Topluma göre cinsiyet eşitsizliğinin baş sorumlusu kim?
Ipsos tarafından gerçekleştirilen Koronavirüs Salgını ve Toplum Araştırması 97. dönem verileriyle bu hafta; tüm dünyada özellikle kadınlar üzerinde en az salgın kadar sıkıntı yaratan, evrensel alanda çözüm aranan bir konuyu toplumsal cinsiyet eşitsizliği”ni mercek altına alındı… Araştırmaya göre kadınlar yaşadıkları zorlukların en önemlisinin kadına yönelik şiddetin cezasız kalması olduğunu ifade ederken toplumun yüzde 85’i cinsiyet eşitsizliğinde temel faktörü yasalar olarak görüyor. Her 10 kadından 7’sinin eşinden ve ailesinden izin almadan çalışma hayatına dahil olamadığını söylüyor olması da durumun vahametini bir kez daha gözler önüne seriyor… Gelin araştırmanın öne çıkan tüm verilerini birlikte inceleyelim.
Kadına yönelik şiddetin cezasız kalması kadınların yüzde 84’ü için yaşadıkları zorlukların en önemli nedeni
Kadın yönelik şiddetin cezasız kalmasının yanı sıra aile baskısı da kadınların yaşadığı diğer önemli bir sorun. Bu iki konunun dışında kadınların ev içi sorumlulukları ve bu sorumlulukların eşleriyle eşit paylaşılmaması da kadınların zorlandıklarını belirttikleri diğer konular. Erkeklerin bu konulara yönelik verdikleri cevapların oranı daha düşük olsa da yine de her 10 erkekten 7’si kadına yönelik şiddetin cezasız kaldığı görüşünde.
Toplumun yüzde 85’i kadın erkek eşitsizliğinde yasaları sorumlu buluyor!
Yasaların yetersiz olması ve uygulanmıyor olmasının yanı sıra kültürel önyargılar da kadın erkek eşitliğinin sağlanamaması konusunda diğer önemli bir engel olarak karşımıza çıkıyor. Bu iki ana konunun dışında gerek siyasetçilerin gerekse de medyanın bu konuya yeterince eğilmemesi de toplumun yüzde 80’i tarafından bu konudaki diğer önemli engeller olarak belirtiliyor.
Ekonomik bağlılık en büyük engellerden…
Her 10 kadından 7’si bugün bile eşinden ve ailesinden izin almadan çalışma hayatına katılamadığını ve ekonomik bağımsızlıkları olmadığı için de gerek ev içi gerekse de ev dışı konularda karar alıcı olamadıklarını söylüyor.
Ayrıca iş hayatında da kadınların ayrımcılığa maruz kaldığı görüşü oldukça baskın. Kadınların yüzde 65’i işte ayrımcılığa maruz kaldığını, terfilerde erkeklerle eşit hakka sahip olmadığını ve yüzde 55’i aynı iş için erkeklerden daha az ücret aldıklarını düşünüyor. Erkeklerin bu konulara katılım oranı daha düşük olsa da genel olarak bakıldığında erkeklerin de yarısının kadınlarla benzer görüşte olduğu görülüyor.
Türkiye’de kadın ve erkeklere eşit davranıldığını düşünenlerin oranı sadece yüzde 22
Toplumun yüzde 22’si kadın ve erkeklere eşit davranıldığını düşünürken, yüzde 55’i eşit davranılmadığı görüşünde. Bu konuda kadın ve erkelerin görüşü benzer seviyede. Gerek toplumda, gerek aile içinde gerekse de işte toplumun yarısı kadın ve erkeğe eşit davranılmadığını düşünüyor. Kadın ve erkek eşitliğini korumaya yönelik yasaların olduğunu düşünenlerin de oranı sadece yüzde 31…
Ipsos, Sosyal Araştırmalar ve Kalitatif Araştırma Hizmet Birimleri Lideri, İcra Kurulu Üyesi Ece Ertürk verilerle ilgili şu değerlendirmelerde bulundu; Her ne kadar belli dönemlerde gündemdeki görünürlüğünü ve önceliğini daha fazla hissediyor olsak da sadece Türkiye’de değil dünyada da toplumsal cinsiyet eşit(siz)liği, konunun olumsuz taraflarıyla hem kadınlar hem de erkekler tarafından hemfikir olunan toplumsal bir sorun.
Türkiye’de kadınlara ve erkeklere toplumda eşit davranılmadığı algısının cinsiyetten bağımsız kabullenilmiş bir gerçeklik olduğunu görüyoruz. Toplumun yüzde 70’i kadın-erkek eşitliğini korumaya yönelik yasaların mevcut olmadığını düşünüyor. Toplumda ve iş hayatında cinsiyet eşitsizliği konusunda ortak bir kanı olsa da aile içinde eşitlik olduğu noktasında erkekler kadınlara göre daha olumlu. Kadına yönelik şiddetin cezasız kalması ve aile baskısı konuyla ilgili en temel toplumsal sorunlar olarak öne çıkmakla birlikte pandemi döneminde de yansımalarını oldukça hissettiğimiz ev içi ve çocuklarla ilgili sorumluluklardaki eşitsiz dağılım da dikkate alınması gereken diğer sorunlar. Kadının hem toplumsal hem de aile içindeki duruşunu etkileyen konulardan biri olarak ekonomik bağımsızlık ve kadını ekonomik bağımsızlığa götürebilecek kaynaklara eşit erişim de yine dikkat edilmesi ve iyileştirilmesi gereken toplumsal konular arasında. Günümüzde hala kadınların yüzde 70’i ailesinden ve eşinden izin almadan çalışma hayatına katılamıyor.
Yine benzer sayıda kadın ekonomik özgürlükleri olmadığı için gerek ev içi gerekse de ev dışı konularda karar verici olamıyor. Daha eşitlikçi ve kapsayıcı toplumsal bir düzen için gerekli yasaların olması ve doğru şekilde uygulanması; aynı zamanda da toplumsal cinsiyet konusunun gerek siyasiler gerek medya tarafından daha gündemden bağımsız daha somut ve süreklilik içinde önceliklendirmesi ve sahiplenilmesi bu konuyla ilgili toplumsal beklentiyi de karşılayacak ve iyileşme sağlayabilecek ilk aksiyonlar gibi görünüyor.
Araştırmanın Metodolojisi
Ipsos tarafından gerçekleştirilen Koronavirüs Salgını ve Toplum Genel Kamuoyu Araştırması ile Türkiye’de koronavirüs vakasının ilk kez tespit edilmesini takiben vatandaşların bu konuya ilişkin farkındalık düzeylerini, endişelerini, değişen davranışlarını ortaya koymak ve hükümetin bu konudaki politika ve uygulamalarının kamuoyundaki yansımasını anlamak hedeflenmiştir. Araştırma, Online Görüşmeler (CAWI) ile 18 yaş üstü İBBS 1 düzeyinde Türkiye temsili 800 birey ile gerçekleştirilmiştir. 1-4 Mart 2022 tarihleri ile veriler; 98. dönem verilerini kapsayan araştırmanın istatistiki hata payı, %95 güven aralığında ± %3’tür…