İstanbul bir tatlı olsa tartışmasız baklava olurdu
Gaziantepli bir ailenin baklava kültürünü İstanbul’a taşımasını Karaköy Güllüoğlu Genel Müdürü Murat Güllü’den dinliyoruz. Güllü, “İstanbul çok katlı kültürel, tarihsel, sosyolojik ve coğrafi yapısı ile bir tatlı olsa tartışmasız baklava olur. 40 kattır İstanbul. Bir katı Anadolu, bir katı Avrupa’dır. Biraz Doğu’dur, biraz da Batı. Hem deniz kenarı hem orman hem de bozkırdır. Aynı günde 4 mevsimdir. Çok katlı bir medeniyet; her yufkası ayrı lezzet sunan koca bir tarihtir. Çok seslidir. Çok renklidir. Çok kültürlüdür” diyor. İstanbul’u konu alan şairane sözlere alışkınız fakat bu iki lezzetli görseli harmanlayan Güllü, bizlere yeni marka kimliğini anlatan başka bir manzara sunuyor. Bir köprü şehri olması da markayı İstanbul’a yaklaştırıyor. Asya ile Avrupa’yı birbirine bağlayan köprüden ilhamla Gaziantep’le İstanbul’u birbirine bağlıyor Karaköy Güllüoğlu… Elbette çok daha fazlası var, Güllü ile yeni marka kimliğinden kapsayıcılık noktasında gerçekleştirdikleri inovasyonlara ve hatta gerçek baklavanın ayırdına kadar pek çok konuyu masaya yatırdığımız keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.
Pandemi dönemi hem markaları hem de tüketiciyi birçok alanda dönüştürdü. Bu dönüşümü kurumsal kimliğinize taşımanın altında yatan içgörü nedir? Yeni kurumsal kimlik tüketicilere ne anlatıyor?
Karaköy Güllüoğlu, Gaziantepli bir ailenin adı üzerinde İstanbul’a baklava kültürünü taşıma hikayesini anlatır. Karaköy Güllüoğlu bir asrı aşan köklü geçmişi, İstanbul’u baklava kültürü ile tanıştıran anıları ile İstanbul baklavasının yegâne temsilcisidir.
İstanbul çok katlı kültürel, tarihsel, sosyolojik ve coğrafi yapısı ile bir tatlı olsa tartışmasız baklava olur. 40 kattır İstanbul. Bir katı Anadolu, bir katı Avrupa’dır. Biraz Doğu’dur, biraz da Batı. Hem deniz kenarı hem orman hem de bozkırdır. Aynı günde 4 mevsimdir. Roma’dır, Osmanlı’dır, Türkiye’dir. Çok katlı bir medeniyet; her yufkası ayrı lezzet sunan koca bir tarihtir. Çok seslidir. Çok renklidir. Çok kültürlüdür. Bu yüzden dünyada tektir.
Her katı ayrı tat verir. Lezzeti damağınızda kalır. Gerçek baklava İstanbul’dan çıkar. Karaköy Güllüoğlu kimliği İstanbul’u, İstanbul Karaköy Güllüoğlu’nu anlatır. Bu yüzden marka için seçilen tüm kimlik ögelerinde, çekilen her çizgide ve konan her harfte İstanbul’un izi yer alır. İstanbul bir köprü şehridir.
Karaköy Güllüoğlu da hem geleneği hem yeniliği temsil eder. Biz de Gaziantep’le İstanbul arasında bir köprü olduk. O yüzden yenilenen kimliğimizde ve logomuzda bu köprü simgesini kullandık.
Karaköy’den dünyaya yayılan bu lezzetin arkasında nasıl bir organizasyon var? Tek şubeden hem Türkiye içi hem de global bir dağıtım nasıl gerçekleştirilebiliyor?
İstanbul’un her yerinden Karaköy’e gelmek, ulaşmak kolay değil. O yüzden herkesin evine baklava ulaştırmak bizim gibi tek lokasyonda olan bir marka için bir nevi misyon. Belki de bu yüzden e ticarete 15 sene önce başladık. Kendi sektörümüzde online satış yapan ilk markayız.
Şu an 2-3 saat içinde ürünlerimizi İstanbul’un her yerine ulaştırabiliyoruz. Bazen Avrupa’nın pek çok lokasyonuna, Türkiye’den bile daha hızlı teslim olabiliyor.
Baklava denince birçok kişinin aklına tek bir resim geliyor… Fakat sizde envai çeşit var. Son dönem inovasyonlarınız neler?
Biz aslında envai çeşit ürün yapmayı hedefleyen bir marka değiliz. Her ürünümüzün bir hikayesi olmalı, her ürün bir sorunu çözmeli, müşterinin beklentisini karşılamalı.
Yeni lezzetler çalışırken yaklaşımımız daima müşterilerimizin ihtiyacını karşılamak, duyarlılıklarına önem vermektir, çalışmalarımızı daima bu yönde geliştiriyoruz. Özel taleplere de cevap verebiliyoruz. Bizim yaklaşık 15-20 senedir sunduğumuz bir ürünümüz var; diabetik baklava. Bu baklavanın içerisinde doğal şekerotu (Stevia) bulunuyor. Bunun yanında glisemik indeksi düşük un ve omega 3 ile zenginleştirilmiş zeytinyağı kullanıyoruz. Diabetik dışında glutensiz ve vegan baklavalarımız da mevcut. Glutensiz baklava için ayrı bir üretim bandı oluşturduk. Çölyak hastaları tarafından özellikle tercih ediliyor. Alternatif baklavalarımız, toplam satışımızın yüzde 20’sine sahip. Bu özel seri ürünlerimiz çok ilgili görüyor, vegan müşterilerimizden sıkça teşekkür yazıları alıyoruz. Baklava yiyemeyen kalmasın istiyoruz.
Bunun dışında mevsimsel olarak yaptığımız, mevsim meyve ve baharatlarını kullandığımız ürünlerimiz var. Genç kuşakla iletişimi artırmak için çıkardığımız çikolatalı baklava ve baklava burger gibi çeşitlerimiz var.
Hepsi bir amaca hizmet ediyor aslında. Çok fazla çeşit peşinde olan bir firma değiliz, geleneksel bir işi yaparken yenileyerek yapma peşindeyiz.
Kapanma dönemlerinde baklavaya olan ilgi nasıl seyretti?
Bizim müşterimiz genelde geleneksel tarafı ağır basan, mağazaya gelmeyi seven bir kitleydi. Tabi ki içinde online alışveriş yapan insanlar var ama mağazaya gelen çok müşteri vardı. Online’a gitme düşüncesi olmayan müşteriler de online’a yöneldi. Dükkandaki talep online’a kaydı. Pandemide günlük motor sayımız 70 motora kadar çıktı. Online satışımız 10 kat arttı.
Dijital dönüşüme tek lokasyonda olduğumuz için erken başladık ve pandemide bu durum bize çok faydalı oldu ve bizi öne çıkardı.
Baklavaya milli olarak sahip çıkmak adına neler yapıyorsunuz?
Gıda genel olarak, baklava özel olarak Türkiye’nin dışarıya karşı avantajlı olduğu, bir sıfır önde olduğu bir ürün. Çünkü baklava Türk milli değerlerini yansıtabilecek bir ürün. Hem Doğu hem Batı hem geleneksel hem yenilikçi sentezini içinde taşıyan bir ürün. Baklava bir sürü coğrafyada yapılıyor ama Türkiye bunun oyun kurucusu, taşıyıcısı ve ileriye götüren. Kök olarak da en eskiye götüren ülke. Türkiye sadece kök olarak değil ileriye taşıma anlamında da lider. Yaptığımız ihracatlar ve gelen talepler de baklavaya ilgiyi kanıtlıyor.
Önümüzde kapanmayla geçecek bir bayram var. Baklava sahteciliğini ayırt etmek için nelere dikkat etmeli?
İyi baklava 5 duyuya hitap etmeli. Kaliteli baklava altın sarısı rengi ile göze, taze hışırtılı sesi ile kulağa, tereyağı ve Antep fıstığı kokusu ile buruna, yediğinizde damağınıza ve midenize hitap eder.
Özellikle halkımız baklava alırken lütfen çok dikkat etsinler. Şerbete değil baklavaya para versinler. İyi bir baklavadan şerbet damlamaz. Bu unsurlara dikkat ederlerse kaliteli ürünlere ulaşabilirler. Baklava bir zanaattır, emek ister, kaliteli hammadde ister, tecrübe ister. Biz Karaköy Güllüoğlu olarak her zaman belirtiyoruz “tatlıcı değil baklavacıyız.”