“Perfect” Place to Work: Perfection İstanbul
Deneyimli kadrosu ve son dönemlerde imza attığı yaratıcı projelerle ulusal ve uluslararası alanda adından söz ettiren “tam hizmet ajansı” Perfection İstanbul, iş yeri kültürü ve çalışan memnuniyeti konusunda global ölçekte hizmet veren Great Place to Work Enstitüsü tarafından verilen “Great Place to Work Sertifikası”nı almaya hak kazandı. Reklamcılık sektöründen bir markanın nadiren layık görüldüğü sertifikayı almalarının ışığında Ajans Başkanı Selim Erdem ile Perfection İstanbul’un insan kaynağına yaptığı yatırımları, yenilikçi uygulamalarını ve kurum kültürünün yapı taşlarını konuştuk.
Perfection İstanbul olarak Great Place to Work Enstitüsü tarafından verilen “Great Place to Work Sertifikası”nı almaya hak kazandınız. Bu başarı nasıl bir stratejiyle geldi?
Bu önemli başarıyı, insan kaynağına yaptığımız yatırım ve yenilikçi uygulamaların yanı sıra çalışanlarımızın memnuniyetini odağımıza aldığımız stratejinin sonucu olarak tanımlayabiliriz. İş yeri kültürü ve çalışan memnuniyeti konusunda 30 yıldır hizmet veren Great Place to Work Enstitüsü’nün yürüttüğü program, kurum kültürü alanında dünyada gerçekleştirilen en geniş çaplı araştırma olma özelliğini taşıyor.
Great Place to Work Sertifikası için; ‘Güvenilirlik’, ‘Saygı’, ‘Hakkaniyet’, ‘Gurur’ ve ‘Takım Ruhu’ başlıkları altında çalışanlar tarafından kurum kültürü algısı değerlendiriliyor. Belirttiğim ve sertifika için olmazsa olmaz tüm bu başlıkları güçlendirerek ve çalışan memnuniyetini merkezimize alarak mutlu sona ulaştık. Aslında tek cümle ile ifade etmek gerekirse, kendimize kurumsal bakış açısını ajans yaşantısına nasıl adapte ederiz sorusunu sorduk.
Ajans çalışanları için nasıl bir çalışan deneyimi oluşturuyorsunuz? Bu anlamda diğer ajanslarla ayrışan yönleriniz neler?
En önemli nokta ekip. Bunun farkındayız. Dijital dönüşüm ve son 1.5 yılda yaşananlarla birlikte müşteri beklentileri değişiyor ve değişmeyi de sürdürecek. Bu değişimi iyi yönetmenin en kritik unsuru iyi bir ekip ve bu ekibin çalışma deneyimi. Ekip, mutlu ve verimli olursa, ajans içerisindeki döngü müşteriye de yansıyor. Ekibimiz özellinde saygı temelli bir yapı kurduk. Hem yöneticilerin ekip üyelerine hem de ekip üyelerinin kendi aralarında saygı temelli bir ilişkisi var. Ayrıca müşterilerimizle olan ilişkimizde de saygıyı merkeze koyuyoruz. Kırmızı çizgilerimiz var. Bu çizgilerin en başında ise bizim müşterimize olduğumuz kadar müşterimizin de ajansımıza ve ekip üyelerimize saygısı yer alıyor.
Reklamcılık sektöründe “Great Place to Work Sertifikası”na sahip çok fazla ajans yok. Siz bu alandaki ilk ajanslardan birsiniz. Bu sizin için ne ifade ediyor?
Great Place to Work Sertifikası’nı bizi “Perfect” yapan değerlerimizin sonucunda aldık. Özellikle de %94’lük bir oran ile bu değerli sertifikaya sahip olmak, bizler için ayrı bir mutluluk oldu. Belirttiğiniz üzere reklamcılık sektöründe “Great Place to Work Sertifikası”na sahip çok fazla ajans yok. Gelecek yıllarda da insan kaynakları uygulamalarını çalışanlarımızdan gelen geri bildirimlere göre geliştirmeye devam edecek, sektörde tercih edilen işveren olmak ve operasyonel mükemmellik için çalışmalarımızı sürdüreceğiz.
Bu ödüllü çalışma ortamı hem yaratılan işlere hem de müşterilerinizle ilişkilerinize nasıl yansıyor?
Bizim en büyük değerimiz ve gücümüz insan kaynağımız. Şunu kesinlikle söyleyebiliriz, iyi bir takımınız yoksa dünyanın en iyi teknik direktörü olsanız dahi sonuç alamazsınız. Deneyimli ve büyümeye devam eden bir kadroya sahibiz. Ekibimiz, reklamcılığa gönül vermiş, birbirinden başarılı ve kıymetli takım arkadaşlarının katılımıyla büyüdü, büyümeye de devam ediyor. Bizi ‘Perfect’ yapan değerler; ekibimiz üyelerinin yaratıcı zekâları, üretimlerine olan inançları ve birbirlerine bağlılıkları. Tüm bu değerlerin toplamı, müşterilerimize sunduğumuz hizmete ve iş yapış süreçlerimize de yansıyor.
Özellikle pandemi koşullarında bu ödülü almanın anlamı bir başka. Bu zorlu süreçte çalışanlarınız korumak adına neler yaptınız?
Pandeminin ilk günleri itibariyle, ekip üyelerimizin sağlığını ve güvenliğini sağlamak önceliğimiz oldu. Teknolojik altyapımız sayesinde bir gün içinde evden çalışma sistemine geçtik. Ekibin evlerinden rahatlıkla çalışabilecekleri ve sağlıklarını riske atmayacakları şekilde organize olduk.
Ekip üyelerimize pandemi süreciyle ilgili düzenli güncellemeler yaptık. Dikkat etmeleri gereken noktaları aktardık. Elektrik ve internet desteğinin yanı sıra market-alışveriş desteği sağladık.
Tüm bunların yanı sıra bir psikologla özel oturum gerçekleştirdik. Pandemi sürecinde ruh sağlığımızın korunması hassas bir nokta idi. Ekip üyelerimizin aklındaki soru işaretlerine yanıt buldukları keyifli bir oturum oldu. Ayrıca yılbaşında tüm ekibin katılımıyla bir konser gerçekleştirdik.
Ayrıca yıl içinde hem ekibimiz hem ekibimizin aileleri için küçük sürprizler, hediyeler sunmayı da ihmal etmedik.
Pandemi döneminde ekibimizi büyütme yoluna da gittik. Bunu yaparken ekiplerimize danıştık, oylama yaptık. Kısaca ifade etmek gerekirse, bu kritik süreçte hep şeffaf olduk. Yan yana olmaya, yaşananları birlikte omuzlamaya gayret gösterdik.
Perfection İstanbul’da çalışmak için 5 sebep sayın desek neler dersiniz?
Birçok değer çalışma ekosistemimizin önemli parçaları durumunda. Öncelikle bu değerleri belirledik. Ardından bu değerleri inşa etmek, sisteme uyumlu hale getirmek ve yürütülmesini sağlamak için emek ve zaman harcadık.
Saygı, şeffaflık, takım çalışması, mükemmeliyet anlayışı ve ortak aklı yarattığımız bu değerler arasında en önde sıralayabiliriz. Günümüzde önemleri giderek artan, olmazsa olmaz haline gelen bu değerlerin Perfection İstanbul’da çalışmak için 5 sebep olduğuna inanıyoruz.