Her dört kişiden üçü normalleşme sürecinden endişeli!
#EvdeKal diyerek kendimizi evlerimize kapattığımız günlerin ardından normalleşme süreci başlayalı epey oldu. Başlangıçta herkesin biraz tedirgin olmasına rağmen şehirler arası ulaşımın açıldığı ilk gün tüm uçaklar doldu, parklarda sosyal mesafe çemberleri dışında her yere oturuldu. Kontrollü bir normalleşmeyi, normalleşmeden ayıran tek şey maskelerimizdi. Bugün ise her geçen gün vaka sayısı artarken sokakta herkesin dilinde “Çember daralıyor!” sözlerini siz de duyuyorsunuzdur… Bu sözlerden daha fazlasını Ipsos “Koronavirüs Salgını ve Toplum Araştırması” ile bizlere sunuyor.
Ipsos Türkiye, koronavirüsün ilk vakasının ülkemizde tespit edilmesini takiben vatandaşların bu konuya ilişkin farkındalık düzeylerini, endişelerini, değişen davranışlarını ortaya koymak ve hükümetin bu konudaki politika ve uygulamalarının kamuoyundaki yansımasını anlamak amacı ile “Koronavirüs Salgını ve Toplum Araştırması”nı gerçekleştirdi. 27 Ağustos-2 Eylül 2020 tarihleri arasında gerçekleştirilen araştırmaya 18 yaş üstü İBBS 1 düzeyinde Türkiye temsili 800 birey online olarak katıldı.
Normalleşme sürecinin gidişatı kötü bulunuyor
Artan vaka sayıları ile beraber vatandaşlar süreci daha olumsuz bir ışıkta değerlendirmeye başladı. Yaklaşık her 4 vatandaştan 3’ü, gidişatın kötü veya çok kötü olduğunu düşünüyor. Haziran başında toplumun yarısından fazlası normalleşme süreci nedeniyle salgında ikinci bir dalga yaşanacağını düşünüyordu; bu yönde düşünenlerin oranının haftalar geçtikçe daha da artış gösterdiği tespit edildi. Geçtiğimiz hafta ise Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, bu artışı ilk dalganın ikinci piki olarak tanımladı.
Altmış beş yaş üstü vatandaşlara yönelik kısıtlamalar toplumda kabul görüyor
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca; bayram, nişan, düğün gibi kutlamalar, asker uğurlamaları ve taziyeler esnasında gerekli bireysel tedbirlere yeteri kadar uyulmadığına dair bir açıklama yaptı. Bu kapsamda özellikle 65 yaş ve üstü vatandaşları korumak amacıyla valilikler tarafından il bazında çeşitli sınırlandırmalar getirildi. Bu tür uygulamaların toplumun büyük kesimi (yüzde 88) tarafından desteklendiği görülüyor.
“Maske kullanmayanlara yönelik para cezası yeteri kadar uygulanmıyor”
Ipsos’un araştırması dahilinde sıkça dile getirildiği üzere vatandaşlar, diğer vatandaşların yeteri kadar önlem almadığını düşünüyor. Bununla birlikte bu kişilere yönelik kamusal yaptırımların da yeteri kadar uygulanmadığı görüşü hakim… İçişleri Bakanlığı’nın genelgesiyle 22 Haziran’da başlayan uygulamaya göre maske takma zorunluluğuna uymayan vatandaşlara 900 TL para cezası kesilmesi gerekiyor. Ancak bu kararın yeteri kadar uygulanmadığını düşünenlerin oranı (yüzde 59) uygulandığını düşünenlerden (yüzde 32) daha yüksek.
Bireylere son 1 haftada yaptıkları faaliyetleri ve bu faaliyetleri yaparken ne kadar süre maske taktıkları soruldu. Geçtiğimiz hafta markete veya pazara gidenlerin çoğunluğu (yüzde 87) tüm süre boyunca maske kullandığını ifade ediyor. Maskeyi sadece bir süre, çok az bir süre kullandığını veya hiç kullanmadığını beyan edenlerin oranı ise yüzde 8-10 aralığında… Bu oran her ne kadar düşük gözükse de nüfusu düşündüğümüzde virüsün yayılması için yeteri kadar elverişli bir ortam oluştuğunu söylemek mümkün.
Veriler bize gösteriyor ki, ülkemizde bu kriz sürecini titizlikle yürüten de var sorumluluk almayan da. Belki de temel nokta, kendimize dahi dürüst olamamaktan geçiyordur… Toplumun yüzde 87’si gerçekten belirttiği gibi hassasiyet gösteriyor olsa, normalleşme sürecinde yine dört kişiden üçü korkuyor olur muydu? Bu sorunun yanıtını siz okurlarımızın yorumuna bırakıyoruz.