C düzeyi yöneticiler geleceğe nasıl bakıyor?
Tabiri caizse ekonomik anlamda yokuş aşağı yol aldığımız bir yılı geride bıraktık. Tüketici, beklenti ve umutlarını belirsiz bir süre için rafa kaldırıp “sadeleşme” yolunda ilerlerken iş dünyası da yeni bir yıl için hazırlıkları tamamladı. Peki ama üst düzey yöneticilerin 2022 için beklentileri ne? Onlar da gidişat konusunda karamsar mı yoksa tünelin sonunda ışık görünüyor mu? Marketing Türkiye için Sia Insight’ın gerçekleştirdiği “2021 İş Dünyası Gündem Değerlendirme Araştırması” C düzeyi yöneticilerin geleceğe yönelik öngörülerini ortaya koyuyor…
Geride bıraktığımız her kriz dolu yılı bir başka kriz dolu yılın takip ettiği bir dönemden geçiyoruz. Son birkaç yılda yaşananlar, artık yeni bir takvimi açıp eskisini çöpe atmanın bütün sıkıntıları öylece yok etmeyeceğini gösterdi. Türk Lirası’nın döviz karşısında hızla değer kaybettiği, faiz oranlarının düşürüldüğü, enflasyonun yükseldiği bir dönemden geçiyoruz. Öyle ki Marketing Türkiye için Sia Insight’ın gerçekleştirdiği araştırmanın 2 haftalık saha sürecinde bile dolar yüzde 31 değer kazandı. Haliyle gidişat C düzeyi yöneticilerin de Türkiye ekonomisi konusundaki umutlarını kırıyor. Yöneticiler geleceğe yönelik oldukça karamsar öngörülerde bulunurken umut kaynağı olabilecek bir şey dikkatlerden kaçmıyor: Yöneticiler iş dünyası hakkında oldukça kötümser öngörüleride bulunsa da söz konusu kendi firmaları ve sektörleri olduğunda büyüme beklentileri olduğunu dile getiriyor.
Türkiye’ye ilişkin değerlendirmeler
Sorunlar ekonomi odaklı
Ülkemizin endişe verici ekonomik gidişatı yöneticilerin de gündeminde. Her 10 yöneticiden 6’sı Türkiye’nin en önemli sorunu olarak ekonomiyi gösteriyor. İkinci sırada ise yüzde 12 ile enflasyon yer alıyor. Burada önemli ve dikkat çeken noktalardan biri, geçtiğimiz dönem ekonomi ve enflasyonu birlikte dile getiren yöneticilerin oranının yüzde 44 olması. Ayrıca, geçtiğimiz dönem Türkiye’nin en büyük ikinci problemini yüzde 25 ile koronavirüs olarak dile getiren yöneticiler, bu dönem ana sorunlar arasında pandemiyi dile getirmedi. 2021 yılının Aralık ayında bahsedilen sorunların neredeyse tamamı ekonomi ve hükümetle ilgiliydi.
Yöneticiler ufukta “küçülme” görüyor
Yöneticilerin Türkiye ekonomisine ilişkin beklenti ve öngörülerinde, geçen seneki ağırlıklı kötümser tablo benzer şekilde devam ediyor. Yöneticilerin yarısı Türkiye ekonomisinde bir küçülme bekliyor. Türkiye ekonomisinde büyüme bekleyen yöneticiler yüzde 8’lik bir büyüme öngörüyor. Küçülme söz konusu olduğunda ise, yüzde 14 oranında küçülme yaşanacağı düşünülüyor.
Ekonomiye güven her geçen gün azalıyor
Türkiye ekonomisine karşı duyulan güven düzeyi 2020 yılındaki düşüşü korumaya devam ediyor. 2018’den bu yana gittikçe artan güvensizlik 2020’de yüzde 81 ile zirveye ulaşmıştı. Bu yıl ise güvensizlik bir nebze olsun gerileyerek yüzde 72’ye çekildi. Türkiye ekonomisine güven duyan üst düzey yöneticilerin oranına baktığımızdaysa yalnızca yüzde 13 seviyesinde olduğunu görüyoruz.
Enflasyonda rekor bekleniyor
Her 10 yöneticiden neredeyse 9’u Türkiye’de önümüzdeki sene enflasyon oranının yaklaşık 10 puan artarak yüzde 27 seviyesine, yani bugüne kadarki en yüksek seviyesine ulaşacağını düşünüyor.
İşsizlik konusuna karamsar bir yaklaşım var
Bu yıl işsizlik konusunda karamsar olan yöneticiler hâlâ varlıklarını koruyor. “İşsizlik oranı artacak” diyenlerin oranı yüzde 90’dan yüzde 79 seviyelerine gerilemiş durumda. Ancak, işsizliğin azalacağını düşünenlerin oranı bu yıl yalnızca yüzde 3’te kalmış. Yüzde 18’lik bir kesim işsizliğin önümüzdeki yıl da aynı oranda kalacağını öngörüyor.
TÜİK açıklamaları güven vermiyor
Türkiye İstatistik Kurumu, Türkiye’nin verileriyle ilgili yaptığı açıklamalarla iş dünyasının gözünde güvenilir bir algıya sahip değil. Ortalama her 4 yöneticiden 3’ü TÜİK’in açıkladığı büyüme rakamlarına, işsizlik ve enflasyon oranlarına güvenmediğini belirtiyor.
Türkiye yabancı sermaye için cazip bir pazar mı?
Türkiye’nin yabancı sermaye için cazip bir pazar olup olmadığı konusunda yöneticiler iki ayrı görüşe sahip: Birbirine oldukça yakın bir oranla; yüzde 36’sı cazip bir pazar olduğunu düşünürken, yüzde 41’i Türkiye’nin bu anlamda cazip olmadığını savunuyor. Yüzde 22’lik bir kesim ise bu konuda kararsız olduğunu dile getiriyor.
İş dünyasına ilişkin değerlendirmeler
İş dünyası iyimserliğini kaybediyor
Önümüzdeki sene için iş dünyasının çoğunluğu kötümser bir bakış açısına sahip. Geçen yıla kıyasla iyimser olanların oranı düşerken kötümser olanların oranı 20 puan artarak yüzde 60’a ulaşıyor.
Yöneticiler kendi firmalarına inanıyor
Yöneticiler iş dünyası hakkında oldukça kötümser öngörülerde bulunsa da söz konusu kendi firmaları olduğunda çok daha pozitif bir yaklaşıma sahip. Öyle ki yüzde 43’lük bir kesim firmalarının büyüyeceğini belirtiyor. Yüzde 47 ise stabilite beklediklerini dile getiriyor.
Yatırımlar artıyor
Firmaların yatırımları, pazarlama ve iletişim bütçeleri geçtiğimiz seneyle benzer şekilde planlanıyor. Ortalama yüzde 35’lik bir kesim yatırım, pazarlama ve iletişim bütçelerinin artacağını belirtiyor. Bununla birlikte yöneticilerin ortalama yarısı yatırım, pazarlama ve iletişim bütçelerinin aynı kalacağını dile getiriyor.
Çalışan sayıları açısından tablo pozitif
Önümüzdeki yıl için iş dünyası genelinde kötümser düşünen yöneticiler artsa da kendi firmaları için olumlu düşünen yöneticilerin çoğunlukta olduğu gerçeğiyle paralel olarak çalışan sayısını arttırmayı planlayanlar da bu sene yükseliyor. Yöneticilerin yüzde 34’ü çalışan sayılarını arttırmayı hedeflediklerini paylaşırken yalnızca yüzde 10’u çalışan sayısını düşürmeyi planlıyor. Bu oran, son 4 yılın en pozitif tablosunu oluşturuyor.
Sektörleri durağan bir süre bekliyor
Yöneticilerin yaklaşık yarısı önümüzdeki sene firmasının bulunduğu sektörün durağan bir sene geçirmesini bekliyor. Geçen sene de benzer bir düşüncede olan yöneticiler henüz sektörel anlamda bir büyüme ihtimaline çok bel bağlamıyor. Bu sene yöneticilerin öngördükleri büyüme oranı, az da olsa yaşanan düşüşle, yüzde 17 seviyesinde.
İş dünyası yeni yılda karamsar
- Araştırmanın bu seneki bulgularını değerlendirmeden önce veri toplama döneminden bahsetmek kritik. Çünkü bu dönem Türk Lirası’nın döviz karşısında hızla değer kaybettiği, faiz oranlarının düşürüldüğü, enflasyonun yükseldiği bir dönem. Araştırma sahasına başladığımız 9 Kasım gününde 1 dolar 9,73 TL değerindeyken, saha sürecinin sonuna geldiğimiz 23 Kasım günü ise 12,82 TL seviyesine ulaşmıştı.
- İş dünyası Türkiye’nin en önemli sorununu ekonomi (yüzde 58) olarak görüyor. Bunu yüzde 12 ile enflasyon, yüzde 9 ile işsizlik, yüksek döviz kurları takip ediyor. Bu durum bize ekonomiyle ilgili konuların gitgide daha çok Türkiye’nin ana sorunu haline gelmeye başladığını gösteriyor. Ayrıca yine geçtiğimiz sene pandeminin iş dünyasında yarattığı şok etkisi, bu sene öncelikler arasında yer almıyor.
- Bu senenin oldukça çarpıcı sonuçlarından bir tanesi ise önümüzdeki yıla dair iş dünyasının öngördüğü enflasyon seviyesi. Her 10 yöneticiden 9’u enflasyonun 2022’de artacağını düşünüyor ve öngörülen enflasyon değeri, geçen seneye kıyasla 10 puan artarak yüzde 27 seviyesinde bekleniyor.
- Türkiye’nin ekonomisi ve geleceğiyle ilgili oldukça karamsar olan yöneticilerin yüzde 60’ı, 2022 yılının iş dünyası için de daha kötü olacağını düşünüyor ve bu oran geçen seneye kıyasla 20 puan artıyor. Ancak yöneticilerin kendi firma ve sektörleriyle ilgili tıpkı geçen sene olduğu gibi, görüşleri biraz daha olumlu. Geçen yılla da benzer olarak bu sene yüzde 43’ü kendi firmalarında, yüzde 33’ü ise faaliyet gösterdikleri sektörde büyüme beklentisi içinde.
- Özetle, iş dünyası yeni yıla karamsar duygularla giriyor.
Araştırmanın metodolojisi
Marketing Türkiye için Sia Insight’ın gerçekleştirdiği “2021 İş Dünyası Gündem Değerlendirme Araştırması”, 9-23 Kasım 2021 tarihleri arasında çeşitli sektörlerden C düzeyi yönetici konumunda olan 129 yöneticiyle CAWI yöntemi kullanılarak yapıldı. Araştırma kapsamında “ekonomik göstergelere ilişkin beklentiler”, “sektör ve firma performansına ilişkin değerlendirmeler” ve “TÜİK istatistiklerine ilişkin değerlendirmeler” ele alındı.