Pandemide anne yemeklerine dönüş
Pandemi dönemi ile birlikte herkesin kişisel öncelikleri ve buna bağlı olarak tüketim alışkanlıkları değişti. Kimilerimiz süper marketlerin kişisel bakım ve hijyen raflarına geçmişe nazaran daha çok yönelirken kimilerimiz için sağlıklı beslenme ön plandaydı. Araştırma şirketi Nielsen de, bu dönemde ülkemizdeki tüketicilerin alışveriş alışkanlıklarını araştırdı. Nielsen Türkiye Genel Müdürü Didem Şekerel Erdoğan, pandeminin ilk 10 haftasında ciro artışı bakımından temel gıda, hijyen ve ev bakım kategorilerinin başı çektiğini belirtiyor…
Gıda ve hijyen ürünleri şampiyon
Pandemi döneminde sosyal medya platformlarından herkesin yavaş yavaş “ekmek ustası”na dönüştüğünü görmüştük. Dumanı üzerinde ekmeklerin etkisi rakamlarla da görülebilecek türden. Araştırmaya göre bu dönemde “Maya”da yüzde 350’lik bir ciro artışı gözlemlendi. Listede mayayı döneminin başında raflarda bulmakta güçlük çektiğimiz “Kolonya” takip etti.
Makarna, un, maya gibi kategorilerdeki hızlı büyüme, tüketicilerin dünyada olduğu gibi Türkiye’de de “comfort food”a yöneliminin sinyallerini veriyor. “Comfort food” geçmişi hatırlatan, genelde yüksek kalorili ve çocukluk çağında tüketilen yiyecekler için kullanılan bir tanımlama. Türkiye’de köfte ve makarnadan oluşan bir tabak veya kuru fasulye – pilav, “comfort food” yiyeceklere örnek gösterilebilir. Son günlerde yeniden popülerlik kazanan evde ekmek yapımını da bu kapsamda değerlendirmek mümkün.
Kısacası tüketicilerin belirsizlik ve endişe dönemlerinde aşina oldukları, besleyiciliğine koşulsuz güvendikleri temel gıdalara yönelim gösterdikleri görüldü.
Pandemi döneminde evde yemek yapma oranı arttı.
Nielsen’in nisan ayında, dünyanın 73 ülkesinde aynı anda gerçekleştirdiği Koronavirüsün Global Tüketiciler Üzerindeki Etkileri Araştırması, tüketicilerin evde daha fazla vakit geçirmesi ile birlikte evde yemek hazırlığının çok önemli bir aktivite haline geldiğini gösteriyor. Türk tüketicilerinin yüzde 80’i koronavirüs sonrası evde daha sık yemek yaptıklarını ve yediklerini belirtiyor. Bu oran yüzde 54 olan Avrupa ortalamasının ve yüzde 51 olan dünya ortalamasının çok üstünde.