Teknoloji çocukları korumaya hazır mı?
Teknoloji, çocukların çevrimiçi ortamda etkileşim kurmaları adına etik açıdan güvenli bir platform sunabilir mi? İşte birçok ebeveynin merak ettiği bu soruyu Marketing Türkiye adına gerçekleştirdiği analizlerle Wunderman Thompson yanıtlıyor.
Çocuklar, eğitimden oyun ve eğlenceye kadar bir çok alanda teknolojiyi, interneti ve uygulamaları kullanıyor. 2020 Pew Research’de, ebeveynlerin yüzde 80’i 5-11 yaş arasındaki çocuklarının tablet kullandığını ve yüzde 63’ünün de akıllı telefon kullandığını kaydediyor. Ebeveynlere 5 yaş ve altındaki çocuklarının teknoloji kullanımı sorulduğundaysa, yüzde 48’i tablet, yüzde 55’i akıllı telefon kullanmayı tercih ettiklerini ifade ediyor.
Teknoloji, çocuklarla bulundukları yerde buluşuyor, peki aynı anda onları korumaya hazır mı? İnternet ağının yaygınlığı genişledikçe ve daha küçük yaş gruplarını da kapsadıkça sorumlu veri paylaşımı ve etik uygulamalardan markalar sorumlu tutuluyor. Markalar, ülkeler ve şirketler bu yılın Ağustos ayında çocukları korumaya yönelik büyük adımlar attı.
Apple, çocuklara yönelik cinsel istismar içerikli materyallerin iCloud’da görünmesini engellemeyi amaçlayan yeni çocuk koruma teknolojisini tanıttı. Söz konusu teknoloji, Apple’ın kötü amaçlı içerik görüntüleri için kullanıcıların telefonlarını taramasına olanak tanıyor.
Google, istekleri üzerine çocukların resimlerini Google arama sonuçlarından kaldıracağını duyurdu. Google ayrıca, 18 yaşın altındaki kullanıcıların yaş, cinsiyet veya ilgi alanlarına göre reklam hedeflemeyi kısıtlayacak.
Instagram’da genç kullanıcılar yalnızca yaşlarına, cinsiyetlerine ve konumlarına göre hedeflenebiliyor. Bununla birlikte Facebook, 16 yaşından küçüklerin hesaplarını gizli hale getirmek için hamleler yaptı ve uygulamanın belirttiği gibi “potansiyel olarak şüpheli hesaplar” için kısıtlamalar getirdi: Yakın zamanda reşit olmayan bir kullanıcı tarafından rapor edilen veya engellenen kullanıcılar, algoritmalarının dahil edilmeyecek şekilde yeniden hesaplandığını görebilecekler.
Teknoloji platformları ayrıca çocukların sağlığını korumak için yeni kısıtlamalar uyguluyor. TikTok, genç kullanıcılara yardımcı olmayı amaçlayan uygulamada önemli düzenlemelere gidiyor. Uygulama, sağlıklı alışkanlıkları ve daha iyi uykuyu teşvik etmek adına 13-15 yaş arası kullanıcılar için 21:00’den sonra ve 16-17 yaş arası kullanıcılar için 22:00’den sonra push bildirimlerini duraklatıyor. Uygulama, genel ayarlarında doğrudan mesajlar için 13-15 olarak belirlediği yaş sınırını 16-17 yaşı da kapsayacak şekilde değiştirdi. Artık 17 yaşa kadar tüm kullanıcılar doğrudan mesajlaşmayı kullanabilmek için ayarlardan doğrudan bu özelliğe giriş yapıp izin verdikten kullanabilecek.
Çocuklar internette daha fazla zaman geçirmeye devam ettikçe, markaların onları daha iyi korumak için politikalarını ve platformlarını ayarlamaları gerekiyor. Teknoloji alanındaki herhangi bir marka, platformlarında, web sitelerinde veya uygulamalarında genç kullanıcıları koruduğundan emin olmak için tekliflerine yeniden odaklanmalı.
Teknoloji ve çocuk başlığının sosyal medyaya yansımaları
GroupM Data Analytics ve Services ekibinin yaptığı araştırma sonucunda; teknoloji ve çocuk ekseninde sosyal medya ve web konuşmalarına baktığımız zaman bir önceki seneye göre yüzde 2 oranında artış görüyoruz.
Son 1 senede çocuk ve teknoloji & sosyal medya ekseninde paylaşılan içeriklerin yüzde 15’i güvenlikle ilgili. Güvenlik konusundaki içerik paylaşımında ise bir önceki seneye oranla yüzde 13 artış yaşandığı görülüyor. Özellikle pandemi döneminde online eğitimle birlikte çocukların internete ulaşımının yaygınlaşması bu konudaki hassasiyetin artmasına neden oldu. Hem ailelerin hem de çocukların bu konudaki farkındalık ve faaliyetlerinin arttırılması önümüzdeki dönemin gündeminde önemli bir yer kazanacak.
Güvenlik konusuyla ilgili paylaşılan içerikleri ayrıca incelediğimiz zaman iletilerin yüzde 80’inin haber kanallarından ve web sitelerinden paylaşıldığını görüyoruz. Bu da konunun henüz bilinçlendirme noktasında olduğunun göstergelerinden biri. Bireysel kullanıcıların paylaşımlarındansa bu konuda yapılan bilinçlendirme çalışmaları öne çıkıyor.
Bu sebeple özellikle konu bilinçlendirme noktasında olduğu için özellikle teknoloji markalarının bu konuda çalışmalar yapması buradaki bilinçlendirmenin hızlanmasını destekleyebilir. Ek olarak bu konularda yapılan çalışmaların ana akım medya kanallarıyla desteklenmesi daha fazla kişiye ulaşılması için önemli bir unsur.
Siber zorbalık endişelendiriyor…
Audience Origin Gençlik Araştırması verilerine göre 13 – 17 yaş aralığındaki gençlerin yüzde 79’u internette gördükleri çoğu şeye inanmadıklarını ifade ediyor. Bunun yanında sosyal medyada nasıl görünüyorsa gerçek hayatta da aynı şekilde olduğunu, kendini bu platformlarda olmadığı ya da görünmediği bir şekilde yansıtmadığını belirtiyor.
Siber zorbalığın kendilerini çok endişelendirdiğini belirten gençler buna rağmen, internette olması gerekenden daha fazla vakit geçirdiğini belirtiyor (yüzde 74). Gençlerin yüzde 66’sı için kişisel gizliliği koruyamamak kendilerini endişelendiren konular arasında öne çıkan noktalardan biri oluyor. 13-17 yaş aralığındaki gençlerin yüzde 94’ü internete girme sıklığını günde 1 kereden daha fazla olarak tanımlıyor. Sosyal medya & akıllı telefon veya tablet kullanımı, mesajlaşmak veya telefonda konuşmak, mesajlaşma uygulamalarını kullanmak, internet üzerinden görüntülü konuşmalar rutin olarak her gün yaptıkları aktivitelerin başında geliyor. Bununla birlikte kişisel e-mailleri kontrol etmek gibi aktiviteleri daha düşük frekanslarda haftalık veya aylık gerçekleştiriyorlar.
Sosyal medya platformlarından sıklıkla kullandıkları mecraların başında yüzde 93 ile WhatsApp gelirken onu yüzde 87 ile YouTube ve sonrasında yüzde 84 ile Instagram takip ediyor. Özellikle son dönemde YouTube’un, günlük rutinde kullanım açısından Instagram’ın önüne geçmesi öne çıkan noktalardan biri oluyor. Facebook ise günlük olarak yüzde 58 oranında kullanılıyor.
Ebeveynlere ve çocuklara ulaşma konusunda mecra tüketimi farklılığına özellikle önem verilmeli. Ebeveynlere seslenirken TV + dijital ağırlıklı kanallar kullanmak gerekirken, çocuklara ve gençlere seslenme noktasında dijitale ağırlık vermek daha fazla kişiye ulaşılmasını sağlayabilir. Dikkat edilmesi gereken ikinci nokta ise hedef kitlelere dokunacak iletişim tonunun belirlenmesi. Burada da mecraları dinlemek, izlemek ve oradaki tonu anlamak önem teşkil ediyor.
Audience Origin Gençlik Araştırmasının metodolojisi:
audience origin gençlik araştırması GroupM global ekibinin aldığı inisiyatifle yürüttüğü, 13-17 yaş aralığındaki tüketicilerin medya kullanım alışkanlıklarının daha iyi anlamak için veri toplanan niş bir araştırma modelidir. Globalde Türkiye’nin de dahil olduğu 32 pazarda gerçekleştirildi, 18-24 yaş aralığındaki tüketicilerin yanıtlarıyla da desteklenerek Z jenerasyonuna daha geniş ve holistik bir bakış açısı sunması amaçlandı. Türkiye sahası online anket metodolojisiyle 1000 kişi katılımıyla ve 13-24 yaş aralığı TR temsili ağırlıklandırmaya uygun şekilde gerçekleştirildi.