Yıla damga vuran reklamlar…
Yaratıcı zihinlerin sürdürülebilirlik, farkındalık ve sosyal faydaya odaklandığı bir yılı geride bıraktık diyor Marketing Türkiye için Kuantum Araştırma’nın gerçekleştirdiği “Yılın En Beğenilen Reklamları” çalışması… Zira araştırmaya göre öne çıkan kampanyaların kimi iklim krizinin gerçek yüzünü ortaya koyuyor kimi ise daha iyi ve mutlu bir gelecek için çağrıda bulunuyor. Tüketiciyi yeni ürünlerle tanıştırırken sosyal medyada çığ gibi büyüyen akımlara imza atanlar da listenin üst sıralarında kendine yer buyuyor…
Bir yanda sürdürülebilirlik, bir yanda toplumsal olaylar bir yanda ise ekonomik çalkantılar derken yine tüketicinin adeta “gündem yorgunu” olduğu bir yılı geride bıraktık. Böylesi bir dönemde tüketicinin dikkatini çekmek bile zorken onların önce aklına sonra da kalbine girerek takdirini kazanmak maharet isteyen bir işti. Marketing Türkiye için Kuantum Araştırma’nın 13 farklı sektörü kapsayan “Yılın En Beğenilen Reklamları” araştırması sektör bazında Türk halkının takdirini kazanan reklamları ortaya koyarken biz de bu başarılı kampanyaların hikayelerini yaratıcılarından dinledik…
“Ya Sonra? Sürdürülebilir Bir Dünya İçin”
TEB, 2023’te sürdürülebilirliği odağına alarak bir farkındalık kampanyası başlattı. Reklam kampanyasında moderatörlüğünü Boran Kuzum’un üstlendiği “Ya Sonra? Sürdürülebilir Bir Dünya” video serisinin tanıtımı yapılıyor. Filmde alanında uzman isimlerin teknolojiyi, tarımı, mimariyi, modayı ve hayatı sürdürülebilir kılmanın yollarını anlatacağı duyuruluyor.
Karbon nötr bir kampanya gerçekleştirdik
- Gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakma ve herkes için daha iyi yaşam koşulları sağlama hedeflerinin benimsendiği günümüzde, sürdürülebilirliğin önemi de her geçen gün artıyor. Biz de Türk Ekonomi Bankası (TEB) olarak ülkemizin sürdürülebilir büyümesine katkıda bulunurken; ekonomiye ve topluma değer katan, pozitif etki yaratan çalışmalar yapmaya devam ediyoruz. “İyi ve örnek banka” anlayışımızla dünyayı daha iyi bir geleceğe taşıma hedefiyle çalışıyor, sürdürülebilirlik konusunda toplumsal farkındalığı artırmayı amaçlıyoruz.
- Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları ile uyumlu bir iş stratejisi izliyoruz. Pozitif etki yaratan projelerimiz ve sürdürülebilir finans ürünlerimiz başta olmak üzere bu alanda yaptığımız tüm çalışmalarımızla Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’na katkı sağlamayı da gözetiyoruz. Bu doğrultuda 2023 yılında sürdürülebilirlik konusuna dikkat çekme ve bu konuda bilinç yaratma hedefiyle “Ya Sonra? Sürdürülebilir Bir Dünya” adlı bir farkındalık kampanyası gerçekleştirdik.
- Nisan ayı itibarıyla dijital medya platformlarında yayına giren ve beş videoluk bir seriden oluşan kampanyamızla toplumun sürdürülebilirlik konusundaki farkındalığının artmasını ve daha iyi bir gelecek için hayatı nasıl daha sürdürülebilir hale getirebileceğimiz hakkında daha fazla konuşulmasını amaçladık
“Yapay zekanın bile hayal edemediği bu kirliliği ancak birlikte durdurabiliriz!”
Koroplast, geçtiğimiz yıl yapay zeka destekli reklam kampanyasıyla çevre kirliliğinin boyutlarına farklı bir açıdan dikkat çekti. Marka, yapay zeka desteğiyle görsellerin tamamlanmasını sağlayan “Generative Fill” özelliğini kullanarak; deniz, nehir ve plajdan alınan üç farklı fotoğrafın yapay zekayla nasıl tamamlandığını ve devamında da gerçekte bu doğal alanların nasıl göründüğünü tüm gerçekliğiyle gözler önüne serdi.
35 milyon kişiye eriştik
- Koroplast olarak kurulduğumuz günden bu yana çevre kirliliğine dair farkındalık yaratacak çalışmalar hayata geçiriyoruz. 2021 yılından bu yana da tüm sürdürülebilirlik projelerimizi “Yaşanılabilir Bir Dünya Birlikte Kolay” çatısı altında topladık.
- Her zaman dile getirdiğimiz çevre kirliği sorununu bu sefer yaratıcı bir yöntemle, yapay zeka aracılığıyla söyleyerek başta gençlerimiz olmak üzere 35 milyon kişiye eriştik.
Bu bir hikaye değil, gerçeklik
- Yapay zekanın bize sağladığı kolaylıklar ortada. Birçok görseli, videoyu ve metni ona soruyoruz ve kullanıyoruz. Bu işi yaparken çok basit bir yerden yola çıktık. Yapay zeka denizleri, ormanları ve kumsalları nasıl görüyor? Anlaşıldığı üzere pembe bir tablo çiziyor. Oysaki videonun diğer tarafında insan eliyle kirletilmiş gerçek fotoğraflar var.
- İnsan eliyle şekillenen dünya, doğanın hüzünlü bir tablosunu sergiliyor. Ancak, bu hikaye değişebilir. Siz, bu masaldaki kahraman olabilirsiniz.
“İşte bu asla tabakta kalmayacak Tat Ketçap! | #İŞTEBUTAT”
“Tabakta kalmayacak tat, işte bu Tat” mottosuyla yayınlanan filmlerde, Tat soslar ile son lokmalar arasında yaşanan tansiyon ön plana çıkıyor. TV, radyo, outdoor ve dijital platformlarda tüketiciyle buluşan reklam filmlerinde Tat Ketçap, Tat Mayonez ve yeni Tat Burger Sos’un tabakta sos bıraktırmayan lezzetlerine vurgu yapılıyor.
Genç tüketiciyle marka vizyonu arasında köprü kurduk
- Tat’ın salça, ketçap ve domates ürünlerinden gelen gücünü, son iki yılda değişen tüketici ihtiyaç ve talepleri doğrultusunda, farklı ürün gruplarına da taşımak ve sağlıklı, inovatif, komple bir “hazır gıda markasına” dönüşmek hedefiyle yola çıktık.
- Sos kategorisinde büyümek, Tat’ın genç tüketiciyle marka vizyonu arasında köprü kurması için çok önemliydi. “O son lokmanın tabakta kalmayacağı” vurgusunu Tat soslarla buluşturduk ve “Asla Tabakta Kalmayacak Tat”ı 360 derece bir kampanya olarak kurguladık.
“İşte Bu Tat!” dedirten kampanya
- Yeni bir slogan, yeni bir sinyal, yeni bir nefes… Ve bunların hepsinin ilk defa sahne alacağı yepyeni bir kampanya…
- Tat gibi köklü bir markanın soslar brief’i bize böyle gelmişti. Sonucunda ise yiyeceklerin başrolde olduğu, her lokmasında bize “İşte bu tat!” dedirten bir kampanya hazırladık…
- Ne mutlu ki 2023’ün en sevilen kampanyalarından biri olmuş. Süreçte emeği olan herkese bir kere daha teşekkürler.
“#GöründüğündenDahaFazlası”
DİMES, yeni nesil ürünü DİMES COOL Lime Özü’nü Mert Ramazan Demir’in başrolde olduğu reklam filmiyle tanıttı. “Göründüğünden daha fazlası” söylemiyle yola çıkılan reklam filminde; 310 ml karton kutuda sunulan DİMES COOL Lime Özü ile, 1 ölçü öz, 3 ölçü soğuk su ve bol buzla karıştırılarak 5 büyük bardak (400 ml) içecek hazırlanabildiği aktarılıyor.
Z kuşağı için nasıl göründüğünden daha fazlası olduk
- Son beş yılda içecek şirketi olarak kazandığımız ivmeyi, pragmatik ve gerçekçi Z kuşağına hem havalı bir içecek olarak gördükleri hem kafelerde pahalı olduğu için kendin yap tarifleriyle akıma dönüştürdükleri bir ürünle olgunlaştırdık. Duygusal bağ ve gerçeklik anahtar kelimelerimizdi.
- Sadece tüketicilerimizin bizim için oluşturduğu içeriklerle elde ettiğimiz 65 milyon organik erişim, bize gurur ve heyecan veriyor. 2024 yazına da damga vurmak için sabırsızlanıyoruz
Kendi pazarını yarattı
- Konsantre ürün deneyimini anlatabilmek için çok basit ve anlaşılır bir içgörü yola çıkış noktamız oldu: “Göründüğünden Daha Fazlası”.
- İletişimi paylaşım eksenine getirmek için, heyecan yaratarak başlayıp, etkileşime geçebilecek bir ortak zemin oluşturmak sonrasında da iletişimin devamlılığını sağlayabilmek gerekiyor. Bunun için de kendini samimi, gerçek ve direkt bir dille anlatan kampanyalar yaratmak temel amaç bu noktada. Reklam değil de hayatın içinden bir içerik izletiyor hissini vermesine özen gösterdik.
“#FarkındaysakGüçlüyüz”
30 yıldır gerçekleştirdiği çeşitli sosyal sorumluluk kampanyalarıyla meme kanseriyle mücadele eden Avon, Meme Kanseri Farkındalık Ayı olan ekim ayında farklı bir projeye imza attı. Avon, “Farkındaysak güçlüyüz” dediği projesinde, meme kanserinin belirtilerini kendi ürünlerini kullanarak görselleştirdi. Temsilcilerini ve tüketicilerini meme kanserine karşı farkında olmaya çağırdı.
Belirtileri Avon ürünleriyle görselleştirdik
- Kadınlar için daha iyi bir dünyanın herkes için daha iyi bir dünya olacağına inanıyoruz. Türkiye’de 30 yıldır, dünyada ise daha uzun süredir meme kanseri farkındalığına yönelik çalışmalar gerçekleştiriyor, kadınlara sağlık alanındaki en büyük düşmanları olan meme kanseri ile mücadelelerinde destek oluyoruz.
- Bu mücadelemizi tüm dünyadaki 5 milyon temsilcimiz ve müşterilerimizden oluşan geniş çaplı kadın ağımız sayesinde çok daha fark edilir ve duyulur bir hale getirdiğimiz için çok mutluyuz.
Oluşturduğumuz görsel dünyayla milyonlarca kadına seslendik
- Markamızın derinden sahiplendiği kadınlar için daha iyi bir dünya yaratma misyonunun bize yaratıcı anlamda heyecan veren, büyük bir dünya açtığının farkındaydık.
- Memeden bahsetmenin, hatta meme kanseri hakkında konuşmanın bile tabu olduğu ülkemizde, ürünlerimizden ilham alarak oluşturduğumuz görsel dünyayla milyonlarca kadına seslendiğimiz ve meme kanseri hakkında farkındalık yaratabildiğimiz için çok mutluyuz.
“Türkiye’nin Trendyol’u #MillilerinYanında!”
Trendyol’un geçtiğimiz yıl Filenin Sultanları’nın Avrupa Şampiyonası’na destek için Megastar Tarkan ile çektiği reklam filmi hayli ses getirdi. Filmde, Megastar Tarkan, “Öp” şarkısının sözlerini, milli takım marşı haline getirirken, ona kadın milli takım oyuncularından Eda Erdem Dündar, Elif Şahin, Hande Baladın, İlkin Aydın, Melissa Vargas ve Simge Aköz eşlik etti.
Millilerimizin yanında olmaya devam edeceğiz
- A Milli Kadın Voleybol Takımı’mızın dünya çapındaki Milletler Ligi ve Avrupa Şampiyonası’ndaki tarihi başarılarıyla büyük gurur duyduk. Tüm bu süreçlerde A Milli Kadın Voleybol Takımı’mızın yanında olduk, hep birlikte tribünden destekledik.
- Bu desteklerimizi Megastar Tarkan ile birlikte bir marş haline getirmek istedik. “Türkiye’nin Trendyol’u #MillilerinYanında” mottomuz ile bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da Millilerimizin yanında olmaya devam edeceğiz.
Bu üçlü gerçekten çok güçlüydü
- Gönüllerimizde taht kuran Filenin Sultanları, megastarımız Tarkan ve en sevilen e-ticaret markalarından Trendyol… Bu üçlü gerçekten çok güçlüydü.
- Uzun uğraşlar sonucunda böylesine popüler ve büyük olan bu üçlüyü bir marş etrafında bir araya getirmeyi başardık. Marşımızın maçlarda, molalarda, düğünlerde, sokaklarda, okullarda, kısacası Türkiye’nin dört bir yanında söylendiğini duyduk. Gurur duyduk.
- Bize bu mutluluğu yaşatan, kampanyada emeği olan herkese tekrardan teşekkürler.
“Bi’ Tanısan Seversin!”
Boyner, birlikte yaşamaya, birlikteliğin ortaya çıkardığı çok sesliliğe ve toplumdaki diyaloğun gücüne dikkat çeken iletişim kampanyasıyla “Bi’ Tanısan Seversin” diyor. İletişim kampanyasının dinamik filmi, empati yaparak, diyalog kurarak ve birbirini dinleyerek anlaşmazlıkların çözüleceğine ve ortak paydada buluşmanın mümkün olduğuna vurgu yapıyor.
İzleyici doğru iş yapma gayretimizi kucakladı
- Türkiye’nin markası olarak yurdumuzun her köşesinde tanıklık ettiğimiz çeşitliliği ve zengin kültürümüzü 40 yılı aşkın süredir moda ile birleştirerek, modern bir yaşam tarzı ile harmanlayarak sunuyoruz. Bu kapsayıcı duruştan aldığımız ilhamla “Bi Tanısan Seversin”’i hayata geçirdik.
- Önyargılardan uzak, empatinin, diyalog kurmanın, dinlemenin önemine dikkat çekmek üzere “Bi’ Tanısan Seversin” iletişim kampanyamızı kitlelerle buluşturduk. Araştırma şirketimiz ile Türkiye’yi temsil eden toplumsal hassasiyet araştırmasının çıktıları kampanyanın yaratım sürecinde, çıkış fikrine içgörü sağlayarak ilham oldu.
Ne yaptığın değil, neden yaptığın önemli
- Her şeyden önce Boyner’e bizlere bu derinlikte bir iletişim çalışması yapma fırsatı tanıdığı için teşekkür etmek istiyorum. Markaların gösterdikleri cesaret ve toplumsal konular hakkındaki hassasiyetler hem tüketicilerin gönül paylarını hem de sektörlerinden takdir almaları adına çok önemli.
- İmaj iletişimlerinde, “ne” yaptığını değil “neden” yaptığını anlatabilen markaların hedef kitleleri ile çok daha anlamlı bir bağ kurduğunu biliyoruz. Bu iletişim kampanyasındaki bakış açımızı “acaba sorunlarımıza bir de empati arayışıyla yaklaşabilir miyiz?” sorusunu sorarak oluşturduk.
“EasyCep ile kafaları yeniliyoruz!”
Sıfır telefonun daha kullanışlı olacağına inananların telefonlarından önce EasyCep’le tanışarak kafa yapılarını yenilemeleri gerektiğini vurgulayan ve üç filmden oluşan kampanya mizahi yaklaşımıyla hayli konuşuldu. “EasyCep ile Kafaları Yeniliyoruz” söylemiyle öne çıkan çalışmada karakterlerin eski kafalılığı barok dönemin ikonikleşen saç ve makyaj stilleriyle temsil ediliyor.
Tüketiciyi bir mantalite değişikliğine davet ettik
- EasyCep’te, yenilenmiş elektronik ürünleri tüketicilerle buluşturarak ülkemizde yeni bir sektörün oluşmasını sağladık. Tüketici davranışını sürdürülebilirlik ekseninde dönüştürüyoruz. Bu yeni sektörde şimdiye kadar kaydettiğimiz hızlı büyümeyi, yenilenmiş elektronik ürünlerin avantajlarının ve EasyCep’in sunduğu faydanın bilinirliğini artırarak elde ettik. Reklam kampanyamızda sloganımızı da tam bu nedenle “Kafaları Yeniliyoruz” olarak seçtik. Çünkü tüketicileri bir mantalite değişikliğine davet ettik. Bunun pozitif sonuçlarını aldığımız için de memnunuz.
Yüksek frekansta yayınlanabilecek bir kampanya kurguladık
- EasyCep yepyeni bir tüketim kültürünün ürünü, yeni bir markaydı. Bu yüzden marka bilinirliği oldukça düşüktü. “Kafaları Yeniliyoruz” konseptiyle, hedef kitlemizi yepyeni bir anlayışla tanıştırdığımızı vurguladık. 15 saniyelik reklamlarla yüksek frekansta yayınlanabilecek bir kampanya kurguladık. Ürünlerimizi üç farklı reklama göre segmente edip ayrı ayrı anlattık. Yenilikçi anlayışımızı, yarattığımız dikkat çekici görsel dünyayla izleyenlere hissettirmeye çalıştık. Marketing Türkiye okurları için bu yazıyı yazarken bir kez daha anladık ki başarmışız!
“Yeni Molfix Anne Kucağı Gibi Rahat”
Molfix’in yeni nesil kanal teknolojisine sahip ürününün tanıtıldığı reklam filminde Kıvanç Tatlıtuğ bir baba olarak ne kadar ilgili ve mükemmel olursa olsun bebeğin anne kucağını aradığını paylaşıyor. Anne Başak Dizer Tatlıtuğ eve geldiğinde mutlu aile tablosu tamamlanırken bebek bezinin anne kucağından ilham aldığı aktarılıyor.
İlham almak için anne kucağından rahat yer yok
- Molfix olarak odağımız her zaman anne ve bebeklerin mutluluğu oldu. Global bir marka olarak yaptığımız tüm çalışmalarda sorumluluğumuzun büyüklüğünü gözeterek hareket ediyoruz. Son kampanyamızda yeni inovasyonumuz olan kanal teknolojisine sahip bezimizi “Anne kucağı gibi rahat” mottosuyla tanıttık. Amacımız bu teknolojiyle bebekleri ne kadar rahat ettirdiğimizi anlatmaktı, ilham almak içinse anne kucağından daha güzel bir yer yoktu.
- Kampanyada, Başak & Kıvanç Tatlıtuğ ile bir araya gelmemizin en önemli nedeni onların duyarlı birer ebeveyn rol modeli olduğuna inanmamızdı. Kampanyamız yayına girdiğinde sosyal medyada en çok konuşulan marka olduk. Filmlerimiz ise 7 ülkede daha izleyicilerle buluştu.
“Farkı Açıyoruz”
“Opet’se fark eder” stratejisini ileriye taşıyan kampanyada OPET; ürün, hizmet ve sosyal sorumluluk projeleriyle sektöründe yarattığı farkı ortaya koyan yeni çalışmaların müjdesini veriyor. Marka, Cumhuriyet’in 100. yılında bu ülkenin markası olarak yapacağı yeni çalışmalarla farkı açacağını vurguluyor.
“OMO ile hayallere giden yol kirlenmekten geçer”
OMO Active Fresh Cold Power Sıvı ailesini ekranlara taşıyan kampanyada, Mazhar Alanson’un “Ah bu ben” şarkısı eşliğinde küçük bir kızın kurduğu hayal ve bu hayal uğruna cesur olmaktan korkmaması anlatılıyor. Filmde bisiklet sürmeyi öğrenmeye çalışan küçük bir kız ve bisiklet tekerlerinden yürüteç yaptığı engelli köpeğiyle hayallere giden yolun kirlenmekten geçtiği mesajını veriyor OMO.
“İçinden Geldiği Gibi Mutlu Bir Demet Özdemir”
Eti Browni Intense yeni yüzünün Demet Özdemir olduğunu duyurduğu reklam filminde, evinin bahçesinde otururken sosyal medyası üzerinden kendisinin romantik, iddialı ve ayakları yere sağlam basan hallerini izleyen Demet Özdemir, filmin sonunda “içinden geldiği gibi” davranıp selfie çekiyor. Bu mutluluk anını Eti Browni Intense ile taçlandırdığını gördüğümüz Demet Özdemir, “İçinden geldiği gibi yaşamanın mutluluğu benzersiz” sloganıyla, kendisiyle baş başa kaldığı o özel anda benzersiz bir mutluluğa odaklanıyor.
Demet Özdemir tam bir Intense kadını
- “Kendini mutlu etmek, hayatın anlamını keşfetme yolculuğudur aslında. Hayatın koşuşturması içinde farklı alanlara odaklanıp küçük mutlulukları göz ardı ederiz, halbuki herkesten her şeyden bağımsız bu küçük anların tadını çıkarmak, insanın kendini mutlu etmesinde önemli bir rol oynar.
- Bu yılsa stratejimizi DNA’mızı bozmadan biraz daha derinleştirmek “mutlu et kendini” söylemini biraz daha özgürleştirmek istedik ve “İçinden geldiği gibi mutlu et kendini” dediğimiz yeni bir kampanyayla yola çıktık.
- Aslında hepimizin bildiği gibi mutluluk farklı hikAyelerden beslenir. Mutluluğun tek bir doğrusu ya da kaynağı yoktur. Bazılarımız başarıdan, bazılarımız iyi bir anne olmaktan, bazılarımız başkalarınca çok saçma olan ama ona iyi gelen hobilerden mutlu olurlar. Bu örnekler çoğaltılabilir. Biz de “içinden geldiği gibi mutlu et kendini” demenin sihrine ve motive edici gücüne inandık.
- Bu noktada tam da stratejimize ve mottomuza uyan biriyle tanıştık ve onunla yola çıkmaya karar verdik. Bu isim her anını içinden geldiği gibi yaşayan, kocaman ama kocaman gülümsemesiyle, tavrıyla, içtenliğiyle tam bir “Intense Kadını” olan Demet Özdemir oldu. Kendisi hayata bakış açısını yansıtan böyle bir projede olduğu için bizim gibi çok heyecanlandı.
- Senaryomuz gibi oyuncumuz da “İçinden geldiği gibi mutlu et kendini” söylemini izleyiciye net bir şekilde hissettirdi. Filmde evinin bahçesinde tüm doğallığıyla oturmuş Demet Özdemir’in bazen romantik, bazen çılgın ama hep içinden geldiği gibi mutlu hallerini gördük. Kampanya çok beğenildi, çok ses getirdi. Demet Özdemir Browni Intense’e, Browni Intense de Demet Özdemir’e çok ama çok yakıştı.
“Yeni Carte d’Or Barista: Yeni tatlar keşfetmeyi sevenler için geliyor”
Carte d’Or’un Barista ürününü tanıtmak için hazırladığı reklam filmi, ev sahibinin misafirlerine kahve ikram etmek istemesiyle başlıyor. Tam bu sırada ev sahibi elindeki altın kaşığı duvara yerleştiriyor ve duvarın ardından açılan kapı büyüleyici Carte d’Or dünyasını gözler önüne seriyor.
Araştırmanın Metodolojisi:
Marketing Türkiye için Kuantum Araştırma’nın gerçekleştirdiği “Yılın En Beğenilen Reklamları” araştırması Türkiye temsili İBBS Düzey-1, 12 ilde, 18 yaş üzeri, A, B, C1 ve C2 sosyo ekonomik statüye sahip katılımcılarla gerçekleştirildi. 13 kategoride toplam 80 reklam değerlendirildi. Çalışma kapsamında toplam 3 bin 900 gözlem yapıldı.