Kurulu ve dinamikleri belirli bir oyunda rekabet etmenin ilk adımı sektördeki rakiplerinizden her anlamda “daha iyi” olmaktan geçiyor. Daha iyi ürün, daha iyi fiyat, daha iyi iletişim ve dahası… Ancak bir de oyunu değiştirenler var! Onlar rekabette fark yaratarak zirveye yerleşmekle kalmıyor kendi sektörlerini de büyüterek yepyeni bir alan açıyor… Peki bu markalar hangileri? Sektörünü büyüten markalar ve o markalara liderlik edenlerin stratejileri neler? Küçük ev aletlerinden temizlik markalarına, gıdadan perakendeye sektörünü büyüten markalar ve sırları yeni sayıda okurları bekliyor…
Ali Saydam yazdı: “Maymun Çiçeği” gelmeden…
“İletişim Aklı”na göre içinde bulunduğumuz durum, üç aşamanın, yani krizin “öncesi-sırasısonrası” süreçlerinin ilkini yaşadığımıza işaret ediyor. Peki, bu aşamada ne yapılır? Bakanlık açıklaması gerekli midir? Evet, gereklidir. Yeterli midir? Kesinlikle değildir.
Krize davet!
Son dönemlerde hep birlikte tanık oluyoruz ki basın davetleri, gazeteciler ile PR ajansları ve markalar üçgeninde yeni krizleri beraberinde getiriyor. Önce Google’ın basın daveti, sonrasında da BYD’nin lansmanının ardından yaşananlar tam da bu krizlere örnek teşkil ediyor. Peki her bir köşesinde “iletişim erbabı” bulunan bu üçgende nasıl oluyor da krizler doğuyor büyüyor ve gündemi ele geçiriyor? Halihazırda kendi krizleriyle boğuşan iletişim dünyasının paydaşları nur topu gibi doğan yeni krizlerin önüne nasıl geçebilir? Soruların yanıtları ve krizlere dönen basın davetlerinin objektif değerlendirmeleri iletişimin usta isimlerinden geliyor…
Murat Ülker: “Dünyaya pazarlama öğretiyoruz!”
Murat Ülker, LinkedIn’de çok aktif, takipçi sayısı da etkileşimi de her gün artıyor. Aklımda hem birikimlerini dinlemek hem de kendisini daha yakından tanımak var. Hani derler ya gönlümdeki oldu, “Hadi gelin Ülker’in bir üretim şirketinden pazarlamayı odağına alan bir şirkete dönüşmesini konuşalım” dedi.
Murat Ülker’in birikimleri ve bu sene 80. yılını kutlayan Ülker’in başarılarla dolu geçmişi, geleceğe ilişkin söylemleri çok değerli ve elbette kurumsal bir söyleşi hepimize pek çok şey öğretir ama ben madem sorularımıza zaman ayırdı o halde hayata ilişkin de konuşalım istedim. Kırmadı tüm sorularımı yanıtladı.
Polimat CMO’ların yükselişi!
Teknolojinin hızla gelişmesi ve tüketici davranışlarının günbegün karmaşıklaşmasıyla birlikte giderek daha dinamik ve çok yönlü bir alana dönüşüyor pazarlama… Bu dönüşüm de pazarlamacıları tek bir alanda uzmanlaşmak yerine birçok farklı disiplini bir araya getirebilen, yani “polimat” özelliklere sahip olmaya zorluyor… Peki, polimat olmak isteyen bir pazarlamacı kendini hangi alanlarda geliştirmeli? Çok yönlü olmak pazarlama profesyonellerine ne tür avantajlar sağlıyor? Deloitte, Technology & Transformation Business Unit Leader Hakan Göl liderliğinde ve elbette Türkiye’nin polimat pazarlamacılarıyla bu sorulara yanıt aradık…
Markaların müşteri deneyimi stratejilerine yön verecek 7 trend
Dijital iş hizmetlerinin küresel lideri Teleperformance’ın her sene yayınladığı “Küresel Müşteri Deneyimi Raporu” bu yıl da markalara müşteri etkileşimi ve sadakatinde yol haritası çizecek trendleri belirledi. İşte sektörlere özel veriler, kuşaklar özelindeki talepler, kanal çeşitliliği ve yapay zeka araçlarının rolüne kadar markaların müşteri deneyimi stratejilerine yön verecek 7 trend!
Suat Sözen: “Toplumu etkileyen her konuda inisiyatif almaya çalışıyoruz”
Kuruluşunun 100. yılını kutluyor olmak bu topraklarda pek az markaya nasip olan bir başarı… Cumhuriyet’in kuruluşundan bu yana ekonomik bağımsızlığın sağlanmasında ana aktörlerden biri olan İş Bankası işte bunu başarmanın gururunu yaşıyor bugünlerde. Üstelik bir asrı deviren marka ilk günkü heyecanından, dinamizminden da pek bir şey kaybetmemiş görünüyor. Yenilikçilik ekseninde dijitalleşmeden sürdürülebilirliğe pek çok ilke imza atarak yoluna devam eden İş Bankası’nın Genel Müdür Yardımcısı Suat Sözen ile bankanın 100 yıllık yolculuğunu ve geleceğe dair vizyonunu konuştuk. Sözen, “Zaman içerisinde toplumu etkileyen, ihtiyaç duyulan hangi konu öne çıkmışsa biz orada inisiyatif almaya çalıştık” diyor…
Harçlıkta da cinsiyetçiyiz!
Okulların açılmasına sayılı günler kaldı… Çarşı pazar okul alışverişiyle hareketlenirken markalar da bu önemli alışveriş döneminde “back to school” bütçesinden payını almak için kıyasıya bir yarış içinde. Ancak okulların açılmasının bir başka anlamı daha var; ders ziliyle birlikte yeni dönemin harçlık pazarı da yeniden şekillenecek… Peki, gençler yaş gruplarına göre ne kadar harçlık alıyor, harçlıklarını en çok neye harcıyor? Harçlık bütçesinde aslan payı hangi markalara ayrılıyor? Marketing Türkiye adına Sia Insight tarafından gerçekleştirilen “Harçlık Pazarı Araştırması” işte bu sorulara yanıt verirken cinsiyet eşitsizliğinin harçlıklarda da kendini gösterdiğini gözler önüne seriyor…
Emeklilerle “dayanışan” markalar
Türkiye’nin uzunca zamandır içinde bulunduğu ekonomik kriz ve enflasyonist ortamın en çok etkilediği kesimlerin başında geliyor emekliler. Öyle ki pek çoğu yalnızca görünürde emekli olurken sabahları yine, yeniden işin yolunu tutmaya devam ediyor. Böylesi bir gerçekliğin içinde kendileriyle dayanışma içinde olan tüm markalar da kuşkusuz sadakat bariyerini hızla aşıyor… Marketing Türkiye adına Aksoy Araştırma’nın gerçekleştirdiği “Emekliler Araştırması” da emeklilerin yeni gerçeklerine ve beklentilerine ışık tutuyor…
Çalışanının kalbine giden yol yan haktan geçer!
Yetenekli çalışanları motive etmek ve onları elde tutmak artık her zamankinden daha zor. Maaş ve temel hakların ötesinde işverenlerin çalışanlarına sağladığı yan haklar, tercih noktasında da belirleyici bir konuma geldi. Öyle ki artık işveren markası rekabetinin merkezinde de işte bu yan yaklar var… Yakın zamanda yapılan pek çok araştırma da bu durumu güçlü verilerle doğruluyor. Peki, yan haklar portföyünün geleceği nasıl şekillenecek? Şirketler etkin yan haklar stratejilerini nasıl oluşturmalı? Çalışanların “olmazsa olmaz” dediği yan haklar hangileri?
Pazarlamanın yeni gücü: Deneyim evleri
İyi ürün, kaliteli hizmet elbette önemli ancak görünen o ki artık yeterli değil. Tüketici artık markalardan çok daha fazlasını istiyor… İhtiyacı karşılamanın ötesinde markayla duygusal bir bağ kurmak, onun dünyasına adım atmak bu taleplerin başında geliyor. Tam da bu noktada deneyim evleri pazarlamacıların imdadına yetişti, yepyeni bir soluk getirdi… Peki, deneyim evleri müşterilerle kurulan iletişime nasıl bir katkı sağlıyor? Son dönemde öne çıkan başarılı deneyim evi uygulamaları hangileri? Deneyim evlerini nasıl bir gelecek bekliyor?
Elektrikli otomobil: Hayaldi, kararsızlık oldu!
Çevresel kaygıların artması ve teknolojinin önlenemez yükselişiyle birlikte otomotiv sektörü köklü bir dönüşüm sürecinden geçiyor… Bu dönüşümün en dikkat çekici unsuru ise şüphesiz elektrikli araçlar. 2020’li yılların başından itibaren hızla büyüyen elektrikli araç trendiyle her geçen gün daha fazla elektrikli araç yollarda boy gösteriyor. Her ne kadar elektrikli araçlar avantajlarıyla ön plana çıksa da tüketicilerin aklında endişeler de yok değil. Peki, elektrikli araçların avantajları ve dezavantajları neler? Tüketiciler elektrikli araçlar konusunda en çok hangi noktalarda tereddüt yaşıyor? Sektör temsilcileri, pazarın geleceği hakkında neler öngörüyor? Gelin tüm bu soruların yanıtlarını uzmanlardan dinleyelim…
Hayvan haklarının koruyucuları
Sürdürülebilir bir dünya ve daha mutlu yarınlar hayali içerisinde yüzleri gülmesi gereken yalnızca insanlar değil… Kainatı paylaştığımız “dostlarımızın” da yüzleri gülüyorsa; sağlıklı bir hayat sürebiliyor, hakları korunuyorsa ancak o zaman umutlu bir gelecekten bahsedebiliriz… Hayvan haklarının korunmasında ve onlar için iyi yaşam tahsis edilmesinde en büyük çabayı dernekler, STK’ler ve hayvanseverler gösterirken bir de onlara el uzatarak güçlerini büyüten hayvan haklarının koruyucusu markalar var. FM Halkla İlişkiler, İçerik ve İletişim Danışmanlık Kurucu Ortağı Fülay Yaşa Keskin’in öncülüğünde ülke gündeminin kalbinde yer alan hayvan hakları konusunu ve bu hakların korunması için elini taşın altına koyan markaları mercek altına aldık…
İttifaklar çağı başladı
Özellikle son yıllarda ünlü bir isimle bir markanın bir araya gelerek hayata geçirdiği koleksiyonların sayısı hızla artıyor… Kimi zaman marka-marka kimi zaman da marka-ünlü iş birliğiyle karşımıza çıkan bu koleksiyonlar çıktıkları anda belki ünlü ismin belki de markanın popülerliğiyle fırtınalar estiriyor… Sınırlı sayıda oluşu ve bir daha devamının gelmeyeceğinin bilinmesi ise tüketicide güçlü bir sahip olma isteği uyandırıyor. Peki, iki markanın ya da ünlü bir ismin bir araya gelmesini sağlayan bu projelerin gerisinde nasıl bir strateji var? Bu koleksiyonların ardında yatan içgörüler neler? İş birliği kültürü markalara nasıl fırsatlar sunuyor?