Araştırma: Türk halkı verisini çaldıran markayı affetmiyor!
Bizden özel bilgilerimizi isteyen ekranlar önümüze çıktığında kaygılanıyoruz. Bu kaygımız da giderek artıyor. Global sosyal medya platformlarındaki veri sızıntıları bir yana, Yemeksepeti’nin yaşadığı son saldırı kaygıları da iyiden iyiye artırdı…
Toplumsal yaşamda ve alışkanlıklarda köklü değişimlere neden olan dijitalleşme, çeşitli avantajlar sağladığı gibi dezavantajları da beraberinde getirdi. Dijitalleşme ile ortaya çıkan dezavantajların başında ise veri güvenliği yer almaya başladı. Özellikle Kovid-19 pandemisiyle birlikte artan internet alışverişleri yaşamı kolaylaştırdığı gibi tüketicinin kişisel verilerin paylaşımı hakkında daha çok endişelenmesine de neden oldu. Nitekim son zamanlarda artan verilerin sızdırılması veya çalınması vakaları veri güvenliğiyle ilgili firmaların yeterli önlemlere sahip olup olmadığıyla ilgili tartışmaları da beraberinde getirdi.
Marketing Türkiye için verilerin çalınması veya sızdırılmasıyla ilgili gelişmeler ışığında tüketicinin bilgi paylaşımına ve veri güvenliğine bakışını analiz eden Aksoy Araştırma, merak edilen tüm soruları sosyoekonomik statü, yaş ve cinsiyet dağılımlarına göre cevaplandırdı.
T.C. kimlik numarası paylaşmak istemiyoruz?
Araştırmanın ilk aşamasında katılımcıların bir internet sitesi veya mobil uygulama üzerinden üye olurken hangi bilgileri daha tedirgin olarak paylaştıkları soruldu.
Alınan cevaplara göre tüketicinin en çok yüzde 88,5 ile T.C. kimlik numarası ve yüzde 86,2 ile kredi kartı bilgilerini paylaşırken çekindiği tespit edildi.
Katılımcıların yüzde 70,6’sı telefon numarasını, yüzde 61,2’si ise e-posta adresini paylaşırken tedirgin oluyor.
Diğer başlıklara oranla paylaşırken daha az tedirgin olunan bilgiler ise yüzde 58,5 ile isim ve soy isim oldu.
Çoğunluk sözleşmeleri okumuyor
Katılımcılara başvuru esnasında sunulan sözleşmeyi okuma durumları sorulduğunda yüzde 57,1’inin okuduğu, yüzde 42,9’unun ise okumadığı görüldü. Sosyoekonomik statü düştükçe, yaş dağılımı ise arttıkça okuma oranlarında yükselme olduğu tespit edildi. Cinsiyet dağılımına bakıldığında ise kadın katılımcıların erkeklere oranla okuma oranının fazla olduğu görülüyor. Kadınların yüzde 61’i, erkeklerin ise yüzde 51,8’i sözleşmeleri okuduklarını ifade ediyor.
Okumadığını ifade eden katılımcıların öncelikli olarak sundukları neden yüzde 77,5 ile sözleşmelerin çok uzun olması. Sözleşmeleri çok karmaşık bulduğu için okumadığını belirtenlerin oranı ise yüzde 46,6. Üyelik işleminin kabul edilmeyeceğinden dolayı sözleşmeleri okumadığını ifade eden katılımcıların oranı yüzde 32,5, sözleşmeleri teknik bulanların oranı ise yüzde 19,1.
“Bilgilerimiz güvende değil”
Veri güvenliğine ilişkin soruda ise katılımcıların yüzde 50,2’si paylaştığı bilgilerin güvende olmadığını belirtiyor. Bilgilerinin güvende olduğunu belirtenlerin oranı ise yüzde 27 oldu. Sosyoekonomik statüdeki düşüşe paralel olarak güvende olmadığını hisseden tüketicinin oranında artış olduğu görülüyor. Yaş dağılımına bakıldığında ise bu durumun tam tersi bir durum çıkıyor ortaya. 18-34 yaş arası katılımcıların yüzde 51, 35-54 yaş arası katılımcıların yüzde 48’i ve 50 yaş ve üzeri katılımcıların ise yüzde 48,6’sı paylaştığı bilgilerin güvende olduğunu belirtiyor. Erkek tüketicilerin ise kadınlara oranlar güveninin daha düşük olduğu görülüyor. Erkeklerin yüzde 53,3’ü, kadınların ise yüzde 47,9’u bilgilerinin güvende olmadığını ifade ediyor.
Tüketici verisine sahip çıkmayan marka terk ediliyor!
Araştırmanın son bölümünde katılımcıların olası bir veri sızıntısı veya hırsızlığı durumunda markaya olan bakışının ne yönde değişeceği soruldu. Katılımcıların yüzde 78,2’si bilgilerinin çalındığı bir senaryoyla karşılaştığında markayı kullanmayı bırakacağını belirtiyor. Markaya olan güveninin sarsılacağını ancak kullanmaya devam edeceğini belirten katılımcıların oranı yüzde 18,4, markayı olan güveninin etkilenmeyeceğini belirtenlerin oranı ise yüzde 3,4. Tüketicinin genel olarak veri güvenliğine büyük önem verdiği ve olası bir ihmalin markaya olan bakışını değiştireceği bu sonuçla tespit edilmiş oluyor.
Metodoloji
- Araştırma güncel konularda seçmenin nabzını ölçümlemek amacıyla Marketing Türkiye için Aksoy Araştırma tarafından yürütüldü.
- Zamanlama: 05 Nisan 2021
- Veri toplama yöntemi: Mobil Panel (Eşzamanlı)
- Örneklem: Yüzde 95 güven aralığında yüzde 3 hata payı ile 1067 görüşme gerçekleştirildi.
- Örnekleme yöntemi : Türkiye temsili cinsiyet, NUTS1 bölge dağılımı, yaş, AB, C1 ve C2 sosyoekonomik statü kotası
- gözetildi.