Haftada 4 gün çalışma verimliliği nasıl etkiler? – Son 24 saatin gündemi

Spotify bu yazın en çok dinlenen şarkılarını açıkladı

Spotify mayıs-haziran döneminde dünyada ve Türkiye’de en çok dinlenen şarkıları açıkladı.

Dünya listesinin zirvesinde 600 milyon dinlemeye ulaşan good 4 u yer alırken listenin kalanında da The Weeknd, Justin Bieber, Dua Lipa, BTS ve Ed Sheeran gibi isimler var.

Türkiye’de en çok dinlenen isim Ezhel olurken listeye en çok çıkarma yapan isim ise Uzi oluyor.

Yılın en çok dinleneni Ezhel’in “Bul Beni” şarkısı oldu. Son dönemde ortalığı kasıp kavuran Sefo’dan “Bilmem mi?”  ikinci sırada yer alırken onu UZI “Krvn”,  Patron  “Ölebilirim” ve EDIS “Martılar” takip etti.

Bilim insanları iklim kriziyle cinsiyet dağılımı arasında ilginç bir bağlantı kurdu

Japonya’da bilim insanlarının gerçekleştirdiği bir araştırma iklim krizinin yeni doğan bebeklerin cinsiyetini de etkilediğini ortaya çıkardı. Japonya’da gerçekleşen depremlerden sonra cinsiyet dağılım verilerini inceleyen bilim insanları depremlerin üzerinden geçen 9 ay sürede erkek bebek doğumu bir önceki yıla göre yüzde 6 ile 14 arasında bir düşüş gösterdi.

Bilim insanları, cinsiyet oranının bu denli etkilenmesinin sebebini henüz bilmiyor olsa da araştırmanın baş yazarı Dr. Misao Fukuda, erkeklerde bulunan Y geninin strese karşı daha savunmasız olmasının konuyla bir ilgisi olabileceğini belirtti.

Haftada 4 gün çalışma verimi nasıl etkiler?

Dünya genelinde özellikle Covid-19 süreciyle yeni çalışma biçimleri de gündeme geliyor. Herkes şu soruya odaklandı: “Haftada beş gün yerine dört gün çalışarak aynı maaşı almak mümkün olabilir mi?” Uzmanlar, bir ‘esnek çalışma’ yöntemi olan ‘sıkıştırılmış iş haftaları’ düzenlemesinin birçok ülkede uygulandığına dikkat çekiyor. Bu yöntemde örneğin haftalık 5 gün olan çalışma programı, beş günden daha az zamana sıkıştırılıyor. Örneğin günlük 8 saatlik çalışma yerine günde 10 saat ve haftada 4 gün olarak düzenleme yapılıyor. Uzmanlar bu yöntemin verimliği ve iş kalitesini artırdığını vurguluyor.

Doç. Dr. Dinçer Atlı İzlanda’da uygulamaya alınan modelle ilgili şunları söyledi: “İzlanda’da kamu kesiminde başlayan ve özel sektörde de uygulama alanı bulan ücret kesintisi olmadan azaltılmış çalışma saatleri, dünyanın diğer ülkeleri için de ilham kaynağı. Bu bağlamda sendika ve sivil toplum örgütlerinin tartışmaya açtığı bu çalışma düzenlemesi dünyada henüz yaygın uygulama alanı bulamasa da Japonya, Yeni Zelanda, Almanya, Finlandiya, İspanya ve İngiltere gibi ülkelerde tartışılıyor.”

Bu uygulamaların dünyanın çeşitli ülkelerinde daha fazla oranda uygulama alanı bulacağını kaydeden Doç. Dr. Dinçer Atlı, “Zira araştırmalar da gösteriyor ki çalışanlar iş yoğunluğu ve iş stresinden uzaklaşır ve işverenleri ile gönül bağı içerisinde olurlarsa hem verimlilik hem de iş kalitesi artıyor. Verimlilik ve iş kalitesinin artması işverenler için karlılık anlamına geldiği için de hem çalışan hem işveren hem de müşteriler açısından bir kazan kazan durumu oluşturuyor.” dedi.  

Kapalıçarşı esnaflığı bitiyor mu?

Her gün binlerce turisti ağırlayan Kapalıçarşı’da Üsküdar Üniversitesi tarafından “Kapalıçarşı Esnafının Dünden Bugüne Kültür ve Turizme Katkılarının Sosyolojik Tahlili” adlı kapsamlı bir çevrimiçi anket çalışması gerçekleştirildi.

Araştırmada esnafın kendini geliştirdiği ve yüzde 75.8 oranla işi işte öğrenip tecrübe kazandıkları görülüyor. Yüzde 22.6 oranla turizm alanında eğitimini almış esnafın varlığı da sonuçlara yansıyor. Esnaf yüzde 58.1 oranla alışveriş turizmini, yüzde 32.3 oranla da kültür turizmini önemsediğini belirtiyor. “Yerel kültürü tanıtmak mı, yoksa popüler olanı alıcıya sunmak mı önemli?” sorusuna esnafın yüzde 59.7’si “yerel kültürü sahiplenmeli ve turiste tanıtmalı” yanıtını verirken yüzde 30.6’lık bir kesim “popüler olanı takip edip satmalı” diyor. İçinde bulunulan döneme göre şartlar değiştiğinden “her ikisi de olmalı” (yüzde 6.4) cevabı da sonuçlara yansıyor.

Mesleklerinde her daim sirkülasyon olması bir kesim esnaf için umut vadediyor. Olumsuz düşünceler içinde olan esnaf da üretimin zorlaşmasını sebep gösteriyor. Eskisi gibi çırak olmadığı için mesleğin sürdürülebilirliği adına geriden gelen bir neslin olmadığı ifade ediliyor. 

ABD’den dikkat çeken BioNTech kararı

ABD Gıda ve İlaç Dairesi (FDA), Pfizer-BioNTech’in mRNA tabanlı koronavirüs aşısına tam kullanım onayı verdi. Verilen bu onay, ülke genelinde aşının zorunlu tutulabileceği anlamına geliyor.

2020’nin başından beri dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgınının hala tam olarak önüne geçebilmiş değiliz. Bunun için bilim insanları ve hükümetler aşılanmanın gerekliliğinden bahsetse de kimi gruplar, aşının güvenliği ile ilgili duydukları endişe sebebiyle direnmeye devam ediyor. Aşının şu an zorunlu kılınamayacağı gerçeği de göz önüne alındığında, haliyle toplumun hatırı sayılır bir kesimi hala aşılanamamış oluyor.  

Şimdi ise ABD Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) tarafından verilen bir onay en azından Amerika’da bu durumu tersine çevirebilir gibi görünüyor. Pfizer ve BioNTech’in birlikte ürettiği mRNA tabanlı koronavirüs aşısı FDA’dan tam kullanım onayı alarak tıp dünyasında yerini sağlamlaştırdı. 44 bin kişinin verilerinin incelenmesiyle verilen bu karar, aşının güvenilirliğini ortaya koyuyor. Buna ek olarak, tam kullanım onayı, aşının ülke genelinde zorunlu kılınabileceğini de gösteriyor. Bu yüzden, muhtemelen ilerleyen dönemlerde aşıyı zorunlu kılan ülkelerle ilgili haberleri görmeye başlayabiliriz.

Dün neler konuşuldu? (Twitter Trending Topics)

Dünün en çok arananları neler oldu? (Google Trends)

Dünün en çok izlenenleri hangi videolar oldu? (YouTube Trends)

Dünün gündemine göz atmak için TIKLAYIN.