Sürüdürülebilirliği her yerde kullanmayın!
Pandemi dönemi ile birlikte şekillenmeye başlayan yeni dünya düzeninde sürdürülebilirlik kilit rol oynuyor. Tüketicilerin hazır giyim sektöründen kişisel bakım ürünlerine her alanda markalardan beklentisi bu yönde. Üstelik yalnızca tükettiği ürünlerin sürdürülebilir olmasını da değil, markaların ve şirketlerin üretim sahalarından dağıtıma her anlamda bunu bir misyon edinmesini istiyor… İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği (SKD Türkiye) Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Dildar Edin ise “Döngüsel ekonomi ile sürdürülebilir büyüme mümkün!” diyor. Öyleyse markalar ve şirketler hem tüketicinin isteklerine hem de Edin’in sözlerine kulak kabartsın…
Ebru Dildar Edin ve MENA Stratejik İletişim Danışmanlığı’nın Başkanı Suat Özyaprak, geçtiğimiz gün Instagram üzerinden bir canlı yayın sohbeti gerçekleştirdi. Yayında sürdürülebilir büyümenin mümkün olduğunu söyleyen Edin, daha sürdürülebilir bir gelecek için çözüm önerilerini “Yenilebilir enerji, şirketlerin çevreci büyük taahhütler altına girme gerekliliği ve döngüsel ekonomi” olarak sıraladı.
Konuşmasında pandemi sürecinde SKD Türkiye’nin faaliyetlerine de değinen Ebru Dildar Edin, yeni normalin sürdürülebilir kalkınma esaslarına göre kurgulanmasının ne kadar önemli olduğunu vurguladı. İnsan hayatının devamlılığı için gerekli olan kaynakların sınırlı olduğunu hatırlatan Dildar Edin, gelecek kuşakların varlığı tehlikeye atılmayacak şekilde kaynak yönetimi yaparak kalkınma sağlanması gerektiğinin altını çizdi.
Döngüsel ekonomi iş modelleri geliştirilmeye ve yaygınlaştırılmaya başlandı
Tek başına büyümenin hedeflenmemesi gerektiğini belirten Ebru Dildar Edin, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ancak başında “sürdürülebilir” kelimesi varsa, dünyanın güvenliği ve devamlılığı sağlanacak şekilde bir büyüme hedeflenebilir. Bu modelde büyüme ise döngüsel ekonomi ile mümkün. Al-kullan-at dediğimiz lineer ekonomi modelinden, atıkların kaynak olarak ele alındığı, tekrar ekonomik bir fayda getirecek ürün veya hizmetlere dönüştürüldüğü döngüsel ekonomi iş modelleri geliştirilmeye ve yaygınlaştırılmaya başlandı.
Bu yılın başında yürürlüğe giren ve 2050’de Avrupa Birliği kapsamında karbon nötr olmayı hedefleyen Avrupa Yeşil Düzen anlaşmasında da en önemli başlıklardan biri döngüsel ekonomi oldu. Avrupa’da Döngüsel Ekonomi Modeli aktif olarak uygulandığında, 700.000 kişi için yeni istihdam fırsatları sunacağı belirtiliyor. Bunun yanında, Avrupa’nın kaynak verimliliği 2030’a kadar yüzde 3 artabilir.
Bu artış, sayısal olarak yıllık neredeyse 600 milyar Euro’luk maliyet tasarrufu ve 1,8 trilyon Euro’luk ekonomik yan fayda anlamına geliyor. Döngüsel ekonomi odaklı iş modelleri, şirketlerin, uzun vadede iklim, ekosistem ve kaynak risklerini minimize ettiği için, daha başarılı olma avantajı sunuyor. Ülkemiz ise döngüsel ekonominin yükselmesi için çok uygun bir ortam.”