Tasarım dünyası dönüşüm trendini nasıl yorumluyor?
Pandemiyle birlikte tetiklenen ve hayatın her noktasını kapsayan değişim rüzgarı elbette pazarlama evreninde de karşılık buluyor. Önce tüketici davranışlarını şekillendiren, ardından marka stratejilerinde kendini gösteren değişim kasırgası şimdilerde köklü markaların görsel kimliklerinde karşımıza çıkıyor. Asırlık otomotiv markaları özellikle de elektrikli otomobillerin yükselen trendini yakalayabilmek için deyim yerindeyse bir logo değiştirme yarışı içinde. Ancak görsel tasarım odaklı bu değişim yalnızca otomotiv sektörüyle sınırlı değil. Pfizer’dan Burger King’e, GittiGidiyor’dan Xiaomi’ye farklı sektörlerden pek çok marka ardı ardına yeni logo ve görsel kimliklerini görücüye çıkardı. Peki tasarım dünyası bu dönüşümü nasıl yorumluyor? Yanıtları kendilerinden alalım…
Değişen sadece logolar değil!
✓ Logo değişikliklerini zamanın ruhuna uyma çabası içinde yenilenme olarak görüyorum. Ancak bu değişimi salt markaların logo değişimine bağlamadan bütünsel bir değişimi öngörmek ve beklemek gerektiğini de belirtmekte fayda var. Geçmiş ve geleceği buluşturabilen şirketler, dönüşümlerini marka kimliklerinde gerçekleştirdikleri tazelenmeyle gösteriyor. Yalın, özgün, hafızalardaki kodlardan ileri giden, kolay anlaşılan, cömert, ifadeci ve net duruş…
✓ Kuşaktan kuşağa değişmeden veya az değişerek gelen kimliklerin yenilenmesini bu dönemin tazelenme, geleceğe umutla bakma ve kodlarımızdan tamamen sıyrılmadan gerçekleştirilen bir yenilenme stratejisi olarak görüyorum.
✓ Bu dönemin en beğendiğim uygulamaları olarak hemen ilk aklıma gelenler: General Motors’un daha yalın ve daha çevreci izlenimi veren logosu, Nissan’ın yeni logosu, Xiaomi’nin küçük dokunuşla kavuştuğu yeni logo ve Google’nın altın orana yaklaştırdığı yeni logosu…
Küçük balık büyük balığa öğretti!
✓ Hem küresel hem de yerel markaların mevcut logolarındaki bu değişimi iki temel sebebe bağlıyorum; birincisi neredeyse son bir buçuk yıldır tüm zamanımızı kozamızda geçiriyor olmamız. Bu süreçte pek çok sektörde yavaşlama ve hatta durma yaşanırken, bazılarında tersine yükselmeler izlendi. Otomotiv sektörü bunun en iyi örneklerinden biri. Diğeriyse markalaşma sektörü. İç dünyasında daha çok zaman geçiren ve kendisine zaman ayıran iş insanları markalaşmanın önemini hatırladı. Sosyal medya ve diğer medyumlara ayrılan daha geniş zaman bunu pekiştirdi. Günün, karmaşanın ve yoğunluğun içerisinde sözde “iş yaparken” fark etmediğimiz “markalaşmanın ve duygusal bağ kurmanın” önemi hatırlandı. İkinci sebep ise büyük denizdeki küçük balıkların marka görünürlükleri sebebiyle çok büyük başarılar yakalamış olmaları. Markalaşma size net bir amaç ve yol haritası çizer. Mesajınızı ve varoluşunuzu net bir şekilde ifade edebilmenizi sağlar. Pek çok startup ya da küçük markalar yine dijital dünya aracılığıyla rahatlıkla çok daha bilinir ve büyük gözüktü ve inanılmaz satış başarıları yakaladılar. Bu sayede büyük markalar da aslında neyi eksik yaptıklarını görme şansına sahip oldu. Bu iki etken pandemi sürecinde markalara kendine tekrar bakma ve sadece görüntülerine değil, söyledikleri sözü de tekrar düşünme şansı getirdi.
✓ Son dönemdeki görsel kimlik/logo değişimlerine baktığımda, beğendiklerimi sırasıyla saymak isterim; Los Angeles 2028 Olimpiyatları logosunun modüler yapısına bayıldım, hatta çok kıskandım. Kia’nın yeni logosunu beğendim. Starbucks ve Adobe daha derli toplu oldu, beğendim. Crocks, Netflix, TikTok, Uber, WB… Bunlar da güzel örnekler. Facebook büyük harf yazınca ne değişti anlamadım, anketlerin yüzde 80’i eski logoyu tercih ettiğini söylüyor.
✓ Markaların görsel yüzleri, ürünlerde ve dijitalde olmak üzere iki dünyada kullanıcıyla karşılaşıyor. Örneğin VW markasıyla ya arabanın arkasında/direksiyonunda ya da cep telefonunuzdaki reklamlarda karşılaşıyorsunuz. Bunun ışığında ya 3D gerçek görünümlü, yansımalı, parıltılı bir uygulama ya da malzeme üzerine kolay uygulanabilecek basitlikte bir tasarım gerekli oluyor. İyi bir tasarım her iki ihtiyacı da karşılayacak olgunlukta olmalı diye düşünüyorum.
Devir netlik ve açıklık devri!
✓ Markalar da tıpkı yaşamın kendisi ve insanın tabiatı gibi zamanla değişiyor, gelişiyor ve canlı kalıyor. Hayata uyum sağlamak, kendilerini güncel tutma adına kimisi ufak dokunuşlarla kimisi daha radikal seçimlerle marka görünümlerini revize ediyor. Tüketicileriyle kurdukları samimiyeti ve hakikati arttırma adına bunu aslında yaklaşık 10 yıldan daha fazla süredir yapıyorlar. Büyük harfli, kendini daha güçlü ve kudretli ifade etme yolundansa; daha sade, daha samimi ve daha küçük harfle konuşan tevazulu insan karakterlerine doğru yol alıyorlar.
✓ Burger King’in daha doğal ve doğru olan beslenmeye doğru meyleden yeme trendlerine uygun olarak 1969 kuşağı olan çevreci, duyarlı ve barışçıl dünya görüşündeki çiçek çocuklar dönemine gönderme yapan kimlik yenilemesi marka için kritik ve kıymetli bir adım. Yumuşak, akışkan ve psychedelic tipografilerin hâkim olduğu doğallığın sembollerini bilinçaltımızda tekrar uyandırıyor. Yine Volkswagen’in yıllardır değişmeyen üç boyutlu marka işaretini bugünün geçerli marka düsturlarından biri olan “simple is best”e uygun olarak daha ince, sade ve okunaklı hale getirmesi de yine benim takdir ettiğim bir marka evrimi.
✓ Kendi varlık sebebini abartan, abiye, süslü, degradeli ve üçboyutlu logolardansa iki boyutlu, daha okunaklı, daha samimi ve daha azla kendini ifade eden, hatta amblem bile olmadan, kendi kategorilerinin ana duygusuna uygun yazı karakterleriyle eforsuz imza logolar oluşturmak her zamankinden çok daha önemli. Devir netlik ve açıklık devri!
Dijital dostu bir tasarım diline geçiş yapmak istedik
✓ Tüm dünyanın dışarıdan gördüğü yüzümüz, bir nevi vitrinimiz ve misafirlerimizin görsel hafızalarında markayla özdeşleştirdikleri en önemli unsur şüphesiz ki logomuz. Bizim için tasarım, kusursuz müşteri deneyimi açısından hayati bir rol oynuyor. Bu vizyonla, Burger King markasının kim olduğunu ve nelere değer verdiğini anlatmak için 20 yılı aşkın süreden sonra daha çekici görünecek bir logo ve görsel kimlik üzerine çalışıldı. Sürdürülebilir ve dijital dünyanın dinamiklerini yakından takip ederek, daha modern ve dijital dostu bir tasarım diline geçiş yapmak istedik. Yeni minimal logo, Burger King’in görsel mirasını ve en önemlisi markanın güncel evrimini, kendinden emin, basit ve eğlenceli bir tasarım diliyle ele alıyor.
✓ Dışarıdan her ne kadar sadece logomuz değişti gibi gözükse de aslında tam anlamıyla görsel dünyamız yenilendi. Renk paletinden özel yazı tipine kadar değişen kimliğimiz, yiyeceklerden ilham alınarak tasarımın tüm unsurlarına yansıtıldı. Retro görünümlü yeni logomuzun yanı sıra menüboardlar, ekip üniformalarımız, restoran tabelalarımız, ürünlerin ambalajları ve tüm pazarlama materyallerimiz yeni logoyu içeren eğlenceli illüstrasyonlarla yenilenmeye devam ediyor.
✓ Burger King’in 2021 yılı içinde yeni kimliğinin bir kısmını reklamlarda, tabelalarda ve ambalajlarda görmeye başladık. Ancak, 360 derece pazarlama faaliyetlerini kapsayacak bu dönüşümü yansıtmak birkaç yıl sürecektir. Şu ana kadar yeni logomuzla ilgili farklı görüşler oldu ama minimalist, modern, net ve güçlü bir tasarım olduğuna dair yorumlar alıyoruz.
Logomuzu sade bir tasarımla yeniledik!
✓ Türkiye’nin ilk online pazaryeri olarak bu sene 20. yaşımızı kutluyoruz. Her geçen yıl yükselişini sürdüren e-ticaret sektörünün önde gelen oyuncularından biri olarak, değişen tüketici yaklaşımlarını yakından takip ediyor ve bu beklentilere uygun hizmetler sunuyoruz. Genç ve dinamik bir kurum kültürüne sahip bir şirket olarak 20. yılımızda da aynı enerjiyle kullanıcılarımızın ihtiyaçlarına göre hareket ediyoruz.
✓ Trendleri takip eden, yenilikçi ve dinamik yapımızla logomuzu da yenilemeye karar verdik. Global trendleri takip eden daha sade bir tasarıma sahip olan yeni logomuz, teknolojinin ve alışverişin buluştuğu GittiGidiyor’da kullanıcılarımıza daha dinamik, keşfedecek yeniliklerin de olduğu bir alışveriş deneyimi yaratmayı ifade ediyor. Dijitalleşen dünyayla birlikte tasarımların da sadeleştiği günümüze uygun olarak tasarladığımız yeni logomuzda, eski amblemimizde bulunan renkleri tipografideki noktalara taşıyarak daha modern ve eğlenceli bir kimlik sunmayı amaçladık. Ayrıca, GittiGidiyor için özel olarak tasarlanan font da teknoloji ve alışveriş arasında kurulan köprüyü sembolleştiriyor. Sosyal medyadan, kullanıcılarımızdan ve satıcılarımızdan bu anlamda çok güzel geri dönüşler aldık. Aldığımız olumlu yorumlarla bu enerjiyi yansıttığımızı ve hedefimize ulaştığımızı görüyoruz.
Logolarını baştan yaratan markalar! haberimizi okumak için TIKLAYIN!