“Dijital yerlileri” tanımadan, yeni normalin iş dünyası anlaşılamaz
ACCA Türkiye tarafından Uluslararası Muhasebeciler Federasyonu (IFAC) iş birliğiyle Türkiye’nin de aralarında yer aldığı 130’dan fazla ülkede gerçekleştirilen küresel araştırma, Z kuşağının risk almaktan çekinmediğini ortaya koyuyor. Araştırma sonuçları, internet, mobil iletişim araçları ve sosyal medyayla büyüdükleri için, tüm dünyada dijital yerliler olarak tanınan, 2.5 milyar bireye ve dünya nüfusunun üçte birine karşılık gelen Z kuşağını tanıyıp anlamaya çalışmazsak; yeni normaldeki iş dünyasını, işletmeleri, meslekleri ve kariyer yollarını tam olarak anlayamayacağımıza işaret ediyor.
9,000’den fazla 18-25 yaş arası Z kuşağı üyesi ile gerçekleşen bu anket ve 17 yuvarlak masa toplantısında katılımcılar; gelecek konusundaki endişeleri ve hayallerini, iş dünyası ve iş liderleri, muhasebe ve finans mesleği, kariyer hedefleri ve gelişim noktalarıyla teknolojinin iş dünyasına olan etkisi hakkında görüşlerini paylaştı. Z kuşağının genel bir fotoğrafını çeken bu araştırmada, görüşlerini bildiren 647 Z kuşağı üyesiyle Türkiye, küresel araştırmaya en çok katılım sağlayan dördüncü ülke oldu.
İş güvenliği ve küresel ekonomik durgunluk en önemli endişe kaynakları
Kariyer hayatlarına yeni adım atan veya adım atmaya hazırlanan Z kuşağı için, Covid-19 salgını sebebiyle, ofise hiç gitmeden başladıkları iş hayatı da meslekleri de hala belirsizliklerle dolu. Şu anda aktif olarak iş hayatında bulunan önceki kuşakların, daha önce hiç şahit olmadığı türde bir krizle karşı karşıya olan Z kuşağı için, ağırlıklı olarak iş güvenliği-iş fırsatı eksikliğiyle küresel ekonomik durgunluğun en önemli endişe kaynakları olmasına şaşırmamak gerekiyor. Türkiye’deki Z kuşağı için de iş güvenliği-iş fırsatı eksikliği, ekonomik sorunlar ve gelir eşitsizliği, ilk üçteki endişe kaynakları olarak öne çıkıyor. Eğitimin geleceği hem globaldeki hem de Türkiye’deki Z kuşağı temsilcilerini endişelendiren başka bir faktör. Covid-19 pandemisinin olumsuz etkisi azaldıkça, iklim değişikliği, kapsayıcılık ve eşitlik gibi toplumları etkileyen konuların da Z kuşağının önem verdiği konular listesinde öne çıkacağı öngörülüyor. Bütün bu endişe kaynaklarına rağmen Z kuşağı, tercih yaparken risk almaktan çekinmiyor. Globalde katılımcılar sırasıyla, onlara yeni mesleki yetenekler edinme fırsatları, mükemmel iş hayatı yaşam dengesini sunabilecek ve yüksek düzeyde ücretlendirme ve prestijli iş unvanı sağlayacak işletmeleri tercih edeceğini belirtiyor. Türkiye’deki katılımcıların yarısından fazlası ise, uluslararası kariyer fırsatı ile güçlü ödenek ve yan haklar paketlerini sunacak işleri, öncelikli olarak tercih edeceğini ifade ediyor.
Türkiye’de dijital yerlilerin yüzde 84’ü yeni teknolojilere olumlu bakıyor
Dijitalleşme ve sosyal medyayla büyüyüp teknolojiyi rahatça kullanan Z kuşağının yüzde 57’si, teknolojinin iş dünyasında sunduğu fırsatların farkında ancak, teknolojinin yakın zamanda onlara yönelik iş fırsatları üzerindeki etkisinden de endişe duyuyorlar.
Verilere göre Türkiye’deki Z kuşağının sadece yüzde 40’ı, teknolojinin iş fırsatlarına olan etkisinden endişe duyarken, teknoloji konusunda rahat olma ve yeni teknolojileri hızlı bir şekilde benimseme konusunda yüzde 84’lük bir oranla yurtdışındaki akranlarına kıyasla oldukça olumlu bir yaklaşıma sahipler.
ACCA Türkiye, Azerbaycan, Gürcistan ve Afganistan Bölge Başkanı Filiz Demiröz, Uluslararası Menkul Kıymetler Komisyonları Örgütü (IOSCO) tarafından organize edilen ve Türkiye’de Sermaye Piyasası Kurulu, Borsa İstanbul A.Ş. ve Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği tarafından ortaklaşa düzenlenen Dünya Yatırımcı Haftası’nda panel konuşmacısı olarak yer aldı. “Z Kuşağının Finans Sektörüne Adaptasyonunu Uzmanına Sor” başlıklı panele katılan Demiröz araştırma sonuçlarını, “İnternet, mobil iletişim araçları ve sosyal medya ile büyüdükleri için, tüm dünyada dijital yerliler olarak tanınan, 2.5 milyar bireye ve dünya nüfusunun üçte birine karşılık gelen Z kuşağını tanıyıp anlamaya çalışmazsak; yeni normaldeki iş dünyasını, işletmeleri, meslekleri ve kariyer yollarını tam olarak anlayamayacağımızı düşünüyorum” şeklinde özetledi.