Diziler düşüncelerimizi satın mı alıyor?
Hayatımızın önemli bir parçası olan dizilerin bizim üzerimizdeki etkisi düşündüğümüzden daha mı fazla? Biz dizilere dalıp giderken onlar da bizim düşüncelerimize ve davranışlarımıza mı etki ediyor? Peki, izlediğimiz diziler ürün/hizmet satın alma davranışımıza ne derece etki edebilir? Haydi buyurun yazımıza…
Queen’s Gambit, satranç satışlarında patlamaya neden oldu!
Walter Tevis’in 1983 yılında yayımlanan romanından alıntılanan mini dizi formatındaki yapım, 8 yaşında çok yetenekli bir satranç oyuncusu olduğunu fark eden Beth Harmon adında, farklı bir kızın öyküsünü anlatıyor. Satranca olan ilgiyi artıran dizi, satranç seti satışlarında önemli bir artışı da beraberinde getirdi. Ebay sözcüsüne göre, dünyada satranç takımı alımları yüzde 215 oranında artış gösterdi.[1] Dizi, satranç seti satışlarına ek olarak, online satranç müsabakalarının oynandığı ve izlendiği internet sitelerine olan talebi de önemli derecede yükseltti.[2]
Bridgerton dizisi, modaya ilişkin satın alma davranışlarını alt üst etti.
Netflix tarihinin en çok izlenen dizisi Bridgerton’un modaya ilişkin satın alma davranışına etkisi, eBay (eBay Satıcı Merkezi’nin araştırma özelliği) kullanılarak yapılan bir araştırmada sorgulandı ve cevaplar oldukça şaşırtıcıydı: Bridgerton’da öne çıkan moda ürünlerinin satışlarının İngiltere ve Amerika’da yaklaşık yüzde 50’den yüksek bir oranda arttığı görüldü.[3] Dizide yer alan kadınların giydikleri kabarık kollu elbiseler, korseler, çiçek desenleri ve antika takılarda yüksek bir artış saptandı.
Terapi hizmeti alan kişilerde büyük artış
Masumlar Apartmanı, Kırmızı Oda, İstanbullu Gelin ve Camdaki Kız dizilerinin senaryolarına kaynaklık eden kitapların yazarı ünlü psikiyatrist Dr. Gülseren Budayıcıoğlu, “Kırmızı Oda’dan sonra Türkiye’de psikiyatristlere, psikologlara başvurma oranında çok ciddi bir artış oldu” dedi.[4]
Diziler davranışları yönlendirir mi?
Peki diziler, satın alma davranışlarımızı neden etkiler?
Queen’s Gambit örneğinden yola çıkarsak; “Neden bin yıldan eskiye dayanan bir oyun bunca sene sonra bir diziyle bu kadar popüler oldu?” diye bir soru sorabiliriz. Chess.com yöneticisi Barton bu durumu şöyle açıklıyor: “Son 10 yılda, kendini geliştirmenin ve yeni beceriler edinmenin her zamankinden daha değerli olduğu bir kültür dönüşümü mevcut. Bunu pandeminin başlangıcında, insanlar yemek yapmayı veya yeni bir dili öğrenirken gördünüz ve satrançta da durum hiç farklı değil.”
İçinde bulunduğumuz toplum ve koşullar, kültür, yetiştirilme tarzımız; bunların hepsi dizilerin satın alma davranışına etkisinde rol oynar; ama tamamının temelinde yalnızca bir ihtiyaç yatar: Sosyal onay ihtiyacı.
Hepimizin içinde var olan bu ihtiyaç; sosyal olarak kabul edilen, onaylanan bir insan olma arzusudur ve birçok kişi, davranışlarının altında yatan nedenlerin sosyal onay ihtiyacından kaynaklandığının farkında olmaz.[5] Bunun dizilerle ilgisi ise şurada: İzlediğimiz diziler “kurgusal gerçeklik” içeren ürünlerdir. İzleme eylemiyle birlikte o dizinin kurgu olduğunu unutup o dünyanın içinde ve orada yaşıyormuşuz gibi hissederiz. O yüzden dizideki karakterlerin yaşadıklarına sevinir, üzülür, ağlar, onlarla bir bağ, bir etkileşim kurarız. Bu anlamda karakterlerle bağ kurma aracılığıyla sosyal olarak onaylanma ihtiyacını ne kadar karşılayabiliyorsak orada yer alan eşyayı ya da hizmeti de daha çok değerlendirmeye alırız.
Ek olarak, dizinin gündem olması, “Bu diziyi izlersem onaylanırım” düşüncesini de beraberinde getirir…
Sona doğru
Dizinin popüler olması; dijital medya ve yüz yüze iletişim yoluyla dizinin konuşulmasını artırır, bu durum izlenme oranını yükseltir, hepsinin sonunda ise bağ kurduğumuz karakterlerle özdeşleşen eşyalar, mekânlar, yerler, hatta Kırmızı Oda örneğinde olduğu gibi hizmetler popüler hale gelip satın alma/hizmet alma davranışını etkiler. Burada da bu fırsatı değerlendiren şirketler ya da kurumlar kazanır. Aynen Queen’s Gambit örneğinde olduğu gibi, çoğu satranç markasının satışlara yetişemediği ve yeterli ürüne sahip olanların büyük kazanç elde ettiği bir dönemden geçtik.
Diziler ürünü aldırır, ürün diziyi izletir mi?
Buradan hareketle; dizilerin tüketici davranışını ciddi ölçüde şekillendirdiğini söylemek yanlış olmayacaktır. Hayatımızın önemli bir parçası olan dizilere ne kadar bağlıysak; dizilerin bir parçası olan karakterler ve bu karakterlerle özdeşleşen her şeye bir o kadar dikkat ederiz. Dolayısıyla markaların hali hazırda yayında olan ya da ileride yayınlanacak olan dizileri sıkı bir şekilde takip etmesi, proaktif biçimde popüler olacak şeyi önceden sezmesi, rakiplerine fark atma konusunda birkaç adım önde olmalarını sağlayacaktır.
Belki de ileride yalnızca bir ürünün tanıtımını yapmak için çekilen dizilere şahit olacağımız günler gelir. Bana hiç olanaksız gelmiyor. Siz ne dersiniz?
[1] https://www.npr.org/2020/11/20/936732591/cant-find-a-chess-set-you-can-thank-the-queens-gambit-for-that [2] https://www.webtekno.com/the-queens-gambit-satranc-seti-satislarinda-patlamaya-neden-oldu-h102678.html [3] https://graziadaily.co.uk/fashion/news/bridgerton-costumes-embroidery-homeware/ [4] https://tr.sputniknews.com/20211007/kirmizi-oda-senaristi-tbmmde-anlatti-diziden-sonra-psikologa-basvurma-sayisi-ciddi-oranda-artti-1049610415.html [5] Leite, W. L. ve Beretvas, S. N. (2005). Validation of scores on the Marlowe Crowne social desirability scale and the balanced inventory of desirable responding. Educational and Psychological Measurement, 65, 140-154.