2022’nin en beğenilen reklamları
İnsanların pandemiden kaçıp enflasyona tutulduğu bir yılı geride bıraktık. Bu kasvetli gündem içerisinde markaların fark yarattığı içeriklerin mizah teması etrafında şekillenmesi de sürpriz olmadı elbette. Zira Marketing Türkiye için Kuantum Araştırma’nın gerçekleştirdiği ve 4 bin 200 kişinin katıldığı “Yılın En Beğenilen Reklamları” araştırmasının zirvesinde izleyicinin yüzünde tatlı bir tebessüm yaratan reklamlar yer alıyor. İşte Türk halkına göre 2022’nin en iyi reklamları…
Pandemi, iklim değişikliği, enflasyon derken tüketici duygusal bir karmaşa halinde. Duygular bu kadar hızlı değişirken markaların bu duyguları yakalayıp tüketicinin hem aklına hem de gönlüne girmesi hiç de kolay değildi. Ancak bu büyük bariyere rağmen tüketicinin duygularına hizalanmayı başaran, geleceğe dair umut ve neşe aşılayan işler de oldu. Marketing Türkiye için Kuantum Araştırma’nın gerçekleştirdiği ve 14 farklı sektörü kapsayan “Yılın En Beğenilen Reklamları” araştırması sektör bazında Türk halkının en beğendiği reklamları ortaya koyarken biz de bu başarılı kampanyaların hikayelerini yaratıcılarından dinledik…
Shell – Engelsiz Kahramanlar
“Yılın En Beğenilen Reklamları” araştırmasında akaryakıt kategorisinde öne çıkan çalışma Shell’in “Engelsiz Kahramanlar” reklam filmi oldu. Reklam filminin başrolünde yer alan Engin Akyürek Shell’in Engelsiz Kahramanlarını şöyle tanıtıyor: “Türkiye’nin ilk bacak protezli Milli Atleti Nurullah Kart hızını inancından alıyor, Türkiye’nin İlk Dünya ve Avrupa Şampiyonu Milli Yüzücü Sümeyye Boyacı azmiyle zafere yüzüyor, Paradans Milli Sporcusu Barış Bayraktar ve İşitme Engelli Balerin Eda Tavacı’nın dansını tüm dünya alkışlıyor, Müzisyen Hazar Şengül ise performansın tanımını yeniden yazıyor. Shell ile hep ileride olmak herkesin hakkı…”
Hepimizin kalbine iyi geldi
- “Shell olarak değerlerimizle kararlar alıp kalbimize ve sektörümüze iyi gelecek gerçek, samimi, içten adımlar atıyoruz. Yaptıklarımızı da aynı samimiyetle klasik reklam anlayışından farklı anlatmayı değerli görüyoruz. Engelsiz kahramanlar filmimiz, engel tanımayan, ülkemizi ileriye taşıyan, hepimize ilham veren gerçek kahramanlarımızla anlattığımız, engelsiz yaşama inancımızın ve aldığımız kararların ifadesidir. Halkımızın kalbine geçmiş olması ve takdir görmesi çok güzel. Açıkçası hepimizin kalbine iyi geldi. 700’ü aşkın engelsiz istasyonumuz, tekerlekli sandalyeye dönüşen plastik kapak toplama kutularımız, Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği’ne destek vererek lezzete anlam katan deli2go sandviçlerimizle, engelsiz kahramanlarımızın önündeki engelleri kaldırabilmek amacı ile gönülden çalışmaya devam edeceğiz.”
Monster Notebook – Çocukların Korkmadığı Tek Canavar
Monster Notebook, çocukların hayallerindeki Monster’ların resimlerinden ilhamla hazırladığı reklam filminde “Bizce teknoloji devleri arasına girmekten daha güzel olan tek şey, bir çocuğun gönlüne ve hayallerine girebilmektir” diyor. Filmde, çocukluk korkularını ailesinin desteğiyle yenmeyi başaran minik kahramanımızı izliyoruz. Finalde çocukların hiç korkmadığı tek canavarın, bir Monster Notebook olacağı vurgulanıyor.
Çocukların kalbine girmeyi başarmışız
- Türkiye’den çıkan küresel bir teknoloji markası olma yolculuğumuzda bizi teknoloji devleri arasına taşıyan ve markamızın başarılı olmasını sağlayan en büyük faktörün oyun severlerle aramızda kurulan özel bağ olduğunu biliyoruz.
- Biz, bir yandan yüksek performanslı bilgisayar ve aksesuar ürünleri geliştirirken diğer yandan da müşteri memnuniyetine ciddi önem verdik. Her zaman samimi olduk. Oyun severlerlerle aramızdaki bağı bir ömür boyu sürecek şekilde tasarladık. Bu arada gördük ki çocuklardan bize yüzlerce resim, mektup ve şiirler geliyor. Bu noktada anladık ki aslında çocukların hayallerine ve kalbine girmeyi başarmıştık.
- Canavar anlamına gelen markamız, çocukların korkmadığı, tam tersine sevdiği ve sahip olmak istediği bir kavram haline gelmişti… Kurduğumuz bu bağı, tüm oyun severlerle paylaşmak istedik ve bir reklam filmi yapmaya karar verdik. Senaryosu çalışıldı, çekimler yapıldı. Filmin küresel kullanıcılara da hitap etmesi için özel bir beste hazırlandı. Reklam filmimizde “Çocukların korkmadığı tek canavar” sloganıyla çocukların kalbinde yer alabilmenin bizim için her şeyin üzerinde olduğunu anlattık.
- Filmin vermek istediği ana mesaj, hayallerini ve kalbini Monster Notebook’a açan tüm çocuklara teşekkür etmek ve onlarla kurmuş olduğumuz gönül bağının bizim için ne kadar önemli olduğunu göstermekti…
- Filmimiz, hikayesi, kurgusu ve ilettiği mesajlarla birçok çevreden olumlu dönüşler aldı. Özellikle Monster kullanıcılarından, sosyal medya hesaplarımızdan gelen yorumlar bizi çok duygulandırdı ve büyük gurur yaşamamızı sağladı. Monster Notebook olarak, müşterilerimizle kurmak istediğimiz ömür boyu sürecek birlikteliği önce çocuklarla kurduğumuzu bilmek bize inanılmaz gurur veriyor. Çünkü bizim için çocukların kalbine girmek, teknoloji devleri arasına girmekten çok daha kıymetli.
Duygusal bağı ortaya çıkarmaya çalıştık
- Filmimizde oyun sektörünün alışık olduğu teknoloji, performans, işlemci hızı gibi konular yerine Monster Notebook’un kullanıcılarıyla kurduğu duygusal bağı ortaya çıkartmak istedik. Bunu yaparken de çocukların uzun süredir markaya gönderdiği resimlerden, şiirlerden yola çıktık. İsmi “Monster” olan bir marka için çocukların duyduğu bu büyük sevgi bizi “Çocukların korkmadığı tek canavar” mesajına götürdü. Gerisi ise çorap söküğü gibi geldi desek yanlış olmaz. Hepimizin çocukluktan bildiği yatağın altındaki canavar korkusunu aldık ve bunu Monster Notebook ile bir araya getirdiğimiz sıcak bir öykü yazdık. Filmde dinlediğimiz şarkıyı ise duyguyu daha iyi verebilmesi için sıfırdan yazıp besteledik. Böylece marka olarak çocukların hayal gücüne ve cesaretine duyduğumuz hayranlığı gösteren güzel bir kampanyamız oldu.
Vestel – Adem Abi ve Yaren Leyleğin Hikayesi
22 Mart Dünya Su Günü’nde farkındalık yaratmak amacıyla yayınlanan reklam filminde Vestel, iklim krizi nedeniyle yaşanan kuraklığın canlıları tehdit edişine dikkat çekiyor. Filmde, günün ilk ışıklarının vurduğu bir göl geliyor ekrana. Gölün ortasında bir balıkçı kayığı… Karacabey ilçesine bağlı Eskikaraağaç köyünün balıkçı köylüsü “Adem Abi”, uzak ülkelerden göç edip gelen, Yaren adını verdiği leylekle olan arkadaşlığını anlatıyor…
Dostlarımızın tehlikede olduğunu anlatmak istedik
- Vestel olarak, su tüketimi her zaman çok hassas olduğumuz bir konu. 22 Mart Dünya Su Günü’nde de kendi üzerimize düşeni yaptığımızı anlatmak amacıyla Balıkçı Adem Abi ile Yaren Leylek’in yıllardır süren dostluğundan yola çıkarak bir farkındalık yaratmak istedik. Bu dostluk, tüm Türkiye’nin takip ettiği, her yıl kavuşmalarının beklendiği ve hepimizi derinden etkileyen bir hikaye. Hem de hikâye suyun sadece biz insanlar için değil tüm canlılar için önemini anlatıyor, tüm canlıların yaşam hakkına dikkat çekiyor. Özetle, bu dostluğun tehlikede olduğunu ve bunda hepimizin sorumluluğu olduğunu anlatmak üzere yola çıktık. Ve Yaren’in göç yollarını değiştirmemesi için herkesi sorumluluk almaya davet ettik, yıkama programlarını değiştirerek ne kadar büyük bir fayda yaratacaklarını anlattık.
- “Suyu korumak senin evinde!” söylemini su konusunu kapsayan tüm iletişimlerimizde kullanmaya başladık. Gururla hayata geçirdiğimiz filmimizin tüketicide de karşılık bulduğunu görmek çok heyecan verici.
Ulubatlı Gölü 12 yıldır bir dostluğa ev sahipliği yapıyor
- Bursa Ulubatlı Gölü 12 yıldır inanılması güç bir dostluğa ev sahipliği yapıyor. 12 yıldır, Balıkçı Adem abinin teknesini aynı leylek ziyarete geliyor ve göç mevsimine kadar onunla kalıyor. Adem Abi ile “Yaren” adını verdiği leyleğin dostluğu hem Ulubatlı gölünün hem de Adem abinin yaşadığı Eskikaraağaç köyünün simgesi olmuş. Adem abi “2 balık tutarsam biri Yaren’in, bir balık tutarsam onu da ona veririm” diyecek kadar seviyor Yaren’i. Vestel, insanları çamaşır yıkarken daha az su kullanma konusunda bilinçlendiren bir kampanya yapmak istediğinde Adem abi ve Yaren’in hikayesinin çok anlamlı olacağını düşündük. Çünkü biz insanların bu dünyada yaşayan tek varlık olmadığımızı, tükettiğimiz bütün kaynaklarda bizden aslında çok da farkı olmayan diğer canlıların da hakkı olduğunu bize hatırlatıyor. Filmimizin kalplere dokunmasına sevindik, filmden sonra Google’da Yaren aramalarında ciddi bir artış gördük. Umarız su tasarrufu bilinci yaratmada da etkisi büyük olur.
Ziraat Bankası – 158. Yıl
158’inci yıl filminde, bu ülkenin 158 yılına eşlik eden bir banka olarak birçok nesli büyüten Ziraat Bankası’nın milyonlarca insanın çocukluğunu, hatta onların büyüklerinin de çocukluğunu görmüş bir banka olduğu vurgulanıyor. Günlük hayatın akışındaki insanları çocuk olarak gördüğümüz dikkat çekici görsel dünya ile; işe gidip gelen, dükkanını açan, yemek yiyen, toplantı yapan, araç kullanan, maç izleyen, ekrana çıkan yetişkinlerin çocuk hallerini izliyoruz. Film içinde Hülya Avşar, Eda Erdem, Fatih Terim, Mesut Özil, CZN Burak, Güntekin Onay, Mona Lisa gibi ünlü simalara da denk geliyoruz. Onları da kullanılan özel bir filtre sayesinde çocuk halleriyle görüyoruz.
Nesillerdir bir bankadan daha fazlasıyız
- Ziraat Bankası olarak her yıl sonunda, kamuoyunun ilgisini çekecek bir imaj reklam filmi yapmayı gelenek haline getirdik. Buradaki amacımız, bitmek üzere olan yılı güzel anılarla uğurlarken, hem yeni yıla yeni umutlarla başlamak hem de izleyenlerin yüzünde tatlı bir gülümseme bırakabilmektir. 158’inci yılımızda yayına aldığımız ‘Nesillerdir’ reklam filmini de bu amaçla hazırladık. Projenin fikir aşamasında, bankamızın nice nesillerin bankası olduğunu anlatmak vardı. Bunu da en iyi çocukların olduğu bir dünyada anlatabileceğimiz fikri üzerinde birleştik. Fikri daha çekici yapmak için kamuoyunda sevilen bazı ünlülerin de çocukluk hallerini kullandık. Çünkü akıp giden zamanı, nesillerdir bir bankadan daha fazlası oluşumuzu ünlülerin çocukluklarıyla daha iyi gösterebiliriz diye düşündük. Günlerce süren zorlu çekimler ve haftalarca süren post prodüksiyon süreci sonunda reklam filmimizi tamamladık ve yılbaşı gecesi yayınladık. Bizler filmimizi çok sevdik, kamuoyundan da çok olumlu geri dönüşler aldık. ‘Yılın En Başarılı Reklamları’ araştırmasında en çok izlenen banka reklamı olmamız, ne kadar isabetli bir karar verdiğimizi bizlere bir kez daha göstermiş oldu.
Filiz Makarna – Özenimiz Aynı
“Özenimiz Aynı” reklam filminde Filiz Makarna’nın yarım asra yakın süredir Türk tarımına ve sofraların gelişimine gösterdiği özen samimi bir hikayeyle izleyiciyle buluşuyor. Kampanyanın çıkış noktası, Filiz Makarna’nın geçtiğimiz yıl gerçekleştirdiği tüketici araştırmasında öne çıkan “yeni nesil değer verme” tanımı olmuş. Araştırmaya göre, özellikle pandemiyle değişimi hızlanan Türk kadını, artık daha güçlü, farkındalığı daha yüksek, hayatını sorgulamaya ve farklı bir çıkış yolu bulmaya açık. Reklam filmi de bu içgörüye odaklanıyor.
Tüm Türkiye’ye “Özenimiz Aynı” dedik
- Pandemi sonrası tüketicileri daha iyi anlamak açısından değişen dinamikleri takip ediyoruz. Bu kapsamda geçtiğimiz yıl hayata geçirdiğimiz “Özenimiz Aynı” reklam kampanyamızın çıkış noktası, yeni dünyada ve pandemi sonrası gerçekleştirdiğimiz tüketici araştırmamızda öne çıkan ‘yeni nesil değer verme’ tanımı oldu. Bugün artık yeni nesil tüketici için değer vermek sadece fedakârlık yapmak değil; ailesine, kendisine ve çevreye daha duyarlı seçimler yapmak, sürekli olarak daha iyi, akıllı ve sürdürülebilir olanı aramak demek. Sofralarda lezzet ve doyuruculuk kadar, sağlık, iyi tarım, memlekete katkı gibi faktörler de tüketiciler için öne çıkıyor. Filiz olarak biz de bu içgörüden yola çıkarak, “Özenimiz Aynı” reklam filmimizde makarna üretiminin her aşamasına gösterdiğimiz özenin yeni nesil tüketicinin özeniyle örtüştüğüne değindik. Tüketicilerin hayatlarından aldığımız samimi kesitlerle tüm Türkiye’ye “özenimiz aynı” dedik. Ekimden üretime ve reklam stratejimize kadar titizlikle üzerinde durduğumuz Özenimiz Aynı kampanyamızın, yine büyük bir titizlikle araştırılarak “Yılın En Başarılı Reklamları” listesinde yer almasından gurur duyduk.
Finish – Benim Mirasım Su
Finish, “Yarının Suyu” projesinin dördüncü yılında “Benim Mirasım Su” diyerek Türkiye’nin göllerine ve çevresindeki yaşama dikkat çekti. “Yarının Suyu” hareketinin yeni adımı olan “Benim Mirasım Su” kampanyasında Kıvanç Tatlıtuğ, Anadolu kültüründe Allı Turna adıyla bilinen ve bir süredir yaşam alanları tehdit altında olan flamingoları kaybetmemek için “Suyumuza sahip çıkalım” çağrısında bulundu.
Kalplere dokunmayı amaçladık
- Birleşmiş Milletler raporu, Türkiye’nin 2030 yılında su fakiri ülkeler arasında olacağını söylüyordu. Sürdürülebilirlik yolculuğumuzda Birleşmiş Milletler’in Dünya çapında bütünsel kalkınmayı sağlamak amacıyla belirlediği onyedi hedeften altı numaralı olan “herkes için erişilebilir su ve atık su hizmetlerini ve sürdürülebilir su yönetimini güvence altına almak” başlığını seçtik. Kategorinin öncüsü olmamız sorumluluğumuzu daha da artırdı. Önümüzde bazı engeller vardı. Bunlardan bazıları “Kurumuş lekeler sudan geçirmeden nasıl çıkacak?”, “Ben gözümle görmeden inanmam”, “Bu sene çok yağdı, ne kuraklığı?”, “Benim yaptığım tasarruftan ne olacak ki…” ve “Tasarruf yapmakla kim uğraşacak?” gibi konulardı.
- 4. senemizde toplumda su kısıt olmadığını düşünenler olduğunu gördük. Buradan hareketle WRI ile yaptığımız araştırmayla 2040 yılında Türkiye’nin olası su durumunu 11 kanalda canlı yayında gösterdik. Tek başına tasarruf etmesinin yeterli olmayacağını düşünenlere 1 tablet veya paketin ne kadar tasarruf sağladığını kanıtladık. Bir makineye sığacak bulaşık elde yıkandığında yaklaşık 103 litre su harcanırken makinede yıkadığında bu rakam 9 litre oluyor. Bulaşıklar makineye koyulmadan önce sudan geçirildiğinde ise 57 litre su israf oluyor. Geçen 4 yılda, evlerde su tasarrufu çağrısıyla çok net sonuçlar aldık. 6,5 milyon evde davranış değişikliği oluştu ve sonucunda 27 milyon ton, yani orta boy bir göl kadar suyu kurtardık ve kurtarmaya devam ediyoruz. Son kampanyamızda zihindeki endişelerden çok kalplere dokunmayı amaçladık. Geleceğe bırakabileceğimiz en önemli mirasın su olduğunu topluma aktardık.
Geleceğe bırakabileceğimiz miras: “Su”
- Marka tarafından aldığımız briefte; susuzluğun sadece bizi değil, o gölün ya da akarsuyun olduğu ekosistemdeki tüm canlıları etkilediği ve yakın zamanda Tuz Gölü’nde yaşanan flamingo ölümlerinin bunun en net kanıtı olduğunun altı önemle çizilmişti. Briefimizin ana amacı, susuzluk tehlikesine dikkat çekip insanları sudan geçirmeye son vermeye ikna edip tasarruf yapmalarını sağlamaktı.
- Bugün suyu israf ederek çocuklarımızın geleceğinden çalıyoruz. Üstelik kuraklık, sadece bizi değil tüm canlı ekosistemini de olumsuz etkileyen bir tehlike. Biz de geleceğe bırakabileceğimiz en önemli mirasın su olduğunu düşündük merkezimize miras kavramını aldık. Yakın zamanda baba olan su elçimiz Kıvanç Tatlıtuğ ile birlikte Benim Mirasım Su kampanyasını hazırladık.
- Uygulama adımlarını atarken önce röportaj videolarıyla mirası gündeme taşıdık. Sonra ana haber bültenlerinde yaklaşan kuraklık tehlikesine dikkat çektik. İlk reklamda Kıvanç ve oğlunu 2030 yılındaki Tuz Gölü’nde resmettiğimiz filmimiz yayınlandı. Ayrıca bir allı turnanın bir gölü kurtarmaya çalıştığı masal kitabı hazırladık. Spotify’da kullanıcılarla, su olmazsa olmayacak şarkılardan liste yaptık. Şarkıları Barabar grubuyla Ercan Saatçi’nin programında seslendirdik. Projemiz ile bizim için oldukça önemli sonuçlar elde etmenin gururunu yaşıyoruz. Eylül başında yayına giren Benim Mirasım Su kampanyası ile ilk haftada hedef kitlemizin yüzde 60’ına ulaştık. Şu ana kadar kurtardığımız toplam su miktarı ise 27 milyon ton oldu.
Carte d’Or’dan Azla Yetinmeyenlere Yepyeni Bir Tatlılık: Carte d’Or İsviçre Çikolatası
Carte d’Or, yeni lezzetlerini ünlü oyuncu Gökçe Bahadır’ın yer aldığı kampanyayla tanıttı. Reklam filminde evde arkadaşlarıyla toplanıp keyifli vakit geçiren Gökçe Bahadır’ın canı tam tatlı çektiği anda devreye giren dış ses, saydığı birbirinden lezzetli Carte d’Or içerikleriyle Gökçe Bahadır’ı etkilemeyi başarıyor. Bu tatlı atışmada Gökçe Bahadır’ın, Carte d’Or lezzetlerine tepkisiz kalamadığına tanık oluyoruz.
Tatlı keyfini özel kılmak istedik
- Evde yaşanan keyifli anları taçlandırmak üzere yola çıktığımız günden bu yana Carté d’Or ile 100’ün üzerinde farklı ürünümüzü tatlı severlerin beğenisine sunduk. Her zaman en iyi kalitede, en yenilikçi ve trend ürünleri sunma felsefemizi koruyarak, tüketicilerin tatlı keyfini özel kılmak istedik. Bu sene de bol sütlü İsviçre Çikolatası, Dulce de Leche gibi premium malzemeleri Carte d’Or’a taşıyarak herkesin ulaşabileceği, tatlı severlerin her an sevdikleriyle paylaşabilecekleri bir ürün geliştirdik. Kullandığımız bu kaliteli, premium içeriklerin birlikte geçirilen anlardaki sohbetlerimize tatlı bir lezzet kattığının vurgulanması bizim için çok önemliydi. Bu amaçla Gökçe Bahadır’ın ‘Tatlı bir şeyler mi söylesek’ dediği, güçlü ürün demolarına vurgu yaptığımız reklam filmimizi çektik. Başrolünde üç farklı Carte d’Or ürünümüzün ve Gökçe Bahadır’ın olduğu reklam filmlerimiz tüketici tarafından oldukça pozitif yorumlar aldı. Tarzı ve duruşuyla çok beğenilen Gökçe Bahadır’ın reklam yüzümüz olmasının daha fazla kişiye ulaşmamızda katkısı oldu. Mecra kullanımında ise sadece dijital, açıkhava ve TV reklam kuşaklarında değil, özel TV programlarında yaptığımız entegrasyonlar sayesinde de daha geniş kitlelerle buluştuk. Bu özel ürünümüz 2022 yılının en çok satan Carte d’Or Classic çeşidi olmayı başardı.
KFC Al Geldi – Bi’Kova Menü
KFC Türkiye, dört filmlik reklam kampanyasında aniden gelen KFC yeme isteğini “Al Geldi” söylemiyle vurguladı. KFC Türkiye; araştırmalarda öne çıkan ayrıştırıcı lezzeti ve tavuk uzmanlığından hareketle oluşturduğu reklam kampanyasında ürün odaklı çekimleriyle lezzeti üst seviyeye taşımayı amaçladı. BLAB İstanbul imzası taşıyan filmler, aniden gelebilecek KFC yeme isteğine vurgu yaptı.
Kuzey Yıldızımız müşteri içgörüleri
- Pazarlama stratejimizi oluştururken müşteri içgörüleri Kuzey Yıldızımız oluyor. İletişim kampanyalarımızı, tüketicilerimizin davranış ve beklentilerini incelediğimiz düzenli araştırmalarımıza ve anlık takip ettiğimiz sosyal medya etkileşimlerine dayandırarak oluşturuyoruz. Bu araştırmalarda tavuktaki uzmanlığımızın yanı sıra KFC yeme isteğinin yer, zaman ve okazyon fark etmeden bir anda geldiğini, yemeden lezzet tutkunlarının aklından çıkmadığını gördük. Bu anlardan yola çıkarak tasarladığımız “KFC Al Geldi” kampanyamızda aniden gelen KFC yeme isteği ile olduğu yerde kalan lezzet tutkunlarına dikkat çektik.
- Markamızın gerçek, cesur ve eğlenceli DNA’sını iletişimlerimizde samimi ve mizahi bir dille ördüğümüzde hedef kitlemize doğrudan dokunuyor, bu tonumuzun hem marka algısı hem de tüketim davranışlarına olumlu yansıdığını görüyoruz. Blab ile hayata geçirdiğimiz kampanyamızda aksiyona geçirme gücü kuvvetli, içerisinde özgün mizah bulunduran “Al Geldi” söylemimizle bu iletişim dilini sürdürdük ve reklam skorlarımızda da izleyicilerde bunun karşılık bulduğunu gördük. Kampanya tüm değerlendirme kriterlerinde izleyicilerin beklentisini karşılarken, farklılaşma, markaya ve ihtiyaca uygunluk, yeniden izleme isteği gibi kriterlerde beklentinin üzerine çıkarak KFC’ye karşı pozitif tutum oluşmasını sağladı. “Al Geldi – Bi’Kova” filmimizin sektörümüzde en beğenilen kampanya olduğunu görmek gurur ve mutluluk verici.
Kal gelme eylemini sahiplendik
- KFC, orijinal tarifleri ve sunduğu yüksek lezzet standardı ile ana vaadi lezzet olan bir sektörde beklentilerin ötesine geçmiş bir marka. Bu sebeple KFC Türkiye’nin reklam ajansı olarak bizim önceliğimiz; KFC lezzetini hedef kitlesine ulaştırırken tüketicinin tecrübe ettiği yüksek lezzet deneyimini görsel, işitsel ve hikayesel anlamda en iyi yansıtan şekilde iletişime taşımak.
- Lezzet odaklı iletişim stratejimiz doğrultusunda gerçekleştirdiğimiz, eylül ayında yayınlanan son kampanyamızda, 2021 yılında Lezzet Korosu kampanyasıyla başlayan KFC Türkiye lezzet yolculuğunun en başına giderek can çekme anını merkeze aldık. Tüketici içgörülerinden hareketle kişinin aklına bir kez düştükten sonra o eşsiz lezzete kavuşana kadar akıldan çıkmayan KFC yeme isteğinin karşı konulmazlığını iletişime taşıdık. KFC’nin yüksek lezzet vaadinin eyleme dönmüş hali olarak konumladığımız kampanyamız ile kal gelme eylemini sahiplenerek ve adını değiştirerek lezzet tutkunlarına “Al Geldi” dedik. Can çektirici yakın çekim planlarıyla izleyicinin iştahını kabartmayı, kısa ve net ifadelerle de izleyiciyi hemen aksiyon almaya yönlendirmeyi amaçladık. Zaman ve mekân fark etmeksizin bir anda yeme isteği gelebilen dayanılmaz KFC lezzetinin başrolde olduğu dört filmlik bir kampanya yarattık. Öyle ki karakterlerimize daha yeni KFC yemişken, tüm aileye aynı anda, dişlerini fırçaladıktan hemen sonra, hatta uyurken bile KFC Al Geldi!
Clear Women ile yenilenmekten korkma, saçlarınla parla!
Clear’ın ilk Türk yüzü olarak Bensu Soral’ın kamera karşısına geçtiği reklam filminde Soral, “değiştir, değiştin” sloganıyla kadınları korkmadan değişime ve yenilenmeye davet etti. Filmde Bensu Soral kıvırcıktan kâküle düzden dalgalıya pek çok cesur stilde karşımıza çıkıyor. Kampanya bu değişimle birlikte Clear Women’ın yenilenen besleyici jel formülünün etkisi öne çıkarılıyor.
Kadınları korkmadan yenilenmeye davet ediyoruz
- Clear olarak her açıdan rekorlarla dolu bir 2022’yi geride bırakıyoruz. Türkiye Şampuan pazarında ciroda ikinci büyük marka olarak bitirdiğimiz bu senede, kepek şampuanı segmentinde ise Türkiye’nin en büyük markası olmaktan gurur duyuyoruz. 2022’de Clear olarak formülümüzü baştan aşağı yenileyerek teknolojimizi daha da geliştirdik. Clear Women tarafında da, Bensu Soral ile kadınları korkmadan yenilenmeye ve değişime davet edip ‘değiştir, değiştin!’ dedik. MullenLowe İstanbul imzalı kampanya dikkat çekici müziği ve Bensu Soral’ın birbirinden farklı saç stilleriyle akılda kalırken, filmde Clear Women’ın yenilenen jel formülünün etkisine vurgu yaptık. Filmde Bensu Soral kıvırcıktan kaküle, düzden dalgalıya birçok farklı saç stiliyle dikkat çekiyor. Filmin yönetmen koltuğunda ise Thor Saevarsson oturdu.”
Getir – Mutluluk ne demek?
“Sence mutluluk ne demek?” sloganıyla yola çıkılan seride Sertab Erener, Edis ve Zeynep Bastık rüzgârı esti. Sanatçılar, mutlu olmak için diledikleri ürünleri Getir’den sipariş vererek dakikalar içinde teslim alıyor. Hareketli parçalarıyla beğeni toplayan Edis sahneye çıkmadan önce kendisine bir enerji bar sipariş ederken, sevilen sanatçı Zeynep Bastık ise sessiz bir ortamda kayıt yapabilmek için heyecanlı köpeği Tombi’ye en sevdiği kuru mamayı sipariş ediyor. Türk pop müziğinin en güçlü seslerinden Sertab Erener ise sesini peslerden tizlere atabilmek için zencefil ve bal siparişi verirken görülüyor. Sanatçılar filmde “Getir bi mutluluk” jingle’ına kendi yorumlarını katarak seslendirdi.
“Getir Bi’ Mutluluk” jingle’ın ötesinde markanın varoluş sebebi
- Getir Bi’ Mutluluk” sadece bir slogandan öte Getir markasının varoluş sebebi ve amacını da içerisinde barındırıyor. Bu üç kelimeden oluşan slogan, yıllar önce akıllardan çıkmayacak bir jingle’a dönüştü. Jingle’ımızın, dolayısıyla Getir markasının insanlarda yarattığı hislerin zihinlerdeki yerini daha da sağlamlaştırabilmek için bir kampanya tasarladık. Getir olarak hem insanlara yaşattığımız mutluluğu, hem de jingle’ımızın gücünü göstermek için Türkiye’nin ünlü sanatçıları markamızla olan ilişkilerini kendi ağızlarından anlattı. Sertab Erener, Edis ve Zeynep Bastık ‘Mutluluk ne demek?’ sorusuna yanıt vererek, ikonik jingle’ımızı kendi tarzlarında yorumladı.
Tüketici geri dönüşü ilhama dönüştü
- Getir, 2022’nin başında artık dünyaya yayılmaya başlamış bir Türk devi olmuştu. Bir gün sokakta kendi aralarında maç yapan çocukların bir yandan jingle’ımızı söylediğini duydum. Bir reklamcı için bundan güzel bir tüketici geri dönüşü olamaz herhalde. Gerçek hayattan gelen bu ufacık ama anlamlı an bu kampanyaya ilham oldu işte. Biz de 2022’yi Getir tarzında, insanları mutlu edecek bir kampanyayla başlatalım istedik. Seçtiğimiz üç farklı ünlüyle Getir’in herkes için farklı bir anlamı olduğunu, onlara sorduğumuz sorular ve aldığımız cevaplarla da “Getir Bi Mutluluk” sloganının arkasının ne kadar dolu olduğunu anlattık.
Vodafone Red’in Ayrıcalıklarla Dolu Dünyasını Doyasıya Yaşa!
Vodafone Red’in marka yüzü Zeynep Bastık’la hazırladığı ilk reklam filminde Zeynep Bastık’ın sevilen şarkısı Marlon Brando’nun melodisi kullanılarak, Vodafone Red ayrıcalıkları anlatılıyor. VMLY&R’ın tüm kreatif süreçlerini üstlendiği reklam filminin prodüksiyonunu DEPO film yaparken, yönetmen koltuğunda ise Elif Kalkan yer aldı.
Eti Browni Intense & Nesrin Cavadzade – Tren Yolculuğu
Eti Browni Intense, Nesrin Cavadzade ile ekranlarda yerini aldı. Reklam filminde bir tren yolculuğunda olan oyuncu, ışıl ışıl bir kompartımanda şık kıyafetleriyle dikkat çekiyor. Kendisiyle baş başa kalmanın keyfini yaşayan Cavadzade, bu anların olmazsa olmazı Browni Intense’i çantasından çıkarıp hem Intense’in hem de yolculuğunun tadını çıkarıyor.
Aşşşırı Sıcaklara Cevabımız Aşşşırı Ferah Bir Lipton Ice Tea!
Lipton Ice Tea, “Aşşşırı Ferah” kampanyasının devamı niteliğinde yayınladığı filmde, Kerem Bursin’in Bodrum sıcaklarıyla nasıl baş ettiğine odaklandı. Havuz başında takılan gençler zaten sıcaktan oldukça bunalmış olan Bursin’e güneşi aynayla yansıtarak rahatsız ediyor ve eğlenceli anlar başlıyor. Reklam filmi Rabarba imzası taşıyor.
Emeğini Tüm Türkiye’ye Ulaştırmak için Trendyol Yanında #Tarkan
Trendyol’un hayalleri için var gücüyle çalışan 260 binden fazla iş ortağına verdiği desteği vurgulayan film, Tarkan’ın uzaktan duyduğu müzik sesini takip ederek bir bağlama dükkanına girmesiyle başlıyor. Trendyol’da satış yapan esnaf ve KOBİ’lerden kesitlere yer verilen filmde Tarkan, bağlama ustasıyla birlikte “Uzun İnce Bir Yoldayım” türküsünü söylüyor ve Trendyol’un her zaman iş ortaklarının yanında olduğu mesajı veriliyor.
Araştırmanın Metodolojisi:
Marketing Türkiye için Kuantum Araştırma tarafından gerçekleştirilen “Yılın En Beğenilen Reklamları” araştırması 12-15 Aralık tarihleri arasında 18 yaş üzeri, A, B, C1 ve C2 sosyo ekonomik statüye sahip, Türkiye temsili 12 ilde ve 14 kategoriyi kapsayacak şekilde yapıldı. Her kategoride 300 kişiyle görüşülerek toplam 4.200 örneklemle çalışma gerçekleştirildi. Araştırma, Kuantum Araştırma’nın geliştirdiği kantitatif ölçümle elde edilen değişkenlerin yanı sıra neuro değişkenlerin de olduğu Kuantum Reklam Etkinlik Ölçüm Modeli’yle yapıldı.