Veri odaklı bir işletme olmanın 7 özelliği
Hızla gelişen teknoloji, “veri odaklı” olmanın anlamını da değiştiriyor. Artan veri okuryazarlığıyla verilerin kullanım alanları genişliyor, değeri yükseliyor. İnsanlar ve makineler arasındaki akıllı iş akışlarının ve kesintisiz etkileşimlerin oranı her geçen gün daha da artıyor. Yakın bir gelecekte, 2025’te, yapılan işlerin neredeyse her yönünün, veriler kullanılarak optimize edilebilmesi bekleniyor.
McKinsey & Company yayınladığı interaktif makalede (The data-driven enterprise of 2025 | McKinsey); bu sürecin 2025 yılına kadar nasıl şekilleneceğini ele alıyor. McKinsey uzmanlarına göre; veri odaklı yapılar, hızlı bir şekilde, şirketler için standart süreçler haline gelecek. Önümüzde az bir zaman kaldığına vurgu yapılan makalede; bu konuda en hızlı ilerleyen şirketlerin, hali hazırda veri destekli yeteneklerden çok yüksek değerler elde eden şirketler olacağı belirtiliyor.
McKinsey uzmanları, 2025’in “veriye odaklı” yeni işletmelerini tanımlayan özellikleri 7 başlık altında topluyor. Bu özelliklerin 2025’e kadar nasıl bir gelişim göstereceğinin paylaşıldığı makalede, şirketlerin her bir başlık altında günlük uygulamalarında yapmaları gerekenlerin yanı sıra bunların hayata geçirilmesini sağlayan kilit yaklaşımlar da ele alınıyor.
Yüzde 20’ye varan kârlılık artışları mümkün
Veri odaklı şirket olmaya nereden ve nasıl başlamalı sorusunu yanıtlayan McKinsey & Company Ortağı İlke Bigan “2025 çok yakın bir gelecek. Şirketlerin veri odaklı hale gelmek için planlı ve hızlı hareket etmesi gerekiyor. Önceliği, çalışanların bu konudaki yetkinliklerini geliştirmeye vererek başlamak ilk şart. Ayrıca şirketler, verilerden ve yapay zekâdan yararlanmak için her bir iş akışını ve işlevi yeniden tasarlamalı. Verilerin tamamını değerlendirebilmek ve gerçek zamanlı analizler için bulut özellikli bir veri platformuna geçmek büyük önem taşıyor. Verilere ürün gibi davranan ekipler kurmak ve veri yönetimi işletim modeli oluşturmak da atılması gereken adımlar arasında yer alıyor. Bütün bunların yanı sıra tüketici verileri ve analitiği konusunda kurumsal etik çerçevenin en başta belirlenmesini mutlaka öneriyoruz.
Şirketlerin bu süreci yönetmedeki başarısı, yakın gelecekteki yerinde belirleyici rol oynayacaktır. Zira veri odaklı yaklaşım ve yapay zekâ kullanımı, şirketlerin sadece sorularına daha hızlı yanıt bulmasını sağlamakla sınırlı kalmıyor, aynı zamanda her zaman belirsiz olan sorunlar hakkında şeffaflık da sunuyor. Araştırmalarımız, yapay zekâ kullanımının, şirketlerde ölçeklenme sürecini güçlendirdiğini ve hızlandırdığını ortaya koyuyor. Bu yaklaşımın, şirketlerde vergi ve faiz öncesi kârı yüzde 20’ye kadar artırdığı görülüyor. Bu potansiyeli harekete geçirmek isteyen şirketlerin veri odaklı yapıya geçişte önerdiğimiz 7 başlığı da eş zamanlı olarak takip etmelerinde fayda var. McKinsey olarak incelediğimiz şirketlerden bir kısmının bunlardan bazılarını sergilediğini ve birçoğunun da yapmaya başladıklarını gözlemlediğimizi de belirtmek isterim” dedi.
Veri odaklı yeni işletmeleri tanımlayan 7 ortak özellik
1. Bütün kararların, faaliyetlerin ve süreçlerin içinde veri vardır
Günümüzde şirketler, birçok alanda elde ettikleri veriyi düzensiz olarak kullanıyor. Bu durum da elde edilebilecek verimin düşmesine neden oluyor. 2025’e gelindiğinde, şirketlerde neredeyse tüm çalışanların doğal olarak, yaptıkları işleri desteklemek için verilerden yararlanacağı vurgulanıyor. Böylece şirketler, temel günlük faaliyetlerini ve düzenli olarak alınan kararları otomatikleştirmenin yanı sıra daha iyi karar verme yeteneğine sahip olacak. Veriye dayalı kültür hem farklılaştırılmış müşteri ve çalışan deneyimleri yaratmak hem de günümüzde yaygın olarak bulunmayan karmaşık yeni uygulamaların büyümesini sağlamak için sürekli performans iyileştirmesini teşvik edecek.
En önemlisi de bu gelişmeler çalışanları; inovasyon, işbirliği ve iletişim gibi alanlara odaklanmakta özgür kılacak. McKinsey uzmanları, bu özelliğin kazanılmasında; gerçek zamanlı analitiği destekleyen bulut tabanlı altyapının kurulmasının ve yapılandırılmamış verilerin sorgulanmasını desteklemek için esnek veri tabanı araçlarının kullanılmasının belirleyici olacağını belirtiyor. Ayrıca çalışanlar arasında veri okuryazarlığının yüksek düzeyde olmasının ve şirkette veri odaklı bir kültürün hakimiyetinin de anahtar rol oynayacağına dikkat çekiliyor.
2. Veriler, gerçek zamanlı olarak işlenir ve değerlendirilir
Bugün mevcut altyapının teknik kısıtları nedeniyle, verilerin sadece bir kısmı alınıp, işlenip analiz ediliyor. 2025’te ise birbirine bağlı cihazlardan oluşan geniş ağların, genellikle gerçek zamanlı olarak veri ve öngörüleri toplayıp ilettiğini göreceğiz. Şirketlerde yaygınlaşan yeni teknolojiler, verilerden elde edilen içgörülerin hem daha güçlü olmasını hem de daha hızlı bir şekilde elde edilmesini sağlayacak. Bulut bilişimin maliyeti düşmeye devam ettikçe ve daha güçlü veri araçları çevrimiçi hale geldikçe, en karmaşık gelişmiş analitikler bile tüm kuruluşlar için kullanılabilir olacak. Bu özelliğin anahtar etkinleştiricileri arasında da bağlı cihazlardan gelen yüksek bant genişlikli, düşük gecikmeli verileri desteklemek için 5G gibi gelişmiş ağ altyapıları yer alıyor.
3. Esnek veri depoları hem entegrasyonu hem de kullanıma her zaman hazır olmayı sağlar
Veri mühendisleri, mevcut sistemlerde veri kümelerini manuel olarak keşfetmek, aralarında ilişkiler kurmak ve bunları bir araya getirmek için önemli ölçüde zaman harcıyor. Ayrıca verileri doğal, yapılandırılmamış durumundan yapılandırılmış bir forma kendilerinin dönüştürmeleri de gerekiyor. McKinsey & Company tarafından yayınlanan makalede, 2025 yılına gelindiğinde, veri düzenlemenin daha esnek yollarını sağlayan; zaman serisi, grafik ve NoSQL veri tabanları gibi yapılardan daha fazla yararlanılacağı anlatılıyor. Bu durumun, yapay zekâya dayalı yeni yeteneklerin geliştirilmesine ve inovasyonu desteklemek için verilerdeki yeni ilişkilerin keşfedilmesine hız katacağı vurgulanıyor. Şirketlerde modern bir veri mimarisinin oluşturulmasının yanı sıra gerçek dünya sistemlerini çoğaltmak için veri modellerinin ve dijital ikizlerin geliştirilmesi de bu özelliğin başarıyla hayata geçirilmesinde büyük rol oynuyor.
4. Veri işletim modeli, verilere bir ürün gibi davranır
Günümüzde şirketlerde, çoğu zaman gerçek bir sahibi olmayan veriler, silolar halinde ve bazen yinelenerek depolanıyor. Bu da ihtiyaç duyulan verilerin hızlı bir şekilde bulunmasını ve entegre edilmesini zorlaştırıyor. 2025’in veriye odaklı şirketlerinde tüm veri varlıklarının, dahili ekipler veya harici müşteriler tarafından kullanılmasına bakılmaksızın ürünler olarak düzenlenip ve destekleneceği vurgulanıyor. Ayrıca şirketlerin, ürün haline getirdikleri bu verilerin hem güvenliğini hem de sürekli yeni kaynaklarla entegrasyonunu sağlayan özel ekiplere sahip olması bekleniyor.
McKinsey uzmanları, bu yaklaşımın, iş süreçlerindeki problemlerin çözümünde hızlı sonuç veren ve tekrar tekrar kullanılabilen yapay zekâ odaklı yeni yetenekler sunmanın hem harcanan zamanı hem de maliyeti azalttığını belirtiyor. Bu özelliğin kazanılması için de şirketlere iş durumlarını tanımlayan ve önceliklendiren bir veri stratejisinin oluşturulması öneriliyor. Ürün haline getirilen veriyi sahiplenecek ekiplerde de analitik uzmanları, veri mühendisleri ve bilgi güvenliği uzmanlarının bulunması gerektiği vurgulanıyor.
5. CDO’nun rolü değer yaratabilmesi için geniş tutulur
Şirketlerde bir maliyet merkezi olarak görülen CDO (Chief Digital Officer) ve ekibi, 2025’in veriye odaklı yapısında kâr ve zarar sorumlulukları olan bir iş birimine dönüşüyor. CDO ve ekibi, tüm birimlerle birlikte verileri kullanmanın yeni yollarını arıyor ve bütünsel bir kurumsal veri stratejisi geliştiriyor. Bu dönüşümle CDO veri hizmetlerinden ve veri paylaşımından para kazanarak yeni gelir kaynakları oluşturmaktan sorumlu hale geliyor. Bu özelliğin kazanılmasında anahtar rolü ise şirket genelinde veri okuryazarlığının yükseltilmesi oynuyor.
6. Veri ekosistemlerine üye olunarak daha geniş kaynaklardan yararlanılır
Şirket içinde bile genellikle silo halinde olan verilerin harici iş ortaklarıyla ya da rakiplerle paylaşımı günümüzde nadiren ve genellikle de sınırlı bir çerçeveyle görülüyor. 2025’e gelindiğinde hem şirket içinde hem de kuruluşlar arasında veriye dayalı projelerde işbirliğini kolaylaştırmak için veri paylaşım platformlarının kullanıldığını göreceğiz. Zira veriye dayalı şirketler, tüm üyeler için daha değerli içgörüler oluşturmak üzere verileri ortak havuzlarda toplayan bir veri ekonomisine aktif olarak katılmayı tercih ediyor. 2025’te verilerin paylaşımını mümkün kılan bu platformlarda, şirketlerin gerçekten benzersiz ve tescilli veri ürünleri oluşturacağı tahmin ediliyor.
7. Gizlilik ve güvenlik için veri yönetimine öncelik verilir ve otomatikleştirilir
McKinsey uzmanları, 2025’in ‘veriye odaklı’ yeni işletmelerinin yedinci özelliği olarak da veri yönetiminin otomatikleştirilmesini öne çıkarıyor. Günümüzde veri güvenliği ve mahremiyeti, genellikle yeni ortaya çıkan düzenleyici veri koruma zorunluluklarıyla karşımıza çıkıyor. Tüketici bilgilerinin ne kadarının toplandığı ve kullanıldığı, gündemin öncelikli konuları arasında yer alıyor. Veri güvenliği ve gizlilik korumaları genellikle yetersiz kalıyor. Veri yönetiminin otomatikleştirilmesi için de öncelikle şirket genelinde veri güvenliğinin önemini arttırmak gerekiyor. Verilerin otomatik olarak yedeklenmesini ve geri yüklenmesini kolaylaştırmak için bulut tabanlı veri esnekliği ve depolama araçlarının benimsenmesi de bu özelliğin kazanılmasında diğer bir belirleyici faktör olarak öne çıkıyor.
McKinsey & Company’nin hazırladığı bu interaktif dosyanın tamamını incelemek için: The data-driven enterprise of 2025 | McKinsey