“Çay tazeyse getir” diyenlere…
Kültürümüzde içinde çay geçen konuşmalar davetkardır. “Çayı ateşe koydum gel!” de “Çayı ateşe koy geliyorum” da aksiyonerdir. Davete icabet etmeyi gerektirir. Çayın herkese farklı bir seslenişi var. Beni en çok tetikleyen ise kısaca “Çay taze!” önerisidir. İşte tam da bu nedenle çay tiryakileri Beko Dem’in “her dem taze” davetine kayıtsız kalamazlar.
Arçelik geçtiğimiz aylarda, Türk Kahvesinin lezzetini markalaştırma yolculuğuna çıkarken, “Göz açıp kapayıncaya kadar” demişti. Farklı pişirme ve miktar handikabını ortadan kaldırarak lezzet taahhüdü veren kahve makinalarının yanına şimdi de Beko, Türk çayına tüm dünyada yoldaşlık edecek.
Türk çayına ilişkin “bilsek iyi olur” bilgileri
Denize neredeyse kuşbakışı bakan bir tepede çay bahçeleri içindeyiz. Manzara gerçek olamayacak kadar sıra dışı. Beko Dem’in lansmanı için Rize Çayeli’ndeyiz. İçinde bulunduğumuz ortamı eşsiz kılan, yöresel lezzetlere eşlik eden tulumdan üfürülen nefes.
Beko Dem’in basın lansmanında iki uzman isim de var: Tea Masters Cup Türkiye Temsilcisi Hasan Önder ve Türkiye Çay Demleme Şampiyonu Aytül Turan. Geniş bir vizyondan çaya ilişkin ilginç bilgiler aktarıyor:
Dünyada 4.7 milyon hektar alanda çay tarımı yapılarak, 6 milyon 80 bin ton çay üretiliyor.
İki milyar insanın geçim kaynağı çay ve sudan sonra en çok tüketilen içecek.
2020 yılı rakamlarına göre Türkiye 1 milyon 445 bin ton yaş yapraktan 280 bin ton kuru çay üretimi gerçekleşmiş.
Bu rakamla Sri Lanka’yı geride bırakarak dünyada 4’üncü büyük üretici haline gelmiş.
Doğu Karadeniz kıyı şeridinden (Kemalpaşa-Giresun) 787 bin hektar alanda yapılan çay tarımı, 200 binden fazla ailenin geçim kaynağı.
Türkiye kişi başı 4 kiloya yakın tüketimle dünya lideri konumunda.
Karadeniz’de 200 bini aşan üretici çay tarımı yapıyor.
Çaycılık Türkiye’de zor koşullar altında başladı. Bölge insanının yoğun emeğiyle 1937 yılından sonra çay tarlaları büyümeye başladı.
1980 yılına kadar elle hasat edilen yaş çay yaprakları, sonraki yıllarda makasla hasat edilmeye başlandı. Çay ekim alanları giderek büyüyerek bölgenin en önemli geçim kaynağı haline geldi. Türk çay bitkisi zengin aromalı yapıya, güçlü gövdeye ve yüksek fenolik madde bileşiklerine sahip.
Çay tarlalarında pestisit ve kimyasal ilaçlar kullanılmıyor. Bu sebeple Türk Çayı sağlıklı ve doğal bir yapıya sahip.
İyi bakılan çay bitkisinin ömrü ortalama 100 yıl civarında.
Çay tarlalarının sürdürülebilirliği açısından üreticilerin elle hasada ve organik tarıma yönelmesi gerekiyor.
Emsalsiz ekolojik koşullarında kâr altında yetişen lezzetli çaylar
Arçelik Türkiye Pazarlama Direktörü Mehmet Tüfekçi, çay kültürüne uzun yıllardır yatırım yaptıklarını vurguluyor ve Karadeniz Bölgesi’nin emsalsiz ekolojik koşullarında yoğun emekle sağlığa hitap eden çaylar üretildiğini söylüyor. Çaylarımızın dünyadaki en kaliteli çaylarla yarıştığını söyleyen Tüfekçi, ülkemizin lezzetli çay yapraklarını Beko Dem ile farklı bir segmente taşımayı istediklerini ifade ediyor.
Beko Ar-Ge’nin kullanıcı içgörüleri ve çaya ilişkin araştırmalarıyla şekillenen Beko Dem Otomatik Çay Makinesi, çay yapraklarını tam zamanında demden ayırarak çayın taze kalmasını sağlıyor.
Afiyet olsun…