İkinci koronavirüs dalgası kamuoyuna nasıl yansıdı?
Kışın yaklaşmasıyla birlikte koronavirüs sert yüzünü gösterdi. Günlük vaka sayıları 4.200’leri aştı ve tekrar bir panik dalgası yayılmaya başladı. Peki Türk toplumu aşı yaptırmaya gönüllü mü? Kısıtlamaları yerinde buluyor mu? Bireysel tedbirler alıyor mu? NG Araştırma “Koronavirüste ikinci dalga” isimli kamuoyu araştırmasıyla Türkiye’nin salgına bakış açısını yakalıyor.
2020 küresel olarak sağlığın ilk sırada geldiği bir yıl oldu. İlk kısıtlama dönemindeki korku, zamanla yaşam şekillerini düzenleyerek, tedbirin ve izolasyonun önemini arttırdı. Türkiye bu süreci ilk dönemde yerinde tedbirlerle iyi yönetti fakat güzel geçen bir yaz döneminin sonunda hastalığa dair endişeler ve sosyal izolasyon azalınca vaka sayılarında ciddi artışlar yaşandı. Tüm dünya için çok sert geçecek bir kışa girerken Cumhurbaşkanlığı Kabinesi yeni tedbirleri duyurdu. Fakat önümüzde kısıtlamaya tabi olup olmadığı henüz açıklanmayan bir yılbaşı tatili var. NG Araştırma’nın 9-13 Aralık tarihinde Türkiye genelinde yaklaşık 2200 kişinin katılımıyla gerçekleştirdiği kamuoyu araştırması, aşıya güven oranı, kısıtlamalara bakış açısı ve sosyal izolasyona verilen önemi gözler önüne seriyor.
Koronavirüs ne zaman kontrol altına alınır?
Araştırma verilerine göre yüzde 3 oranında kişi 1 ay veya daha kısa zamanda koronavirüsün kontrol altına alınacağını düşünüyor. 2-5 ay arası süreçte biteceğini düşünenler yüzde 24, 6 aydan fazla bir sürede sonlanacağını belirten insanların oranıysa yüzde 64 oluyor.
Test sayıları yeterli bulunmuyor
Görülen ikinci dalga ile birlikte artan vaka sayıları test sayılarının da artırılmasını zorunlu kıldı. Peki halk bu sayıyı yeterli buluyor mu?
Yapılan araştırmada her 5 kişiden 3’ü vakaları tespit etmek için yapılan test sayısının yeterli olmadığını savunuyor.
Önlem alınıyor mu?
Koronavirüsten korunmak için bakanlığın uygulanan kısıtlamaların yanında bireysel alınan önlemler de hayati önem taşıyor. Araştırma sonucunda, yüzde 98 oranında kişi koronavirüsten korunmak için önlem aldığını belirtti.
Koronavirüs artık çok yakında!
Bireysel endişelerin yanında özellikle yaşlı veya hasta olan yakınlarının koronavirüse yakalanma tehlikesi, insanlar üzerinde daha büyük bir endişe uyandırabiliyor.
Araştırma katılımcılarının yüzde 74’ü, çevresinde koronavirüs tespit edilen insanlar olduğunu belirtirken, kalan yüzde 26’sı ise yakınlarından kimsenin virüse yakalanmadığını ifade etti.
“Evde Kal” uyarısı ne kadar uygulandı?
Haziran’da başlayan normalleşme süreciyle birlikte hiç evden çıkmayanların oranı yüzde 25’ten yüzde 5’e gerilemişti. 2.dalga ile birlikte ise bu oran sadece yüzde 7 oranına yükseldi!
Zorunda olmadıkça evden çıkmayanların oranı yüzde 45 iken sadece temel ihtiyaçları ve işi dolayısıyla evden çıkanların oranı yüzde 46 olarak belirlendi. Kalan yüzde 2’lik kesim ise dışarıya çıkma rutininde bir değişiklik olmayanlardan oluşuyor.
“Yılbaşında sokağa çıkma yasağı olmalı”
Araştırmada 2.dalga süreci de hesaba katarak, yaklaşan yeni yıl tatili için katılımcılara düşüncelerini soruldu. Katılımcıların %83’ü, yılbaşında sokağa çıkma yasağının getirilmesini savunanlardan oluşuyor. Yüzde 8 oranında katılımcı yılbaşı tatilinde kısıtlama getirilmesine olumsuz bakan ve kararsız olanların oranı yakın seyrediyor.
Aşı fikrine nasıl bakılıyor?
Dünya genelinde aşı konusunda yapılan bilimsel araştırmalar sonuç verdi ve Aralık ayı sonunda Türkiye’de de aşı uygulamalarının başlamasının planlandığı açıklandı.
NG Araştırma’nın daha önce yayınladığı araştırmada yaklaşık olarak 2 kişiden 1’inin aşı yaptıracağı belirtilmişti. Fakat bu araştırmada katılımcıların yalnızca yüzde 27’si aşı yaptıracağını belirtirken, yüzde 27’lik kesim aşı yaptırmak istemiyor. Kalan katılımcılar ise aşı konusunda hala kararsız durumda. Bu sonuçlar aşıya olan güven oranının düştüğünü gösteriyor.
İnsanlar aşının yan etkilerinden endişeleniyor
Aşıyı yaptırmayı düşünmeyenlerle kararsızlara nedenleri sorulduğunda yüzde 55 oran ile yan etkilerinden endişe duyulması ilk sırada yer aldı. Katılımcıların yüzde 20’si aşının üretildiği ülkeye güvenmezken kalanlar aşının koruyuculuğuna inanmayanlar ve diğer sebeplerden oluşuyor.
Aşıyı Yaptırmak İstememe Nedeni | Oran |
Yeni bir aşı olduğu için yan etkilerinden endişe ediyorum | 55% |
Aşının üretildiği ülkeye/şirkete güvenmiyorum | 20% |
Aşının koronavirüse karşı koruyucu olacağını düşünmüyorum | 8% |
Gerekli tedbirleri aldığım için aşıya gerek duymuyorum | 6% |
Eğer aşı ücretli olursa maddi durumumdan dolayı yaptırmayı düşünmüyorum | 4% |
Kendimi koronavirüs için riskli grupta görmüyorum | 4% |
Diğer | 3% |
Hangi ülkenin aşısına güveniliyor?
İnsanlar her ne kadar bu sürecin sonlanmasını ve bir an önce koronavirüs tehlikesini atlatmayı istese de aşı konusunda çekinceleri olabiliyor. Peki Türk halkı en çok hangi ülkenin aşısına güveniyor?
En fazla oranı yüzde 27 ile ABD – Almanya ortaklığı olan Pfizer – Biontech alıyor.
Hiçbir ülkenin aşısına güvenmeyenlerin ve bu konuda fikri olmayanların her birinin oranı ise 4 kişide 1 olarak öne çıkıyor.
Aşıyı Geliştiren Ülke (Firma) | Güven Oranı |
ABD – Almanya (Pfizer – Biontech) | 27% |
Çin (Sinovac) | 8% |
İngiltere – İsveç (AstraZeneca) | 5% |
Rusya (Sputnik V) | 2% |
Diğer | 8% |
Hiçbiri | 26% |
Fikrim yok | 25% |