Bir stratejistin gözünden 2022 trendleri
2022 için geri sayım başlamışken bu yılın beraberinde getireceği pazarlama trendleri de konuşulmaya başladı. Yapmış olduğu araştırmalardan hareketle, 2022’nin bir tablosunu çizen Think Aloud Research, tüketicinin artan beklentilerine değinmenin yanı sıra dijitalleşmenin hayatımızdaki kalıcılığını da ortaya koyuyor.
Pek çok sektör için öngörülemez gelişmelerin yaşandığı bir yılı daha geride bırakıyoruz. Pandemi ve kapanmanın ardından gelen normalleşme süreci, ekonomik sorunlar, yeni varyantlar, dijitalleşmenin beklenenden hızlı yükselişi, çerez politikaları, NFT, metaverse derken pazarlama dünyası için çalkantılarla dolu bir yıl olduğunu söylemek mümkün.
Tabii bir yandan da ocak ayına günbegün yaklaşırken 2022’nin beraberinde neler getireceği ve pazarlama dünyasını ne gibi trendlerin beklediği konuşuluyor. Think Aloud Research, yapmış olduğu araştırmaların verilerinden yola çıkarak 2022’de karşılaşılması öngörülen trendleri sıralıyor. Verilere göre, 2022 yılında video içeriklerinin, markanın uzmanlığı ile ön planda olarak özündeki değeri destekleyecek içeriklerle tüm iletişim kanallarını zenginleştirmesi ve sosyal sorunlara net ve sürdürülebilir çözümler üretmesi gerekiyor.
2022, dikkatli, sağlıklı ve kontrollü alışverişin yılı olacak…
Azımsanmayacak oranda artan zamlar, ekonomik ve siyasi belirsizlik Türk toplumunun yeniden içe kapanmasına neden olacak. Hane gelirlerinde düşüş ve alım gücünün azalması daha kontrollü bir alışverişin gerekli olduğu bir yılı beraberinde getiriyor. Türkiye’nin büyük illerinde yapılan bu araştırmalara göre tüketiciler alışveriş seçimlerini artık daha dikkatli, seçerek ve az yapacak.
Pandemi, alışveriş listemize eklediğimiz markalardan beklentilerimizi de değiştirdi
Pandemi, alışveriş listesine eklenen markalardan beklentileri de değiştirdi. Tüketiciler, yaşadıkları alanları, çevreleri, toplumları, dünyayı geliştiren markaları satın almaya daha çok önem vermeye başladı. Yapılan araştırmalar, markaların daha vicdanlı olmasının, pozitif bilinirlik, daha yüksek satış ve sürdürülebilir tüketici ilişkisi için elzem olduğunu ortaya koyuyor.
Araştırmalar kapsamında, tüketicilerin markaları 3 faktör üzerinden “anlamlı” algılayıp algılamadıklarını ortaya çıktı:
- “Markanın hayatlarına kattığı gerçek değer”
- “Markanın tüketicinin kişisel faydasına katkısı”
- “Markanın tüm topluma sunduğu faydalar”
“Anlamlı/Değerli” bulunan markaların, tüketicinin harcamalarında da çoğunluğu oluşturduğu dikkat çekerken bu markaların, diğer markalara kıyasla çok daha fazla kar ettikleri de tespit edildi.
Aynı beklenti sosyal medya içeriklerinde de ortaya çıkıyor. Katılımcılar, markaların sosyal medya sayfalarında sadece ürün bilgilerine veya kampanyalara yer vermelerini değil, hayata geçirdikleri, “değerli/anlamlı” projelere de yer vermeleri gerektiğini belirtiyor. Geçen sene bu oran yüzde 40 seviyelerindeyken, 2021 yılındaki sonuçlara göre bu beklenti yüzde 53’e yükseldi.
2022’de neler olacak?
Etkinliklerin geleceği hibrit olacak:
Pandemi döneminde hayatımıza giren kapanma ve sosyal mesafeler yerini bir nebze olsun normalleşmeye bıraksa da pek çok tüketici için etkinliklere canlı yayından katılmak büyük kolaylık. Bununla birlikte, artık yüz yüze etkinliklerin de özlenmiş olması dolayısıyla 2022’de AR ve VR gibi teknolojilerin de katkısıyla “hibrit” etkinlikler oluşturmak gerekecek gibi görünüyor.
İçeriklerin paralellik göstermesi daha da önem kazanacak:
Sektöründe söz sahibi olmak isteyen herhangi bir şirketin halkla ilişkiler ve pazarlama mesajları ve SEO’yu birbiriyle uyumlu hale getirmesi gerekecek. Görünürlük, güvenilirlik ve uzmanlıklarını hizalayabilen markalar, sektöründe kolayca öne çıkabilecek.
Kâr amacı gütmeyen kuruluşlarla iş birliği, pazarlama planlarının büyük bir parçası olacak:
Gittikçe daha fazla tüketici, bir misyonu olan veya bir şekilde topluma geri veren şirketleri desteklemeye çalışıyor. Bu eğilim artmasıyla çok yönlü bir pazarlama planında, kar amacı gütmeyen kuruluşlarla ortaklık giderek daha fazla yer alacak. Böyle ortaklıklar, yalnızca işin büyümesi değil, aynı zamanda kurumlar için önemli değerleri üstlenilen misyonlarla uyumlu hale getirme potansiyelini de getirecek.
Yapay zeka influencer pazarlamasını daha kolay ve daha fazla sonuç odaklı hale getirecek:
2020’de yaklaşık 10 milyar dolar değerinde olan influencer marketing pazarının 2022 yılına kadar 15 milyar dolara yaklaşacağı tahmin ediliyor. GfK’nın Türkiye Influencer raporuna göre online alışveriş yapan kullanıcıların yüzde 20‘si Instagram influencer’larının tanıtım yaptığı ürünleri satın alıyor. Markaların yüzde 63’ünün Influencer Marketing bütçelerini artırmaları, sektörün “içerik paylaşmak” olmaktan çıkıp farklı bir platform haline gelmesi bekleniyor.
Doğru influencer tanımlamadan performans pazarlamasına kadar her şey için teknolojiden yararlanabilmek bugün mümkün. Tahmine dayalı yapay zeka tarafından desteklenen bir modelle, yalnızca influencerların direk getirdiği satış için ödeme yapılacak modeller yaratılacak. Markalar için yatırımın geri dönüşü neredeyse garanti edilmiş olacak.
Pazarlamacılar üçüncü parti çerezlerine alternatifler bulacak:
Google’ın son duyurusuyla birlikte dolaylı çerez kullanımının kaldırılması konusu 2023’e ertelense de hala pazarlama dünyasının bu konuya bir çözüm bulması gerektiği gerçeği rafa kalkmadı. Tüketiciler gizlilik ve verileri üzerinde kontrol beklentisinde ve pazarlama dünyasının buna uyum sağlaması gerekecek.
- Pazarlama dünyasının yüzde 41’i en büyük zorluğun doğru verileri izleyememek olacağına inanıyor.
- Yüzde 44’ü, 2021 ile aynı hedeflere ulaşmak için harcamalarını yüzde 5 ila yüzde 25 oranında artırmaları gerekeceğini tahmin ediyor.
- Pazarlama uzmanlarının yüzde 23’ü, Google’ın yeni politikası nedeniyle e-posta pazarlama yazılımına yatırım yapmayı planlıyor.
Birinci elden verileri toplama ve bunlardan tam olarak yararlanma çabalarını artırmak ilk yapılması gereken olacak. Veya kullanıcı gizliliğine izin vermeden kişiselleştirme ve tüketici hedefleme yapabilmek için Google’ın bazı araçları daha çok kullanılmaya başlanacak. CRM araçları, araştırmalar ve etkileşimli içerik, pazarlama başarısı için giderek daha etkili hale gelecek.
Bu belirsiz zamanlarda markalar, tüketicilerin dikkatini çekmek için yarışırken, pazarlama dünyasının yeni rolü “değişim ajanlığı”, yani insanların dışarıdaki hızlı değişime adapte olabilmeleri için yol göstericilik olacak…
“Duygusal bağ kuran markalar, agresif iletişim yatırımı yapan markalardan daha fazla ciro elde ediyor”
Araştırma sonuçları yorumlayan Think Aloud Research, Consumer Insight Consultant’ı Esra Baykal, “Tüketiciler artık bol renkli, bas bas bağıran, kendisine satış yapmaya çalışan pazarlama taktiklerinden sıkılmış durumda” diyor. Baykal, “Özellikle pandemi dönemi tüketicinin daha öze dönmesini, kişiselleşmeden ziyade toplumun faydasına inancını fark etmesini sağladı. Tüketiciler artık samimiyet, sadeleşme ve doğallık trendlerinin peşinde… Hal böyleyken pazarlamada konvansiyonele takılı kalan dijital açılımlar artık etkileşim sağlamayacak. Think Aloud Research tarafından yapılan araştırma Türk tüketicisinin özellikle pandemi sırasında ve sonrasında satın aldığı ürünlerin markalarından ve kurumlardan beklentilerini görmek, özellikle alışveriş tercihleri anlamında markalara ve kurumlara bakışlarındaki değişimi anlamak için yapıldı. Bu sayede tüketicileri daha iyi anlamak ve sonraki dönemlerde pazarlama stratejilerinin yol haritasını doğru çizmek amaçlandı” diyerek sözlerini tamamlıyor.
Aksi belirtilmedikçe içerikte yer alan Türk tüketicisinin eğilimleri ile ilgili tüm araştırmaların kaynağı: Think Aloud Research 2021 Mayıs, 1840 kişilik örneklemle, İzmir, Ankara, İstanbul, Erzurum, Adana, Gaziantep illerinde, yüzde 50 Kadın-yüzde 50 Erkek, 18-50 yaş arası, yüzde 10 Yüksek Lisans mezunu, yüzde 80 Üniversite ve Lise mezunu, yüzde 10 İlköğretim mezunu katılımcılarla gerçekleştirilmiştir. Kapsam içinde ev kadınları, her yaş grubundan gençler, profesyoneller, girişimciler, esnaf, KOBİ, orta ve büyük işletme sahipleri, kamu personeli, sağlık çalışanları, emekliler yer almıştır.