Ali Saydam yazdı: Azizler neden sevilmedi?
İlk izlediğimizde çok eğlendiğimiz ve çok beğendiğimiz Azizler’in şiddetli eleştiriye maruz kalabileceğini de düşündük. Çünkü bu sanat yaklaşımı, rafine işlerden haz alma refleksinin gelişmiş olmasını gerektiriyor. Hani eğitilmemiş, tek sesli müzikten başka bir şey tanımamış bir kulağın en popülerinden klasik müzikle karşılaşsa bile “Gıygıdı gıydıdı” diye eleştirip dışlaması gibi bir şey…
Aslında bu kadar çok şöhretli oyuncunun bir arada bulunduğu filmler pek iyi olmaz…
Kimler yok ki bu filmde… Engin Günaydın, Haluk Bilginer, Binnur Kaya, Öner Erkan, Fatih Artman, İrem Sak, Halit Ergenç, Bergüzar Korel, Okan Yalabık ve daha pek çok başarılı isim…
İzleyici, Bir Başkadır filminde olduğu gibi bu filmde de ikiye ayrılmış vaziyette. Bir kısmı filmi çok beğenirken diğer kısmı da filmden nefret ediyor. Bize sorarsanız bu işin sırrı, filmin yönetmenleri Yağmur ve Durul Taylan kardeşlerin uyguladığı sanat yaklaşımında yatıyor.
Genellikle “kara mizah”ta kullanılan absürt uygulamasını bu komedide de görüyoruz. Absürt, Türkçede “uyumsuz”, “saçma” kelimeleriyle karşılanabilir… Ancak sanat olayında kaçınılmaz olan “ölçülü abartma” ustalığıyla absürdün buluşması, kıldan ince kılıçtan keskin bir ayraç olarak ortaya çıkar. Albert Camus, Franz Kafka, Nikolay Gogol, Kurt Vonnegut, Patrick Süskind, Samuel Beckett, Marcel Proust, James Joyce, Eugène Ionesco ve bizdeki pek çok örneğinden biri olan Oğuz Atay bu alanın en klasik isimlerindendir.
Son dönemin popüler sanatında da Burak Aksak (Leyla ile Mecnun) gibi yazarlar sayesinde absürdün etkisini sağlam biçimde görüyoruz… İlk izlediğimizde çok eğlendiğimiz ve çok beğendiğimiz Azizler’in şiddetli eleştiriye maruz kalabileceğini de düşündük. Çünkü bu sanat yaklaşımı, rafine işlerden haz alma refleksinin gelişmiş olmasını gerektiriyor. Hani eğitilmemiş, tek sesli müzikten başka bir şey tanımamış bir kulağın en popülerinden klasik müzikle karşılaşsa bile “Gıygıdı gıydıdı” diye eleştirip dışlaması gibi bir şey… Veyahut aile albümlerindeki fotoğraflardan başka bir şeye gözü alışkın olmayan birinin Picasso’nun Guernica ya da Dali’nin Belleğin Azmi tablosunu gördüğünde “Bunu ben de yaparım; ne var canım” (Bkz. Kenan Evren) diyebilmesi gibi…
Siz siz olun önce filmi sonuna kadar sabırla izleyin… Sonra da düşünün, aklınızda hangi sahneler kalıyor? Neden o sahneler kalıyor? Ve tabii ne kadar eğlendiniz?