YouTube reklamlarıyla ilgili doğru bilinen yanlışlar
Dijital müzik tüketimi hızlı bir şekilde popülerliğini arttırmayı sürdürüyor. Bu popülerite reklamverenlere dijital müzik içeriği üzerinden hedef kitlelerini genişletmek için yeni fırsatlar yaratıyor fakat, birçok pazarlamacı müzik içeriği ve bunun pazarlama hedeflerine etkisiyle ilgili yanlış inanışlar nedeniyle yatırım yapma konusunda kararsız. YouTube Global Müzik Başkanı Lyor Cohen 4 yanlış inanış üzerinden doğruları anlatıyor.
1. yanlış inanış: “Tüm müzik platformları birbirine denktir!”
Gerçek: Tüketiciler farklı amaçlar için farklı platformları kullanır
Kullanıcılar çok fazla seçeneğe sahip ve birçok farklı platformda müzik tüketiyor. Sadece YouTube’da bile bunu farklı şekillerde yapıyorlar: Canlı yayınlarla dans videoları veya kullanıcıların cover’larıyla sanatçıların resmî parçaları.
Tıpkı sanatçılar ve hayranların yeni gerçekliğe uyum sağladığı gibi, markaların da özellikle canlı etkinlikler ve konserlerin olmadığı bu dönemde müzikseverlere ulaşmanın yeni yollarını bulması gerekiyor. YouTube platform genişliğinin yanı sıra reklamverenlerin hedeflerine uygun olarak tüketicilere ulaşmak için kullanabileceği çeşitli çözümler de sunuyor.
Çözümlerden biri, belirli müzik türleri veya ruh hallerine göre markaların kullanıcılarla bağlantı kurmasını sağlayan müzik listeleri. YouTube birkaç çeşit sunuyor. Dinamik kanal listeleri ülkeye göre oluşturuluyor ve sezonluk etkinlik, seyahat gibi konuları kapsıyor. YouTube Select Müzik Listesi dünya genelinde YouTube premium müzik içeriğinin en iyi yüzde 5’inden oluşuyor.
Herkesin müzik zevki benzersiz olduğundan, YouTube’un içerik çeşitliliği ve reklam çözümleri yelpazesi markalara sevdiği müziği deneyimlemeye gelen kullanıcılar tarafından görülme, duyulma ve tanınma fırsatı sunuyor.
2. yanlış inanış: “Diğer içerik türlerine kıyasla tüketiciler müzik içeriğine daha az dikkat ediyor.”
Gerçek: YouTube’da görüntülenen müzik videolarının yüzde 85’inden fazlası ön planda gerçekleşiyor
Yaygın inanış, birçok insanın müzik platformlarını izlemek yerine dinlemek için kullandığı ve dikkatlerini daha az verdikleri yönünde. Aksine YouTube kullanıcıları için müzik, düşünüldüğünden çok daha önemli.
Kullanıcılar müzik klipleri seyrederken YouTube’daki müzik tüketiminin yüzde 60’ı arka planda oynatmanın kullanılamadığı mobil cihazlarda gerçekleşiyor veya TV ekranıyla bağlantı kuruluyor. Özel olarak müziğe bakıldığında, YouTube’daki kaydedilmiş canlı müzik performanslarının televizyon ekranında izlenme süreleri Temmuz 2019 ile Temmuz 2020 arasında yüzde 100’den fazla oranda artış gösterdi. Dünya genelinde insanlar canlı konser deneyiminin yerini doldurmak amacıyla oturma odalarında bir araya gelip canlı konser seyrediyor.
Kullanıcıların ne zaman ve nasıl müzik dinlediğine bakılmaksızın arka planlarda müzik tüketilse bile reklamverenlerin tüketicilerle bağlantı kurmasına yardımcı olacak yöntemler mevcut. Yeni tanıtılan işitsel reklam sayesinde, tüketicilerinizin müzik dinlediği anlarda onlarla etkileşime geçebilirsiniz.
İşitsel reklamların ne kadar etkili olabileceği hakkında bir örnek verelim. Yakın zamanlarda İspanyol otomobil üreticisi SEAT mevcut dijital işitsel kampanyasını genişleterek Ibiza araba indirimleriyle ilgilenebilecek dinleyicilere ulaşmak istedi. Teknoloji ve sosyal medyayla yakından ilgilenen tüketicilere ve hatchback pazarındaki kitlelere ulaşmak için şirket, mevcut işitsel öğelerin hedeflerini yenileyerek YouTube’da işitsel reklamlara dönüştürdü ve YouTube’un kitle araçlarını kullandı. İlgili dinleyicilere işitsel reklamlar sunarak SEAT, reklam hatırlanabilirliğinde yüzde 21 artış sağlamanın yanında markanın üzerine düşünülme düzeyini de artırdı.
3. yanlış inanış: “Özel türdeki müzik yalnızca özel kitlelere ulaşır.”
Gerçek: Dünyanın farklı yerlerinde üretilen müzikler, geniş kitlelerce tüketilir ve global listelerde sürekli üst sıralarda yer alır
Bu yıl yaşananlar doğrultusunda, YouTube sanatçılara mesajlarını paylaşabilecekleri ve dünyanın her yerinden topluluklara ulaşabilecekleri önemli bir platform sundu. Haziran’daki ırkçılığa karşı protestoların arttığı sırada Childish Gambino’nun 2018 hiti, “This is America” ABD ve Global YouTube en iyi şarkılar listelerine tekrar girdi.
Sosyal etkinin ötesinde, YouTube Music sayesinde markalar, sevdiği içeriği tükettiği sırada kitlelere ulaşmak için kültürel boyutlardan yararlanabiliyor. K-pop, BTS ve BLACKPINK gibi müzik gruplarıyla listelerin üst sıralarına çıkarak ve rekorlar kırarak dünyayı kasıp kavuruyor. En son, BTS’in “Dynamit” şarkısı, çıktıktan sonraki 24 saat içinde dünya genelinde 101,1 milyon kez görüntülendi ve tüm zamanların ilk 24 saatte en başarılı müzik videosu çıkışını yapmış oldu.
Latin müzik coğrafya ve kitle sınırlarını aşan başka bir tür. 2019’da, dünya genelinde en çok izlenen 5 müzik videosu Latin sanatçılarındı. Bu durum üst sıraları domine eden ve evrensel cazibesini gösteren Hip-Hop için de geçerli. Örneğin, 2020’nin 2. çeyreğinde Hip-Hop, Pop müziğin yüzde 30 payının üstünde, Billboard İlk 100’deki En İyi 10 şarkının tamamında yüzde 48’lik paya sahipti.
Böyle kategorilerden yararlanmanın en iyi yolu yukarıda da bahsedildiği gibi YouTube En İyi 100 listesini kullanmak. Bu, markanızı en popüler sanatçılar ve içeriklerle bir araya getirip giderek büyüyen global kitlelere ulaşmanızı sağlar.
4. yanlış inanış: “Müzik içeriği üzerinden reklam yayınlamak sonuç vermez.”
Gerçek: Markalar müzik içeriğiyle bir araya gelerek sonuç elde edebilir
Müzik içeriğine yatırım yapan reklamverenlerin markaları için sonuç aldığını giderek daha çok görüyoruz. Başka bir örnek gösterelim.
Geçtiğimiz yılın okula dönüş kampanyasına hazırlanırken ABD merkezli perakende satış şirketi American Eagle, Z Kuşağı kitlesi için müziği en önemli tutku olarak belirledi. Şirket, sosyal medyanın etkisiyle ortaya çıkan trendleri içeren videolar oluşturmak için Addison Rae gibi YouTube içerik üreticileriyle iş birliği yaptı. American Eagle, kitlesiyle etkileşime geçmek amacıyla en popüler sanatçıları ve trend olan müzik zamanlarını belirlemek için “En İyi 100 Listesi”nden yararlandı. Bu stratejiyle markalı aramalar yüzde 23 oranında arttı ve ürün ilgisinde 10 kat artış sağlandı.
Kaynak: Think with Google