Günseli Özen yazdı: “Kendine unvan dizmeye doyamayan erkeklerin egemenliğindeki sektör!”
Kreatif sektörlerin defosu mu yoksa en baştan beri köşe başlarını tutmuş erkek egemenliğinin yer açmazlığı mı ya da kadınlarımızın var olan gidişatı çaresiz kabul etmişliği mi? Bu sadece bizde değil, tüm dünyada böyle. Bakınız küresel yarışmalarda ödül almış işlerin künyelerine. Ne kadar az kadın kreatif direktör var! Yok, öyle feminist bir bayrak açmışlığım yok ama kadın aklına, zekasına, estetiğine ve daha da çok doğuştan var olan “harfi harfine getiren” iş bilirliğine inanırım.
Geçtiğimiz hafta telefonum çalıyor Golden Drum Yönetim Kurulu Başkanı Mojca Briscik arıyor. Bu yıl dört yeni kategoriden “Creative Business Excellence Drum” jüri başkanlığına Burger King’in Global Chief Marketing Officer’ı Fernando Machado tarafından Ömür Kula Çapan’nın işaret edildiğini söylüyor. Ne mutlu bize; bir kadın ve hem de bizden. Peki, sonrası mı? Ömür’ün bu sorumluluğu nasıl gördüğünü ve alt mesajlarını onun kaleminden okuyabilirsiniz…
“Golden Drum, dünyanın önde gelen yaratıcılık festivallerinden biri, hani hep adını duyduğumuz, gitmek ve bir parçası olmak istediğimiz, mesleğimizin ışıltılı merkezlerinden. Ben aslında bu mesleğe ilk adım attığımdan beri, ödüllere heyecanlanan biri olmadım, ama kazananlardan ve onları seçen jürilerden hep etkilendim, her festivalin seçkisi ve kazananı, o senenin jürisiyle de beraber okunduğunda o döneme dair bir şey söylerdi. Zamanın ne yöne doğru değiştiğini, beğenilerin ne yöne kaydığını anlardık. Jüri olmak bu anlamda büyük bir sorumluluk, sektörlerin dönüşümünü, işin evrimini, zamanın ruhunu iyi okumalısınız. Ben de ne zaman bir jüri üyesi olsam her zaman çok önemseyerek, dersimi de çalışarak üstlendim görevimi, farklı farklı yarışmalarda bunu bana daha da iyi gösteren, bunu böyle yapmadığında başarısız olan jüri başkanları dahil ders niteliğinde çok tecrübem oldu. Bu yüzden kolay bir iş olmadığını biliyorum. Ama yalnız da değilim. Dünyanın en seçkin ajanslarından, önemli görevlerde yer alan birçok jüri üyesiyle beraber düşüneceğiz. Böyle bir masanın etrafında olmak büyük bir ayrıcalık ve lüks. Nitekim ben her zaman en çok aynı jüride birlikte düşünme fırsatı bulduğum meslektaşlarımdan öğrendim. Bu tecrübeden de yine meslektaşlarım aracılığıyla öğreneceğim çok şey var, sanırım beni en çok heyecanlandıran şeylerden birisi de bu.
“İnanılmaz bir gurur”
Ama en büyük heyecanım belli, sanırım Golden Drum’ın Türkiye’den seçilen ilk jüri başkanıyım, bir kere bu inanılmaz bir gurur. Üstelik bir kadın olarak bu görevi üstleniyorum. Dört kategorinin içinde ilk açıklanan ve bir kadın liderliğinde açıklanan ilk kategori olduk, dünya basını da haber yaptı, çünkü dünyada da endüstrimizin içinde kadının gördüğü değer, hak ettiği yere gelmesi hala bir mesele. Hele Türkiye’den bir kadın olarak bu sorumluluğu ve unvanı almak daha da büyük bir gurur ve bambaşka bir misyon üstlenmek anlamına geliyor. Gerçekten çok müteşekkirim. Kariyerimin en kıymetli anlarından birisi. Bunun için teşekkür etmem gereken bir sürü kişi var. Öncelikle benden önce Golden Drum gibi bir festivalde hepimizi hakkıyla temsil etmiş benden önceki Türk jüri üyelerine teşekkür etmeliyim, Burçak, Sami, Volkan, Tugbay… Ardından festivalin organizatörlerine, pandemi nedeniyle geçen yıl yapılamamış olmasına rağmen bu sene çok müthiş bir özveriyle yeniden organize oldular, kategorileri elden geçirdiler. Fernando Machado’nun vizyonudur benim başkanlığım, bir kadının başkan olması onun ısrarının sonucudur, ona da teşekkür etmeliyim. Tabii ki Günseli Hanım’ın emekleri büyük, bu festivalin ülkemiz adına temsilciliğini büyük bir özenle ve çok etkili şekilde yürütüyor.
“Bu bir bayrak yarışı olmalı”
Golden Drum’da bir kadın olarak jüri başkanı olmamın bir sembol olarak görülmesini çok önemsiyorum, Ömür olarak bana mal edilmemeli, kadınların daha görünür olmasına dair bir bayrak yarışı olmalı bu ve hepimiz bu bayrağı birbirimize devretmenin fırsatlarını kollamalıyız. Bana bu görevim sonrası yeni jüri üyeleri için fikrim sorulduğunda, tabii ki bu sektörün şahane kadınlarını önereceğim. Hatta erkekler de dahil olmalı bu yarışa, onlar da bayrak devretmeli kadınlara, çünkü kadının aklı, emeği, liderliği bu sektörü çok daha ileri götürebilecek ve hala yeterince potansiyeline erişmemiş bir kaynak. Yaratıcılık denen şey hayatın farklılıklarından besleniyor, sadece kadınlar diye de bakmıyorum, bakmamalıyız. Bu sektör kendine unvan dizmeye doyamayan ve yetkilerini paylaşmayı bilmeyen erkeklerin egemenliğinde bir sektör, oysa her alanda biraz geri çekilip, daha geniş bir çeşitliliğe yer açmaları için erkekleri de yüreklendirmek gerek.
“Bu tecrübeyi herkesle paylaşmak için sabırsızlanıyorum”
Ayrıca başkanı olduğum kategori acısından da çok şanslı görüyorum kendimi. Bu meslekte bugüne kadar, yaptığımız işin nasıl olması ve neye hizmet etmesi gerektiğine olan inancımı temsil eden bir kategori bu. Üstelik son yıllarda yaptığım en iyi de bildiğim iş. R/GA’den beri uluslararası alanda hem tasarım hem de yaratıcı stratejilerle yapılan yönetim danışmanlığı alanında çok kıymetli tecrübeler edindim. Bugün de aynı alanda ortağım Arda Sesli ile birlikte kurduğumuz yenilikçi iş modeline sahip olan şirketimizle yine bu kategoriye hizmet eden bir alanda çalışıyoruz ve yine uluslararası iş yapıyoruz. Bu alan büyüyor, işleri dönüştürüyor. Yaratıcılığın iş sonuçlarına dönüştürülmesine dönük tasarım odaklı yönetim danışmanlığının ülkemizdeki gelişimi adına da vizyon açıcı bir tecrübe olacağına inanıyorum, bu tecrübeyi herkesle paylaşmak için sabırsızlanıyorum.
Umarım kazananlarımızla da mesajımızın altını daha güçlü çizeriz. Yaratıcılık işleri dönüştürürken mükemmelleştirebilecek en kıymetli donanımımız, bunu daha adil, eşit ve sürdürülebilir bir dünya için kullandığımızda kazanacağımızı gösteren bir seçki olur umarım…”