Müzik sektöründen tüm dünyaya çağrı: #BlackoutTuesday
George Floyd’un vefatından sonra herkesi değerlerini gözden geçirmeye davet eden bir gönderi olarak başlayan #BlackoutTuesday, saatler içinde tüm sosyal medyaya yayılarak bir kesimin A.B.D’de artarak devam eden #BlackLivesMatter protesto ve gönderilerini susturmak üzere kurgulanan bir kampanya olduğunu düşünmesine neden oldu.
Müzik sektöründen iki profesyonelin ülkeyi sarsan protestolara bir yanıt niteliğinde, sektörü Salı günü “business as usual” anlayışından çıkarmayı hedefleyen çağrısı sadece bir gece içinde asıl amacını kaybederek Instagram öncelikli olmak üzere sosyal medya platformlarının kara kutularla dolmasıyla sonuçlandı.
Aralarında Spotify, Live Nation, Apple, TikTok ve lider plak şirketlerinin de bulunduğu markalar Pazartesi günü yaptıkları açıklamada George Floyd’un Minneapolis’te hayatını yitirmesinin ışığında başlayan protestolara dikkat çekmek için Salı günü boyunca iş süreçlerinin büyük bir kısmını durduracağını iletti. Sektörün karanlığa bürüneceği ve #TheShowMustBePaused hashtag’iyle başlatılan bu inisiyatif müzik sektöründe çalışan iki siyahi kadının, Jamila Thomas ve Brianna Agyemang’ın fikriydi.
Konu hakkında yorum yapmayı reddeden Thomas ve Agyemang birlikte yayınladıkları açıklamada, “Müzik sektörü milyarlar değerinde ve bu değerin oluşmasında siyahi insanların payı büyük. Bizim amacımız sektörü domine eden ve bu siyahi sanatçıların başarıları ve acılarından fayda sağlayan tüm şirketleri sorumluluk almaya davet etmekti” dedi. Billboard albüm listesinde geçtiğimiz 13 haftanın 11’inde siyahi sanatçılar birinci sırada yer alırken bu haftanın ilk beş isminin dördü de yine siyahi sanatçılardan oluşuyor.
Ancak birçok sosyal medya hareketinde olduğu gibi dijital protesto başka bir formata dönüştü ve aralarında Rihanna, Quincy Jones, Yoko Ono ve Rolling Stones’un da bulunduğu sanatçılar tarafından paylaşılarak müzik sektörünün sınırlarının dışına taştı. Bu paylaşımlarla birlikte #BlackoutTuesday’in katılımcılarından ne beklediği tartışma konusu ve asıl soru haline gelirken verilen yanıtların en yaygını bu hashtag’in dayanışmayı simgelediği yönündeydi.
Amacından sapan tepkilere tepki!
Kara kutular önce tiyatro, film ve dans toplulukları olmak üzere yaratıcı kolektiflere, sonraysa ırkçı adaletsizlik karşısında sessiz kalmayı reddeden her bireye yayılmaya başladıkça sosyal medya hareketi asıl amacının dışına çıktı. Kimileri kendilerini Salı günü süresince online sessizliğe çekerken kimileri sessizliğin çözüm olmadığını dile getirdi. Bunun üstüne sosyal medya kullanıcıları kara kutularının altına #blacklivesmatter hashtag’ini de eklemeye başlayınca duruma eleştirel yaklaşanlar kara kutuların bu hashtag’e daha uygun içerikleri bastırabileceğinden endişe etmeye başladı.
Drag performans sanatçısı ve şarkıcı Tatianna paylaştığı twit’inde, “Instagram’da kara kutular paylaşıp altlarına #blacklivesmatter yazmak bu hashtag’i işlevsizleştiriyor” dedi. Bu kaygı Twitter’ın birçok kullanıcısı tarafından paylaşılıyor. “Hashtag’i kara kutularınızdan silin; böylece BLM (Black Lives Matter) gönderileri yeterince görülebilir”.
The Show Must Be Paused geçtiğimiz Salı amacını açıklayan ek bir açıklama metni daha yayınladı. “Bu adımın amacı hiçbir zaman kendi sesimizi kısmak değildi. Amaç yıkıcı olmak”. Hashtag izdihamının yanı sıra, bazı müzik profesyonelleri ülkenin durumunu değerlendirme sözlerinin verilmesi ve genel destek açıklamalarının ötesinde neler yapıldığını öğrenmek istedi. Kariyerinde Taylor Swift ve Lorde’la da çalışmış olan sanatçı ve prodüktör Jack Antonof twit’inde, “Markalar, yayıncılar, yayın servisleri ve müzik sektörünün tüm paydaşları yarın ne kadar bağışta bulunacak? Bu bilgiyi bulamıyorum da!” sözleriyle süreci sorguladı. R&B sanatçısı Kehlani de “Instagram’da bir sürü takım elbiseli tip herhangi bir bağlam olmadan sektörün karanlığa bürüneceğini söylüyor. Bunu süreci ilk organize edenlere veya ilk gönderiye referans vermeden yapıyorlar” sözleriyle durumla ilgili hoşnutsuzluğunu dile getirdi.
Müzik sektöründen birçok isim #BlackoutTuesday’i gelecek aksiyonlarını planlamak üzere uygulayacağını belirtti. Sony Music’in alt kurumlarından Columbia Records bir sosyal medya gönderisinde, “İzin yapmıyoruz, bu günü konu dayanışma olduğunda değerlerimizi gözden geçirmek ve ilerlemek için plan yaparak değerlendireceğiz” dedi. Sony Music aralarında yas danışmanlığı ve grup meditasyon seansları da bulunan mental sağlık hizmetlerini tüm çalışanlarına sunacağını belirtirken çalışanlarının sosyal adalet kurumlarına yaptığı bağışı destekleyeceğinin sözünü verdi.
Her türlü bağış kabul edilir
Universal Music’in alt kurumlarından Def Jam Records’un temsilcisi kurumun Pazartesi günü tüm çalışanlarını bir araya getirdiği bir toplantı gerçekleştirdiğini dile getirdi. “Bugün bazılarımız protestoda, bazılarımız harekete geçiyor, bazılarımız ise dua ediyor. Birçoğumuz bugünkü maaşımızı bu davanın ön saflarında yer alan organizasyonlara bağışlıyoruz”. Def Jam aldıkları aksiyonun, “eserlerinin yayınını ve pazarlama çalışmalarını ertelememizi isteyen sanatçılarımızın dileklerini” yerine getirmek olarak gördüklerini belirtti.
Diğer şirketler Cuma günü yayınlanması planlanan eserlerin lansman tarihinin erteleneceğini söyledi. Portfolyosunda Ariana Grande ve Post Malone’un da bulunduğu Republic Records, yeni müzik eserlerinin yayınını durdurup bunun yerine, “A.B.D’de siyahi vatandaşların karşılaştığı adaletsizlikleri değerlendirip hem kendi sesimizi hem de sanatçılarımızın seslerini toplumlarımızda bir değişime yol açmak için nasıl kullanabileceğimizi düşüneceğiz” dedi. Interscope, ortaklarıyla birlikte 6lack, Jessie Ware ve Smokepurpp’ün eserlerinin lansmanını ileri bir tarihe ötelediğini açıkladı.
Tüm bunların yanı sıra müzik sektörünün gelenek haline gelmiş sorunu olan büyük müzik markalarının ve Recording Academy’nin yönetici kadrolarındaki temsil meselesi de masaya yatırıldı.
Sony/ATV’nin CEO’su olmasının yanı sıra sektördeki sayılı siyahi yöneticilerden Jon Platt Pazartesi yayınladığı açıklamasında, “Sektörümüz her türden müziği kucaklıyor ve yeni işlere de sıcak bakıyor. Kurumlarımızda çalışan kişilerin de aynı şekilde seçilmesi gerekiyor. Hayalim kurumlarımızın birer ırk, mezhep ve renk orkestrasına dönüşmesi” dedi.
Protestolar sektörün en büyük finansal konusuyla da aynı zamana denk geldi; Warner Music Group’un hisselerini kamuya sunması. Ed Sheeran, Cardi B, Madonna, Prince ve Led Zeppelin’in eserlerinde imzası bulunan Warner online yayın hizmetlerinin müzik sektörü için ne kadar büyük bir fırsat teşkil ettiğinin kanıtı niteliğinde. Protestolar dahilinde Warner’ı 1.8 milyar dolar değerine taşıyacak plan ertelendi.
Spotify’ın bu akımda yer alması ise çalma listelerinin logolarını karartmasıyla oldu. Kendrick Lamar ve Gary Clark Jr. gibi sanatçıların albüm kapaklarını “seçki şarkılar” başlığı altında karartan Spotify bununla da kalmayıp bazı çalma listelerinde konumlandırdığı 8 dakika 46 saniyelik sessizliklerle de George Floyd’un nefessiz bırakıldığı süreye yürek dağlayan bir atıfta bulundu. Spotify da çalışanları tarafından ırkçılık karşıtı organizasyonlara yapılacak bağışları ikiye katlayacak şirketler arasında.
Müzik sektörünün ötesine geçen kurumsal destek birçok sanatçının ya sosyal medyaları üzerinden ya da sokaklara çıkarak gerçekleştirdiği protestoları takiben gerçekleşti. Halsey, J.Cole ve Lil Yachty’nin de aralarında bulunduğu sanatçılar sokaklarda görüntülenirken Taylor Swift, Billie Eilish, Beyoncé ve Lady Gaga online mesajlar yayınladı. Ünlü sanatçı ve prodüktör Jay-Z ise adaletin yerini bulması gerektiğini söyledi.
Kaynak: The New York Times