Sosyal çevremiz elimizden kayıp gidiyor
Salgın şartlarının etkisinde uzun bir süre geçirdik. Elimizde kalanlara baktığımızda yitirdiklerimizin daha net bir fotoğrafını çekebiliyoruz ve maalesef salgın sürdükçe listedeki maddeler de teker teker eksilmeye devam ediyor. Salgının başlangıcından bu yana gerçekleştirdiği “Koronavirüs Salgını ve Toplum” araştırmalarıyla toplumun; sosyal hayatlarıyla ilgili değişime ilişkin görüşü, maske mesafe kurallarına ne kadar dikkat edildiği, endişe düzeyi gibi konuları kapsamlı bir şekilde ele alan Ipsos 81. dönem verilerini açıkladı. Sonuçlara göre her 10 kişiden 6’sı Koronavirüs salgınından dolayı sosyal çevrelerini kaybetmiş gibi hissediyor. Gelin salgının toplumu nasıl etkilediğine daha yakından bakalım…
Salgının sosyal etkileri günbegün artıyor
Pandemi devam ederken insanların sosyal hayatları da olumsuz seyrini sürdürüyor. Salgınla beraber kendilerini değişen bir sosyal hayat içinde bulan bireyler bu yönden de olumsuz etkilenmiş görünüyor. Her 10 kişiden 6’sı Koronavirüs salgınından dolayı sosyal çevrelerini kaybetmiş gibi hissettiklerini, her 10 kişiden de 7’si hayatının bu salgın yüzünden tekdüzeleştiğini belirtmekte.
Toplumun önemli bir kısmı maske mesafe kuralını rafa kaldırdı
Toplum maske mesafe kuralına artık eskisi gibi dikkat etmiyor. Her ne kadar vaka sayılarından dolayı endişe düzeyi artsa da sosyal mesafe kuralına artık uyulmadığı düşünülüyor. Bireylerin yarısı diğer kişilerin sosyal mesafeye hiç uymadığını, yüzde 26’sı da nadiren uyduklarını belirtiyor. Maske takma konusunda ise biraz daha temkinli olunduğu görülse de yine de toplumun yüzde 46’sının ya hiç ya da nadiren maske taktığı düşünülüyor.
Kronik endişelilerin oranı yüzde 34’ü buldu
Koronavirüs salgınında Türkiye’deki vaka ve ölüm sayılarının uzun süredir hiç azalmaması toplumun endişe düzeyini olumsuz etkiliyor. Bireylerin sadece yüzde 8’i vaka sayılarının onların endişe düzeyini etkilemediğini belirtirken, yüzde 46’sı endişelerinin arttığını söylüyor. Yüzde 34’ü ise zaten hep endişeli olduğunu söylemekte.
Kafalar iyice karıştı
Koronavirüsle mücadele konusunda toplumun kafası epey karışık. Zira katılımcıların yüzde 33’ünün Koronavirüsle mücadelenin iyi gittiğini düşünmesine karşın yüzde 48’lik bir kesim bunun aksine inanıyor.
Umudu tükettik
İnsanlar genel olarak geleceğe yönelik çok umutlu değil. Bireylerin yüzde 74’ü salgının 2022 yılında da süreceğini düşünüyor ve yüzde 66’sı da bundan sonra başka salgınlarla da karşılaşacaklarına inanıyor.
Toplum olarak “depresyon” ve “kabullenme” arasındayız
Sidar Gedik, Ipsos Türkiye CEO’su
- İsviçreli psikiyatrist Elisabeth Kübler-Ross 1969’da yayımlanan “Ölüm ve Ölmek Üzerine” (On Death & Dying) adlı kitabında ölümcül bir hastalık ile karşılaşan insanların 5 duygusal aşamadan geçtiğini tespit etmişti; inkâr, öfke, pazarlık, depresyon ve kabullenme. Kübler-Ross ile birlikte 2005’te yayınlanan “Yas ve Yas Üzerine” (On Grief & Grieving: Finding the Meaning of Grief through the Five Stages of Loss) kitabını yazan David Kessler bu evrelerin Covid-19 salgınına da uyarlanabileceğini belirtmişti. Kessler Harvard Business Review için yapılan söyleşide şöyle bir benzetme yapmıştı “…inkâr var: “Virüs bizi etkilemeyecek. ” Öfke var: “Evde kalmama neden oluyor ve aktivitelerimi elimden alıyorsunuz.” Pazarlık var: “Tamam, eğer iki hafta boyunca sosyal mesafe koyarsam her şey daha iyi olacak, değil mi?” Depresyon var: “Bunun ne zaman sona ereceğini bilmiyorum.” Ve son olarak kabullenme var: “Bu olay gerçekleşiyor, nasıl devam edeceğimi keşfetmeliyim.” Koronavirüs Salgını ve Toplum araştırmamızın 81. haftasındaki sonuçlar bana bu sınıflandırmayı hatırlattı. 81 haftadır araştırma yaptığımıza göre salgın 83-84 haftadır ülkemizi etkilemeye devam ediyor demektir. Son hafta sonuçları toplum olarak “depresyon” ve “kabullenme” arasında olduğumuzu gösteriyor. “Pazarlık” aşamasında çok yüksek oranda uygulanan maske-mesafe tedbirleri vaka ve kayıplar devam edip de “Depresyon” aşamasına geçtikçe gevşemeye başlamış. Bir zamanlar bu tedbirlere uyum yüzde 90’ların üzerinde iken şimdi maske için yüzde 54’e, mesafe için ise yüzde 24’e gerilemiş halde.
- Her iki kişiden biri, salgınla mücadelenin kötü gittiğini düşünüyor. Endişeli olanların oranı yüzde 90’ı aşıyor. Bu durumun yarattığı depresif duygunun bir göstergesi de vatandaşların üçte ikisinin hayatlarının tekdüze hale geldiğini ve sosyal çevrelerini kaybettiklerini düşünmeleri.
- Her dört kişiden üçünün salgının 2022 yılında da devam edeceğini belirtmesi bana “Kabullenme” aşamasına geçmeye başladığımızı düşündürdü. Hatta öyle ki her üç kişiden ikisi hayatlarının geri kalanında başka salgınlarla da karşılaşacaklarını bekliyorlar. Covid-19’u mağlup etme süresi uzadıkça salgınlar hayatımızın bir gerçeği gibi kabul edilmeye başlanıyor.
- David Kessler, bahsettiğim söyleşide bu beş aşamaya yeni bir tane daha ekleme konusunda Kübler-Ross’un ailesinden onay aldığını belirtiyor; “Anlam”. Kessler ölümle karşılaşanların son aşamada “O karanlık saatlerimin bir anlamı olmalıydı” noktasına geleceklerini ön görüyor.
- Geçtiğimiz hafta 2 ilaç onay aldı, salgını alt etme yolunda bir dev adım daha atıldı. Bu kabus bitecek! Ve umarım tüm bu yaşadıklarımızdan gelecek nesillere aktarabileceğimiz bir “anlam” çıkartabiliriz.
Araştırmanın Metodolojisi:
Ipsos tarafından gerçekleştirilen Koronavirüs Salgını ve Toplum Genel Kamuoyu Araştırması ile Türkiye’de koronavirüs vakasının ilk kez tespit edilmesini takiben vatandaşların bu konuya ilişkin farkındalık düzeylerini, endişelerini, değişen davranışlarını ortaya koymak ve hükümetin bu konudaki politika ve uygulamalarının kamuoyundaki yansımasını anlamak hedeflendi. Araştırma, Online Görüşmeler (CAWI) ile 18 yaş üstü İBBS 1 düzeyinde Türkiye temsili 800 birey ile gerçekleştirildi. 28 Ekim- 02 Kasım 2021 tarihleri ile veriler; 81. dönem verilerini kapsayan araştırmanın istatistiki hata payı, yüzde 95 güven aralığında ± yüzde 3’tür…