Devlerin yarışında kazanan kim olacak?
Covid-19’un etkisi şüphesiz tüm sektörlerde hissedildi. Bu dönemde birçok şirket iflas başvurusunda bulunurken, günün ihtiyaçlarına karşılık veren teknoloji devleriyle dijitalleşen perakende markaları gelişimini sürdürmeye devam etti. BrandZ, Kantar ve Bloomberg’den alınan verilerle COVID-19 kaosu sırasında değerine değer katan teknoloji devlerinin en başarılılarını sıraladı. Yaklaşık 4 milyon tüketiciyle yapılan çalışmada BrandZ, teknoloji sektörünün finansal güç ve tüketici duyarlılığı açısından dünyanın en değerli 100 markası arasında güçlü pozisyonunu koruduğunu ortaya koyuyor.
Pek çoğunuzun tahmin edebileceği gibi tahtın sahibi Apple oldu. Listenin ilk beş sırasına baktığımızda marka değeri açısından en büyük sıçramayı yüzde 30’luk gelişimiyle Microsoft’un gerçekleştirdiğini görüyoruz. En yüksek marka değerine sahip 20 teknoloji devinin 14’ünün Amerika menşeili olması ise listede bir başka dikkat çekici unsur olarak karşımıza çıkıyor.
Marka değerine değer katan şirketler arasında yüzde 47’lik artı değeriyle Facebook’un sahip olduğu Instagram ve Microsoft’un markası Adobe (% 29) ve LinkedIn (% 31) şirketleri öne çıkıyor. İlk 20’nin üst yarısındaki çoğu teknoloji markası marka değerinde önemli artışlar görürken, sadece Facebook ve IBM 2019 yılına kıyasla yüzde 7 ve yüzde 3 oranında düşüş gösterdi. Baidu ise teknolojinin ilk 20’sine girmeyi başarsa da 2020’de marka değerinde yüzde 29’luk bir düşüş yaşadı.
Covid-19 rüzgârı teknoloji devlerinin yelkenlerini dolduruyor
Özellikle eğlence, alışveriş, sosyal bağlantı ve teslimat için yazılan dijital uygulamalar pandemi dönemini oldukça iyi geçirdi. Nisan 2020’de toplanan verilerle BrandZ’nin “Dünyanın en iyi 100 markası” raporunda e-ticaret lideri Amazon teknoloji devlerini geçmeyi başarabildi.
COVID-19’un ekonomik etkileri elbette yadsınamaz. Ancak bu dönemde hazırlanan raporlar da bize gösteriyor ki, çağın ilerisinde kendini konumlandıran markalar kriz anında değer kaybeden markaların aksine değerlerine değer katmayı başarıyor. Öyle gözüküyor ki teknoloji şirketleri ve teknolojik alt yapısı güçlü olan markalar, tüketici eğilimlerine sahip oldukları çeviklikle yanıt vermeye devam ettiği sürece liderlik yarışını birbirleri arasında sürdürecek.