Çin’in dünyayı kasıp kavuran e-ticaret trendleri
Geçtiğimiz 18 ayda, pandeminin, küresel perakendenin dijitalleşmeye doğru durdurulamaz yürüyüşünü hızlandırmasına hepimiz tanık olduk. Bu süreçte, piyasaları, dijital kanalları ve medyayı ayıran sınırlar da yavaş yavaş ortadan kalkmaya başladı. Daha önce çok az ortak noktası olan pek çok tüketici pazarı, günümüzde yükselen ve etkileşime giren trendler sayesinde birbirleri ile temas halinde olmaya başladılar.
Bu süre zarfında yeni bir güç olarak ortaya çıkan Çin pazarı, hem çevrimiçi hem de çevrimdışı perakendedeki dönüşümleriyle küresel trendler üzerinde özellikle etkili oldu. Canlı yayın, sosyal ticaret ve süper uygulamalar gibi Çin’in e-ticaret trendleri, yerel inovasyon, doğrudan yatırımlar ve Çinli teknoloji devlerinin bilgi aktarımı sayesinde yavaş yavaş küresel olarak yayılıyor.
Tabii bu süreçte küresel markalar da, stratejilerini kendi iç pazarlarına göre ayarlayıp Çin’deki bu yarışa katılmak için gecikmediler. Alibaba’nın 2020 Bekarlar Günü alışveriş festivali (dünyanın en büyük çevrimiçi satış etkinliği) sırasında, katılan 250.000 markanın yüzde 12’si yurtdışından geldi. Bu yabancı markalar festival süresince 74 milyar doları aşan satışların yaklaşık 5 milyar dolarını oluşturdu. 11 günlük bir süre içinde Alibaba, Çin’e yabancı mal ithal etmek için 3.000’den fazla uçak ve gemi kiraladı. Ülke dışına siparişleri teslim etmek için ise 700 uçak gönderildi. Bir zamanlar çok yerelleştirilmiş bir e-ticaret etkinliği olan Bekarlar Günü’nün giderek küreselleşen doğası, Çin’de doğan trendlerin artık küresel iş stratejilerini ve yatırımları nasıl etkilediğinin küçük bir örneği.
Çin’in küresel e-ticaretteki hakimiyeti öylece gerçekleşmiş bir durum değil elbet. Son on yılda yüksek hızlı mobil ağların kullanıma sunulması, karmaşık lojistik ağların geliştirilmesi ve tüketiciler arasında mobil ödemelerin neredeyse evrensel olarak benimsenmesi üretimde dünya lideri olan Çin’in e-ticarette de zirveye yerleşmesini sağladı.
Çin’in e-ticaretten elde ettiği perakende gelirlerinin geçen yılki 2,3 trilyon dolardan 2,8 trilyon dolara ulaşması bekleniyor.
Hal böyle olunca, küresel pazarlarda ortaya çıkmakta olan trendleri iş işten geçmeden yakalamak ve Çin gibi büyük bir pazarın oyuncularından biri olabilmek için Asya-Pasifik bölgesinin pazarını takip etmek gerekiyor. Dünyanın en büyük e-ticaret pazarında ortaya çıkan trendleri analiz etmek ve diğer küresel pazarların bunları benimsemeye hazır olup olmadığını değerlendirmek için Jing Daily ve Wunderman Thompson Intelligence, “Transcendent Retail: APAC” adlı ayrıntılı raporu hazırladı. Çin, Hindistan, Endonezya, Tayland, Japonya ve Avustralya’daki 10.000’den fazla tüketiciden alınan anket verilerinin yanı sıra uzmanlarla yapılan röportajları bir araya getiren rapor, Çin’deki tüketicilere satış yapmakla ilgilenen markalar için bazı ipuçları veriyor.
Aşağıda, raporda tanımlanan 17 temel eğilimden eyleme dönüştürülebilir birçok çıkarımdan dördünü vurguluyor. Daha fazlası için, raporu buradan indirebilirsiniz.
1. Tıklama ve harç mağazası burada kalacak
Pandemi ile birlikte online alışveriş gelişirken fiziksel mağazalar da gelişti ve nihayetinde bu ikisini birbirinden ayrılamaz hale geldi. Artık evden alışverişin rahatlığına alışan tüketiciler aynı hizmeti fiziksel mağazalardan da beklemeye başladı. Buna karşılık, fiziksel mağazalar, ürünlere yerleştirilen QR kodları, tüketicileri alışveriş yaparken eğlendirmek için yapılan sürükleyici uygulamalar ve oyun deneyimleri ile dijital dünyayla giderek daha fazla entegre oluyor. Yelpazenin diğer ucunda, dijital yerel markalar, geniş sosyal medya takipçilerinden satışları artırmak ve dönüştürmek için pop-up mağazalara yatırım yapıyor.
Çoklu kanal perakendeciliği anlamına gelen “tıklama ve harç perakendeciliği”, büyük bir dönüşüm sürecinden geçse bile, Çin’deki e-ticaretin evrimi tarafından öldürülmeyecek. Kazananlar; oyunlaştırma, yüksek düzeyde kişiselleştirme ve tüketicileri eğlendirme yeteneği gibi e-ticarette yaygın olan bazı özellikleri kullanan ve yüz yüze alışverişe yönelik tüketici beklentilerini anlayanlar olacak.
2. Dünya, Çin tarzı e-ticaret canlı yayınına yetişmek için yarışıyor
2016 yılında Alibaba’nın Taobao Live’ının öncülük ettiği canlı video satış modeli, Çin’deki hemen hemen her e-ticaret ve sosyal platformun bir özelliği haline geldi. Şimdi dünyanın dört bir yanındaki markalar, perakendeciler ve teknoloji firmaları, canlı yayınlarla gelen “şimdi gör, şimdi satın al” işlevselliğinin kendi sürümlerini tanıtmak için yarışıyor.
Karantina boyunca ünlülerin, kanaat liderlerinin ve CEO’ların yer almaya başladığı canlı yayın ortamları, kesinlikle Çin’in dijital ortamında ortaya çıkan en güçlü trendlerden biri oldu. Canlı yayın artık değer zincirini yukarı taşımaya ve markalar küresel kitlelere ulaşmak için genişledikçe sınırları aşmaya başladı.
3. Markalar tamamen oyuna giriyor
Yaklaşık 518 milyon video oyuncusuyla Çin, halihazırda dünyanın en büyük oyun pazarı olarak karşımıza çıkıyor. Buraya kadar zaten pek çok sektördeki markalar için oldukça ilgi çekici. Ancak bunun yanı sıra, Çin oyun pazarı, yüzde 56 ile en fazla kadın oyuncuyu ve yüzde 47 ile en fazla 30 yaş altı kitleyi barından pazar olma özelliğini de gösteriyor.
Markalar da oyun sektörünün git gide büyümesiyle, oyunların sanal dünyalarını yeni pazarlama kanalları olarak görmeye başlıyor. Moda ve otomobil gibi alanlarla lüks ve sınırlı üretim yapan markalar oyunlarla iş birlikleri yaparak ürünleri için bilinirliklerini artırıyor. Oyunu oynayan genç kitlenin büyük kısmı (henüz) belirli bir satın alma aksiyonu gerçekleştiremeyecek olsa da markaya karşı pozitif hisler geliştiriyor.
4. Dijitalin yaş ortalaması artıyor
Genç nesillere kıyasla, yaşlı tüketicilerin harcanabilir geliri daha yüksek ve çevrimiçi alışveriş yapmak için daha fazla zamanları var. Üstelik, salgın sırasında, Alibaba’nın Taobao pazarı, yiyecek ve temel ihtiyaçlarını karşılamak için e-ticareti kullanmak zorunda kalan yaşlı müşterilerin oranının yüzde 30 oranında arttığını belirtti. 2020’nin sonunda, Çin’in yaklaşık bir milyar internet kullanıcısının yüzde 11,2’si 60 yaşın üzerindeyken, 50 ve üzeri yaşlardaki kullanıcıların oranı, Mart 2020’deki yaklaşık yüzde 17’den yüzde 26,3’e yükseldi.
Bununla birlikte sağlık taramaları için kullanılan QR kodları gibi teknolojilere uyum sağlamakta olan yaşlı kesim, hükümetin teknoloji konusunda her yaştan kesimin kolay adapte olacağı geliştirmeler yapması gerektiğini de ortaya koydu.
5. Etik tüketiciler
Sürdürülebilirlik, feminizm ve kapsayıcılık pazarlamanın yeni trendleri arasına girerek daha duyarlı markaları ortaya çıkardı. Çinli tüketiciler sürdürülebilirlik, cinsiyet eşitliği ve kapsayıcılık konularına giderek daha fazla uyum sağlıyor.
Hükümetin ülkenin karbon ayak izini azaltmaya yönelik baskısı ve COVID-19 salgını, tüketicinin çevre sorunlarına, sağlığa ve esenliğe karşı duyarlılığını artırdı. Wunderman Thompson Intelligence tarafından 2021 yılında yapılan bir ankete göre, Çinli tüketicilerin yüzde 37’si, şirketlerin insanları ve gezegeni, kârın önüne koyması gerektiği konusunda kesinlikle hemfikir. Ayrıca Çinli katılımcılar, Batılı tüketicilere kıyasla sürdürülebilirlik faktörlerine dayalı olarak marka değiştirme konusunda daha istekli olduklarını da belirtti.
Çinli tüketicilerin aktif olarak sesini yükselttiği bir diğer alan da geleneksel güzellik standartları ve cinsiyet klişeleri. Feminizm, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü gibi vesilelerle ele alınacak bir konu olmaktan ziyade artık evrensel bir konu olmaya başladı.
6. Çin’in önde gelen influencerları kendi markalarını oluşturmaya hazırlanıyor
Tüketicilerin büyük güvenini kazanan influencerlar, uzun zamandır markalar için oldukça önem taşıyor. Geri dönüşlerin ölçülebilir olması, yüksek bir kitleye hitap etme ve güven kazanma gibi kriterler dolayısıyla influencerlar, her geçen gün pazarlamada daha büyük bir yer ediniyor. Bununla birlikte, bu kanaat önderleri yavaş yavaş kendi markalarını da kurmaya başladı. Kimi influencerlar bunu bir markayla anlaşarak yaparken, kimileri fabrikalarda direkt olarak kendi ürünlerini ürettiriyor.
“Transcendent Retail: APAC”, Asya-Pasifik bölgesi ile ilgili içerdiği derin içgörüler ve pazar analizleri ile Çin’in yeni nesil ticaret trendlerinden yararlanmak isteyen her marka, pazarlamacı veya perakendeci için güncel bir rehber sayılabilir. 81 sayfalık raporun tamamını okumak için buradan indirebilirsiniz.