İnsanların koronavirüsle ilgili düşünceleri ve hayat tarzı ne kadar değişti?
Türkiye’de Sağlık Bakanı’nın ilk koronavirüs vakasını açıkladığı 10 Mart 2020 gününün sabahında NG Araştırma ülke genelinde koronavirüs ile ilgili ilk araştırmasını başlattı. Bu ilk araştırma 14 Mart tarihinde tamamlandı. Aradan geçen bir aydan sonra NG Araştırma ilk günden bugüne nelerin değiştiğini ve güncel konularda Türkiye’nin nabzını tutmak için devam niteliğinde ikinci bir araştırmayı da gerçekleştirdi. Geçen bu bir aylık sürede, insanların koronavirüs ile ilgili düşünceleri ve hayat tarzı ne kadar değişti? Geleceğe dair beklentileri neler?
Koronavirüse yakalanmaktan korkuyor muyuz?
Dünya genelinde ve ülkemizde günlük olarak salgınla ilgili rakamlar açıklanmaya devam ediyor. Rakamların sürekli artışta olması salgının ciddiyetini halen koruduğunu gösteriyor. Peki, bu süreçte biz Türkiye’de nasıl hissediyoruz? Koronavirüse yakalanmaktan korkuyor muyuz? Araştırmaya katılan her 5 kişiden 4’ü koronavirüse yakalanmaktan korktuğunu belirtiyor.
Koronavirüs hakkında ne kadar bilgiliyiz?
Türkiye’de ilk koronavirüs vakası açıklandıktan sonra geçen bir aylık sürede, televizyonlardan sosyal medya sitelerine, gazetelerden radyolara birçok farklı mecrada uzman ve yetkililer açıklamalar yaptı, salgın hakkında halkı bilgilendirmeye devam etti. Bu süre içinde ülkemizdeki koronavirüs farkındalığı ne kadar değişti?
Yapılan araştırmaların sonuçlarına göre Türkiye’deki koronavirüs vakalarının ilk bir ayında “yeterli bilgiye sahibim” diyenlerin oranı yüzde 64’ten yüzde 76’ya yükseldi. Bunun doğal sonucu olarak az da olsa bilgili olduğunu belirtenlerin oranı yüzde 35’ten yüzde 24’e geriledi.
Tüm dünyanın yanı sıra ülkemizi de oldukça ciddi etkileyen böyle bir salgında hala 4 kişiden 1’inin az bilgi düzeyinde olması, halkı bilgilendirme çalışmalarının hız kesmeden ve her kesime farklı kanallarla ulaşmaya çalışarak devam etmesinin gerekliliğini gösteriyor.
Salgının ilk 1 aylık süreci içerisinde koronavirüs belirtilerini bildiğini belirtenlerin oranı yüzde 96’dan yüzde 98’e yükseldi. Salgının ilk günlerinde her 3 kişiden yalnızca 1’i, Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı belirtileri tam ve doğru olarak verilen seçenekler arasından seçebilmişti. Nisan ayında yayınlanan araştırmada, bir öncekinden farklı olarak seçenek göstermeden katılımcılara bildikleri koronavirüs belirtilerini yazmaları istendiğinde aşağıdaki sözcük bulutu çıktı.
Kişisel önlemleri uyguluyor muyuz?
Farkındalığın artmasıyla beraber koronavirüse karşı kişisel önlem alanların oranında da artış görülüyor. Araştırmaların sonuçlarına göre koronavirüsten korunmak için önlem alanların oranı yüzde 90’dan yüzde 96’ya çıktığı gözlemleniyor. Salgın bu kadar hızla yayılırken ve ölüm sayıları hızla artarken halen önlem almayanların bulunması ise halkı bilgilendirme ve önlemleri uygulamaya teşvik etme çalışmalarının hız kesmeden devam etmesi gerektiğine işaret ediyor.
Fiziksel temastan kaçınanlarda ve maske takanlarda artış gözleniyor. El yıkama halen en çok uygulanan önlem olsa da oranında bir miktar düşme olması, insanların mümkün olduğunca evden çıkmamalarından kaynaklanabilir. Hasta olduğunda evde istirahat edenlerin veya doktora gidenlerin oranında düşme olması, daha detaylı inceleme gerektiren önemli bir konu olarak ön plana çıkıyor.
Alınan kişisel önlemlerdeki değişim şöyle gerçekleşti:
Koronavirüs ne zaman kontrol altına alınabilir?
Koronavirüsün çok kısa sürede 81 ilde görüldüğü resmi olarak açıklandıktan sonra, salgının ne kadar hızlı bir yayılma seyri gösterdiği bir kez daha anlaşıldı. Araştırmaya katılanlar arasında genel beklenti bu salgının 2 aydan önce kontrol altına alınamayacağı yönünde.
Koronavirüs Türkiye için bir tehdit mi?
Koronavirüs dünyada yayılmaya devam ederken, salgının Türkiye üzerindeki etkisi gerek sosyal, gerekse ekonomik olarak tüm kesimlerce hissedilmeye başlandı. Araştırmaya katılanların yüzde 92’si koronavirüsün ülkemiz için bir tehdit olduğunu düşünüyor. Katılımcıların yüzde 4’ü tehdit oluşturmadığını düşünürken, yüzde 3’ü ise fikri olmadığını belirtti.
Ülke genelinde alınan önlemlere bakış açısı nasıl?
Araştırmaya katılanların yüzde 49’u koronavirüsün yayılmasını önlemek için ülkemizde alınan önlemlerin yeterli olmadığını düşünüyor. Katılımcıların yüzde 44’ü önlemleri yeterli bulurken, fikri olmayanların oranı ise yüzde 7. Katılımcıların yüzde 50’si ülkemizde yapılan test miktarını yeterli bulmazken, yüzde 35’i ise yeterli olduğunu düşünüyor. Katılımcıların yüzde 15’i ise fikri olmadığını belirtti.
Sokağa çıkma yasağı olmalı mı?
Salgının yayılmasının durdurulması ve kontrol altına alınması için sosyal izolasyon uzmanlarca uygulanması önerilen önlemlerden biri. Sağlık Bakanlığı ve uzmanlar bu nedenle “Evde Kal” çağrısı yapıyor. Peki, bu çağrıya ne kadar uyuluyor? Araştırmaya katılanların yüzde 25’i hiç evden çıkmadığını belirtti. Zorunda kalmadıkça çıkmayanların oranı yüzde 37, yalnızca temel ihtiyaç alışverişleri için dışarıya çıkanların oranı ise yüzde 21. İşi nedeniyle mecburen dışarı çıkmak zorunda olanların oranı yüzde 17. Her şeye rağmen gündelik hayatında hiç değişiklik yapmadan yaşamaya devam edenlerin oranı ise yüzde 0,3 (binde 3).
İçişleri Bakanlığı tarafından koronavirüsün yayılmasını önlemek amacıyla, öncelikle 65 yaş üstü vatandaşlar için, sonrasında da 20 yaş altı gençler ve çocuklar için sokağa çıkma yasağı uygulamasına geçildi. Araştırmaya katılanların yüzde 86’sı bu yaş grupları için uygulanan sokağa çıkma yasağını yerinde bulurken, yüzde 7’si katılmadığını belirtti. Katılımcıların yüzde 8’i ise çekimser kalmayı tercih etti.
Araştırmamıza katılanlara, genel sokağa çıkma yasağı ilan edilmeli mi diye sorulduğunda evet diyenlerin oranı yüzde 77 çıktı. Genel bir sokağa çıkma yasağı ilan edilmesi görüşüne katılmayanların oranı yüzde 8 olurken bu konuda kararsız olanların oranı ise yüzde 15.
Koronavirüsün ekonomik etkisi nasıl olur?
Dünya genelinde farklı ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de salgının etkilerini en aza indirip vatandaşlara destek olmak için bir dizi ekonomik yardım paketleri açıklandı.
Koronavirüsün ülkemiz ekonomisine etkisi konusunda halk ne düşünüyor? Katılımcıların yüzde 89’u salgının ekonomik etkilerinin olumsuz olacağını bekliyor. Katılımcıların yüzde 5’i ekonominin etkilenmeyeceğini düşünürken ekonomiye olumlu yansımaların olacağını düşünen iyimserlerin oranı yüzde 6.
Araştırmaya katılanların yüzde 86’sı önümüzdeki 1 sene içerisinde işsizlik oranının artacağını düşünürken, yüzde 9’u değişmeyeceğini belirtiyor. İşsizliğin azalacağını düşünenlerin oranı ise yüzde 4.