Adform Türkiye Genel Müdürü Cem Eroğlu: “Önce sorumluluk, sonra kendimiz”
Adform Türkiye Genel Müdürü Cem Eroğlu, içinde bulunduğumuz süreci hem üst düzey yönetici, hem profesyonel, hem de birey kimliğiyle değerlendirdi. Eroğlu’nun ana gözlemi, “kurumların dijitalleşme hızının, bireylerin kurumlaşmasını geçtiği” yönünde.
Empati, günümüzde her alanda eksiğini ve faydasını gördüğümüz bir yeti. Çok geçmişe gitmeden, eski olan normal günlere dönelim. Hatta, iyi bir kurum temsilcisinin hayatını resmedelim. Sabah erkenden kalkıyorsun; dünden kalma yarım düşüncelerin yarım kalmış uykunun karanlık köşelerinde birikmiş. İlk aklına gelen telefondan maillerine veya mesajlarına bakmak. Zamanın var ise içeceğini demliyorsun ve kahvaltını yapıyorsun. Toplu taşıma veya hususi aracın ile, ofisine gidiyorsun. Gideceğin yere varana kadar, çalıştığın endüstrinin hedef kitlesi olan tüketiciler ile karşı karşıya geliyorsun, görüyorsun veya görmezden geliyorsun. Sabah bir gülümseme ile ofise varıyorsun ve ekip arkadaşlarınla hızlı bir sohbet sonrası güne başlıyorsun. Özetle, kendin dışında herkesi görüyorsun ve iletişim kuruyorsun. Farklılıkları tespit ediyor, gerekiyorsa kendine çeki düzen veriyorsun veya feyz alıyorsun. Toplantılar esnasında, müşterinin gözlerinde yaptığı işe olan inancını ve hedeflerini görüyorsun, mümkünse empati yaparak ihtiyacını belirliyorsun. Sosyal zekân, kimi zaman ağır basıyor ve kültürümüzün de getirdiği gibi, yakın iletişim sana empati yeteneğini besleme imkânı sağlıyor.
Pandemi sonrası, kendimizi bir anda kapalı odalarda bulduk ve kendimizden başka sadece bilgisayarımızı gördük (değerli aile fertlerimizin dışında). İletişim kanallarımız mail ve online araçlar ile görüntülü iletişim oldu. Buz dağının görünen kısmında oturan bizlerse, kurumların dijitalleşmeye hızlı adaptasyonu esnasında pandemi kuralları içerisinde “önce sorumluluk, sonra kendimiz” modeline döndük. Kısa zamanda uyum sağlayan kurumların, bir anda yapılan tüm işleri dijital ortamda raporladığı ve analiz ettiği bir dünyaya geçtik. Zorunlu dahi olsa, işlerin devam edebilmesi ve departmanlar arası iletişimin sekteye uğramaması için gerekli dijitalleşme yatırımları gerçekleşti. Dev oyuncuların tanımadığımız yeteneklerine müşteriler olduk.
Sonuç, normalden daha fazla çalışıyorum diyen bizler, yemek yemeyi unutuyorum ve gün boyunca konferanstayım diyen profesyoneller ve adapte olabilmenin takvim doluluğu ile eşdeğer olduğu algısı… Kurumların dijitalleşme hızı ile kendi kurumsallaşma hızımız rekabet ediyor oldu. Dijital kurumsallaşma, zaman yönetimi ve normal hayatta harcadığımız iş dışı zamanın bize kattıklarının farkındalığı dileğiyle…