Marketing Türkiye ile 1 dakikada gündeme bakış
Geçici avantajlar çağındayız, birini yakalayın!
Yöneticilerin de patronların da hayali “sürdürülebilir rekabet avantajına” sahip olmak. Unutun, hepimiz unutalım! Rekabetin güçlü olduğu sektörlerde kabusa dönüşen “avantaj” durumunun sürdürülebilir olmadığını kabul ederek yaşamayı artık öğrenmek gerekiyor. Peki, on yıllardır sürdürülebilir avantaja sahip olan şirketler yok mu? Var elbette. Eğer GE, IKEA, Unilever, Çin merkezli Tsingtao Biracılık (1903’den beri) ve Swiss RE Sigortacılık (1860’dan beri) gibi bir kısım hisselerinizi GE almadıysa huzurunuz kaçmaya devam edecek demektir. Sürdürülebilir avantaja sahip olmak mümkün değilse sektörün güçlü diğer şirketleri rekabet etmekten vaz mı geçsinler? Elbette hayır!
Columbia Business School profesörlerinden çok sayıda iş kitabının yazarı Rita Gunter McGraht epey önce, “Geçici avantaj” kavramını ortaya attığında, “İşler iyi gidiyor durumu idare edelim zihniyeti” bu durumdan pek hoşlanmamıştı. Öyle ya, bu yaklaşım şirket yönetimlerine sürekli iğneli fıçıda olacağını hatırlatıyordu.
Haberin devamını okumak için TIKLAYIN.
4 olası senaryo ile 2025’te gazetecilik
Hollanda Gazetecilik Fonu, 2014 Eylül’de üzerinde çalışmaya başladığı “Haber Nedir: Gazeteciliğin Geleceği İle İlgili Senaryolar” başlıklı araştırmayı tamamladı. Hollanda Parlamentosu’na sunulacak olan araştırma, 2025’te gazeteciliğin geleceğiyle ilgili 4 olası senaryo ortaya koyuyor.
64 sayfalık araştırma raporu; aralarında gazetecilerin, yayıncıların, akademisyenlerin, yayın yönetmenlerinin, teknoloji uzmanlarının da bulunduğu 150 kişilik bir ekip tarafından hazırlandı.
Hollanda’da medya sektörünün yüzleştiği sorunların kapsamlı bir analiziyle başlayan araştırma raporu, gazeteciliğin geleceğiyle ilgili pembe tablolar çizmek değil, dijital ve mobil dünyanın şekillendirmeye başladığı medya sektörünü 2025’e hazırlamak iddiasında. Araştırma her ne kadar Hollanda medyasına odaklansa da, senaryoların gazeteciliğin geleceği ile ilgili ortaya koyduğu vizyon, New York Üniversitesi’nden Madeline Welsh’ın da altını çizdiği gibi, dünyanın her yerine rahatlıkla uyarlanabilir.
Haberin devamını okumak için TIKLAYIN.
Çalışanına değer veren markalar
Salgınla birlikte iş yapış şekillerimiz de çalışan-işveren bağlarımız da değişti… Artık evlerde uzayan mesailerden yeni iş modellerine, çalışanların tükenmişlik sendromundan kurumsal aidiyete kadar pek çok problemle karşı karşıyayız. Peki, bu dönemde çalışanlarına değer veren markalar nasıl bir yol izlemeli? Yeni hibrit çalışma modellerinde şirketler nelere dikkat etmeli? Çalışan motivasyonu ve kurumsal aidiyet bu dönemde nasıl sağlanmalı? İşte yanıtlar…
Haberin devamını okumak için TIKLAYIN.
Dijital ayak izlerinizi nasıl silersiniz?
Arama motorunda merak ettiğimiz bir şeyi ararken, sosyal medya hesabımızdan durum güncellerken, ya da cep telefonumuza bir uygulamayı yükleyip kullanırken dijital ayak izlerimizi de bırakmış oluyoruz. Hazır meşhur “bahar temizliği” mevsimi de gelmişken siber güvenlik şirketi ESET’ten internet kullanımının yoğunlaştığı ve veri ihlallerinin arttığı bu dönemde, kendimizi korumak ve dijital ayak izlerimizi temizlemek için neler yapabileceğimizi dinliyoruz.
Haberin devamını okumak için TIKLAYIN.
Yarının mağazacılık deneyimi
Pandeminin başlangıcındaki telaşlı ilk günlerden bu yana tam bir yıl geçti. Bir yıl önce belirsiz bir süre için kepenklerini indiren mağazalar hayatta kalmanın yollarını ararken, tüketicilerin alışveriş alışkanlıkları da büyük bir dönüşüme uğradı. Peki yarın mağazaları ne bekliyor? Online alışverişi bunca benimseyen tüketiciler yeniden mağazalara dönecek mi? Değişen tüketici alışkanlıklarına uyum sağlamak isteyen mağazalar hangi inovasyonları gerçekleştirmeli?
Tüm dünyanın dönüşümünü adım adım izlerken bir yandan da yarına hazırlanmanın ne denli önemli olduğunu tecrübe ettik. Stratejilerini günün tüketicisinin ihtiyaçlarına göre şekillendiren ve çevik kararlar alan mağazalar geride kalan yılı en az hasarla atlatırken değişim konusunda direnenler pek de güzel günler geçirmiyor. Ancak sadece yeni döneme ayak uydurmak değil pandemi sonrasına da hazırlanmak gerekiyor. Perakende sektörünün önde gelen isimleriyle mağazacılığın yarınını konuştuk.
Haberin devamını okumak için TIKLAYIN.
Uzaktan çalışmak güzel de çalışanların halleri nasıl?
Marketing Türkiye için 365 Derece Araştırma’nın Danışmanları Prof. Dr. Beril Durmuş, Dr. Murat Bolelli ve Dr. Hüseyin Ekizler tarafından gerçekleştirilen “İK Perspektifinden COVID-19 Araştırması” çalışanların pandemi sürecinde evden çalışma nedeniyle sosyal, fiziksel ve psikolojik sorunlar yaşadıklarını ve buna bağlı olarak kayda değer düzeyde performans kayıpları olduğunu gösteriyor. İşte o çarpıcı araştırmanın şirketlere “gör” dediği gerçekler…
Haberin devamını okumak için TIKLAYIN.
Tüketici davranışlarındaki hangi değişiklikler kalıcı olacak?
Hızla değişen bu dönemde pazarlamacıların aklındaki en önemli sorulardan biri şu: “Hangi değişiklikler kalıcı olacak?” Günümüz koşullarında başarılı olmanın yolunu ararken bu soruyu görmezden gelmek mümkün değil. İşletmelerin geleceğe dair planlar yaparken göz önünde tutmaları gereken üç tüketici eğilimi var. Gelin birlikte bakalım…
Haberin devamını okumak için TIKLAYIN.