In-house yaratıcılığın yükselişi devam ediyor!
Pazarlama ve pazarlama iletişimi çalışmalarını in-house mu, yoksa ajans iş birlikleriyle mi yürütme kararı, her marka liderinin aklında dolaşır durur. Terazi sonunda bir yöne doğru eğilmeye başladı; salgının tüm dünyayı hem bireysel hem de kurumsal boyutta içe döndürdüğü gözlemi, World Federation of Advertisers’ın (WFA) son araştırmasıyla kanıtlanıyor. Öyle ki, çok uluslu şirketlerin yüzde 57’si in-house kreatif departmanlara sahip.
Yıllık pazarlama yatırımları toplam 83 milyar dolar değerinde olan 53 reklamverenin katılımıyla oluşturulan Global Trends in Creative In-Housing (Kreatif In-House’da Global Trendler) raporu, COVID-19’un çevik in-house yaratıcı ekiplere duyulan ihtiyacı arttırdığını ortaya koydu.
WFA’nın CEO’su Stephan Locke, “Bu anketin ortaya koyduğu asıl şey; ajans, in-house ve kurum dışı iş birliklerinde sınırları net tanımlanmış rollere ve sorumluluklara duyulan ihtiyaç oldu” diyor ve ekliyor, “İş süreçlerinde dengesizliklerin bulunması, kaynakların tam potansiyelleriyle kullanılmamasından kaynaklanan sorun ve engellere yol açıyor”.
In-house ajansların popülaritesi artıyor
Dijital fırsatların artması, var olan in-house ajanslarının yüzde 74’ünün geçtiğimiz 5 yılda oluşturulmasıyla kurum içi yaratıcılığın popülaritesinin arttığını kanıtlar nitelikte. Geçtiğimiz yıl süresince aralarında Nestle, Hertz ve Anheuser-Busch da bulunan birçok kurum kendi kurum içi kreatif departmanlarını hayata geçirdi.
Raporun bulgularına göre, katılımcıların yüzde 57’sinin hali hazırda in-house ajansları bulunurken bu kesimin dışında bulunan yüzde 17’lik bir kesim de bu aksiyonun planları arasında olduğunu belirtiyor.
Pazarlamacıların kurum içi kreatif ekip oluşturma isteği, çok da şaşırtıcı olmayan nedenlere dayanıyor. Bu nedenler arasında; maliyet uygunluğu (yüzde 30), daha iyi entegrasyon (yüzde 64) ve daha etraflı bir marka farkındalığı (yüzde 59) yer alıyor.
COVID-19 kurum içi çözüm arayışını arttırdı
Salgının beraberinde getirdiği yan etkilerden bir tanesi markaların daha çevik ve etkili çalışma modellerine doğan ihtiyaçları oldu. Çoğu marka bu ihtiyacı in-house departmanlar kurarak karşıladı.
Bu nedenle salgın, konu yaratıcılık olduğunda çoğu iş kolunda neden olduğu gibi ekiplerin küçülmesine değil, aksine, iş yükünün artmasına neden oldu. Kurum içi kreatif ekiplerin yüzde 82’si de geçtiğimiz yıl boyunca iş yüklerinin arttığını bildiriyor.
Karantina süreci boyunca hem Channel 4 hem de BBC, in-house ekipleriyle gündelik oluşan kamu sorularına yanıt vermek amacıyla yakın çalıştı. Channel 4’ün CMO’su, evlerimize kapanmamızın ilk aylarında lansmanını yaptıkları #StayAtHome kampanyasını “sadece 48 saatte” kurgulayıp hayata geçirdiklerini belirtti. “Ülkenin iyiliğini düşünen ve yetenek potansiyeli çok yüksek olan in-house bir ajansa sahip olmak en büyük avantajlarımızdan biri oldu”.
In-house, reklam ajanslarının sonu mu?
Araştırmada elde edilen veriler, reklam ajanslarının iş yüklerinde bir gerilemeye işaret etse de, katılımcıların neredeyse hepsi (yüzde 95) bağımsız ajanslarla da çalışmaya devam edeceklerini bildirdi. In-house kreatif ekipler tarafından yaratılan işlerin genel oranıysa henüz sadece yüzde 37.
Kurum içi ajanslara sahip olan markalar reklam ajanslarından gelecek önerilere hala açıklar. Katılımcıların yüzde 40’ı hem kendi ajanslarından hem de dışarıdan gelecek fikirleri karşılaştırmanın anlamlı olduğunu düşünüyor.
Ancak iç ve dış ajanslar sadece rekabet ortamında var olmak zorunda değil. Öyle ki in-house ajansı başarıya ulaşan kurumların birçoğu, kurum içi iş modellerini ve iletişim çalışmalarını bağımsız ajanslarının yarattığı kampanyalar etrafında kurguluyor. Bu bulguya katılacak kurumlardan biri olan Vodafone, bu iki kollu çalışma şeklinin, birlikte çalıştığı ajansları vazgeçilmez kıldığını belirtiyor.
In-house’un salgın sürecinde yükselişi hakkında öngörülü olan ANA CEO’su Bob Liodice’in Mayıs ayında yayınladığımız görüşlerine buradan ulaşabilirsiniz.
Dengenin her daim değiştiği inhouse outsource’a karşı sürecinde, kurumların tercihlerini hangisinden yana kullanacağını hep birlikte göreceğiz.
Kaynak: The Drum