İlklerin ajansı İlancılık koronavirüs salgınıyla bir ilki daha yaşadı
111 yıllık geçmişiyle Türkiye’nin ilk reklam ajansı olan ve sektörde pek çok ilki gerçekleştiren İlancılık’ın pandemi dönemini nasıl geçirdiği hakkında, ajansın 3. kuşak temsilcisi İlker Barouh ve Genel Müdürü Atılay Bingöl ile konuştuk…
1909 yılında kurulan İlancılık, 1918-1920 yılları arasında dünyayı kasıp kavuran İspanyol gribini de yaşamış bir ajans. O dönemde emekleme aşamasındaki reklam sektörünün bu salgından pek de etkilenmediğini öngörebiliyoruz. Ancak bu yıl yaşanan koronavirüs salgınının reklam sektöründeki alışkanlıkları ve dengeleri derinden etkilediği apaçık ortada.
Koronavirüs salgınına yönelik tedbirler çerçevesinde pek çok reklam ajansı gibi İlancılık ve bünyesinde yer alan dijital ajansı Digital Panzehir de Mart ayından itibaren evden çalışma modeline başlamıştı. Bu çalışma modeli hâlâ da sürüyor ve ne kadar süreceği ise şu an belirsiz. Ajansın çekirdek kadrosu ise zaman zaman ofiste bir araya gelip yüz yüze toplantılar da gerçekleştiriyor.
İlker Barouh, evden çalışma yönteminin bir mecburiyetten doğmasına rağmen çalışanların performansına hiçbir olumsuz etkisi olmadığını, aksine tüm ekibin özverili çalışmalarıyla verimin daha da arttığını söylüyor.
Ajans Başkanı Yakup Barouh’un acı kaybı
Salgının ülkemizde başladığı ilk dönemlerde Ajans Başkanı Yakup Barouh’un hastalanması ve 22 Nisan’da hayatını kaybetmesi hem ajans çalışanlarında hem de sektörde büyük bir şok yaratmıştı. Türk reklamcılık sektörünün duayenleri arasında yer alan Yakup Barouh, ajans başkanlığını sürdürmenin yanı sıra üniversitelerde öğretim görevlisi olarak reklamcılık dersleri de veriyor, reklamcılık hakkında makaleler ve kitaplar kaleme alıyordu.
Şimdilerde Yakup Barouh’un “Daha Dün Gibi” adlı kitabı ile babası İzidor Barouh’un “Türkiye’de Reklamcılığın Doğuşu” adlı kitaplarının bir arada olduğu özel baskı, onların aziz hatıralarını yaşatmak için ajans tarafından yayına hazırlanıyor.
Pandemi dönemine özel iletişim çalışmaları
Salgının başlamasıyla birlikte markaların bu yönde iletişim ihtiyaçlarının doğması, pek çok ajans gibi İlancılık’a ve özellikle de Digital Panzehir’e yeni bir iş yükü getirmiş. Markaların üretim tesislerinde ve ofislerinde salgın tedbirlerini yerine getirdiklerini ya da bu yönde sertifika aldıklarını anlatan kurum içi ve genel iletişim çalışmaları, özellikle pandeminin ilk dönemlerinde başlı başına bir iş yoğunluğu oluşturmuş.
Dijital mecranın etkileyici büyümesi
İlk vakaların ardından gelen sokak kısıtlamaları nedeniyle toplumun önemli bir kesimi eve hapsolmuş, gerek kamu yetkilileri gerekse sivil inisiyatifler “evde kal” kampanyasına destek vererek halkın evde kalmasını teşvik etmişlerdi.
Evde kalan bireylerin dijital mecraya yönelmesi, e-ticaretin kayda değer şekilde büyümesi doğal olarak reklamverenlerin de bütçelerinin önemli bir bölümünü bu mecraya ayırmasına neden oldu. Öyle ki, pandemi döneminde dijital mecranın reklam pastasındaki payı TV mecrasını ilk kez geçti.
İlker Barouh, bu dönemde Digital Panzehir kadar İlancılık kadrosunun da ağırlıklı olarak dijital mecraya yönelik çalışmaya başladığını belirtiyor. Barouh, dijital mecranın geniş vadede gerçekleşecek büyümesinin pandemi nedeniyle bugüne taşındığını, dijital ajans ile geleneksel ajans arasındaki çizginin neredeyse tamamen ortadan kalktığını, İlancılık ve Digital Panzehir olarak artık çok daha fazla ortak proje geliştirdiklerini söylüyor.
Çekimler birkaç ay aradan sonra başladı
Türkiye’de ilk vakanın açıklandığı 10 Mart tarihinden sonra reklam filmi çekim prodüksiyonları hızla iptal edilmeye başlandı. O dönemde prodüksiyon firmalarının nasıl bir tavır almaları gerektiği konusunda ikircikli bir durumda kaldılar, bütçesi onaylanmış ve çekim tarihi belirlenmiş prodüksiyonları ajans ve reklamverenlerle mutabık kalarak teker teker iptal edilmeye başladılar.
Haziran ayında hükümet tarafından belirlenen “yeni normal” kriterleriyle birlikte reklam filmi prodüksiyonları da sıkı tedbirlerle gerçekleşmeye başladı. Bu dönemde prodüksiyonu ertelenen reklam filmlerinin çekimlerine başlayan İlancılık ekibi, yeni reklam filmi ihtiyaçlarının da eklenmesiyle çok yoğun bir prodüksiyon dönemi geçirmiş.
Ünlü yüzlerle maskeli setlerde çekimler
Öyle bir denk gelmiş ki, İlancılık’ın pandemi döneminde farklı markalar için gerçekleştirdiği reklam filmi prodüksiyonlarının neredeyse tamamında Türkiye’nin ünlü yüzleri rol almış. Haluk Levent, Yasemin Allen, Pelin Akil, Anıl Altan, Ceyda Düvenci, Ender Saraç ve Bergüzar Korel…
Tüm çekimlerin sıkı salgın tedbirleri çerçevesinde küçültülmüş kadrolarla gerçekleştirildiğini anlatan Atılay Bingöl, bu dönemde tüm set ekiplerinin yeni normlara çok hızlı adapte olduğunu söylüyor. Sete girmeden COVID testi yapılan, maskeli ve tulumlu set çalışanlarının hayatları ne kadar zorlaşsa bile özveriyle çalışmalarının kendisini ne kadar etkilediğinin altını özellikle çiziyor ve bizim aracılığımız ile her birine buradan da teşekkür ediyor.
Yeni alışkanlıklarla tam gaz çalışmaya devam
Salgının seyrinin nasıl olacağı konusunda Türkiye’de hiç kimsenin tam bir öngörüsü olmadığını söyleyebiliriz. İlancılık Genel Müdürü Atılay Bingöl de onlardan biri… Bu aşamada evden çalışma sisteminden istedikleri verimi fazlasıyla aldıkları için memnun olduğunu, pandeminin seyrine göre ofiste çalışma sistemine ne zaman ve nasıl dönecekleri konusunda beyin jimnastikleri yaptıklarını söylüyor.
Ajans içinde ekiple ya da müşterilerle yüz yüze iletişimin etkisinin ayrı bir yeri ve farklı bir sinerjisi olduğunu belirtirken; pandemi sürecinde çok sık yapılan online yüz yüze görüşmelerin artık bir alışkanlık haline geldiğini ve evden çalışmanın kendi içinde bir disiplin oluşturduğunu, bundan böyle reklam sektörünün çalışma prosesi olarak tamamıyla eski haline dönmesinin beklenmemesi gerektiğini de ekliyor.