L’Oréal’den, gelecek için cesur atılım
L’Oréal’in, yeni global sürdürülebilirlik programı “Gelecek için L’Oréal” kapsamında geliştirdiği“Çevresel ve Sosyal Etki Etiketleme Sistemi” ile tüketiciler artık aldıkları ürünlerin çevresel ve sosyal etkilerini etiket üzerinde görebilecek. Program çerçevesinde başlatılan dayanışma projesi ile ayrıca sosyal ve çevresel sorunların çözümü için de 150 Milyon euro kaynak ayrıldı.
Dengeleri sürekli değişen bir dünyada yaşanan ve her anlamda şartlarımızı zorlayan pandemi süreci, sürdürülebilirlik, kapsayıcılık, dayanışma ve yenilikçilik gibi kavramların her zamankinden daha kritik bir öneme sahip olduğunu gösterdi. Günümüzde giderek artan çevresel ve sosyal değişimler ile bunların olumsuz etkilerinin farkında olan L’Oréal, bu doğrultuda 2030 hedeflerini kapsayan yeni global sürdürülebilirlik programı “Gelecek için L’Oréal”i (L’Oréal For the Future) lanse etti.
Dünyanın sınırlı kaynaklarına ve toplumların içinde olduğu koşullara saygılı, yeni nesil bir değişim modeli olan ve tüm dünyaya aynı anda tanıtılan bu program ile L’Oréal; sürdürülebilirlik ve kapsayılıcık konularında taahhütlerini güçlendirmek, üzerinde yaşadığımız gezegen ve içinde bulunduğumuz toplumların geleceği için çok daha büyük ve cesur girişimler hayata geçirmek üzere önemli bir adım atmış oldu.
L’Oréal dünyanın sınırlarına saygılı olmak için iş modelini değiştiriyor
- 2025’e kadar dünyadaki tüm L’Oréal tesisleri, yüzde 100 yenilenebilir enerji ve enerji verimliliğinin geliştirilmesi ile karbon nötr olacak.
- 2030’a kadar L’Oréal’in ürün ambalajlarında kullandığı plastiklerin yüzde 100’ü geri dönüştürülmüş veya biyolojik kaynaklı olacak.
- 2030’a kadar L’Oréal, tüm sera gazı emisyonlarını 2016’ya oranla nihai ürün bazında yüzde 50 azaltacak.
1,5 milyon tüketicisinin daha sürdürülebilir seçimler yapmalarını sağlamak ve onları bilinçlendirmek hedefiyle çalışmalarını sürdüren L’Oréal, ürünlerinde kullanmak üzere “Çevresel ve Sosyal Etki Etiketleme Sistemi” geliştirdi. Bu yenilikçi sistem ile ürünlerin çevresel ve sosyal etkileri, A’dan E’ye uzanan bir skala ile şeffaf bir şekilde tüketicilerle paylaşılacak. İlk olarak Garnier saç bakım ürünlerinde, kademeli olarak da tüm marka ve kategorilerde kullanılacak olan sistem, bağımsız bilim uzmanları tarafından onaylandı ve tüm veriler bağımsız denetim kurumu Bureau Veritas tarafından denetlenerek sertifikalandırıldı. Bu etiketlemeler ve skorlara markaların web sayfalarından ulaşılabilecek.
L’Oréal sosyal ve çevresel sorunların çözümüne 150 Milyon euro kaynak ayırdı
L’Oréal, Mayıs 2020’de açıkladığı dayanışma programı ile dünyanın aciliyet arz eden sosyal ve çevresel sorunlarına çözüm bulunmasına destek oluyor. L’Oréal, COVID-19 pandemisi ile mücadele adına dünya çapında bir çevresel ve sosyal dayanışma programı başlatmış, çevreyi korumak ve kadınları desteklemek için 150 Milyon € bağışlayacağını duyurmuştu. Önemli çevresel sorunlarla ilgili gerekli aksiyonları almak, zarar gören doğal deniz ve orman eko-sistemlerini kurtarmak üzere 100 Milyon euro kaynak ayıran L’Oréal, zor şartlardaki kadınlara destek sağlamak için de 50 Milyon euro kaynak sağladı.
Bu dayanışma programını çok daha öteye taşıyan ve kapsamını genişleten yeni global sürdürülebilirlik programı “Gelecek için Güzellik”, L’Oréal Grup’un 2030 hedeflerini cesaretle ortaya koydu. “Bilim Odaklı Hedefler” girişimiyle desteklenen, iklim değişimi ile savaşmak üzere yeni ve ölçülebilir 2030 hedeflerini belirleyen program, 3 farklı çevre sorununa yönelik olarak da hedefler ortaya koydu:
1- Biyo-çeşitliliğin Korunması
2- Sürdürülebilir Su Yönetimi
3- Kaynakların Döngüsel Olarak Kullanımı
Kaynakları sınırlı olan dünyaya saygılı ve beraber çalıştığı topluluklara adil davranan bir şirket olmak üzere L’Oréal, çevreye doğrudan etkisini azaltmaya devam ederken tedarikçilerini ve tüketicilerini de kapsayacak şekilde tüm aktivitelerinin etkilerini azaltmak üzere çalışıyor.
L’Oréal’in Sürdürülebilirlik Taahhütleri: Dünyada ve Türkiye’de 2019 Sonuçları
Uzun yıllar önce L’Oréal, çevresel ve sosyal sorunların çözümüne yönelik faaliyete geçmesi gerektiğine karar verdi. Bu konuda atılan ilk adımlar; endüstriyel bir şirket olarak fabrikalarının ve dağıtım merkezlerinin çevre etkilerini azaltmak ve gerçek anlamda dönüşümü başlatmak oldu.
L’Oréal Grup 2005’ten bugüne, fabrika ve dağıtım merkezlerinden kaynaklanan karbon emisyonlarını %78 azalttı. Böylece 2020 sonuna kadar belirlenen yüzde 60 hedefi, 2019 sonunda başarılmış ve hedefin üzerine çıkılmış oldu. Grup aynı dönemde üretim kapasitesini de yüzde 37 arttırdı. Türkiye’deki üretim tesisinde ise karbon emisyonları 2010 yılına oranla yüzde 69 azaltıldı.
2019 sonu itibariyle 14’ü fabrika olmak üzere toplam 35 L’Oréal tesisi, karbon nötr oldu. Türkiye’de bulunan üretim tesisi de 2020 sonunda kuru fabrika, 2025 yılında ise karbon nötr olmayı hedefliyor.
2019’da yeni veya yenilenmiş tüm ürünlerin yüzde 85’i geliştirilmiş çevresel ve sosyal profile sahip hale getirildi.
2019 sonu itibariyle L’Oréal, dezavantajlı topluluklara dahil 90.635 kişinin dayanışma ve kapsayıcılık programları ile iş imkanına sahip olmasını sağladı. Türkiye’de dayanışma temelli tedarik zinciri uygulaması ile dezavantajlı gruplardan 113 kişinin istihdamına destek oldu.
L’Oréal CDP’nin İklim Değişimi, Su Yönetimi ve Ormanların Korunması alanlarında yaptığı derecelendirmelerde 4 yıl üst üste en yüksek 3A notunu alan tek şirket olmayı başardı.
L’Oréal Grup Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Jean-Paul Agon:“L’Oréal’in sürdürülebilirlik devrimi yeni bir döneme giriyor. Dünyanın karşı karşıya olduğu sorunlar çok büyük ve insanlık için güvenli yaşam alanlarını korumak adına çabalarımızı hızlandırmamız şart. Bunu kendi iş operasyonlarımızla ve topluma olan katkılarımızla gerçekleştiriyoruz. Fakat farkındayız ki çok daha büyük zorluklar bizi bekliyor ve L’Oréal olarak taahhütlerimizin arkasında duracağız, işimizi dünyanın sınırlarını zorlamadan, çevreye ve toplumlara olumlu katkılarımızı arttıratarak yürüteceğiz.” dedi.
L’Oréal Grup Kurumsal Sorumluluk Başkanı Alexandra Palt ise konuyla ilgili olarak şunları söyledi: “Geçtiğimiz 10 yılda şirketimiz, sürdürülebilirliği işlerimizin kalbine koyarak çok derin bir dönüşüm geçirdi. Yeni taahhütlerimiz ile bu dönüşümün bir üst aşamasına geçiyoruz. Doğrudan etkimizi azaltmaktan öte, tüketicileri daha sürdürülebilir seçimler yapmak üzere bilinçlendirmeyi, sosyal ve çevresel olarak olumlu etki yaratmayı hedefliyoruz. Sektör lideri olarak daha kapsayıcı ve sürdürülebilir bir toplum inşa edilmesine destek olma konusunda bunun görevimiz olduğuna inanıyoruz.”