Sosyal medyanın yeni imtihanı: “Felaket kaydırması”
Uzun bir süredir felaket haberlerinin ardı arkası kesilmiyor. Bu toplumsal felaketler yaşanırken günlük rutininde paylaşım yapmaya devam eden hesaplar ise sosyal medyanın linçine uğruyor. Linç edenler toplumsal felaketler yaşanırken yapılan rutin paylaşımları saygısızlık ya da duyarsızlık olarak görüyor, paylaşımı yapanlar ise temel hak ve özgürlüklere işaret ediyor. Pollective ve The Planner Co. iş birliğiyle gerçekleştirilen “Toplum Duyarlılığı ve Kişisel Özgürlükler” araştırması tam da bu konudaki ayrışmaya ışık tutuyor. Araştırma tarafların birbirini anlayabilmesi adına da ayrıca önem taşıyor.
18-45 yaş aralığında Türkiye’nin 68 şehrinden 1500+ katılımcıyla gerçekleştirilen araştırma kapsamında, ülke gündeminde felaketler varken yapılan kişisel paylaşımlar soruldu. Katılımcıların sadece yüzde 9’u gündemde felaketler varken sosyal medya hesapları üzerinden yapılan kişisel paylaşımları saygısızlık olarak nitelendiriyor.
25 yaş üstü katılımcılar konuya daha tepkili!
18-24 yaş arası gençlerin yüzde 6’sı felaket zamanlarında sosyal medya üzerinden yapılan kişisel paylaşımlardan rahatsız olurken, bu oran 25 yaş üzerindeki kitlede yüzde 10’a yükseliyor. Araştırma katılımcılarının yüzde 29’una göre bu dönemlerde kişisel paylaşımların devam etmesinin nedeni “Toplumun duyarsızlaşması”. Bu bağlamda yapılan paylaşımlara daha negatif yaklaşanların oranını toplamda yüzde 38 olarak çıkıyor karşımıza. Katılımcıların kalan yüzde 62’lik kısmının ise daha nötr bir yaklaşım sergilediği görülüyor.
Katılımcıların yüzde 34’ü Türkiye’de felaketlerin günlük yaşantının bir parçası olduğunu, bu sebeple paylaşım yapılabileceğini düşünüyor. Yüzde 15’i ise hayatın devam ettiğini ve kişilerin paylaşımlarında özgür olduğunu ifade ediyor. Geriye kalan yüzde 13 ise genel olarak kimin ne paylaştığıyla ilgilenmediğini ve buna karışmak gibi bir düşüncesinin de olmadığını belirtiyor.
Çoğunluk tepkileri “kişisel hayata müdahale” olarak görüyor
Katılımcılara “Bu tarz paylaşımların tepki çekmesi sizce kişisel özgürlüklere müdahale mi?” sorusu sorulduğunda yüzde 30, bu tepkinin duruma ve olaya göre değerlendirilmesi gerektiğini söyleyerek olay bazlı değerlendirme ve derecelendirme yapıyor. Aynı kesim, kendi kişisel değer yargılarına göre bir tepki gösterdiğini de belirtiyor. Yüzde 25 “kesinlikle müdahale” olduğunu düşünürken, yüzde 16 kısmen “müdahale” olduğunu düşünüyor.
Her 10 kişiden 4’ü “Türkiye’de gündemdeki olaylar sona ermiyor” diyor
Cevaplar detaylandırıldığında kişisel paylaşımları sinir bozucu gören yüzde 9’luk kitlenin içinde bulunan yüzde 16’lık kesim aynı zamanda bu paylaşımlara karışılmasını kişisel hak ve özgürlüklere kısmen veya tamamen müdahale olarak nitelendiriyor. Geri kalan yüzde 84’lük kısım ise bu paylaşımların tepki almasını kişisel hak ve özgürlüklere karışılması olarak yorumlamıyor.
Sosyal medya düzenlemesine birinci ağızdan açıklık getirildi!