Enflasyon ortamında tüketici olmak
Artık iyice sıra dışı olarak nitelendirebileceğimiz ekonomimizle yeni bir yıla daha başladık. 2021 yılının son aylarına doğru TL’de yaşanan ciddi değer kaybı enflasyonu da beraberinde getirmiş oldu. Etiketlerdeki fiyatlar tüketicinin gözleri önünde artarken artık zam haberlerine şaşırmaz hale geldik. Şimdi tüketicinin “Bugün almazsam yarın daha da pahalanır” diye düşündüğü, maaşını tuvalet kâğıdı ve kahveye yatırdığı bir dönemden geçiyoruz.
Enflasyon tüketim alışkanlıklarını değiştiriyor. Bununla da kalmıyor, markaların iletişim stratejilerini de yeniden gözden geçirmelerini gerektiriyor. Tüketicinin yepyeni alışkanlıklar edindiği, markaların sil baştan yeni stratejilerle iletişim kurduğu bu dönemde belki de en önemli soru “Nasıl?” oluyor. “Enflasyon ortamında tüketim alışkanlıkları nasıl değişiyor?” “Tüketici kendini nasıl hissediyor?” ve “Markaların tüketiciyle nasıl iletişim kurması gerekiyor?” FutureBright tarafından gerçekleştirilen araştırmayla enflasyonda değişen tüketim alışkanlıkları ortaya konulurken sektörün önde gelen isimleriyle de fiyat üzerinden tasarlanan iletişime başka alternatifler olup olmadığını konuştuk…
Makro ekonomi göstergeleri
Enflasyon tüm dünyada yükseliyor
Bloomberg verileri gösteriyor ki pandemiden çıkarken, piyasada talep arzdan çok daha hızlı toparlandı. Bu durum arz yetişene kadar fiyatları yukarı çekmesi anlamına geliyor. Tedarik zincirlerindeki sorunlar da arzın yetişmesini 2022’de imkansız hâle getirecek.
Türkiye niçin borçlanıyor?
Toplam hane halkı finansal yükümlülüklerine alt türler bazında baktığımızda, borç artışının tamamına yakınının ihtiyaç kredileri ve bireysel kredi kartlarından kaynaklandığını görüyoruz. 2022’de ihtiyaç kredileri ve BKK talep büyümeleri devasa bir şekilde artacak.
Markalar kredi kartlarının kalan limitleri için savaşacak
2021’in ilk 6 ayında yapılan kredi kartı başvuruları önceki yıla göre yüzde 100 arttı. Buradan hareketle, bireylerin nakit kullanımları azalırken kartla yapılan alışverişler artıyor. Aktif kart kullanan kişi sayısı 2020 yılının ilk yarısından itibaren kesintisiz bir yükseliş sergiliyor. Aynı dönemde gelire dayalı yapılan güncellemelere bağlı olarak müşteri başına limit tutarı yukarı yönlü bir gelişim gösteriyor. Limit kullanım oranı 2020 yılı ikinci çeyreğinde tam kapanma etkisiyle yüzde 40,8’e gerilerken, 2021 yılı Eylül ayında yüzde 47,5’e yükseldi. Limitlerin yarısı kullanılamaz durumdayken herkes diğer yarısı için savaşacak.
Para uzun süredir yer değiştiriyor
Türkiye bankalarının mevduat hacmi, Anadolu illerinde İstanbul’a benzer oranlarda artış gösteriyor. Bütünsel olarak bakıldığında bu veri, Anadolu’nun belli noktalarında gelir ve rant açısından ivme olduğunu ve buna yönelik stratejiler geliştirilmesine ihtiyaç olduğunu gösteriyor.
Türkiye haneleri söylendiği kadar borçlu değil
FutureBright’ın paylaştığı veriler gösteriyor ki Türkiye’de hane halkı borçluluğu aslında (finansal borç/GSYİH) GOÜ ortalamasının altında. Yine de göz önünde bulundurulması gerekiyor ki ortalamanın altında yer alan borçluluk pandemiyle birlikte artmaya başladı…
Tüketici güvende hissetmiyor
Tüketici güveni tarihin en düşük seviyelerine geriledi. Güven endeksi Ekim ayında 76,8 iken Kasım ayında yüzde 7,3 oranında azalarak 71,1 oldu. Aralık ayında ise bu rakam 68,9 seviyelerine geriledi.
Davranışlarda değişiklikler
Tüketim yelpazesine yeni markalar dahil oluyor
2022’de düşecek alım gücü, en öne çıkarılan ifade olurken; bunun yarattığı domino etkisi, “keyfi harcamaların kısıtlanması, birikim yapma motivasyonunun artması, güvensizlik hissi” gibi karmaşık yapılar bütünü oluşmasına ön ayak oluyor. Diğer taraftan pandeminin katalizör etkisi yaptığı online alışveriş kültürü kendine daha geniş kitlelerde karşılık buluyor. Özellikle üst SES gruplarında daha sık tercih edilen online alışveriş, tüketim yelpazesine yeni markaların sokulması gibi motivasyonları tetiklemede oldukça etkili.
Teme gıda ürünlerine yönelim artacak
Hijyen ürünleri ve ev temizlik malzemesi kullanımı, geçmişe kıyasla kullanımında en çok artış görecek ürünler. Enflasyon temel gıda, atıştırmalık ve bakliyat gibi ürünlerin tüketiminin de belli ölçüde artışına sebep olmaya devam edecek. Bununla birlikte, hazır giyim ve aksesuar kategorilerinin kullanımında azalma görülecek.
E-Ticaret
E-ticaret minimumda gelirin yüzde 17’sine ulaşmalı
E-ticaretin genel ticarete oranına baktığımızda 2020 yılının başından 2021’in ikinci çeyreğine kadar genel bir artış görülüyor. 2020 boyunca yüzde 15,7 dolaylarında olan ortalama 2021’in ilk yarısında yüzde 17,6’ya yükseldi.
E-ticaret hacmi
E-ticaret hacminin sektörler itibarıyla bir önceki yılın aynı döneme göre değişimini incelediğimizde kazananın yüzde 196 ile gıda sektörü olduğunu söylemek mümkün. Yüzde 158 ile reklam ve yüzde 148 ile çiçekçilik sektörleri ikinci ve üçüncü sırayı alırken özellikle eğlence ve sanatın e-ticaret hacminin ciddi şekilde düştüğü gözlemleniyor.
Ortalama sepet tutarı
Ortalama sepet tutarlarının özellikle son birkaç ayda yükseldiği gerçek. Ancak 2020 ve 2021 kıyaslandığında özellikle konaklamada neredeyse iki katı bir artış görülüyor.
Örtülü zihnimizde ne oluyor
Daha stresli bir çevreye sahibiz
Pandemi döneminde insanlara “etraflarındaki kişilerin stres seviyelerindeki değişim” sorulduğunda yüzde 73 gibi ciddi bir kesim çevrelerinin daha stresli göründüğünü söylüyor. Çevrelerindeki insanların stres seviyelerinin azaldığını düşünenlerin oranı ise yalnızca yüzde 6.
Hayat yönetilmez hale geliyor
Çalışan kitle maddi bir geliri olması nedeniyle bugüne kadar kendi ayakları üzerinde durabilen, kendine yetebilen, hayatın içerisinde en aktif rol oynayan, diğer kitlelere bakarak kendi hayatı üzerinde en çok söz sahibi olan, çoğu zaman eleştirdiği sisteme aktif bir etkisi olduğuna inanan kitle olarak öne çıkıyordu.
Ancak krizle birlikte işten çıkarılma korkusu, kesilen maaşlar, artan masraf kalemleri gibi gündemlerle birlikte bu kitle artık kontrolün kendisinde olduğunu hissedemiyor. Çalışan kitle sisteme dair söz sahibi olan değil, sistemin içerisinde yönetilen ve çoğu zaman manipüle edilen tarafta olduğu gerçeğiyle yüzleşti. Tüm dizginleri elinde tuttuğunu düşünürken pandemiyle birlikte özgürlüğünün ve kontrolün elinden alındığını hissetti.
Ekonomik belirsizliklerin uzun süredir devam etmesi, çalışan kesimde de satın alım gücünü azaltırken; bu sürecin etkilerinin farklı sınıflara göre daha belirgin olması güçlü bir sistem eleştirisi doğuruyor. Sosyal izolasyon ve kısıtlama dönemlerinde işlerini evlerinden yürütmek zorunda kalan çalışanların artan mesai saatlerinden duydukları şikayet, ev/ofis dengesinin şaşması, kişisel alanlarına dokunulmuşluk ve suiistimal edildiği hissini körüklerken; hayata karşı daha farklı, daha bireysel bir bakış açısı kazanmalarının önünü açıyor.
Pandemi endişesi ve borçlar bizi mahvetti
Ekonomik sorunlar, pandemi, yasaklar, işsizlik, enflasyon… Hepsi üst üste gelince stres kaçınılmaz oldu. Peki, en çok nelere stres yaptık? FutureBright verilerine göre geçen yılın kazananı yüzde 34 ile Covid olma endişesi oldu… Geçim sıkıntısı & borçlar (yüzde 27), kısıtlamalar (yüzde 14), hastalık/ sağlık sorunları (yüzde 11), işsizlik (yüzde 11), işlerin azalması/ kapalı olması (yüzde 8) diğer endişe kaynaklarımızı oluşturdu.
En stresliler: Kadınlar
Pandemi sonrası stres seviyesi en çok artan grup emekliler oldu. Bununla birlikte erkeklerde geçim sıkıntısı, işsizlik; kadınlarda ise kısıtlamalar daha büyük stres sebebiydi. Stres seviyesinin genel olarak kadınlarda erkeklerden daha yüksek olduğu da araştırmada görülüyor. Bununla birlikte pandemide stresi en az artan grup çalışan kadınlar oldu.
“Sanki ayaklarımın altından halı çekildi”
Ekonomik krizle birlikte herkes için “merkez üssünün” ev olmasıyla birlikte, özellikle kadınlar “kalelerinin” istila edildiğini hissediyor. Ayrıca, eşlerinin işlerini kaybetme ihtimallerinden endişelenen kadınlar, ev ekonomisini idare etme noktasında geçmişe göre daha çok zorlandıklarını dile getiriyor.
Peki, Türkiye 2022’de neleri konuşacak?
Ana tansiyonlarımız neler olacak?
FutureBright raporu, 2022’de ana tansiyonlarımızın ilk üçünün adalet sistemi, işsizlik ve ekonomi olacağını öngörüyor. Tansiyonların arasında iklim ve salgın konuları da yer alsa da büyük oranda yükseliş ekonomi ve eşitsizlik konularında yaşanacak gibi görünüyor.
Mega kentler tehlike teşkil ediyor
Türkiye 15 mega şehir ülkesi olmaya hızla gidiyor. Burada oldukça dikkat edilmesi gereken bir nokta söz konusu: Mega şehirler çöp ve emisyon üretim merkezlerine dönüşecek ve yönetilemezlerse ekonomik bir felaket hâline gelecekler.
Bugün dünya çapında mega şehir atıklarını yönetmek 250 milyar dolara mal oluyor. Bu rakam 2030 yılında 425 milyar doların da üstüne çıkarak neredeyse ikiye katlanacak. Bu düşük ve düşük-orta gelirli ülkeler için imkansız bir maliyet. Dolayısıyla bu seviyeye gelmeden önce ülkeler bir şey yapmazsa bu problemi yönetemeyeceği bir noktayla karşı karşıya kalacak.
Su gündeme gelecek
Türkiye’nin suyu sürdürülebilir değil. Ve özellikle plastik atıklar, su yollarını devasa bir risk altına sokuyor. Plastik kullanıcısı markalar, yakın gelecekte ülkenin suyunu konuşmak zorunda kalacaklar.
Enerji kesintileri artacak
Önümüzdeki yılda Türkiye’de enerji talebi patlayacak. Yalnızca Türkiye değil, dünyada da enerji ihtiyacı yüzde 40 oranında çarpıcı bir şekilde artacak. İthalatçı Türkiye de bu süreçten bir hayli etkilenecek.
Pandemiden büyük sorunlarımız var
Sağlık meselesi, ekonomik sürdürülebilirlik meselesi olarak analiz edildiğinde, bulaşıcı olmayan hastalıklardaki her yüzde 10’luk artışın ülke ekonomik büyümesini yüzde 1 etkilediğini gösteriyor. Dünya çapında yılda üç milyondan fazla kişinin hayatını obeziteden kaybettiğini biliyoruz. Bu rakam, yetersiz beslenmeden ölen insan sayısını üç katına denk geliyor. Obezite, kalp ve yüksek tansiyon yarın ekonomi sürdürülebilirliğinde önemli bir problemi teşkil edecek.
TÜİK yüzde 36,08 diyor, market rafları fazlasına işaret ediyor
TÜİK, 2021 yılı Aralık ayında yıllık enflasyonun 36,08 olduğunu duyurdu. Ancak market rafları bunun üstünü işaret ediyor. Periyodik olarak 850 satış noktasından topladığı verilerle gıda da değişen fiyatları ölçen Akademetre’ye göre genel fiyat değişim oranı yüzde 40,51 olarak gerçekleşti. Gelin bu kategoride yaşanan fiyat değişimlerini detaylıca inceleyelim.
Gıda fiyatlarındaki enflasyon belli oldu
Akademetre, 850 satış noktasından periyodik olarak alınan verilerle 2021 yılının gıda fiyat değişimlerini açıkladı. Araştırma sonuçlarına göre, Gıda kategorisindeki en yüksek fiyat değişim oranı yüzde 59,35 ile et ürünlerinde görülürken, onu yüzde 48,23 ile kuru gıda ve yüzde 34,99 ile sebze-meyve ürünlerinde gerçekleşen fiyat değişimi takip etti. Gıda kategorisinin genel fiyat değişim oranı ise yüzde 40,51 olarak gerçekleşti.
Kırmızı et ilk sırada
Et ürünleri ve hayvansal gıda ürünlerini alt kategorilere göre incelendiğimizde kırmızı et ürünlerinin yüzde 61,57 ile en çok fiyat değişimi sergilediğini görüyoruz. Kanatlı eti ürünleri ise yüzde 59,36 oranında fiyat değişimine sahipken bu kategoride en az fiyat değişimi görülen ürün yumurta oluyor (yüzde 57,12).
2021 yılının zam şampiyonu patlıcan
Sebze-meyve kategorisinde ele alınan 34 üründe genel olarak yüzde 34,99 oranında bir fiyat değişimi mevcut. Bu kategoriden patlıcan 2021 yılında yüzde 135,06 artış oranı ile fiyatı en fazla artan ürün oldu. Yemek tariflerinin vazgeçilmez ürünü ayçiçek yağındaki ise artış oranı yüzde 100 olarak gerçekleşti. En yüksek ikinci fiyat değişimi ise yüzde 114,28 ile hıyarda gerçekleşti. Meyveler özelinde ise en yüksek fiyat değişimi yüzde 43,30 ile armutken en düşük değişim yüzde 6,28 ile portakalda görüldü. Elde edilen bulgulara göre, en düşük fiyat değişimi yüzde 5,00 ile kuru sarımsak da oldu.
Yemeklerin vazgeçilmezi sofralara veda mı edecek?
Kuru gıdada ise ortalama yüzde 48,23 fiyat değişimi görülüyor. Bu kategoride en yüksek fiyat değişiminin yüzde 100 ile yemeklerin vazgeçilmezi ayçiçek yağında en düşük değişimin ise yüzde 14,91 ile mısırda oldu. 5 litrelik zeytinyağı yüzde 58,44 oranla ayçiçek yağından daha az değişime uğradı. Bulgur, makarna, irmik ve mercimek ürünleri yüzde 75 – yüzde 69 oranında değişim gösterirken, buğday unu, antep fıstığı ve kristal şeker ise yüzde 51 – yüzde 50 fiyat değişimi gösterdi.