Teknoloji toplumda kaygı yaratıyor
Teknoloji hızla gelişiyor. Gelişirken birçok kaygıyı da tetikliyor. Kimi teknolojinin hızına yetişememekten korkarken kimi mesleğini kaybetme kaygısı taşıyor. Konuya ayna tutmak isteyen Teknolojide Kadın Derneği, IPSOS ve Bahçeşehir Üniversitesi’nin akademik katkılarıyla Türkiye’de “insan ve teknoloji” ilişkisini odağına alan kapsamlı bir araştırma yaptı. İşte sonuçlar…
Teknolojide Kadın Derneği (Wtech), bilim ve teknoloji alanında nitelikli, yetkin ve uzman insan kaynağı yetiştirmek ve kadınları önceliklendirerek fırsat eşitliğine katkı sağlamak üzere çalışmalarını sürdürüyor. Wtech’in, IPSOS ve Bahçeşehir Üniversitesi’yle birlikte gerçekleştirdiği “Türkiye Teknoloji ve İnsan Endeksi” araştırması “insan ve teknoloji” ilişkisini odağına alarak literatüre yeni bir perspektif kazandırıyor.
Araştırma, Türkiye’de teknolojinin günlük hayatta ve iş süreçlerindeki yerinin tespiti, kişilerin teknolojiye yatkınlıklarının ölçülmesinin yanı sıra teknoloji kullanımındaki motivasyonlara ve bariyere de ışık tutuyor. Araştırma sonucunda teknoloji algısında cinsiyet farklılıklarını ölçen ve bu alandaki kadın temsiliyetinin artırılmasına olanak sağlayacak veriler de elde edildi.
Zehra Öney: “Rapor Türkiye’nin teknoloji algısını yansıtan bir ayna niteliği taşıyor“
Wtech olarak, teknoloji alanındaki nitelikli insan kaynağı azlığına vekadınlara yönelikfırsat eşitsizliğine odaklandıklarını söyleyen Teknolojide Kadın Derneği Kurucu Yönetim Kurulu Başkanı Zehra Öney, Türkiye’nin teknoloji algısını tespit ederek, sorunun kaynağına inme ve çeşitliliğe katkı sağlama hedefiyle çalıştıklarını belirtti. Öney; teknolojiye yönelik tutumlar odağında; ‘Teknoloji Sahipliği ve Kullanımı’, ‘Teknoloji Endeksi’, ‘Yapay Zekâ Algısı’ ve ‘STEM Alanında Kadın Algısı’ başlıklarında incelemeler yaptık. Ailelerin, öğrencilerin, gençlerin ve iş dünyasına yön veren isimlerin teknoloji ve teknolojideki gelişmeler hakkında sahip oldukları bilgi ve tutumlara yönelik anlamlı veriler elde ettik. Bu araştırmayla ülkemizdeki teknoloji algısını yansıtan ayna niteliğinde önemli bir kaynak ortaya koyduk” dedi.
Pandemi teknolojinin önemli olduğu düşüncesini artırdı
Öney, raporda teknolojiye erişim ve kullanımla ilgili olarak katılımcıların hem genel hem de pandemi özelinde teknolojiye yönelik tutumlarının da ele alındığını belirtti. Araştırmaya göre her 10 kişiden 9’u salgın öncesine kıyasla teknolojinin hayatlarındaki yerinin arttığını belirtti. Katılımcıların yüzde 57’si pandemide teknolojinin öneminin “çok arttığını” söylerken, “kısmen arttı” diyenlerin oranı ise yüzde 31 oldu.
Raporda öne çıkan veriler:
Teknoloji Sahipliği ve Kullanımı
Katılımcılar, teknolojinin hayatlarındaki öneminin farkında ve kendilerini bu alanda geliştirme konusunda istekli.
- Katılımcıların yüzde 69’u “teknolojisiz bir hayat düşünemiyorum” derken, bu görüşe katılmayanların oranı ise yüzde 13.
- Yakın gelecekte teknoloji konusunda becerilerin daha fazla önem kazanacağını düşünenlerin oranı yüzde 86 iken; kendini bu alanda geliştirerek daha fazla beceri kazanmak isteyen kişilerin oranı yüzde 80.
- Her 10 haneden 4’ünde yapay zekâ içeren en az bir ürün kullanılıyor.
Teknoloji Endeksi
Türkiye’de teknolojiye yönelik tutum olumlu olsa da ekonomik engellerin yanı sıra teknolojik gelişmeler konusundaki endişe ve belirsizlikler sebebiyle olumlu tutum davranışa dönüşmüyor.
- Teknoloji endeksi ölçülürken katılımcıların teknolojiyle ilgili bilgi düzeyi, davranışları ve tutumları olmak üzere 3 boyut ele alındı. Kullanıcıların teknolojiye dair bilgi düzeyinin yüzde 48, davranış düzeyinin yüzde 38, tutum düzeyinin ise yüzde 54 olduğu belirlendi. Her boyutun aynı ağırlıkta değerlendirildiği araştırmada ortalama teknoloji endeksinin yüzde 47 olduğu sonucuna ulaşıldı. Buna göre toplumun teknoloji algısının orta seviyede olduğunu söylemek mümkün.
Yapay Zekâ Algısı
Katılımcıların çoğunluğu yapay zekanın hayatı kolaylaştırdığını düşünürken bilinmeyen getirilerine karşı da kaygılı. Bunun sebebi ise yapay zekanın bazı meslek gruplarının yerini alacağı düşüncesi.
- Yapay zekâ konusunda katılımcıların yüzde 73’ü “yapay zekânın hayatımızı kolaylaştırdığını” ifade ederken, yüzde 48’i “yapay zekânın hayatımızda daha çok yer alması gerektiğini” belirtiyor.
- Toplumda yapay zekâ ürünleri konusunda da bir kaygı hakim. “Yapay zekâ ürünleri işlerimizi elimizden alacak” düşüncesine sahip olan bireylerin oranı yüzde 63.
- Katılımcıların yüzde 46’sı “yapay zeka konusunda bilgi düzeyiniz nedir?” sorusuna “duydum ama pek bilgim yok” derken yapay zekayı kelime olarak bile duymayanların oranı sadece yüzde 5.
- Araştırmada dikkat çeken bir diğer nokta ise robotların dünyayı ele geçireceği endişesi. “Robotların yakın zamanda dünyayı ele geçireceklerinden endişe ediyorum” diyenlerin oranı yüzde 38. Öte yandan bu görüşe katılmayanların oranı da yüzde 38’lik bir oranda ve dolayısıyla konu hakkındaki görüşler eşit. Yüzde 24’lük kararsızlar ile birlikte toplum bu endişe konusunda ikiye bölünmüş durumda.
STEM Alanında Kadın Algısı
Raporda kadınların STEM alanlarında daha aktif rol alabilmelerinin önünde duran “cam tavan” etkisine dikkat çekiliyor. Bu durumun, kadınların iş hayatında eksik motivasyon ve destekle yükselmelerine neden olduğu belirtiliyor.
- STEM alanlarındaki iş alımlarında erkeklerin lehine bir tutum olduğunu düşünenlerin oranı yüzde 36.
Teknolojiye yönelik algılar kaygıyla şekilleniyor
Bireylerde teknolojiye yönelik algılar kaygıyla şekilleniyor ve toplumda teknolojik gelişmelerin hızını yakalayamama endişesi de hakim.
- Teknolojik gelişmelerin hızına yetişemedikleri ve sahip oldukları bilgi düzeyinin yeterli olmadığı düşüncesi, bireylerde endişeye yol açıyor. Bireyler yakın gelecekte, teknolojinin hayatlarını olumlu etkileyeceğini düşünseler de bu alandaki belirsizlikten ve yetersiz bilgiden dolayı endişeli.
- Bireyler, sosyal medya ve popüler kültürün etkisiyle teknolojik gelişmelerin yakın gelecekte olumsuz sonuçlar doğurabileceği konusunda oldukça kaygılı. Bu tedirginliğin, teknolojik yeniliklere adaptasyon sürecinde gecikmelere yol açabileceği öngörülüyor.
Araştırmanın Metodolojisi:
Amaç kapsamında genel kamuoyu ile online görüşmeler ve pazarlama, reklam, satış alanında üst düzey yönetici ve akademisyenlerle birebir görüşmelerden oluşan iki aşamalı bir araştırma tasarımı kurgulandı. İlk aşamada 15-65 yaş aralığında Türkiye temsiliyeti olan 1231 kişiyle görüşmeler yapıldı. Bu görüşmelere ek olarak ebeveynler, alan tercihi yapmış genel lise ve meslek lisesi öğrencileri, STEM alanında ve farklı alanlarda eğitim alan üniversite öğrencileri ve mezunların yanı sıra yine bu alanda veya başka iş alanlarında çalışan bireylerle de görüşmeler yapıldı. İkinci aşamada ise üst düzey ve akademisyenlerle derinlemesine 20 görüşme gerçekleştirildi.