Büyük İstifa hareketi mercek altına alındı: Çalışanlar maaştan fazlasını istiyor
Pandemi süreci çoğu insanda içsel bir sorgulamayı tetikledi. Yaptıkları meslekler onları mutlu ediyor mu? Emeklerinin karşılığını alabiliyorlar mı? İstifa edip farklı alanlarda çalışsalar daha mı mutlu olurlar? Tüm bu sorular sonucunda en çok iş gücü kaybedense perakende ve hizmet sektörü oldu. Resmi verilere göre Amerika’da sadece Nisan ayında perakende sektöründe yaklaşık 650.000 işçi iş bırakma kararı aldı. Bazı ekonomistler bunu “Büyük İstifa Hareketi” olarak adlandırıyor. Buradan hareketle Weber Shandwick’in yönetim danışmanlığı şirketi United Minds ve KRC Research tarafından Büyük İstifa Hareketi’nin sebepleri mercek altına alındı. Sonuçlar sadece maaş ve tanımlanan yan hakların çalışanları kurumda tutmaya yetmeyeceğine işaret ediyor.
Rekabetçi maaş ve yan haklar, çalışan memnuniyeti ve aidiyetinin anahtarı olsa da, United Minds ve KRC Research tarafından gerçekleştirilen araştırma, işe anlamlı katkı sağlama yeteneğinin de aynı derecede önemli olduğunu gösteriyor. “Katkı Etkisi” olarak adlandırılan bu araştırmaya göre çalışanlar pandemiyle başlayan esnek çalışma modelini korumak isterken, katkılarından dolayı takdir edilmek ve motive hissetmek bugün çalışanları elde tutmadaki en önemli etkenler arasında yer alıyor.
United Minds CEO’su Kate Bullinger, topluca benimsediğimiz yeni “çalışma düzeni” içinde benzeri görülmemiş bir yetenek savaşının tam ortasında kalmışken, çalışan memnuniyeti, aidiyeti ve savunuculuğunun temel itici güçlerini değerlendirmek üzere yola çıktık. Yedi ülkede ticaret ve üretim alanlarından yaklaşık 2.800 ofis ve saha çalışanıyla görüştük ve güçlü bir çalışan deneyiminin, değerli ve tatmin edici iş yapma fırsatlarıyla yakın ilişkili olduğunu keşfettik” dedi.
Katkı etkisi ve çalışanları elde tutma
Büyük İstifa hareketinde yetenekleri elde tutma çabaları esnek çalışma ortamı ve yenilikçi yan haklara dayansa da, şirketlerin göz önünde bulundurması gerekenler bunlarla sınırlı değil.
Weber Shandwick Türkiye CEO’su Seda Yalçın Ulusoy, bu temaların Türkiye’de de gözlemlenebileceğini söylüyor: “Çalışanlar güvenli, kapsayıcı ve esnek bir kültürün yanı sıra ücretlendirme, yan haklar ve profesyonel yaşamlarına anlamlı katkıda bulunma fırsatı söz konusu olduğunda adil bir anlaşma istiyorlar. Bugün şirketler için en büyük zorluk, yeniden tasarlanmış çalışan deneyimi ve güçlü işveren ilişkisi aracılığıyla sürdürülebilir bir şekilde gelişebilecek sadık bir iş gücü oluşturmaktır.”
Araştırma sırasında, en iyi çalışan deneyimini şekillendirmek için gerekli dört temel bulgu ortaya çıktı. Bu bulgular çalışan deneyimini geliştirmek ve iyileştirmek isteyen yöneticiler için bir yol haritası niteliği taşıyor.
Bulgu 1: Adalet ve güvenlik pazarlık konusu olamaz
Çalışanlar, rolleri veya geçmişleri ne olursa olsun adil davranılmayı, desteklenmeyi, güvende hissetmeyi ve işe dahil edilmeyi bekler. İş yeriyle “adil bir anlaşma” yapmak, ücret eşitliği ve iş güvenliğinden daha fazlasıdır.
Bulgu 2: Çalışanların katkısı şirket faydası kadar önemlidir
Amaca yönelik katkılar için değerli hissetmek, çalışan memnuniyetinin güçlü bir göstergesidir. Basitçe söylemek gerekirse, insanlar amaca yönelik, iyi işler yapmak ve karşılığında bu özelliklerle tanınmak isterler. Araştırmaya göre, motive olduklarını bildiren çalışanların yüzde 70’i işlerinden memnundur.
Bulgu 3: Çalışanlar, iş-yaşam dengesine önem verir
Uzaktan çalışma modeli, çalışanları elde tutmayı sağlayan faktörler arasında üst sıralarda yer almıyor (79 faktör arasında 58. sırada). İş-yaşam dengesine (79 faktörde 5. sırada) ulaşmak ise üst sıralarda yer alıyor, bu da esnekliğin önemli olduğunu, ancak yalnızca gerçek dengenin itici bir gücü olduğunu gösteriyor.
Bulgu 4: Çalışanlar birlikte yarattıkları anlamlı bir eğlence arar
“Pozitif bir çalışma ortamına sahip olmak” ve “çalışmak için eğlenceli bir yere sahip olmak”, elde edilen memnuniyeti sağlayan 79 faktör arasında sırasıyla birinci ve dördüncü sırada yer alıyor. Daha da önemlisi, çalışma ortamının pozitif olduğunu düşünen çalışanların, aksini düşünenlere göre işte kalma olasılıkları 7 kat daha fazlayken, işte eğlenen çalışanların şirketlerini en iyiler arasında görme olasılıkları ise 5 kattan fazladır.
Eğlence ve pozitiflik ise insanları orijinal, zor ve önemli sorunları çözmeye alıştırmak ve iş arkadaşlarıyla işverenine karşı daha derin bir yakınlık yaratmakla ilgilidir.
Global istifa rakamlarına ve Büyük İstifa hareketinin dünya çapındaki etkilerine göz atmak için TIKLAYIN.