Evrensel bir dil: Design Thinking
Salgınla birlikte sağlık sektörünün yetileri, sosyal anlamı ve kapsamı genişlemeye başladı. Bu gelişmeyle birlikte markalar design thinking disiplinini yeni bir sosyal etiket oluşturmak için yeniden ele alıyor.
Sağlık endişeleri ve bu endişeler nedeniyle oluşan standartları, yaşama şekillerimizi ve kamusal alanlardaki hareketlerimizi değiştirmeye devam ederken markalar da güvenli davranış ve alışkanlıkları yeni norm haline getirmek üzere sırtını tasarımcılara yaslıyor.
Bu akımın lider markalarından ikisi ABD merkezli Base Design ve Hastings Architecture oldu. Temmuz ayında gerçekleştirdikleri iş birliğiyle ofisler için tasarlanmış şık tabelalar üreten Way Forward Signage Co.’yu kuran iki kurum, şirket fikrinin salgın sırasında fiziksel ofislerini yeniden açma çalışmaları sırasında yaşadıklarından ilhamla ortaya çıktığını belirtti. Hastings Architecture Genel Müdürü David Bailey, “Ofiste şöyle bir etrafımıza baktık ve sürdürülebilir olmayan, elle yazımız bir sürü tabelamız olduğunu fark ettik” dedi. İyi tasarlanmış bir yaklaşıma ihtiyaç duyduklarını belirten Bailey, kreatif markalama ve strateji şirketi Base Design’ı işte o zaman bulduklarını iletiyor.
Bailey, ana hedefin iki aşamalı olduğunu belirtiyor. Bunlardan birincisi; global pandemi sürecinde herkes tarafından anlaşılabilir, net ve tutarlı bir görsel dil yaratmak. İkincisi ise korkuyu mesajlarının merkezinden uzak tutmak. Base Design ortaklarından Geoff Cook, Wunderman Thompson Intelligence’a yaptığı açıklamada, “Görsel dil ve ikonografinin basit ve evrensel olmasının yanı sıra, iyimser ve moralleri yükselten bir yaklaşımı olmasını istedik” dedi. “Tasarım; estetik açıdan tatminkar, bilgilendirici ve aynı zamanda duygusal bir etkileşim yaratabilmeliydi”.
Kültür fark etmeksizin anlaşılan dil!
Bu iş birliği iki markanın bir araya gelip yaşanan bu soruna alelade bir çözüm bulmasıyla sınırlı kalmayacak; aksine, COVID-19 çağında kurumsal tasarım pazarının kilidini açacak. Cook, Way Forward Signage Co.’yu yeni tür bir tabela şirketi olarak tanımlıyor. Geçmişte şirketlerin, aktarmaları gereken belli bilgi setlerini içeren tabelaları yarattığına değinen Cook, Way Forward’ın ürettiği çözümlerin daha kapsamlı ve evrensel sorunları çözdüğünü belirtiyor. Bugün global bir salgın olarak hayat bulan bu kapsamlı problemler, yarın askeri bir misyon üstlenip büyük insan gruplarını organize etmeye kadar gidebilir. “Bu süreç özünde daha spesifik ihtiyaçları, daha sofistike bir konsept algısıyla ele almayı ve bu doğrultuda merkezine tasarımı alan çözümler üretmeyi barındırıyor”.
Hastings Architecture için bu tasarımlar; güvenli, saygılı ve işleyen bir iş yeri yaratmak için temelleri oluşturuyor. Bailey, “Bu tabelalar tüm paydaşlarımızda neden ofise geldiğimize dair bir güven duygusu yarattı” diyor ve ekliyor, “Bu tabelalar ortak alandaki her hareketimizi organize etmeyi, bir odada aynı anda kaç kişi olarak barındığımızı kontrol etmeyi kolaylaştırmasının yanı sıra hep birlikteyken güven içinde çalışabileceğimiz bir alana sahip olmamızı sağladı”.
Estetik kaygıların ötesinde; bu tür projeler standartları net bir şekilde belirlenmiş güvenlik protokollerini de yaratma konusunda önemli bir rol oynuyor. Cook, “Görsel dilin tutarlı ve anlaşılır olmasının” öneminin altını çizerken Bailey ona, “evrensel boyutta tanınan bir dil yaratmak nasıl iletişim kurduğumuzu da şekillendiriyor” diyerek katılıyor.
İç mekanların trafik tabelaları
Way Forward’ın tabelaları gerçekten iç mekanların trafik tabelaları görevini görüyor. Bunu hareket kurallarını ortaya koyup, belirtilen her harekete uygun spesifik davranışın ne olduğunu belirterek yapıyor. Yıllar geçmesine rağmen minimal değişimlere uğrayan trafik tabelaları gibi, Way Forward Signage Co. da zamansız bir tasarım modeli üretmeyi hedefliyor. Cook, “Bu tabelalar gerçekten yol tabelaları gibi hissettiriyor. Mesajları net ve bu netlik sayesinde sürdürülebilir ve güçlü kalıyorlar” diyor.
“Salgının ne kadar süreceğini daha erken kabullenseydik, görsel dile de daha erken başvururduk”
Birçoğumuz tasarımı; zaruri olmayan, “olsa iyi olur tabii” gibi düşüncelerle göz ardı edebiliyoruz. Ancak tasarım, özellikle kamusal alanlarda güvenliği sağlamak için belli bir düzen yaratıp bu düzen dahilinde kabul edilebilir mesajların altını çizmek gibi harikulade önemli bir role sahip.
O zaman neden COVID-19 sürecinde sistematik ikonları daha çok görmedik? Cook, bunun nedenini, salgının etkilerinin bizi etkilemeye çok uzun bir süre daha devam edeceğinin farkında olmadığımızdan, bu durumu fark ettiğimizdeyse yaklaşımımızın da değişeceğini belirterek açıklıyor. “Dünyanın en büyük şirketleri hala insanları nasıl en güvenli şekilde ofislere döndürebileceğinden bahsediyor” diyen Cook, ibreyi çalışanlarının en erken 2021’in ortasında ofislere döneceğini açıklayan AT&T, JP Morgan, Google ve Facebook’a yöneltiyor. Cook ofislerin ve halka açık alanların açılmaya başladıkça bu tür sistemlere duyulan talebin artacağını öngörüyor.
Markaların çat pat yapılmış, hata örten ama çözmeyen iletişim çözümlerini geride bırakmaya başladıkları aşikar. Pandemi etiketi kültürdeki yerini sağlamlaştırmaya devam ettikçe, markaların ve tasarımcıların sağlığın görsel dilinin oluşturulmasında çok daha etkin bir rol alacağını öngörebiliriz.
Kaynak: Wunderman Thompson Intelligence