genel olarak zorunlu ihtiyaçları gidermek. Salgının kendisi ve ailesi için ciddi bir tehlike oluşturduğunu düşünenlerin oranında birkaç hafta öncesine kıyasla düşüş var.
‘Meselenin günlük yaşam boyutuna dair bakışımızda bilincimizin ve alışkanlığımızın artması ile rahatlamaya başladık’
Salgın sonrasında yaşamımızın ciddi şekilde değişeceğini düşünenlerin oranında küçük bir düşüş görüyoruz. (Yine de toplumun hâlâ yüzde 68’inin bu yönde düşündüğünü unutmamak lazım.) Hâlâ sıcaklığını koruyan, zaman ilerledikçe hiç gerilemeyen endişe ise ekonomik endişe. Toplumun yüzde 90’ına yakın kısmı şahsi ekonomisine dair endişe duyuyor. Özetle meselenin günlük yaşam boyutuna dair bakışımızda bilincimizin ve alışkanlığımızın artması ile rahatlamaya başladık, ancak ekonomiye dair büyük endişemiz hala baki. Sorunun sağlık boyutu yerini yavaş yavaş işsizlik, geçim korkusuna bırakmaya başlıyor. Dünyanın geri kalanında da sağlık tedbirlerinin aşama aşama kaldırıldığını ve tartışmaların ana ekseninin ekonomik ekosistem üzerine kaydığını gözlemliyoruz. Kovid-19 fırtınası sonrası için finansal hasar tespit çalışmaları şimdiden başladı. Önümüzdeki ayların ve maalesef belki de yılların gündemi bu olmaya devam edecek gibi görünüyor.
İlk vakanın görülmesinden itibaren toplumun hemen hemen her bireyi salgın ile ilgili haberleri takip ediyor. Edinilen tüm bu bilgiler ve virüsün süresinin daha da uzun süreceğine yönelik görüşler sonucu virüs sona erse bile hayatın radikal bir şekilde değişeceği konusunda görüş birliği var. Ancak son dönemde bu görüş biraz daha zayıflıyor, bunun sebebi vakalar ile ilgili daha pozitif bilgilerin duyulmasından kaynaklanıyor olması ve aynı zamanda kanıksamak ve süreçten sıkılmak olarak ta yorumlanabilir.”