Dijitalde beden dilini iyi kullanmanın ipuçları
Tıpkı günlük hayatta olduğu gibi, görüntülü görüşme ve maillerde de ne söylediğiniz kadar nasıl söylediğiniz çok önemli. Mailinizde kullandığınız noktalama işaretleri ya da emojiler, görüntülü toplantılarda nasıl söz aldığınız gibi detaylar dijital beden dilinizi şekillendiriyor. Liderlik Uzmanı Erica Dhawan, “Fiziksel beden dilimiz gibi, dijital beden dili de ruh halimiz veya etkileşimimiz gibi şeyleri işaret eden ipuçlarıyla dolu ve metinde, telefonda veya görüntülü görüşmede söylenen kelimelerin anlamını değiştiriyor” diyor.
İş için gönderdiğiniz son maili düşünün. Cümleleri nokta veya ünlem işaretiyle mi bitiyordu yoksa noktalama işaretlerini tamamen mi bıraktınız? Emoji mi yoksa düz metin içiriyordu? Hızla yanıt yazdınız mı yoksa özür dileyerek geç mi yanıt verdiniz?
Şimdi ise son görüntülü görüşmenizi düşünün. Toplantı sırasında en az bir kez telefonunuzu veya e-postanızı kontrol ettiniz mi? Diğer konuşmacının bitirdiğinden emin olmak için durakladınız mı? Yoksa bağlantıdaki ufak gecikmeleri hesaba katmadığınız için kendinizi sık sık onların cümlelerini bölerken mi buldunuz?
Liderlik Uzmanı Erica Dhawan’a göre, bunların hepsi “dijital beden dilimizin” örnekleri. Fiziksel beden dilimiz gibi dijital beden dili de ruh halimiz veya etkileşimimiz gibi şeyleri işaret eden ipuçlarıyla dolu ve metinde, telefonda veya görüntülü görüşmede söylenen kelimelerin anlamını değiştiriyor.
Dijital beden dilinde insanların kendini ifade etmesi kolay değil!
Pandemi sırasında uzaktan çalışmanın yükselişi bu sorunları daha görünür hale getirdi ancak psikologlar uzun zamandır dijital iletişimin yanlış anlaşılmalar doğurabileceğini söylüyorlar. Örneğin, Dhawan, insanların alaycılığı nasıl yorumladıklarına ilişkin 2005 tarihli bir araştırmaya işaret ediyor. Araştırma sonuçlarına göre katılımcıların yaklaşık yüzde 56’sı e-posta dilinde alaycılığı doğru bir şekilde tespit ediyor. Aynı kelimelerin yüksek sesle söylendiğini duyan kişilerde ise bu oran yüzde 79. Dhawan’ın kendi araştırması, bu tür yanlış anlamaların büyük bir üretkenlik kaybına yol açabileceğini öne sürüyor. 2 bin çalışan ve yöneticiyle yakın zamanda yapılan anket, yüzde 70’lik bir kesimin zayıf dijital iletişimi “işlerini gerçekleştirirken çok sık yaşadıkları bir engel” olarak gördüğünü ortaya koyuyor. Bu durum her hafta yaklaşık dört saat boşa harcanmasına yol açabiliyor.
Görüntülü toplantılarda da insanların kendini ifade etmesi pek kolay değil. Ancak deneyimi geliştirmenin ve daha kolay söz almayı sağlamanın birçok yolu var. Örneğin, grup görüşmelerinde insanlardan konuşmadan önce ellerini kaldırmaları istenebilir. Ayrıca, insanların bir gündeme bağlı kalmalarını ve dikkatlerinin dağılmamasını sağlayabilecek bir moderatör atamak da faydalı olabilir.
Dhawan, bu görüşmeler sırasında çoklu görevlerin veya diğer cihazların dikkatinizin dağılmasına neden olmamasını şiddetle tavsiye ediyor ve ekliyor, “Başkaları sizinle görüntülü göz teması kurmaya çalışırken, telefonunuzla meşgul olmanız dikkat çeker. Kimsenin fark etmeyeceğini düşünebilirsiniz ancak bu katılım ve coşku eksikliğine işaret eder.”
Bir video konferanstayken yanıtlamanız gereken başka bir arama olduğunda, insanları önceden uyarmanın ve en azından neden ayrıldığınızı açıklamanın saygıyı göstermenin etkili bir yolu olduğunu söylüyor Drawan.
Çevrimiçi iletişimde takdir ve minnettarlığı ifade etmenin yolları
Takdiri ifade ederken özellikle dikkatli olmak gerektiğinin altını çizen Dhawan, “Geçmişte el sıkışma ve gülümseme bize bu sinyalleri rahatlıkla veriyordu ancak çevrimiçi iletişimde minnettarlığımız genellikle daha az belirgin veya hiç ifade edilemiyor. Bunu düzeltmeye yönelik önlemler, sanal bir toplantıdan sonra, birinin girdilerine değer verdiğinizi açıkça belirtmek için bir takip e-postası göndermek veya bir müşteriye bir e-postada genç bir meslektaşınızı cc’leyerek oynadıkları rolü kabul etmek kadar basit olabilir. Meslektaşlarımızın onlara ne kadar değer verdiğimizi bileceğini varsayamayız. Herhangi bir beceri gibi, dijital beden dilinizi mükemmelleştirmek de pratik gerektirir ancak her gün birkaç dakika düşünmek, ilerleyen günlerde ve haftalarda saatlerce endişe ve kafa karışıklığından kurtarabilir.
Kaynak: BBC