Oynanabilir ve interaktif reklamlar yükselişte!
Playable Factory bilinen reklam anlayışını değiştirmek için yola çıkan bir ajans… Oynanabilir reklam formatıyla müşterilerinin uygulama sayfasına gelen ve uygulamayı indiren kullanıcıları, uygulamayı çok daha uzun süre kullanıyor ve bu anlamda yüzde 700’e varan dönüşüm oranları (conversion rate) yakalanabiliyor. Z kuşağının reklamlardan kaçınma ve onları engelleme eğilimi de bu formatla absorbe ediliyor. Detayları Playable Factory Kurucu Ortağı ve CEO’su Gökçe Nur Oğuz’dan dinliyoruz.
Bize biraz Playable Factory’yi tanıtabilir misiniz?
Playable Factory 2018 yılında 3 kişiyle kuruldu. İlk oynanabilir reklamımızı 2 hafta içinde geliştirdik ve iki yıl içinde ekibimizi büyütüp, tüm dünyaya oynanabilir ve interaktif reklamlar üreten bir şirket haline geldik. Şu anda yaklaşık 30 kişilik bir ekibimiz var ve mobil ağırlıklı olmak üzere web ve akıllı TV uyumlu HTML formatında oynanabilir reklamlar üretiyoruz. Şimdiye dek dünyanın en büyük oyun ve oyun dışı markalarına 400’ün üzerinde oynanabilir reklam ürettik. “Yaratıcı”, “oynanabilir” ve “interaktif” dijital reklamlar tam olarak neyi ifade ediyor? Örnekler üzerinden anlatabilir misiniz? Oynanabilir veya daha geniş tanımıyla interaktif reklamları; tüketiciyi pasif ve izleyici konumundan çıkaran, onları marka ve ürünle direkt etkileşime sokan ve bu sayede daha ilk temasta marka deneyimini yaşatabilen bir reklam formatı olarak tanımlayabiliriz. Bu anlamda temelde mobil oyun firmalarının uygulamalarını indirmeden oyunlarını tanıtmalarına imkân veren bir “demo oyun” formatı olarak doğan oynanabilir reklamlar, markaların dünyasında da kendine hızlıca yer bulmuş durumda. Oynanabilir reklamlarla uygulama sayfanıza gelen ve uygulamayı indiren kullanıcılar, uygulamayı çok daha uzun süre kullanıyor ve bu anlamda yüzde 700’e varan dönüşüm oranları (conversion rate) yakalanabiliyor.
Dijitalleşmeyle beraber artık markalar hedef kitlelerine çok daha doğru ve nokta atışı bir şekilde ulaşabildiğinden, bizim de Playable Factory olarak amacımız bu yolculuğu çok daha verimli bir hâle getirerek markaların potansiyel kullanıcılarına yaratıcı ve yenilikçi bir şekilde ulaşabilmelerini sağlamak. Bu sayede hem markalara daha fazla görünürlük sağlıyor hem de reklamların engellenmeye çalışıldığı ve rahatsız edici görüldüğü günümüzde kullanıcılara çok daha keyifli bir reklam deneyimi yaşatmış oluyoruz.
Örneğin bu reklam formatı sayesinde kullanıcı yeni çıkan bir spor ayakkabısı modelinin rengini ve ebatını direkt reklam üzerinde değiştirebiliyor, beğendiği modeli satın alabilmek için CTA butonlarıyla markanın satın alma sayfalarına veya mobil uygulamasına yönlendirilebiliyor. Bunun yanında oyunlaştırılmış marka içeriklerinde ise markaya ilişkin kurgulanmış bir oyuna dahil olabiliyor ve bu şekilde çok daha keyifli bir kullanıcı deneyimi yaşayıp markanın sunduğu yeniliklerden haberdar olmuş oluyor.
Playable Factory hangi alanlarda daha güçlü? Stratejileriniz kapsamında önümüzdeki dönemde hangi alanlarda büyüme bekliyorsunuz?
İşe rekabetin oldukça yüksek olduğu mobil oyun alanında başladığımız için bu alanda oldukça kuvvetli ve tecrübeliyiz diyebilirim. Zynga, Voodoo, Gameloft, Rovio, CrazyLabs, Unity ve daha birçok dünya deviyle çalışıyoruz. Buradaki tecrübe ve birikimimizi yurt içi ve yurtdışından oyun dışı birçok büyük marka ve reklam ajansıyla çalışarak da pekiştirdik. Şu anda Türkiye’nin en büyük e-ticaret ve FMCG markalarıyla çalışıyoruz.
Son zamanlarda yaptığımız bir proje de oldukça dikkat çekti. Türkiye’nin en çok bilinen yumuşatıcı markalarından biriyle Türkiye’nin en çok izlenen TV yarışma programı sponsorluğu kapsamında iş birliği yaptık. Hazırladığımız oynanabilir içerikler, TV programı esnasında gösterilerek akıllı TV, mobil ve web platformları üzerinden oynanabildi. Toplamda 1.5 milyon kullanıcıya ulaşılarak büyük bir başarı elde edildi. Türkiye’deki markaların da bu konuda oldukça istekli olması ve çalıştığımız ajansların bu fırsatı görerek iş birliğini desteklemeleri bizi oldukça mutlu ediyor.
“Bilinen reklam anlayışını değiştirmek” tabirinin ardında nasıl bir içgörü var? Mevcut reklamlarda yetersiz olan ne?
Şu an markalar için aşılması gereken en zor engellerden biri, Z kuşağının neredeyse yarısının reklamlardan kaçınma ve onları engelleme eğiliminde olması. Yapılan birçok araştırmada ortaya çıktığı gibi Z kuşağının aynı zamanda çok daha kısa bir dikkat süresi var. Kantar Millward Brown’ın AdReaction: Engaging Gen X, Y ve Z çalışmasına göre Z kuşağı, 10 saniyeden kısa videolar izlemek istiyor ve eğlence yönü yüksek olan reklamları daha fazla tercih ediyor. Bu sebeple artık bu hedef kitleye ulaşmak için buna uygun bir reklam metodu kullanmak gerekiyor. Burada da hem dikkat çekmesi hem kısa sürmesi hem de kullanıcıyı eğlendirmesi ve etkileşime sokması sayesinde oynanabilir ve interaktif reklamlar öne çıkıyor.
Aslında şöyle de diyebiliriz: Biz bilinen reklam anlayışını değiştiriyoruz. Kullanıcıya artık reklamların bir engel veya rahatsız edici içerikler olmadığını, aksine olabilecek en keyifli, verimli ve ilgi çekici içerikler hâline gelebileceğini gösteriyoruz. Temel amacımız da bu yolculuğumuza olabildiğince fazla sayıda markayı dahil ederek reklamlara olan bakış açısını dünya çapında değiştirebilmek. Hedefimiz, ekibimize değer katacak yeni arkadaşlarla birlikte oyun ve oyun dışı tüm markaları ve aslında en önemlisi son tüketiciyi, interaktif ve oynanabilir reklam dünyasıyla daha fazla buluşturmak.
Reklam verenin reklamın üzerinde revizyon gerçekleştirmesi süreci nasıl işliyor? Bu noktada müşterileriniz değişiklik yapma konusunda ne kadar özgür?
Gearbox adını verdiğimiz ve kendi geliştirdiğimiz platform üzerinde yaratıcılığı, en güncel teknolojiyi ve reklam data takip sistemini bir araya getiriyoruz. Müşterilerimiz, onlar için ürettiğimiz oynanabilir reklamları bu platform üzerinde görebiliyor, her playable’a özel çeşitli parametreler vasıtasıyla hiçbir kod bilgisine ihtiyaç duymadan görsel, işitsel ve metinsel olarak istedikleri değişiklikleri yapabiliyorlar. Üretilen bu versiyonlar da dünyanın en büyük ad networklerine uyumlu bir şekilde yine aynı platform üzerinden indirilebiliyor ve kampanyalarda doğrudan kullanılabiliyor. Gearbox, özellikle kampanya dönemlerinde farklı versiyonlar üretilebilmesiyle markalarımız için büyük bir esneklik sağlıyor. Bu sayede kreatifinizi sürekli güncel tutabiliyorsunuz. Gearbox üzerinde aynı zamanda performans takip sistemimiz de mevcut. Bu sistem üzerinde reklamınızı kaç kişi görmüş, tamamlamış, oyunlaştırılmış bir içerikse kaç kişi kazanmış, kaybetmiş, ekranda nereye ne kadar dokunmuş, kaç saniye etkileşime geçmiş gibi birçok veriyi takip edebiliyorsunuz. Bu da markalarımıza direkt datadan beslenen bir iç görü kaynağı sağlamış oluyor.
Reklam dünyasına sunduğunuz bu yeniliklerin ardında nasıl bir ekip var?
Oldukça genç ve dinamik bir ekibiz. Yazılımcı, tasarımcı, proje yöneticileri, satış ve pazarlamadan sorumlu arkadaşlar olmak üzere toplamda 30 kişiye yaklaştık. Yaş ortalamamız da 27. Aramızda hâlâ üniversite okuyan veya yeni mezun arkadaşlarımız da var, sektörde deneyimli kişiler de. Hepsi de alanında uzmanlaşmış ve dijital dünyanın gereksinimlerinin farkında olan kişiler. Bu da bize olabildiğince rahat, esnek ve yeni nesil bir çalışma ortamı sağlıyor. Sonuç ve çözüm odaklı, yenilikçi, yaratıcı ve herkesin birbiriyle arkadaş olduğu bir ofis ortamımız var diyebilirim.