Normalleşmenin kalkanı: Güçlü bağışıklık sistemi!
Sınırlamaların kaldırılıp normalleşmeye geçilmesiyle sokaklar da dolup taşmaya başladı. Kafe ve restoranlar eski günlerine döndü, ofise dönüşler hızlandı, yüz yüze eğitim başladı… Hayat eski ritmine kavuşurken usul usul yaklaşan bir kış da görünüyor kapıda. Tüm bunlar önümüzdeki günlerde bağışıklık sitemimizi daha da güçlendirmemizi zorunlu kılıyor… Peki ama bağışıklığı güçlendirmek için neler yapılmalı? Nasıl beslenmeli, hangi vitaminleri nasıl kullanmalı? Takviye gıdalar gerçekten işe yarıyor mu? Salgının yarattığı endişe gıda takviyesi pazarına nasıl yansıyor? Soruların yanıtlarını araştırma verileri ışığında uzman isimlerden aldık…
Pandemi dönemi şüphesiz ki toplumda sağlık algısını yeniden şekillendirdi. Yeni dönemde artık bağışıklık sistemini güçlendirmenin ne denli önemli olduğu da herkesçe kabul edilen ve görülen bir gerçek. Bunun doğal bir sonucu olarak insanlar bağışıklık sistemlerini güçlendirmek ve hastalığa karşı kendilerini korumak için vitaminlere ve besin takviyelerine her zamankinden daha fazla yöneldi. Öyle ki İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası (İEİS) verilerine göre takviye gıda pazarı, geçen yıl ürün bazında yüzde 37 büyüme ile 34,1 milyon kutudan 46,7 milyon kutu seviyesine ulaştı. Sektörün ilk altı aylık büyümesi yüzde 32 olarak gerçekleşirken, pandeminin daha yoğun yaşandığı ikinci altı aylık dönemde bu artış yüzde 42’ye çıktı… Bugün tüm dünyada hızla süren aşı çalışmalarıyla birlikte ülkemizde de kontrollü bir normalleşme döneminden geçiyoruz. İş yapış şekillerimizin normalleşmesinden turizmin kapılarının açılmasına, kültür ve sanat faaliyetlerinin normalleşmesinden ortak kullanım alanlarının artmasına pek çok noktada birbirimize daha çok temas ediyoruz. Üstelik okulların da yeni eğitim dönemine yüz yüze başlamış olması sağlıklı yaşama yönelik kaygı ve endişeleri arttırdı. Hâl böyle olunca insanların bağışıklık sistemlerini güçlendirmek, hastalığa karşı kendilerini korumak için vitaminlere ve besin takviyelerine her zamankinden daha fazla yönelmesi öngörülüyor…
Gıda takviyesi kullananlar arttı
Gıda Takviyesi ve Beslenme Derneği’nin Nielsen iş birliğiyle gerçekleştirdiği araştırma sektördeki hareketliliği de gözler önüne seriyor. İstanbul, Ankara ve İzmir’in de aralarında bulunduğu 12 ilde yapılan çalışmaya göre 2020’nin son üç ayında gıda takviyesi kullananların oranı yüzde 60’a yükseldi. Araştırmaya göre gıda takviyesi kullanımındaki en önemli motivasyon bağışıklık sistemini güçlendirmek (yüzde 82) olurken; her 10 kişiden 4’ü COVID-19’dan korunmak için gıda takviyesi kullandığını belirtiyor. Katılımcıların yüzde 14’ü düzenli olarak yıllardır gıda takviyesi kullandığını belirtirken; yeni başlayanların yüzde 60’ı takviye kullanmaya devam edeceğini söylüyor. Her 10 kişiden 4’ü ise gıda takviyesi kullanım sıklığının arttığı bilgisini veriyor…
Vitamin pazarına pandemi dopingi
Özellikle ülkede artan vaka ve ölüm sayıları bugünlerde vitamin pazarına adeta doping etkisi yarattı. Türkiye’de geleneksel kanalın nabzını Esnaf Barometresi raporuyla tutan REM People’ın gerçekleştirdiği araştırmaya göre katılımcıların yüzde 58,9’u takviye gıda talebinin yükseldiğini, yüzde 19,8’i ise çok yükseldiğini ifade ediyor. Pazarda yaşanan yüzde 80’e varan oranda talep artışı ise hayli dikkat çekici… Eczanelerdeki durumu ortaya koyan araştırmaya göre takviye edici gıdalar ve vitaminlerin fiyatı son 1 yılda yükselişe geçti. Katılımcıların yüzde 42,7’si fiyatların yüzde 20, yüzde 19,4’ü ise yüzde 10 oranında arttığını söylüyor. Takviye gıdalar arasında en çok satılan ürünlerse C vitamini, multivitaminler, kolajen ve propolis çeşitleri olarak verilere yansıyor.
Sektörel büyüme devam edecek
Önleyici sağlık bakım ürünlerine artan farkındalık ve pandeminin etkisiyle sektör, uluslararası piyasalarda da Türkiye ile benzer bir yükseliş trendi izliyor. Market Analysis Reports’un tahminleri pazar büyüklüğünün geçen yıl 132,3 milyar dolar olduğunu ortaya koyuyor ve 2027’de 230,7 milyar dolara ulaşacağını öngörüyor. Öte yandan Çin, Hindistan ve ABD ise takviye gıdaların en çok talep gördüğü ülkeler. Amerikalı yetişkinlerin yüzde 71’i takviye gıda tüketiyor. Avrupa’da da son yıllarda takviye gıda tüketiminde ciddi bir artış var.
Araştırma şirketi Euromonitor International’in verilerine göre Avrupa’nın en büyük pazarları İtalya, Almanya ve Romanya. Türkiye, Bosna- Hersek, Rusya ve Makedonya ise en hızlı büyüyen ve gelecek vaat eden ülkeler. Araştırmalar takviye gıda tüketimine olan ilginin tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de önümüzdeki yıllarda devam edeceğini ortaya koyuyor.
Gereksiz takviye gıda kullanımı sağlığa zararlı
✓ Güçlü bir bağışıklık sistemi için dikkat edilmesi gereken birçok faktör var. Bunların başında da “sağlıklı beslenme” gelir. Tüketilen gıdaların protein, lif, vitamin, mineral ve antioksidanlardan zengin olması güçlü bir bağışıklık adına büyük önem taşır. Bunlarla birlikte yeterli su içmeye özen göstermek gerekiyor. Beyinden salgılanan “melatonin” hormonunun, bağışıklık üzerinde etkili olduğu düşünülüyor. Bu yüzden, düzenli ve kaliteli uyumaya gayret edilmeli. Egzersiz de en önemli bağışıklık sistemi koruyucularından biri. Dünya Sağlık Örgütü’nün önerisine uyarak haftada en az 150 dakika veya yoğun bir program ise haftada en az 75 dakika egzersiz yapılmalı.
✓ Bağışıklık sistemini desteklemek için besin grupları açısından dengeli beslenmek önemli. Bu dengeyi kurabilmenin en kolay yolu ise sağlıklı tabak modeline uymak. Genel anlamda, tabağınızın yarısı sebze, dörtte biri protein kaynakları ve kalan dörtte biri de tam tahıllı gıdalardan oluşmalı. Bunun haricinde; kefir, ev yoğurdu, turşu, tarhana gibi fermente besinlerden faydalanmak da önemli. C, A, D vitaminleri ve demir, çinko mineralleri ve Omega-3 açısından yeterli beslenilmeli. Bunlarla birlikte; işlenmiş gıdalardan, fazla doymuş yağ ve şeker tüketiminden kaçınılmalı.
✓ İnsan bedenin besinlere olan ihtiyacı yaş aralıklarına veya bulundukları fizyolojik koşullara göre değişkenlik gösterir. Büyüme ve gelişme çağındaki çocuklarla menopoz dönemine yaklaşan kadınlar D vitamini ve kalsiyum alımına özellikle dikkat etmeli. Adet gören kadınlarda, bağışıklık sistemi için en önemli minerallerden olan demirin kanda yetersizliği sıkça görülür. Bu yüzden demirden yana zengin beslenmeleri önemli. Yaşlı bireylerde kalsiyum ve D vitaminin yanı sıra çinko alımı da önemli bir yere sahip. Güçlü bağışıklığın olmazsa olmazlarından çinko mineraline ihtiyaç, yaş aldıkça artıyor.
✓ Bağışıklık sistemini güçlendirmek amaçlı kullanılan vitamin ve takviye gıdalar eğer kişinin kan değerlerinde herhangi bir yetersizlik yoksa sağlık durumunu daha iyi bir konuma getirmez. Çünkü suda çözünen vitamin ve takviye gıdaların fazlası idrarla vücuttan atılırken, yağda çözünenlerin fazlası bağışıklık sistemini güçlendirmenin aksine vücutta birikim yaparak toksik etki yaratıp karaciğere zarar verebilir. Kan değerlerimizde ihtiyacımızdan düşük seviyelerde vitamin ve mineral seviyeleri çıkıyorsa, hekiminizin önerdiği dozda kullanımı yeterli oluyor. Takviye gıda satın alırken bu ürünlerin ihtiyaçlarına yönelik olmasına, son kullanma tarihlerine, paketlenme şekline, kullandıkları ilaçlarla etkileşime girip girmediğine dikkat etmelerini öneririm.
Arkadaş önerisine göre takviye gıda seçimi doğru değil
✓ Bağışıklık sisteminin düzgün ve etkili çalışması için nelere dikkat etmek gerekir sorusunun cevabı çok uzun ve zor değil. Birinci sırada beslenme yer alıyor. Beslenmede mucize bir yiyecek veya yiyecek grubu yok tam aksine farklı yiyeceklerin bir araya getirilmesi önemli. İkinci önemli etken ise uyku. Günde 7-9 saat uyumak, bağışıklık sistemi için oldukça gerekli. Egzersiz ve yüksek fiziksel aktivite bağışıklık sisteminin regülatörüdür ve elbette kötü alışkanlıklardan uzak durulması da doğru çalışan bir bağışıklık sisteminin olmazsa olmazıdır.
✓ Bağışıklık sisteminin daha iyi çalışması için özellikle bir besinden veya besin grubundan bahsetmek olası değil. Özellikle alışveriş sepetlerinin ve yemek masalarının üzerleri renkli olmalıdır. Sarı, kırmızı, beyaz, mor gibi farklı renklerde yiyeceklerle beslendiğimiz takdirde kendimiz için doğru seçimi yapmış oluruz.
✓ Son yıllarda sık konuştuğumuz konulardan biri de mikrobiyota. Lif açısından zengin yiyecekler bu noktada doğru seçimler. Kefir, yoğurt, sarımsak, soğan, enginar, muz ve yine sebzeler, meyveler soframızdan eksik olmaması gerekenler listesinde yer alıyor. Ultra işlenmiş, kalorisi yüksek, vitamin ve mineral açısından oldukça fakir olan endüstriyel yiyecekler bağışıklık sisteminin çalışmasını bozar. Özellikle rafine şeker açısından zengin yiyeceklerden uzak durulmalı.
✓ Sağlıklı beslenme kurallarına uyarak beslenen kişilerde vitamin ve mineraller için desteğe çoğu zaman ihtiyaç duyulmaz ancak bazı durumlarda yetersiz beslenme ve kronik hastalıklar sonucunda yeterli miktarda bu vitamin ve mineralleri alınamayabilir. Bunların başında gebelik dönemi geliyor. Daha anne karnında oluşmaya başlarken folik asite ihtiyaç duyarız. Emzirme döneminde de özellikle D vitamini açısından destek düşünmelidir.
✓ Altı ay ve beş yaş arasında olan çocuklarda özellikle yeterli beslenme sağlanmıyorsa, A, C ve D vitaminlerinin eksikliği söz konusu olabilir. Kız çocukları da adet görmeye başladığı andan itibaren demir eksikliği riskiyle karşı karşıya kalabilir, bu nedenle aralıklı kontroller yaparak gereğinde demir içeren destekleri düşünmekte yarar var.
Yeterli ve dengeli beslenilmiyorsa takviye gerekli
✓ Tüm Dünyayı etkisi altına alan korona salgını sebebiyle uzun zamandır en çok konuştuğumuz konu bağışıklık. Fakat bağışıklık sistemimiz özellikle tek bir besinden etkilenmiyor. Bir beslenme uzmanı olarak yeterli ve dengeli beslenmenin önemini her zaman vurguluyorum. Vitamin ve mineralleri içeren dengeli bir diyet, yeterli uyku ve egzersiz, düşük stres gibi sağlıklı yaşam tarzı faktörlerinin tümü bağışıklık sistemi için önemli…
✓ Bağışıklık sisteminizi güçlendirmek için beslenmenizde dikkat edilmesi gerekenleri şöyle özetleyebilirim: Güne kahvaltıyla başlayın ve herhangi bir sağlık probleminiz yoksa her gün 1 yumurta tüketin. Rengârenk ve çeşitli beslenmeye özen gösterin, farklı sebze ve meyveleri tüketerek her birinin kendine özel faydalarından yararlanabilirsiniz. Tam tahılları tüketmeyi ihmal etmeyin ve yağlı tohumları beslenmenize ekleyin. Badem, yer fıstığı, ay çekirdeği, fındık gibi yağlı tohumlar bağışıklık sistemini destekleyen vitamin E içerir. Her gün beş porsiyon taze sebze ve meyve tüketin. Yoğurt, kefir, lahana turşusu gibi besinlere sofranızda yer verin. Haftada en az iki kez omega-3 bakımından zengin balık tüketin ve gün içinde yeterli sıvı almayı ihmal etmeyin.
✓ Konu bağışıklık olunca akla gelenler D vitamini, C vitamini, çinko, probiyotik gibi takviyeler oluyor. Ben bu konuda yeterli ve dengeli beslenilemediğinde vitamin mineral takviye alınması gerektiğini düşünüyorum. Araştırmalar ülkemizde nüfusun yüzde 60-90’ında D vitamini eksikliği olduğunu gösteriyor. Sadece ülkemizde değil, dünya üzerinde de sık görülen yetersizliklerden biri. D vitamininin yaklaşık yüzde 80-90’ı ultraviyole ışınları sayesinde derimizde sentezleniyor. Fakat ne yazık ki bu sandığımız kadar kolay olmuyor. Vitamin mineral takviyeleri konusunda elbette dikkatli olmak gerekiyor. Fazla ve bilinçsiz kullanımlarda vücutta sitokin fırtınasına sebep olabileceğini de hatırlatmakta fayda var. Bağışıklık konusunda doğal takviye olan propolisin de önemini göz ardı etmemek gerekiyor.
Güvenilir markalar tercih edilmeli
✓ Güçlü bir bağışıklık için öncelikle Dünya Sağlık Örgütü’nün sağlıklı yaşam kriterlerini yerine getirmemiz gerekiyor. Kriterleri günde 5-9 porsiyon sebze ya da meyve tüketmek, sigara içmemek, haftada 3-4 birimden fazla alkol tüketmemek, günde en az 30 dakika spor yapmak ve en az 7 saat uyumak olarak özetleyebilirim. Bu kriterler arasında sigaradan sonra ikinci kritik konu beslenme riskleri. Vitamin ve minerallerce zayıf beslenmek bağışıklığımızı zayıflatan ve yaşam süremiz üzerine direkt etkisi olan bir durum. Vitaminler bağışıklık sisteminin güçlenmesinde ve korunmasında büyük öneme sahip.
✓ Koronavirüsten tamamen koruduğuna dair kanıtlanmış bir durum olmasa da bağışıklığı güçlü olan bireylerin hastalanma oranları düşüyor veya hastalığı hafif atlatıyorlar. Özellikle D ve C vitamininin, çinko mineralinin hücre duvarını güçlendirdiğine yönelik bilimsel makaleler yayınlandı. Buna ek olarak yeterli D vitamini seviyesine sahip kişilerin hastalığa yakalanma risklerinin düşük olduğu, yakalansalar dahi hastalık semptomlarının daha hafif seyrettiğine yönelik çalışmalar mevcut.
✓ Hangi yaşta olursak olalım kadın, erkek ya da çocuk hepimizin bağışıklık sistemimizi desteklemek için vitamin, mineral, antioksidanlar (özellikle E ve C vitaminleri) ve amino asitlerden zengin beslenmemiz gerekiyor.
✓ Eğer herhangi bir kronik rahatsızlığınız ve özel bir hastalığınız yoksa vitamin ve mineral desteği alırken tekli ve yüksek doz tercih etmek yerine yaşa, cinsiyete ve ihtiyaca yönelik olarak uygun vitaminleri günlük kullanmalısınız. Ayrıca koruyucu, glüten, maya içermeyen, cinsiyetinize ve ihtiyacınıza özel dozlar içeren, güvenilir markaların ürünlerini tercih etmelisiniz.
✓ Vitamin alırken önce fiyat etiketine değil günlük ihtiyacınızı karşılayabilecek içeriğe sahip olup olmadığına bakmalısınız. Ayrıca vitamin alırken üretici firmaya ve ne kadar süredir vitamin ürettiklerini yani konunun uzmanı olup olmadıklarına da bakmanızı öneririm.