Araştırma şirketleri artık TÜİK’e tabi olacak! – Son 24 saatin gündemi
Bill Gates’ten Covid-19’u bitirecek 3 öneri!
Bill Gates, GatesNotes adlı kendi blog sitesinde COVID-19 pandemisinin bıraktığı etkileri ve bu virüsün nasıl kontrol altına alınabileceğini anlattı. Her köşede yeni bir varyant tehlikesinin olduğunu belirten Gates, “Virüs, kontrolsüz bir şekilde bulaştığı sürece mutasyona uğramaya devam edecek. Ancak virüs değişebileceği gibi, dünyanın buna karşı tepkisi de değişebilir” ifadelerini kullandı.
Gates’in düşüncelerine göre pandemiye yol açan virüsü kontrol etmek için takip etmemiz gereken 3 şey bulunuyor. Bunların başında ise tahmin edebileceğiniz üzere aşılanmak geliyor. Aşı krizlerinin bitmesinin ardından dünya çapında günde 41 milyon doz aşı dağıtıldığını belirten Gates, hükümetlerin ve özel sektörün aşı tedariğini hızlandırmak üzere daha şeffaf bir sistem oluşturabilmeleri için birlikte çalışmaları gerektiğini vurguladı.
Gates’e göre virüsü kontrol altına almak için yapılması gereken ikinci şey, yayılımı engellemek. Salgını kontrol altına tuttukça ülkelerin, okulların ve özel işletmelerin karantina döngüsünden kurtulabileceğini belirten Gates, bunun için dünyanın daha hızlı sonuç veren testlere, koruyucu ekipmanlara ve tıbbi cihazlara ihtiyaç duyduğunu belirtti.
COVID-19 pandemisinin yenmek için yapılması gereken üçüncü şeyin dünyanın bu tür virüslere karşı küresel bir cevap vermesi gerektiğini belirten Gates, orta ve düşük gelirli ülkelerin kaderlerinin bağışlara bağlı olmaması gerektiğini vurguladı. Gates, planlama, yatırım, işbirliği ve öğrenilen derslerle dünyadaki herkesin ihtiyacını karşılayabileceklerini dile getirirken, yoksulluğun azaltılması, cinsiyet eşitsizliğinin giderilmesi ve çocuk felcinin ortadan kaldırılması için de aynı yolların izlenmesi gerektiğini vurguladı.
Araştırma şirketleri artık TÜİK’e tabi olacak!
Sputnik’de yer alan habere göre, yeni düzenlemeyle araştırma şirketleri, bir araştırmayı kim için yaptığını ve araştırmanın finansmanının kim tarafından karşılandığını belgeleri ile birlikte paylaşacak. Araştırmacı olmak ve kamuoyu araştırma kuruluşu kurmak için gerekli bilimsel ve teknik yeterliliğe ilişkin nesnel koşullar ise TÜİK tarafından çıkarılacak yönetmelikle belirlenecek.
Teklifte belirtilen koşul ve ilkelere uymayan araştırmacı veya kamuoyu araştırma kuruluşuna, ilgili araştırmayı yapmak için fatura karşılığı aldığı ücretin 10 katına kadar idari para cezası kesilebilecek. Ayrıca “manipülasyon yaptığı” tespit edilen araştırma şirketine 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası verilecek.
Türkiye’nin interneti özgür mü?
Freedom House adlı ABD’li insan kaynakları kuruluşunun 2021 yılı için yayınladığı “İnternette Özgürlük” raporuna göre Türkiye, internet özgürlüğünde sınıfta kaldı. Özgürlüğü derecelendiren puana dayalı sınıflar; “özgür”, “kısmen özgür” ve “özgür değil” şeklindeydi. Son sınıfa giren 21 ülkenin bulunduğu listede Türkiye, 34 puanla internette özgürlük sağlamayan ülkeler arasına girdi. Türkiye’nin arkasında ise Sudan, Mısır, Pakistan ve Çin gibi ülkeler yer alıyor.
Türkiye’nin internet kullanımı, raporda erişim engeli, içerik sınırlaması ve kullanıcı hak ihlalleri gibi kriterlerle incelendi. “Erişim engeli” başlığında 15 puan, “içerik sınırlaması” başlığında 10 puan ve “kullanıcı hakları ihlallerinde” 9 puan alan Türkiye, toplamda 34 puanla 70 ülke arasında interneti en özgür 59. ülke oldu. İnternet satın alma gücü alanında ise Türkiye yine 59. sırada yer alıyor. İnterneti en özgür ülke ise 96 puanla İzlanda oldu.
“Coronasomnia” uykularımızı kaçırıyor!
Pandemi koşullarıyla beraber pek çok insan uyku sorunlarıyla yaşıyor, sağlıklı ve düzenli bir uyku önemli ölçüde zorlaştı. Yataş Uyku Kurulu uzmanlarından Uzman Klinik Psikolog Fundem Ece Erdem uykusuzluk veya düşük uyku kalitesinin kaygı bozukluğu, depresyon, kalp ve dolaşım yolları hastalıkları, obezite gibi çoğu sağlık problemini de beraberinde getirdiğini hatırlatıyor. Covid salgınına karşı güçlü tutmamız gereken bağışıklığımızın gece yaşanılan uyku sorunlarıyla düştüğünü söyleyen Erdem, “Birçok uzman günde yedi saatten az uyumayı yetersiz olarak tanımlıyor. Bu da bireyin hata yapma ihtimalini ve tepki verme süresini artırıyor, konsantrasyon ve motivasyonu azaltıyor” diyor.
Yapılan araştırmalara göre pandemi sürecinde yaşanan uyku sorunlarının yüzde 25’lerden yüzde 50’lere ulaştığını belirten Erdem, bu artışın nedenini şöyle açıklıyor: “Uyku sorunlarının ilk nedenlerinden biri günlük rutinlerimizin ve bulunduğumuz ortamların değişmesi. Bu durum vücut saatimizi korumayı zorlaştırıyor. Uykuya dalma zorluğu veya uykunun belirsiz aralıkla bölünmesi sonucu ortaya çıkan insomnia rahatsızlığı pandemi döneminde de kendini daha fazla gösteriyor. Hatta uzmanlar bu artışa bağlı olarak yeni bir durum olan “koronasomnia” yani uykusuzluğun ve Covid-19’un birleşimi sonucu ortaya çıkan rahatsızlık terimini ortaya attı. Bu noktada koronasomnia’nın sebeplerini Covid-19 bağlamında yeniden inceleyebiliriz. İnsanlar pandemi öncesinde bulundukları iş ortamlarında sürekli tetikte ve konsantrasyon durumunda oldukları için dikkatlerini yaptıkları işe daha uzun süreli şekilde verebiliyordu. Ancak, pandemiden sonra evde olmuş olmanın verdiği rahatlıktan dolayı sürekli uyku halinde oldukları gözlemlendi.”
Pandemiyle birlikte hasta olma, sevdiklerini kaybetme gibi sebeplerle pek çoğumuzun stres seviyesinde artış yaşanabiliyor. Yaşanılan bu stres, adrenalin seviyemizin artmasına ve uykuya dalma sorunu yaşayabilmemize neden oluyor. Ayrıca Covid-19 ile birlikte sosyal aktivitelerimizin azalması, arkadaş gruplarımızla görüşmelerimizin bitmesi, yalnızlaşmamız stres atma ortamlarımızın azaldığı anlamına geliyor. Erdem, uyku sorunlarıyla başa çıkabilmek için şu önerilerde bulunuyor: “Öncelikle uyuyamıyorsanız yataktan çıkabilir, uyuduğunuz alandan uzaklaşabilirsiniz. Sizi sürekli düşünmeye iten şeyleri kağıda dökerek, müzik dinleyerek veya nefes egzersizleri yaparak zihninizi sakinleştirebilirsiniz.
Müşteri her zaman haklı mı?
Markaların sağladığı hizmetler ve sunduğu ürünlerin çeşitliliği ile tüketicilerin markalardan beklentileri birbirlerini sürekli olarak yukarı çekiyor. Bu devinimin giderek hız kazanmasıyla markalar ve tüketiciler arasındaki ilişki biçimleri de değişiyor ve farklılaşıyor. Dolayısıyla gerek fiziksel gerekse dijital mağazalarda tüketicinin alışveriş deneyiminden memnuniyeti önemini arttırıyor. Twentify ve Acsight bu konuda ortak bir çalışma yaparak “E-ticaret”, “Perakende” ve “Tekstil/Hazır Giyim” kategorileri özelinde dikkat çeken başlıklara sahip bir araştırmaya imza attı.
Tüketici genel olarak online platformlardan memnun ancak alışveriş sıklığına göre memnuniyetsizlik oranı yeni firmaların aleyhine gözüküyor. Oldukça düşük oranlara sahip şikayetler de genellikle teslimat süresindeki gecikmelerle ilgili. Olumsuz deneyim yaşayanlar şikayetlerini daha çok telefon (yüzde 34) ve canlı chat (yüzde 34) yoluyla iletiyor. Öte yandan, şikâyetten sonra sorunu çözülenlerin oranının yüzde 66’da kalması dikkat çekiyor.
Olumsuz deneyim yaşayan müşterilerin büyük çoğunluğunun ise şikayetini firmaya herhangi bir kanaldan iletmediği gözlenmektedir. Şikayetlerini iletmeyip, yaşadıkları sorun hakkında hiçbir şey yapmayan katılımcılar ise Batı Karadeniz bölgesinde daha yoğun (yüzde 60).
Dün neler konuşuldu? (Twitter Trending Topics)
Dünün en çok arananları neler oldu? (Google Trends)
1 | LOKMA TARİFİ |
2 | Deprem |
3 | Son dakika deprem |
4 | Beşiktaş |
5 | Beşiktaş maçı |
6 | Yeni Malatya Sivasspor |
7 | Rizespor Altay |
8 | Yasak Elma fragman |
9 | Son depremler |
10 | Cihangir Ceyhan |