Otomobiller: İmkansız bir ayrılık mı?
TEB Cetelem, Cetelem Araştırma Merkezi desteğiyle hazırlanan “Otomobiller: İmkansız bir ayrılık mı?” başlıklı 2021 raporunu açıkladı. Aralarında Türkiye’nin de yer aldığı 15 ülkede, yaşları 18 ile 65 yaş arasında değişen 10 bin kişiyle gerçekleştirilen araştırma, tüketicilerin otomobile olan tutkusunu, geleceğin trendlerine ilgisini, alternatif yakıtlı araçlara olan merakını, çevre duyarlılığını ve COVID-19 salgınında değişen alışkanlıklarını inceliyor.
Rapor, pandeminin bütün ülkelerde önemli ölçüde satın alma eğilimlerini etkilediğini gözler önüne seriyor. Pandemi döneminde Türkiye’de otomobil kullanımının artması dikkati çekerken, günlük seyahatler ile iş için bireysel mobiliteye önem verildiği görülüyor. Ankete katılanların, salgında otomobilin en güvende ve rahat hissedilen yer olduğunu vurgulaması dikkat çekici. Araştırmaya katılan 10 kişiden 6’sı araçsız yaşayamadığını ifade ederken, akıllı cep telefonuna olan bağlılığın otomobilleri sollaması öne çıkıyor. Raporda ayrıca iki tüketiciden birinin bir sonraki otomobil tercihinin elektrikli veya hibrit olacağı yer alıyor.
COVID-19 otomobil satın alma eğilimlerini etkiliyor
Pandemi tüm dünyada alışkanlıkları değiştirdi. İş yapış şekillerinden sosyal hayata, eğitimden ulaşıma kadar her alanda radikal değişimler yaşanıyor. Ekonomik daralmalar da tüketicilerin satın alma eğilimlerini etkiliyor. Cetelem Gözlemevi 2021 araştırmasına göre, Çin, ABD, İngiltere ve Türkiye’de iki katılımcıdan biri otomobil satın alma niyetinin salgından etkilendiğini belirtiyor. Almanya ve Fransa gibi Avrupa’nın önemli ekonomilerinde üç katılımcıdan biri etkilendiğini kaydederken, Portekiz ile Belçika’da 5 katılımcıdan biri krizi hissediyor. Türkiye ve ABD’de katılımcılar COVID-19’dan etkilenerek satın alma niyetlerinin yüzde 35 arttığını belirtiyor.
Salgında 10 tüketiciden 6’sı otomobilini daha fazla kullanıyor
Pandemide kapanmalar, toplu taşıma hizmetlerinin kısıtlanması, uzaktan çalışma ve eğitim, günlük hayatta radikal değişimlere neden oldu. Otomobilini bu dönemde daha az kullanan bireylerin en az kıstıkları alanın günlük seyahatler olduğu görülüyor. Katılımcıların yüzde 37’sinin gündelik işleri, yüzde 46’sının özel yolculukları, yüzde 55’inin de hafta sonu ve tatilleri azalttığı belirleniyor. Araçlarını daha fazla kullandıklarını söyleyenlerin bunu günlük ihtiyaçlarını karşılamak için yaptıkları araştırmaya yansıyor.
Türkiye’nin COVID-19 döneminde günlük seyahat ve işe gitmek için otomobil kullanımını en fazla artıran ülke olduğu öne çıkıyor. Katılımcıların yüzde 60’ı otomobili daha fazla tercih ettiğini belirtiyor. Türkiye’nin dünya (yüzde 22) ile Avrupa (yüzde 19) ortalamalarının çok üzerinde yer alması ise dikkatlerden kaçmıyor. Aynı şekilde Türkiye, alışveriş, spor faaliyeti, yemek gibi kişisel seyahatlerde yüzde 46’lık oranla otomobil kullanımını artıran ülkelerin başında geliyor. Türkiye’den sonra otomobil kullanımını en fazla artıran ülkenin Çin olduğu gözlemleniyor. Verilere göre, Güney Afrika, İngiltere, Brezilya, İtalya ve ABD’nin otomobil kullanımını en çok azaltan ülkeler olduğu kaydediliyor.
Otomobil salgında en rahat hissedilen yer
Cetelem Gözlemevi 2021 araştırmasına göre, salgınla birlikte en fazla Çin ve Türkiye’deki katılımcılar otomobilin kendilerini dış dünyadan koruduğunu belirtiyor. Çin’de 100 katılımcıdan 64’ünün, Türkiye’de 61’inin bu fikirde olduğu görülüyor. Türkiye’de katılımcıların yüzde 64’ü otomobilin önemli seyahat özgürlüğünü sağladığını beyan ederken bunu, Çin yüzde 61, Brezilya yüzde 56, Almanya ile Güney Afrika yüzde 51 ile izliyor. Ayrıca Türkiye’deki katılımcıların yüzde 61’i otomobili en fazla rahatladığı yer olarak görüyor. Çin (yüzde 53), Güney Afrika (yüzde 44), ABD (yüzde 38), İtalya ile Almanya (yüzde 34), otomobili COVID-19 döneminde rahatladığı yer olarak gördüğünü ifade ediyor.
Türkiye otomobile en tutkulu ülkelerin başında geliyor
Cetelem Gözlemevi’nin 2017 tarihli “Otomobilimi seviyorum” araştırmasında, 10 kişiden 9’u otomobilleri olumlu veya çok olumlu gördüğünü belirtmişti. Geçen 4 yıllık sürede bakış açısının değiştiği görülüyor. Cetelem Gözlemevi 2021 araştırmasına göre, dünyada yüzde 52’lik, Avrupa’da yüzde 48’lik kesim otomobillere meraklı olduğunu söylese de bunun tutkudan ziyade mantığa dayalı olduğu gözlemleniyor. Ankete katılanların sadece dörtte biri araçlardan ve sürüşten gerçekten hoşlandığını ifade ediyor.
Cep telefonuna bağlılık otomobili solluyor
Otomobiller artık eskisi gibi rüyaları süslemiyor olsa da tüketicilerin bağlılığı nispeten devam ediyor. Cetelem Gözlemevi 2021 araştırması ile 4 yıl önceki rapor karşılaştırıldığında bağlılığın aynı seviyede kaldığı görülüyor. 2017’de katılımcıların otomobillere atfettiği ortalama bağlılık puanı 6,7 iken, 2021’de 6,6 puan olarak gerçekleşiyor.
Ancak araştırmadan otomobillerin geçmişte olduğu gibi tüketicilerin favorisi olmadığı anlaşılıyor. İnsanların ellerinden bırakamadığı cep telefonları artık otomobilleri geçiyor. Akıllı cep telefonlarına bağlılık, dünya çapında 7,4, Avrupa’da 7,2 puana sahip.
10 kişiden 6’sı otomobilsiz yaşayamayacağını belirtiyor
Cetelem Gözlemevi 2021 araştırmasına göre, dünyada 10 kişiden 6’sı otomobilsiz yaşayamayacağını belirtiyor. Her ne kadar bu oran gerilese de tüketicilerin otomobil kullanımından vazgeçmeyeceği ortaya çıkıyor. 2017’de gerçekleştiren “Otomobilimi seviyorum” anketinde 10 kişiden 8’i otomobilsiz yapamayacağını söylemişti.
Bazı ülkelerde “Hayır, otomobilsiz yapamam” diyenlerin oranı dünya (yüzde 55) ve Avrupa ortalamasının (yüzde 56) üzerinde seyrediyor. Fransa, Belçika, Japonya, Güney Afrika’da 3 kişiden ikisinin otomobilsiz yaşamanın imkansız olduğunu belirttiği görülüyor. Geliri yüksek kesimden katılımcıların yüzde 53’ü otomobilsiz hayat düşünemediğini ifade ederken, bu rakam düşük gelirli ülkelerde yüzde 36’ya kadar iniyor.
Elektrikli araca ilgiliyiz ama dizelden vazgeçemiyoruz
COVID-19 salgınında, tüm dünyada, başta elektrikli otomobiller olmak üzere alternatif yakıtlı araçlara olan talepte büyük artış yaşandı. Anket katılımcılarının da neredeyse yarısı bir sonraki otomobilinin hibrit veya elektrikli olacağını belirtiyor. İngilizlerin yüzde 28’i ve Çinli katılımcıların yüzde 27’si elektrikli otomobile geçme konusunda en istekli olanların başında geliyor. Türkiye ise yüzde 24’lük oranla Çin ve İngiltere’den sonra elektrikliye sıcak bakan ülke olarak dikkat çekiyor. Bununla birlikte, Türkiye dizelde zirveye yerleşiyor. Dizel otomobillerin pazar payı yüzde 25’in altına inmesine rağmen Türkiye’de hâlâ yüksek talep var. Türkiye’de katılımcıların yüzde 28’si dizel otomobil satın alacağını beyan ediyor.
Ayrıca, gelir grupları arasında otomobil tercihinde ciddi farklar var. Gelir düzeyi yüksek kişiler, orta ve düşük gruptakilere göre çevreci araçlara daha fazla ilgi duyuyor. Düşük gelirli tüketicilerde benzinli ve dizel otomobil daha çok tercih ediliyor. Elektrikli ve hibrit araçların yüksek maliyeti en önemli engel olarak görülüyor.
5-10 yılda otomobiller otonoma dönüşecek
Tüketiciler önümüzdeki dönemde daha teknolojik otomobilleri kullanmak istiyor. Her ne kadar otonom otomobillere henüz pek sıcak bakılmasa da pandemi döneminde bu kategoriye olan ilgi de arttı. Araştırmada, 5-10 yıl içinde otomobillerin daha teknolojik olacağını belirtenlerin oranı yüzde 48 ile ilk sırada bulunuyor. “Daha ekonomik” yüzde 45, “otonom” ve “daha sürdürülebilir” yüzde 29, “paylaşımlı” yüzde 16, “minimalist” yüzde 13’lük oranla “teknoloji”yi takip ediyor. Türkiye’de dünya ortalamalarıyla benzer sonuçlar çıkıyor. “Daha teknolojik” araç tercih edenlerin oranı yüzde 48, “daha ekonomik” yüzde 42, “otonom” yüzde 37 ve “sürdürülebilir” yüzde 36’lık oranla sıralanıyor.
Otomotiv çevreye yeterince önem vermiyor
Cetelem Gözlemevi 2021’in anketine katılanlar, endüstrinin çevre bakımından gereken sorumluluğu üstlenmediğini düşünüyor. Tüm dünyada katılımcıların (yüzde 72) büyük çoğunluğu otomotive çevre bakımından yöneltilen eleştirilerin haklı olduğunu belirtiyor. Son dönemde uyguladığı politikalar kafalarda soru işaretleri yaratan ABD’de de bile halkın yüzde 68’i araçların çevreye zarar verdiğini kaydediyor.
Türkiye’de de 10 kişiden 8’i otomotiv sektörünün çevreye yeterince önem vermediğini ifade ediyor. En az eleştiri yönelten ülkelerin çevreci partilerin başarılar elde ettiği Belçika (yüzde 64), Fransa (yüzde 60) ve Almanya’nın (yüzde 55) olduğu görülüyor. Avrupa’da araştırmaya katılan iki kişiden biri motorlu araçların çevre ile ilgili olarak inşaat, ziraat ve diğer ulaşım türlerine kıyasla daha fazla eleştirildiğini savunuyor.
Salgında “Doğayı kirletenler cezalandırılmalı” diyenler artıyor
Pandemi döneminde çevre bilinci ve duyarlılık artıyor. Katılımcılar COVID-19 gibi ciddi bir salgın yaşanırken, çevreci olmayan araçların cezalandırılması fikrine sıcak bakıyor. Önlem olarak karbon emisyonunu sınırlandırmak ilk sırada geliyor. Bu düzenlemeyi en çok destekleyen ülkelerin hava kirliliğinden en çok etkilenen ülke olan Çin (yüzde 88) ve metropollerde trafik sorunu yaşayan Türkiye’nin (yüzde 87) olması öne çıkıyor. Araçların motor gücüne sınırlama getirilmesi ile para cezaları diğer tedbirler olarak sıralanıyor. Çin (yüzde 79) ile Türkiye (yüzde 68) para cezası uygulamasını en fazla isteyen ülkeler olarak dikkat çekiyor.
“5 büyük ilin en hızlı satılan evleri”ni görmek için tıklayın!