Yapı Kredi World’ün “Dünya Kadar Sade” projesi bankacılık sektörü açısından tam anlamıyla ezber bozan bir çalışma. Bir bankadan pek de beklenmeyecek bir yaklaşımla; tüketim çılgınlığına bir karşı duruş olarak hayata geçirilen proje tüketicileri sadeleşmeye ve akıllı alışverişe davet ediyor. Güçlü içgörüsü ve bankacılık sektörü adına radikal mesajıyla öne çıkan projenin detaylarını Yapı Kredi Kurumsal İletişim Direktörü Arda Öztaşkın ve “Dünya Kadar Sade” video serisinin moderatörü Belçim Bilgin ile konuştuk…
Bankacılık sektörünün temelde insanlara daha fazlasına ihtiyacı olduğunu aşıladığı düşünülür. Fakat siz “Dünya Kadar Sade” projesiyle “akıllı alışveriş” kavramına vurgu yapıyorsunuz. “akıllı alışveriş” ne anlama geliyor?
Türkiye’nin en köklü finans kuruluşlarından biri olarak; yürüttüğümüz iletişim çalışmalarında, çok uzun süredir hayatın her alanında sınırları kaldırmak için çalıştığımızı anlatıyoruz.
Dijitalleşen dünyamızda multitasking olarak tanımladığımız aynı anda birden fazla işe konsantre olabilme halini hayatlarımızın merkezine aldık. Aynı anda hem televizyon izleyip hem mail yanıtlayıp hem de spor yapabilen insanlar haline geldik. Bu durum bizim konsantrasyonumuzu etkileyen, kendi merkezimizden zaman zaman bizi uzaklaştıran, hayatımızı karmaşıklaştıran ve günün sonunda mutsuz olmamıza sebep olan bir neden haline geldi. Çünkü aynı anda birden fazla işi yaparken, günün ne yaparsak yapalım 24 saat olduğunu ve olacağını unutuyoruz. Adeta kendimizle bir yarışın içine girerek yaptıklarımızın niteliğinden ziyade, niceliğine önem verir bir haleti ruhiyeye giriyoruz. Ancak istemeden ve farketmeden gün geçtikçe izlediği filmden, okuduğu kitaptan zevk almayan, yaşadığı alanı benimsemeyen, anda olmayı başaramayan, verimi potansiyelinden daha düşük bireyler haline geliyoruz. Hayatımızın her alanına etki eden bu karmaşa nedeniyle bizi devam etmeye motive edecek, kısa süreli de olsa tatmin olmamızı sağlayacak şeylere yönelik arayışımız da şiddetleniyor. Dürtüsel tüketim dediğimiz ihtiyacımız olmayan bir şeye sahip olma isteği tam da bu çelişkiden besleniyor. Amaç kısa süreli bir tatmin olduğu için, ihtiyaçlarımızın gerçekliğinden emin olamıyoruz. İhtiyacımız olmayan, hiçbir zaman kullanmayacağımız şeyleri alarak kendimizi kısa süreli tatmin ediyor, hayatımızı ise git gide daha da kalabalıklaştırıp, daha karmaşık bir hale getiriyoruz. Biz de dürtüsel tüketim sonucunda ortaya çıkan bu tüketim çılgınlığının ve karmaşanın sadeleşerek, fazlalıklardan kurtularak azalabileceğini ve daha iyi bir yaşam deneyimine kapı açtığını anlatmak için yola çıktık. Tüketicilerimizi daha fazla harcama yapmaya yönlendirmek yerine, Dünya Kadar Sade projemizle sadeleşme ve akıllı alışverişe davet ettik. Bu kapsamda World ile “akıllı alışveriş” kavramı üzerinden sürdürülebilirliğe taban tabana zıt tüketim çılgınlığının karşısında duruyoruz.
Video serisinde konuk olarak kimleri görüyoruz?
Proje kapsamında hayata geçirdiğimiz videoların tamamını, Şubat ayıyla birlikte Yapı Kredi World’ün dijital platformları üzerinden yayınladık. Sohbetlerin moderatörlüğünü üstlenen Belçim Bilgin’le bir sadeleşme yolculuğuna çıktık. Dünya Kadar Sade’nin açılışını yaptığımız ilk bölümde, evde sadeleşmenin hayatımızdaki etkisini ve ideal yaşam alanlarının nasıl olması gerektiğini Joint Idea Kurucu Ortağı Markus Lehto ile masaya yatırdık. Zamanı sadeleştirmek konusunu ele aldığımız ikinci bölümde ise zamanı iyi kullanmayı başaran ve bu konu üzerine düşünen iki önemli konuğu; Yazılım Mimarı Kerem Köseoğlu ile Türkiye’nin en önemli film yapımcılarından Zeynep Atakan’ı ağırladık. Akıllı alışverişi konuştuğumuz üçüncü bölümde bize, psikiyatri alanında Türkiye’nin önde gelen isimlerinden Doç. Dr. Levent Küey ile “türetim ekonomisi” alanında çalışan Good4Trust’ın Kurucusu ve Çevrebilimci Uygar Özesmi eşlik etti. Uzman Diyetisyen Dilara Koçak ve Türkiye’nin dört bir yanında yöresel peynirler üzerine yaptıkları çalışmalarla tanınan lezzet avcıları Berrin Bal Onur ile Neşe Aksoy Biber’in konuk olduğu dördüncü bölümde ise sağlıklı ve sade bir sofraya ulaşmanın yollarını konuştuk. Son bölümde ise MEF Üniversitesi Psikolojik Danışma ve Rehberlik Bölümü öğretim üyesi ve bölüm başkanı Doç. Dr. Zümra Atalay ile meditasyon, yoga alanlarında eğitmenlik yapan Deniz Bağan’nın eşliğinde zihni sadeleştirmenin yollarını ele aldık. Projemizde ağırladığımız isimlerle birlikte çeşitli alanlardaki tüketim olgusuna dikkat çekerek “sadeleşmek” kavramı üzerinden önemli bir farkındalık yarattığımıza inanıyorum. Ortaya çıkan iş, hem bizi hem de izleyicileri oldukça mutlu etti. Projede emeği geçen herkese buradan bir kez daha teşekkürlerimi iletmek istiyorum.
Projeyle ilgili nasıl geri dönüşler alıyorsunuz?
Projemiz yayınlandığı ilk günden itibaren çok ilgi gördü, aldığımız olumlu geri bildirimler de bizi çok mutlu etti. Verdiğimiz mesajlar yerini buluyor… Bu da bize projemize devam etmek adına cesaret ve motivasyon veriyor. Dünya Kadar konseptimiz aslında Yapı Kredi World çatısı altında tüm iletişimlerimizin bir araya geldiği bir alan. Müşterilerimizin hayatını iyileştirmek, onlara fayda sağlayarak hayatlarındaki sınırları kaldırmak adına gerçekleştirdiğimiz tüm sosyal/kültürel çalışmaları “Dünya Kadar” ismi altında gerçekleştiriyoruz. Bu amaçla “Dünya Kadar Müzik” etkinliklerimiz devam ediyor. “Dünya Kadar Atölye” isimli yeni bir seriye de başlıyoruz. İlerleyen dönemlerde Dünya Kadar Sade konseptimizde farklı konuları ele almaya devam edeceğiz. Amacımız her daim müşterilerimizin hayatlarını kolaylaştırırken sınırları da kaldırmak. Bu amaç uğruna var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz.
Koşullar her geçen gün değişimi dayatıyor
- Aslında yaşam tarzı olarak minimal bir stili benimsemiş olsam da “sadeleşme” kavramı daha derin anlamıyla hayatımda bu projeyle karşılık buldu. Tam da sadeleşme arayışım devam ederken projeyle yollarımız kesişti.
- Hayatla dans ederken biraz kaybolduğumu hissettiğim bir yerde başladı benim arayışım, basitleştirme ihtiyacım. Koşullar her geçen gün her alanda bir değişim dayatıyor, ben de çareyi yönümü sadeleşmeye çevirmekte buldum. Öğretilen, sunulan algıyı, kalıpları değiştirme yolu çok kapsamlı ve uzun.
Mayaların çağrısını yaptığı büyük değişim çağındayız
- Her geçen gün daha çok bilgiyle uyumlanmak, daha çok değişime adapte olmak zorunda olduğumuz bir zamandayız. Maya’ların çağrısını yaptığı büyük değişim çağından geçiyoruz. Ağırlığı toplamda bir gram olmayan virüs bir yandan birlik bilincini hiç olmadığı kadar bize hissettirirken diğer yandan bu çağ geçişini hızlandırdı, yaşam dijitalde karşılık bulmaya başladı. Yeni iş alanları, yeni yaşama biçimleri, yeni öğrenim biçimleri, yeni üretim ilişkileri… Yepyeni bir başlangıç aslında, heyecan verici.
- Birçoğumuz bu süreçte çok az şeyle de mutlu olabileceğimizi tecrübe ettik. Sevdiklerimizin sağlığı; içinde güvenle yaşayabileceğimiz bir yuva, akıl, vücut dengemizi ayakta tutan sağlıklı besinler, her gün bizi yeni güne başlamak için harekete geçiren düşlerimiz, bizi dünyayla bağlantıya geçiren, sorunsuz çalışan bir internet ağı bizi mutlu etmeye yetti. Sade bir yaşamın en sürdürülebilir biçim olduğuna inanıyorum.
Bu teklifin bir bankadan gelmesi çok anlamlıydı
- Bu projeyi tercih etmemin nedeni benim de samimiyetle merak ettiğim bir konuya cevap aramak ve bu keşfedişi benimle aynı arayışta olanlarla paylaşmak oldu.
- Bir diğer sebep ise bu teklifin bir bankadan gelmesiydi. Daha fazla tüketime çağrı yapmak yerine bir bankanın farkındalığa katkı sunmasının anlamlı bir girişim olduğunu düşünüyorum.