Yeni bir kavram daha: Sahte Benlik
Yeni dönemin teknolojiyle yükselen yeni kavramları hayatımıza girdikçe sosyolojimizin geldiği yeri de açıklıkla görüyoruz. Çocuklar için konuya dikkat çekilse de yetişkinlerin de bu “Sahte Benlik” sendromuna yakalandığını söylemek yanlış olmaz. Buyurun; uzmanlar ne demiş madde madde yazdık. Gelin hep beraber dinleyelim…
- Çocuklar artık YouTube gibi platformlarda çizgi film ya da oyun videoları izlemekle kalmayıp popüler olan kişileri takip ediyor, onları örnek alıp kendi içeriklerini de onlara benzer oluşturmaya çalışıyor.
- Sosyal medya beğenilerinin çocuğun başarı duygusunu sahte bir görünürlük ve beğeni üzerinden şişirebildiğine dikkat çeken uzmanlar, bunun sonucunda sahte bir benlik algısı gelişebileceği konusunda aileleri uyarıyor.
- Uzmanlara göre bu durum; gerçek yaşamında karşısına çıkabilen olumsuzluklara ya da gündelik yaşamın olağan başarısızlıklarına tahammül edemeyen, hayal kırıklığı yaşayan sorunlu çocukların ortaya çıkmasına yol açabiliyor.
- Bu kanalları kullanarak popülerliğini arttıran sosyal medya ünlüleri, çocuğun zihninde sevilme ve kabul görmeyle eşdeğer bir durum oluşturuyor.
- Bu nedenle beğenilme ve sevilme durumunu yansıtan izlenme sayıları ve yorumlar çocuklarda video çekme merakını arttıran önemli bir faktör.
- Aileler tarafından yapılan yönlendirmelerin de çocukların fenomen olma sevdasına katkı sağlayan bir diğer neden olduğunu söyleyebiliriz.
- Fiziksel olarak güzel veya iletişim becerileri iyi olan çocuklar, sadece dikkat çekmekle kalmayıp bu mecradan para kazanılabileceğini de gördüklerinde ebeveynlerinin yönlendirmesi ya da destekleyici tutumlarıyla bu tür çekimlere daha fazla bel bağlıyor.
- Maddi kazanç dışında görünür olma ve kabul çabası, çocuklardaki video çekme merakının başlıca motivasyonu olabiliyor.
- 7-12 yaş grubundaki çocuklarda video çekimleriyle ilgili, “Ben bir video çekeceğim ve herkes beğenecek. Böylelikle YouTube’tan para kazanılabilir ve ilgi görebilirim” görüşü oluşuyor. Oysa bu çekimler için harcanan zaman çocuğun gündelik yaşamında kurması gereken ilişkilerden, oynaması gereken oyunlardan çalıyor.
- Bu durum normal gelişimsel süreçte kurulması gereken akran ilişkilerini de bozabiliyor.
- Çocuğun başarı duygusunu sahte bir görünürlük ve beğeni üzerinden şişirebiliyor, bunun sonucunda sahte bir benlik algısının gelişmesine yol açıyor.
- Bu durum, gerçek yaşamda karşısına çıkan hayal kırıklıklarına ya da gündelik yaşamın olağan başarısızlıklarına tahammül edemeyen hırçın çocuklara sahip olmak demek.
- Çocuğun başta üzüntü ve öfke olmak üzere olumsuz duyguları daha çok yaşamasına, dürtü kontrol sorunlarına ve de depresyon, kaygı, öfke kontrol sorunu gibi psikiyatrik bozukluklar geliştirmesine neden olabiliyor.
- Sosyal medya paylaşımlarının faydası ve zararı çocuğun amacına göre de değişebiliyor. Bu platformlarda içerik yayınlamayı maddi kazanç olarak görmeyip kendini teşhir etmeden hobilerini paylaşan çocuklar kişisel gelişim, yaratıcılık, bilgi paylaşımı ve sosyal ilişki kurma boyutunda katkı sağlayabiliyor.
- Tersi bir durumda çocuk zamanın ve dikkatinin önemli bir bölümünü bu videoları çekmeye, izlenme oranlarını takip etmeye harcıyor ve gelen beğeni ya da eleştirilere aşırı duyarlı bir hale geliyorsa burada çocuğun sağlıklı gelişiminden söz edemeyiz.
Ebeveynler kontrolü bırakmamalı
“Okul çağı çocuklarında davranış kontrolü yeterli gelişim seviyesinde değil. Öte yandan internet gibi uçsuz bucaksız, tehlikeleri de barındıran bir mecrada gözetimsiz kalarak geçirdikleri zaman çocukları istismara açık bir hale de getiriyor. Ebeveynler 13 yaş öncesindeki çocuklara bu kanalları açıp sonrasında da yeterince takip etmeyerek çocuklarını önemli bir tehlikeye atmakta olduklarını unutmamalılar.” diyor Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Çocuk Ergen Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Çiğdem Yektaş ve devam ediyor:
- Çocukların tepkilerine dikkat edilmeli. Ailenin çocuğun sağlıklı gelişimine katkı sağlayacağını düşündüğü içerikler bile olsa paylaşımları hakkında bilgi sahibi olması gerekiyor.
- Çocuklarının bu süreçte ürettikleri videolar için gelen tepkilere karşı geliştirdikleri ruhsal tepkilere dikkat edilmesi gerek.
- Bir çocuk sosyal yaşamında yüz yüze iletişimden çok sanal ortamdaki içeriklere çok odaklanıp oradaki beğenileri dikkate alıyorsa, beğeni alamadığında büyük bir hayal kırıklığı ve öfke yaşıyorsa bu noktada önemli bir riskten bahsedilebilir.
Ebeveynler çocuklarını istismar ediyor
Son dönemde bazı ebeveynlerin sosyal medya üzerinden çocuklarını gösteren çok sayıda videyu paylaştıklarını söyleyen Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Çocuk Ergen Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Çiğdem Yektaş ebeveynlere de sesleniyor;
- Bu oldukça tehlikeli ve çocuğun olağan gelişimini sekteye uğratacak bir davranış. Çocuğu gündelik yaşamdan uzaklaştırırken zamanının önemi bir bölümünü fiziksel ya da zihinsel olarak video içeriği üretmeye harcamasına neden oluyor.
- Aileler son dönemde bu gibi videolar üzerinden para kazanabildiklerini de gördükçe içerik üretimlerine destek olmaya ve hatta ön ayak olmaya başladılar.
- Sözde çocuğun geleceğine yapılan bir yatırım olarak dile gelen bu durumun bir tür çocuk istismarı olduğunu unutmamak gerek.
- Öte yandan yapılan araştırmalar, çocukları meta haline getiren cinsel içerikli sitelerin en çok bu tip paylaşımlardan aldıkları çocuk resimleri ve videoları olduğu görülmüş. Bu durum da bu tip videoların üretiminin çocuk gelişim açısından ne kadar sağlıksız ve bir o kadar tehlikeli olduğunu gösteriyor.